Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 15 Cüneyt Öztürk: Kişiler değil programlar yarışsın

27.07.2003 Vatan

MHP’nin seçimlerden yenik çıkmasının hemen ardından, genel başkan adayları ve onların ekipleri, yaklaşık bir yıl sonra yapılacak kongre için kolları sıvadı. Bu arada genellikle 1980 sonrası parti ve ocaklarda değişik kademelerde çalışmış küçük bir grup, ülkücü camianın alışık olmadığı bir insiyatif başlattı. Futbolda üç büyüklerin yaptığı “arama konferansları”nı andıran bu hareket kendine Alelma ismini seçti. Alelmacılar, uzun bir broşür hazırlayıp hareketin önde gelenlerini 22 Aralık 2002 günü Ankara Ticaret Odası’nda biraraya gelmeye çağırdılar. Ardından 11-12 Ocak 2003’de Afyon’da toplanıldı ve ülkücü hareketin krizini nasıl aşabileceği tartışıldı.
Kongrenin yaklaşmasıyla faaliyetleri ve etkisi artan Alelma’yı sözcülerinden Cüneyt Öztürk anlatıyor: “Biz kongreler mücadelesini bir amaç olarak görmüyoruz. Koyduğumuz vizyon 12 Ekim sonrasına yöneliktir. 12 Ekim’de yapılacak kongre ancak bu vizyona yönelik bir ara hedef olarak değerlendirilebilir. Biz kesinlikle Türkiye’nin geleceğinde MHP’nin önemli fonksiyonları yerine getireceğine inanmaktayız. ‘Lider ülke Türkiye’ hedefinin gerçekleştirilmesine yönelik bir bakış açısı partiye hakim olduğunda zaten kongrelerde oluşacak yapılar da bu amacı gerçekleştirebilecek nitelikte olacaktır. Toplantılarımızda ön plana çıkarmaya çalıştığımız husus, yaşanacak mücadelenin kişiler mücadelesi değil, programlar mücadelesi olmasıdır. Elbette genel başkan adayları etrafında aşırı politize olmuş ve reel siyaset adı altında temel değerlere aykırı tavırlar sergileyen ve dolayısıyla dışlamacı yaklaşımlar gösteren azınlıklar söz konusudur. Ancak çalışmalarımızın başından bugüne kadar aldığımız tepkiler ülkücü hareketin yarınlardan oldukça ümitli olduğunu, geleceğin büyük Türkiyesini kurma idealine yönelik şevk ve heyecanını aynı derecede muhafaza ettiğini göstermektedir. Yoğun reel siyaset atmosferlerinde bir diğerini yok etme pahasına bir mücadeleden haz almayan bu kitle gerekirse Türkeş’in Yeni Delhi’den dönüşünü sabırla bekleyecek gibi görünmektedir. İşte Al Elma bu kitlenin sesi olmaya aday, talepleri ve beklentileri, muhtemel genel başkana bu günden iletmekle kendini görevli sayan, özeleştirisini bütün şeffaflığıyla gerçekleştiren ama eleştirisini yaparken de çözüm önerilerini sunan bir çalışmadır. Yaklaşımı sorun odaklı değil çözüm odaklıdır. Ayrıştırıcı değil birleştiricidir. Çünkü kenetlenmenin oluşturacağı sinerjiye şiddetle inanmaktadır.” Alelma’nın yedi ilkesi
1. İç siyasi rekabete katılan bir grup haline gelmemek,
2. Çalışmamıza katılan veya sınırlı katkıda bulunan bireylerin, parti içi rekabette bulunan şahıs veya gruplarla kişisel ilişkilerinde bağımsızlığına saygı göstermek,
3. Gruplardan herhangi biri ile, ülkücülük bağı dışında organik bir ilinti içinde bulunmamak,
4. Parti üstü, hatta gruplar üstü bir konum vehmine kapılmamak,
5. Parti dışı bir yapılanma izlenimi uyandırmamak,
6. Dolaylı veya dolaysız yönlendirmelere açık olmamak
7. Her durumda yüzde yüz şeffaf olmak, hiçbir etkinliğimizi herhangi bir ülkücü kurum veya kişiden saklı tutmamak

MHP’NİN MUHTEMEL ADAYLARINDAN HASAN ALBAY

"Çok oy alacağız diye bizi kandırdılar"

MHP’de genel başkan adaylığına hazırlandığı söylenen isimlerden biri de Hasan Albay. Uzun yıllar partinin değişik kademelerinde görev yapan Albay, kırkbeş ilde MHP’lilerle yüz yüze temaslarda bulundu. “İl kongreleri sonunda arkadaşlarla durumu değerlendirip gereğini yapacağız” diyen Albay’ın görüşleri özetle şöyle: “MHP 19 Nisan sonrası iktidar ortağı olduktan 3 Kasım’a kadar kendi misyonunu terk etmiştir. Halka karşı taahhütlerini yerine getirememiştir, yolsuzluklarla ve rüşvetle mücadele edememiştir. Devleti soyanlardan hesap soramamıştır Şimdi MHP’li bakanlar yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıyadır. Terör, PKK, Avrupa Birliği ve Kıbrıs konusunda ülkücü misyonun gerektirdiği gayreti gösterememiştir. Meclis başkanlık kürsüsünde bir MHP’li başkan otururken TBMM, PKK’nın isteklerini uyum yasaları adı altında kanun haline getirmiştir. Aynı meclis, aynı başkan bir af yasası çıkarmış, MHP istemediği affa evet demiş, fakat MHP’liler af kapsamı dışında kalmıştır. Mersin Milletvekili Ali Güngör’ün ihracı bu af adaletsizliğinin devamıdır. Başarısızlığı ve gafleti alkışlamadığı için Ozan Arif aforoz edildi. Ozan Arif halkın ve ülkücülerin gönlünde en yüksek makamdadır. 3 Kasım seçimleri niçin yapılmıştır? Bizleri çok oy alacağımıza inandırarak biri mi kandırdı? Yoksa yüzde 8.5 oy alacağımızı bilerek mi seçime gittik? Doğrusu kandırılmış olmayı tercih ederiz. Çevresinde saltanat sürenler saltanatlarının devamı için Bahçeli’nin genel başkanlığı sürdürmesini istiyor. Şunu bilsinler ki ne Bahçeli ile ne de Bahçelisiz bir daha asla o saltanata erişemeyecekler. Bunlardan biri de Osman Durmuş’tur. Bakanlığını devretmeye bir hafta kala ilaca niçin zam yaptığını ülkücüler anlayabilmiş değiller. MHP’nin yönetim kadrosu ve bakanları halktan ve ülkücü tabandan özür dilemeliler. Şu anda, MHP genel başkanlığına adayım diyen veya aday gibi görünenlerde partiyi iktidara taşıyacak ve güçlü kalkınmış refah içinde bir ülke yaratacak iradeyi görmüyorum. Ama partinin yetişmiş kadroları MHP’yi alternatifsiz bırakmayacaktır. Biz de MHP tabanını alternatifsiz bırakarak yanlış bir seçim yapmasına seyirci kalmayacağız.”

MHP MYK ÜYESİ HALUK PİRİMOĞLU

"Sözümüzün eriyiz dedik, tutamadık"

1970’lerdeki “eğitimciler” grubunda yer alan Ömer Haluk Pirimoğlu 1980 sonrasında MHP’de üst düzey görevler üstlendi. Halen Merkez Yönetim Kurulu üyesi olan Pirimoğlu, MHP’nin krizini şöyle değerlendirdi: “18 Nisan 1999 seçim sonuçlarını süpriz görenlerin unuttuğu bir şey var. Biz merhum Başbuğ Türkeş’in vefatından önce seçim çalışmalarını başlatmıştık. 1996 sonunda yapılan belediye seçimlerinde yüzde 19 oyumuz vardı. Ve ‘biz sözümüzün eriyiz’ sloganını gündeme getirip, Türk milletinin hizmetine hazır olduğumuzu belirtmiştik. Nitekim 18 Nisan’da seçmen önüne çıkarken ‘biz sözümüzün eriyiz’ sözünü Türk insanına senet olarak sunduk. Ancak 3,5 yıllık iktidar döneminde Türk milliyetçiliği çizgisinden uzaklaştığımız gibi, başta kendi tabanımız olmak üzere, millete verdiğimiz sözü yerine getiremedik. Tüm insanlarımızı kucaklamayı ihmal ettik. Kendi değerlerimizden uzaklaştık. ‘Merkez’ gibi içini dolduramadığımız garip bir anlayışa sarıldık. Bu olumsuz tablo 40 yıllık hareketimizi baraj altına itti. ‘Dürüst-ilkeli lider’ olarak Türk milletinin önüne çıkardığımız Sayın Bahçeli ‘MHP oyları bir puan aşağı inerse istifa ederim’ sözünü yerine getirerek 3 Kasım gecesi çekileceğini ilan etti. Sözünü tutacağına inanıyorum. Devlet Bey sözünün eridir. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Ama aday olursa o salondaki manzarayı gözümde canlandırıyorum. Ülkücüler ağızdan çıkan sözü muteber sayacaktır. Kan ve gözyaşı üzerinde kurulmuş hareketimizin ateş çemberinden geçen mensupları davalarına sahip çıkacaktır. Ülkücüler bir yere gitmiş değil, sadece kırgınlar. Kendi iç dinamiklerini harekete geçirecek bir işaret bekliyorlar. Türkiyemizi müstemleke konumuna iten yasalar Meclis’ten geçtikçe uykuları kaçıyor. Irak’ta Mehmetçiğimizin başına çuval geçirildiğinde kafasına paslı çiviler çakılıyor. Teşkilat yapımızdaki hiyerarşik zincir yüzünden meydanlara inip Türk milletinin öfkesini dile getiremiyor. Kıbrıs, Azerbaycan, Bosna olayları sırasında meydanları dolduran yüzbinler dünkü vakur tepkilerini yarın taşların yerine oturmasıyla yeniden sergileyecektir.”

TABAN KONUŞUYOR

Başarısız olan istifa etmeli
Artık modern demokrasilerde bir gelenek haline gelmiş olan şey, başarısız olan genel başkan ve kurmay ekibinin hemen görevlerinden ayrılmalarıdır. Ehliyet, liyakat, güven ve kariyer sahibi yeni bir lider ve kurmay heyetiyle tüm milliyetçi-muhafazakar ekip bir çatı altında birleşmelidir. 3 Kasım seçimlerinde halkımız bu doğru yolu göstermiştir.
Bekir Dizdar

Bahçeli sorumlulardan hesap sormalıydı
Bana göre parti içi yapılaşmada yanlışlık var. Sayın Bahçeli çevresindeki arkadaşlarını yanlış seçti. 3 Kasım akşamı sorumluluğu üzerine alacağına sorumlulardan hesap sormalıydı. İstifası hiçbir şey ifade etmiyor.
Adnan Meçu-Çanakkale

Delegelerin çizgisi sağlam mı?
Ülkü Ocakları Başkanı'nın beyanı çok doğrudur. Çizgisi kırık olan kişilerin aday olmaması lazım. Aday olsa bile ülkücü irade onlara tamah etmez. Peki oy kullanmaya Ankara'ya gelecek 81 ile ait delegelerin çizgisi sağlam mı? Bir diğer husus, suyun başında duranlar hep suya yön vermekteler. Biliyorum ki bütün illerin il başkanları, ilçe başkanları ve delegeleri seçilirken bana göre küçük, negatif siyasetler yapılmıştır. Bu maalesef seçim sistemimizin açık hileleridir. Peki bu küçük hileler demokrasiye uygun mudur. Levent Sürek-Samsun

Lider değil organizatör yönetici
Demokrasiyi değer olarak benimsemek yetmez, yöntem ve eylem olarak da uygulamak lazım. Yanlız devlete lazım olan milliyetçilik değil, millete lazım olan milliyetçilik yapmalı. Yanlız devleti ve görevlisini değil milleti koruyan hukuk. Milleti tehdit eden değil hizmet eden yönetim. Yönetenlere değil millete lazım olan demokrasi. Sistemin değil milletin istediği parti. Devlet, din, dil, ırk, mezhep, bölge yerine ülke milliyetçiliği. Ulusal güvenliğin yanında bireyin güvenliğini de savunalım. Başbuğ’dan sonra lider değil organizatör yönetici aramalıyız.
Ekrem Pazarcı-Seyhan

Partim beni müdürlükten aldı
Yıllarca bu büyük davanın neferliğini yaparak ezildim horlandım ama yılmadım. En büyük acım MHP iktidarı döneminde müdürlük görevinden alınmış olmam oldu. 3 Kasım seçimlerine kadar başım önümde gezmek zorunda kaldım. Bunca çileye karşın hala umudumu yitirmiş değilim. Basiretsiz ve benlik kompleksine kapılmış, ülkücü iradenin alçak gönüllüğünden nasibini almamış hatta ülkücü olamamış insanların acilen bu partinin çatısının altından uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu konuda en büyük yetki Genel Merkez delegelerine düşmektedir.
Kemal Usta

Hayallerimiz ve umutlarımız yıkıldı
Sonuç aşağı yukarı belli olmuş, Sayın Bahçeli ekranda, soru: ‘Sonuç hakkında ne söyleyeceksiniz?’ Bizler heyecanlı birkaç cümle beklerken, ‘Lider’in cevabı kısa, duygusuz ve buz gibi: ‘Yarın basın açıklaması yapılacak.’ Donduk kaldık. 20’li yaşlardaki oğlum, Kürşat'ım bile çok şeyler söylerdi. Ve bu suskunluk yıkıma kadar devam etti. Konuşmak isteyen de engellendi. 3 Kasım sadece MHP’nin değil ona meyleden milyonlarca Türk milliyetçisinin de hayallerinin ve umutlarının yıkımı oldu.
Ünal Azerhan-İstanbul

Yeni bir Türkeş bekliyoruz
Ülkücüler, herbiri küskün ama hala içlerindeki ülkü sevdasıyla 21. yüzyıla yakışan, karizmatik, fikir üreten, yöneten liderlerini bekliyor. Konuşan, konuştuğu dinlenen liderlerini bekliyor.Kendilerini yok farzetmeyecek, transfer ülkücülerine rağbet etmeyen liderlerini bekliyor. Artık gerçekleri gören liderlerini bekliyor. Ülkücüler (belki hayal ama) bir Alparslan Türkeş bekliyor.
Sezgin Yıldırım-İstanbul

Listelere çok profesör koydular
Seçim meydanlarında uzun nutuklarını dinlediğimiz ve bıkkınlık getirdiğimiz çok meşhur proflar, doçentler... En büyük yanlış bu. Sayın Bahçeli bu etiketli devlet adamlarıyla seçimlerde başarı da kazanacağını umuyor. Bunların hepsi listelerin top 10 numarasını parsellemişler. Elbette hükümet olma iddiasında olan bir parti eğitim görmüş, isim yapmış insanlardan yararlanacaktır. Bunların partide belirli ağırlıkta olması da gerekmektedir. Ama işin dozunu ayarlayamamıştır.
Cem Kuloğlu

MHP için çalıştık, sonuç sıfır
Eşim ve ben öğrencilik hayatımız boyunca ülkücüydük. 1999'da MHP iktidarı için çalıştık ama sonuç sıfır. Okul ve iş hayatında ülkücüyüz diye eziliyorduk, MHP daha beter yaptı. Ülkücülügün ü’sünden anlamayan, zamana göre kılıf değiştiren bukelamunları, işten anlamayanları başımıza müdür yaptı. Yaşasın biz hala ülkücüyüz. Davayı çıkar uğruna satanlar düşünsün.
Tülay Aytekin-İstanbul

Şehitlerimizin kemikleri sızlıyor
Ruhi Kılıçkıran ile başlayan, Dursun Önkuzu, Gün Sazak, Ercüment Yahnici, Suat Kürşat ve diğer yüzlercesinin katıldığı ülkücü şehitler kervanında yer alan aziz şehitlerimizin kemikleri sızlıyor. Onlar bu vatan uğruna canlarını verdiler, oysa şimdi ülkücü hareket adeta paslanmış gibi. Kendimize gelip Türk-İslam milliyetçileri olduğumuzu hatırlayıp ona göre davranmalıyız.
Sadi Saçak–İstanbul



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 1 Sanki Türkeş 3 Kasım’da öldü 13.07.2003
2 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 2 Milliyetçilik ‘out’ millicilik ‘in’ 14.07.2003
3 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 3 Herkes merakla bekliyor: Bahçeli yeniden aday olacak mı? 15.07.2003
4 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 4 Ramiz Ongun yeniden MHP genel başkanlığına aday 16.07.2003
5 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 5 Koray Aydın: "Değişimin önünde duramayacaklar" 17.07.2003
6 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 6 Ümit Özdağ: Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp’in bile çok gerisindeler 18.07.2003
7 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 7 Namık Kemal Zeybek: Başarılma şansı düşük, ama sıfır da değil 19.07.2003
8 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 8 Muhsin Yazıcıoğlu: MHP yakaladığı fırsatı hovarda gibi harcadı 20.07.2003
9 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 9 Tuğrul Türkeş: ATP olarak 3 Kasım’da yenilmedik 21.07.2003
10 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 10 Yılma Durak: Parti içi demokrasi şart 22.07.2003
11 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 11 Atilla Kaya: Çizgisi kırık olan aday olmasın 23.07.2003
12 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 12 Ozan Arif: Bahçeli gönüldaşlarına aslan Ecevit'e Siyam kedisi kesildi 24.07.2003
13 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 13 Musa Serdar Çelebi: Ümidimiz MHP’nin ehil ellere geçmesi 25.07.2003
14 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 14 Sadi Somuncuoğlu: Bu olayla MHP millet vicdanında mahkum oldu 26.07.2003
15 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 15 Cüneyt Öztürk: Kişiler değil programlar yarışsın 27.07.2003
16 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 16 Muharrem Şemsek: MHP devlet çarkının parçası oldu 28.07.2003
17 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 17 Kemal Can: Adaylar arasında pek bir fark yok 29.07.2003
18 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 18 Süleyman Seyfi Öğün: MHP merkezi seçti ve kaybetti 30.07.2003
19 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 19 Değişim zorunlu ama çok zor 31.07.2003

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı