Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 17 Kemal Can: Adaylar arasında pek bir fark yok

29.07.2003 Vatan

Dışardan bir gözle ülkücü hareketi en yakından izleyen isimlerden olan araştırmacı-yazar Kemal Can ile ülkücü hareketin krizini ve MHP kongresini tartıştık:

Aday bolluğu neye işaret ediyor? Aydın-Ongun-Bahçeli arasında ne tür farklılıklar var?
Can:
Bu aday bolluğu, tıpkı Türkeş sonrasında da biraz daha küçük ölçekte yaşandığı gibi, asıl olarak yoğun bir ‘belirsizliğin’ işareti. Güçlü ve belirleyici kanatların ve lider adaylarının olmaması, Bahçeli döneminde ‘muhalefetin’ bir türlü toparlanamaması nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik, çok iddiasız olanlarda bile ‘seçenek’ olma cesaretini artırıyor. Üstelik bu seferki adaylar arasındaki idelojik farkların Türkeş sonrası kongre süreciyle karşılaştırıldığında çok daha belirsiz olduğu gibi, bu konulardaki vurguları da hayli cılız. En güçlü görünen Bahçeli ve çevresinin ideolojik iddiası çok çok zayıflamış durumda. İkinci ciddi aday gibi görünen Ramiz Ongun ise, çevresindeki ekiple birlikte değerlendirildiğinde ‘modası’ çok önce geçmiş, içeriksizleşmiş bir ‘geleneği’ temsil ediyor. Koray Aydın’ın da, güçlü ideolojik referanslar ürettiğini söylemek bir hayli güç. Bütün bu tabloda, parti içi iktidar için adaylara, diğer adaylara dönük negatif referanslara abanmak ve ‘birleştiricilik’ iddiası dışında pek bir şey kalmıyor.

Ülkü Ocakları'nın, Bahçeli lehine kongreye müdahale etmesi bekleniyor. Hatta 1997 Mayıs kongresinden daha sert olaylardan endişelenenler var. Muhtemel bir ‘kavgalı kongre’, bazı ülkücülerin dediği gibi ‘herşeyi bitirir’ mi?
Can:
Kavgalı, en azından hayli gergin bir kongre yaşanması büyük bir olasılık. Ancak, hareketin bitip bitmeyeceği, ki tamamen biteceği fikrine pek katılmıyorum, pek bu kavgalarla ilgili olmayacak. Kavgayı kimin kazanacağı gelecek açısından daha fazla belirleyici olacak gibi geliyor bana. Türkeş sonrası kavga büyük bir sıçramayla sonuçlanmıştı. Eğer sıkı ve güçlü tarafları olan bir kavga çıkarsa yine bir ‘canlanma’ yaratabilir. Fakat şimdiye kadar çıkan adaylar ve şimdiki temsil kalibiyetleri ‘verimli’ bir kavganın ipuçlarını vermiyor. Ya da en azından çıkacak kavganın ideolojik içeriği hayli muğlak olacak. Dolayısıyla fazla gürültülü ve galibi belirsiz bir kavga ciddi sarsıntılara yol açabilir. Özellikle de iç dengelerde önemli bir role sahip olan Ülkü Ocakları’nın pozisyonu açısından. Eğer çatışmanın şiddet dozu çok yüksek olursa, ki olabilir, iç kamuoyu açısından olmasa da genel kamuoyu açısından kalıcı bir dışlanma durumu oluşabilir, iç kamuoyunda da ‘kanlı’ kopuşlar başgösterebilir.

Ülkücü hareketin günümüzdeki krizi geçmiştekilerle kıyaslandığında nasıl bir gelecek tahmini yapılabilir?
Can:
Ülkücü hareketin en önemli krizi Türkeş’in ölümü sonrasında yaşandı. Ancak hareket bütün kavgaya gürültüye rağmen bu eşiği ‘başarılı’ biçimde geçti ve liderlik kurumunu nisbi olarak ‘korumayı’ başardı. Fakat bu seferki krizde, hareketin üzerinde yükseldiği lider-teşkilat-doktrin ayaklarının hepsinin birden çökmesi olasılığı var. İktidar deneyi travmasının üzerine gelecek bu sarsıntı ciddi ve kalıcı birtakım etkiler bırakacak. Ayrıca hareketin hem popülerliğini, hem de manevra-atak kalibiyetini yitirmiş olması da, bu krizin kolay atlatılamayacağını gösteriyor. Bütün bunlara rağmen, ülkücü hareketi vareden ana çekirdeği oluşturan temel toplumsal dinamiklerin ve ideolojik reflekslerin bu ülkeden tamamen silinmiş olduğunu düşünmek için bir neden bulunmaması, hareketin tam bir çözülme ve yokoluş sürecine girmeyeceğini düşündürüyor. Belki büzülerek, küçülerek ve hayli örselenmiş biçimde ve belki de birkaç parça halinde bu hareketin devam edeceği kanaatindeyim. Özellikle, gençlik tabanı ve dolayısıyla Ülkü Ocakları’nın öyle bir çırpıda dağılamayacak veya çözülemeyecek ölçüde geniş bir etkinlik ve örgütlülük ağı olduğunu not etmek gerekiyor.

DEVLET BAHÇELİ’NİN DANIŞMANI MERAL AKŞENER:

"Kongrede hiçbir sorun çıkmaz"

Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener, 3 Kasım’dan sonra Devlet Bahçeli’ye danışman olarak katkıda bulunuyor. Akşener, seçimi ve kongre sürecini şöyle anlatıyor: “Hükümet nedeniyle MHP’nin oy kaybetmesi bekleniyordu ama baraj altında kalacağını beklemiyordum doğrusu. Ama vatandaşın tercihine söylenecek bir şey yok. Bundan sonra tepeden tırnağa tüm partililer bunun nedenleri üzerine kafa yorup, eksiklerin giderilmesi, varsa yaraların sarılması için çalışmalı. Özellikle ana eksen olan ülkücü tabandan başlanarak arızalar giderilmeli. Partinin değişik kurullarında hem sonuçlar değerlendirildi, hem de partiyi daha ileriye götürebilecek projeler üzerinde kafa yoruldu. Bu arada kongreler de yapıldığı için, bütün bu değerlendirmelerin kamuoyu ile paylaşılmasında bazı eksikler olabilir. Büyük kongrede, beklenenin aksine herhangi bir problem yaşanmayacağını düşünüyorum. Çünkü partilerde her üyenin aday olma hakkı vardır. Bugüne kadar takip ettiğim kadarıyla, il ve ilçe kongrelerinde buna uyuldu, büyük kurultayda da bu demokratik hakka saygı gösterileceğini düşünüyorum. Önümüzde ciddi sorunlar var. Globalleşmeye, Kuzey Irak’a, AB’ye bakışımız nedir, ne olmalıdır? Eskiden üniversitelerde çok kişi, siyasi partilere girmez ama düşünceleriyle siyasileri beslerlerdi, bugün bu noktada bir zaaf var. Bir taraftan siyaset kurumu alabildiğine yaıpranmış durumda, diğer taraftan herkes milletvekili olabilmek için uğraşıyor. MHP’de siyaset yapmaya kalktığınızda hem entelektüel, hem bilimsel yönünüzü kaybedebiliyorsunuz.”

ÜLKÜCÜ YAZAR ALİ BAYKAN:

"Kolektif iradenin önü açılmalı"

Kendisini ülkücü hareketin “ideal askeri” olarak tanımlayan Ali Baykan’ın kaleminden MHP’de kongre süreci: “Ülkücülük kariyeri, MHP veya bağlı kuruluşlarında önemli görevlerde bulunmak ya da bulunmamakla ölçülmez. Şanlı hareketin tarihinde nice rütbesiz ve isimsiz kahraman vardır. Genel Başkan seçimi süreçinde rütbesi ve ünü olmayan ülkücülerin de söz hakkı vardır. Olmalıdır. Ülkü Ocakları Başkanı ülkücülerin oylarıyla seçilmez, MHP Genel Başkanı tarafından görevlendirilir. Bu sebeple onun söz ve düşüncelerinin ülkücülerin düşünceleri olarak takdim edilmesi doğru değildir. Bahçeli’nin halihazır kadrosunun onun aday olmasını istemesi pek tabiidir. Bu ‘körler sağırlar birbirini ağırlar’ gibidir. Mehmet Gül’e yakınındaki arkadaşları, ruhunu okşamak için ‘aday ol’ demiş olabilirler. Ama her genel kurul üyesi bu yasal hakkını kullanırsa ne olur? Yapılması gereken, 3.5 yıllık yönetimde MHP’yi söylemlerinden uzaklaştıran, bu uğurda teşkilatına zulmeden, partiyi tek başına yöneten zihniyetin tasfiye edilmesi, bunun yerine ‘kolektif irade’nin önünü açan tavır ve tasarrufların geliştirilmeye çalışılmasıdır. Bunu istediğini iddia edenler yanyana durmalıdır. İçlerinden birini ya da ortaklaşa belirledikleri bir kişiyi aday yapabilmelidirler.”

TABAN KONUŞUYOR

Milliyetçilik sevgiye dayanır
Türk milliyetçiliği kavramındaki Türk ifadesi ‘birlikte yaşama arzusu taşıyan insanlar topluluğu’ manasındadır. Irk, dil, din, mezhep v.s gibi ayrımcılık yaratan özellikler sözkonusu değildir. Coğrafi sınırları ise tüm dünya coğrafyasıdır. Milliyetçilik ise milletini sevmek ve gelişmesini, kalkınmasını arzu etmektir. Yani sevgiye dayanmaktadır. Başarısızlığın asıl sebebi günümüz gelişmelerinin bu ideolojik zeminde değerlendirilememesi ve buna uygun tavırların gösterilememesidir.
Halis Tamer Akı-Adana

Başbuğ olsa çoğunu kovardı
Devlet Bahçeli, göreve geldiği ilk zamanlarda Başbuğ’un her zaman yanında olan kadrolarla hareket etmedi ve onları dışladı. Muharrem Şemsek gibi hakiki ülkücüleri dışlamamalıydı. 18 Nisan seçimlerinden sonra da yanlış insanlarla yanlış politika uygulandı. Devlet Bey eğer biraz olgun hareket etseydi şu an başbakandı, ama fırsatları tepti. Ayrıca Başbuğ mezarından kalksa şu çatı altından birçok ismi kapı dışarı eder.
Fatih Aydın-Sakarya

Şapkayı önünüze koyup düşünün
Tüm başarısızlıklarına rağmen halen koltuklarını bırakmaya yanaşmayan ve bu uğurda il ve ilçe seçimlerinde her türlü ayak oyununu sergileyen genel başkan ve yardımcılarına sesleniyorum: rahmetli Türkeş’e ve tüm ülküdaşlara bunun hesabını ergeç vereceksiniz. Ülkücülerin oyunu bile alacağınız garanti değilken vatandaştan nasıl oy isteyeceksiniz? Bunun hesabını yapmanız ve şapkayı önünüze koymanız gerekir.
Ahmet Tamer-Yenimahalle

Gazete ve kanallarımız olmalı
Öncelikle basın-yayın organlarında fazla yer almak gerekmektedir. Bu da tüm kitlelere hitap edecek şekilde özel gazete, tv, dergiler aracılığıyla olur. Fikir yazıları, özel programlar milliyetçi çizgide olmalı, günlük haberler ve magazin haberleri herkesin okuyacağı şekilde olmalıdır.
Hasan Dervişoğlu-Vakfıkebir

15 yaşında bir gencim. MHP tabandan değiştirilmeli yani Ülkü Ocakları’ndan. Şimdiki gençliğimiz kavga dövüş düşkünü ve ülkücülük nedir bilmiyor. Bu gibi değişimler tabandan olmalı ve uzun vadede hesaplanmalı.
Mehmet Ok-Nevşehir

Miting konuşmaları anlaşılmıyordu
3 Kasım hatalarını şöyle sıralayabiliriz: Değerli büyüğümüz Enıs Öksüz’e sahip çıkılmadı. Genel başkanımız Ecevıt’in arkasında çok sessiz kaldı. Miting konuşmaları halkın anlayacağı dilden değildi ve çok hareketsizdi. Niçin sanatçılarımız o alanlarda değildi? Ozan Arif’i o kadar özledik ki!
Ethem-Gaziantep

AB’ye karşı çıkmak hataydı
İktidar bize yaramadı. Yönetim tabanın sesine kulak vermedi. MHP’nin kararlı imajı belki de hiç düzelmeyecek derecede zedelendi. Taviz veren, geri çekilen, susan hep MHP idi. MHP antitez olarak AB’si seçmişti, ama Türk halkı AB’yi ekonomik açıdan kurtuluş olarak gördüğü için bu geçerli olmadı.
İsmail Karaca-İstanbul

Titreyin ve kendinize dönün
Bahçeli cidden seviyeli ve ileri görüşlü bir devlet adamıdır. Ve iktidar ortaklığı esnasında yaptığı her işin arkasındadır. Karşısına başka bir adayın çıkması MHP’nin daha da kan kaybetmesine yol açacaktır. Bugün inanılmaz üzüntü duyuyor ve tüm ülkücülere ‘titre ve kendine dön, bu dava ölmez, ülkeni böyle başı boş bırakamazsın’ diyorum.
Beste Taşkeser-İstanbul

Bize tek bir kıvılcım yeter
Ülkücü hareket mücadele ruhunu yitirmiş durumda. Bize gereken sadece bir kıvılcım. Gördüğümüz anda onu ateşe çeviririz. Ama birlik ve beraberliğimizi de yitirdik. Adaylar ve yönetim ortak hareket eder, küskün ülkücüleri de parti çatısı altında toplarlarsa bu hareket şaha kalkar.
Osman Baran-Bingöl

Bütünleşmeden önce hesaplaşma şart
MHP bir işgal yaşamaktadır. Bu işgal hali sürdükçe gönderde üç hilalli bayrağı göremeyeceğiz. Ayrıca ülkücüler kendi aralarında bir hesaplaşma yaşamalıdır. Bütünleşmeden önce hesaplaşma şarttır.
Şeyh Hamit Akyüz-Malatya

Globalizmin panzehiri ülkücülüktür
Küreselleşmenin en önemli olumsuz sonuçlarından olan ‘kültürsüzleştirme ve kimliksizleştirme’nin panzehiri milliyetçilik ve ülkücülüktür. Milliyetçiliğin karşısında olanlar da besinlerini emperyalizmden almaktadır. Milleti adına hassasiyet duymayan bir toplumun duruşu teslimiyettir.
Erdem Turan-Bursa

Ülkümden soğudum, Başbuğumu özledim
Ülkücü, kuru kuruya ‘Kahrolsun Amerika’ veya ‘Kahrolsun Ermenistan’ diyen kişi değildir. Başörtülü insanları yarı yolda bırakan hiç değildir. Sadi Somuncuoğlu’nu döven-söven değildir. Yaz günü, kirli sakal, siyah takım elbise ve elde tespih dolaşan hiç değildir. Ülkümden soğudum, Başbuğum, özledim seni.
İsmail Candan-Kahramanlar

Aydın’ı seçmek ihanet olur
3 Kasım’da seçim yapılmasında etkili olan Koray Aydın genel başkan olmaya hazırlanıyor. Davamızda dürüstlük ilk sırada gelirken, bakanlığı döneminde biz ülkücülere ve vatanına yaptıklarıyla ön plana çıkan Aydın’ı genel başkan yapmak bu vatana en büyük ihanet olacaktır.
Tolga Atalay-Ankara

Bitkisel hayattayız, şok lazım
Ülkücüler şu anda bitkisel hayatta. Tekrar canlanmaları için ani bir şok lazım. Kendilerini dev aynasında gören, gökten zembille inenler yüzünden bu hale geldiler. Dün sokaklarda, kelle koltukta sabahladık. Ama partiye dün katılanlar bizi kapısının önüne bile yaklaştırmadı. Bizce kutsal sayılan polisi tokatlayan milletvekili hangi ülkücüden oy bekledi?
İsmail Deniz

İmajı bozanlar hoşgörüldü
Bana göre MHP’yi iktidarda eriten konuların en önde gelenlerinden biri, parti yönetiminin, olumlu yönde gelişen MHP imajını kamuoyu önünde değişik nedenlerle sürekli olarak yıpratan Koray Aydın, Cemal Enginyurt, Hüsnü Yusuf Gökalp, Osman Durmuş, Ahmet Çakar, Mehmet Gül, Enis Öksüz gibi isimlere adeta çanak tutar biçimde hoşgörülü yaklaşımı olmuştur.
Melih Özmen-Ankara



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 1 Sanki Türkeş 3 Kasım’da öldü 13.07.2003
2 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 2 Milliyetçilik ‘out’ millicilik ‘in’ 14.07.2003
3 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 3 Herkes merakla bekliyor: Bahçeli yeniden aday olacak mı? 15.07.2003
4 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 4 Ramiz Ongun yeniden MHP genel başkanlığına aday 16.07.2003
5 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 5 Koray Aydın: "Değişimin önünde duramayacaklar" 17.07.2003
6 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 6 Ümit Özdağ: Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp’in bile çok gerisindeler 18.07.2003
7 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 7 Namık Kemal Zeybek: Başarılma şansı düşük, ama sıfır da değil 19.07.2003
8 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 8 Muhsin Yazıcıoğlu: MHP yakaladığı fırsatı hovarda gibi harcadı 20.07.2003
9 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 9 Tuğrul Türkeş: ATP olarak 3 Kasım’da yenilmedik 21.07.2003
10 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 10 Yılma Durak: Parti içi demokrasi şart 22.07.2003
11 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 11 Atilla Kaya: Çizgisi kırık olan aday olmasın 23.07.2003
12 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 12 Ozan Arif: Bahçeli gönüldaşlarına aslan Ecevit'e Siyam kedisi kesildi 24.07.2003
13 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 13 Musa Serdar Çelebi: Ümidimiz MHP’nin ehil ellere geçmesi 25.07.2003
14 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 14 Sadi Somuncuoğlu: Bu olayla MHP millet vicdanında mahkum oldu 26.07.2003
15 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 15 Cüneyt Öztürk: Kişiler değil programlar yarışsın 27.07.2003
16 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 16 Muharrem Şemsek: MHP devlet çarkının parçası oldu 28.07.2003
17 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 17 Kemal Can: Adaylar arasında pek bir fark yok 29.07.2003
18 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 18 Süleyman Seyfi Öğün: MHP merkezi seçti ve kaybetti 30.07.2003
19 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 19 Değişim zorunlu ama çok zor 31.07.2003

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı