Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 11 Atilla Kaya: Çizgisi kırık olan aday olmasın

23.07.2003 Vatan

Devlet Bahçeli’ye muhalif olan MHP’lilerin büyük kısmı 12 Ekim Kongresi’nin, 18 Mayıs 1997’deki gibi olaylı geçme ihtimalinin olduğunu söylüyor ve altı yıl önce olduğu gibi yine Ülkü Ocakları’nı işaret ediyorlar. Ve hep iki isim telaffuz ediliyor. Başkan Atilla Kaya ile yardımcısı Alişan Satılmış. Balgat’taki yeni Genel Merkez binalarında Atilla Kaya ile yaptığımız söyleşi sırasında Satılmış da bulunuyordu. Ve işte suçlamalara yanıtları:

Kongrenin olaylı geçeceğinden endişelenenler var ve adres olarak da Ülkü Ocakları’nı gösteriyorlar...
Kaya:
Bazıları 1997 kongresine bakarak bizim de bu kongreye müdahale edeceğimiz beklentisi içinde olabilirler veya birileri böyle bir hava oluşturmak isteyebilir. Ama biz Ülkü Ocakları olarak ülkücü iradenin ortaya koyacağı her türlü tercihe ve tavıra saygılı bir kurumuz. Etkileyebileceğiz insanlar nezdinde bir yönlendirme yapmamız doğaldır. Kuşkusuz bazı önceliklerimiz var. Mesela Aytekin Yıldırım adlı şahıs adaylığını açıklamış durumda, ama bizim bildiğimiz bu arkadaş uzun yıllardan beri ülkücü hareketin dışındadır ve son seçimde de AKP’den Mersin’de aday adayı olmuştur. AKP gibi, ideolojik olarak MHP’yle zıt bir partiden aday adaylığını sindirebilen birinin MHP’nin genel başkanlığına aday olmasını ülkücü hareketin kabullenmesi mümkün değil. Eğer aday olursa hareket kanımca ona gereken dersi verecektir.

Bazı ocak yöneticilerine atfedilen çok sert ifadeler var...
Kaya:
Bizim yaklaşımımız açık. Fakat bizi biraz manipüle etmek istiyorlar. ‘Şöyle dediler, böyle yapacaklar’ diyorlar. Biz onların dediği gibi tahammülsüz olsaydık çoktan bazı şeyler yaşanmış olurdu. Mesela 3 Kasım’ı tartışıyor birisi ve olayı Devlet Bahçeli’nin çocuğu olmamasına bağlıyor. Bunun ne alakası var şimdi? Hem böyle yapıp hem de ‘Aman, sakın böyle şeyler olmasın’ diyor.

Bahçeli’den yana açık tavır alıyorsunuz. Neden?
Kaya:
Türkiye’nin birçok yerini dolaşıyor ve hem partililerle, hem ocaklılarla sohbet ediyoruz. Genelde ortak kararın bu olduğunu görüyoruz. Özellikle iktidar dönemindeki eksiklere, yanlışlara, hatalara rağmen MHP’ye oy ve gönül vermiş insanlar yüzde 90 oranında Devlet Bahçeli üzerinde ittifak yapıyor. Böyle bir dönemde MHP’nin herhangi bir şaibeyi taşıması mümkün değil. Diğer taraftan, MHP’den uzun süre uzak kalan, hatta iktidar döneminde MHP’yi yıpratmak için elinden gelen her türlü faaliyeti, gayreti ortaya koyan insanların yarın kendi nefislerine ve bazılarının yönlendirmesine kapılarak aday olmaları durumunda ülkücü hareket bu şahıslarla ilgili gereken değerlendirmeyi yapar.

Yani adaylar için bazı kriterleriniz var...
Kaya:
Tabii ki. Bir kere şaibesiz olacak. Ardından çizgisinde kırıklık olmayacak. Ülkücülük ara verilip, daha sonra bir yerlere gidilip nihayet tekrar gelinebilecek bir hareket değil. Dün, bugün ve yarın ekseninde devamlılık arz eden bir çizgidir. Ülkücülüğün dününde varsın, diyelim ki 1980’e kadar varsın, sonra hiç yoksun piyasada. Yani gelip MHP’de ülkücülere bir özeleştiride bulunmak suretiyle partinin divanına girebilirsin, merkez yönetiminde yer alabilir, hatta bakan bile olabilirsin. Ama, MHP’den başka bir partiden aday adayı olmuşsan, başka bir partiden milletvekilliğine başvurmuşsan gelip MHP’ye genel başkan olamazsın. Bu bizim ölçümüzdür.

Devlet Bahçeli aday olmayacağını söylemişti...
Kaya:
Bu Genel Başkan’ın bir tercihidir. O gün o şartlarda böyle bir açıklama yaptı. Bir de ülkücü hareketin, ülkücü iradenin tercihi olacaktır. Ve ben Genel Başkan’ın da kendi şahsi tercihinden ziyade ülkücü hareketin iradesini ve tercihini dikkate alacağına inanıyorum. O açıklamasından sonra bütün illerden, herhangi bir organizasyon olmadan otobüslerle partililer, ülküdaşlarımız akın akın Ankara’ya gelmiş tercihinden vazgeçmesi için kendisine baskı yapmışlardır.

Tabanda bakanlardan çok şikayet var...
Kaya:
Yetki alan, bakanlık yapan, görevi gelen insanlarımız ülkücü hareketin beklentilerini karşılama noktasında yetersiz kaldılar. Hatta ülkücüleri biraz dışlayan, horgören yani ne oldum delisi anlayışı içerisinde oldular. ‘Bu koltuğa geldim bir daha gitmem anlayışı çerçevesinde, biraz da bazı kesimlere hoş görünme kaygısıyla kendi tabanımızı, kendi insanımızı, her şeyini varıyla, yoğuyla, yıllarını bu harekete vermiş insanları mağdur ettik.

1997’DEKİ OLAYLI KONGREYİ KAHRAMANI AZMİ KARAMAHMUTOĞLU YORUMLUYOR:

"Pişman değilim. O sayede MHP’nin oyu arttı"

Kamuoyu onu “Hainler için yaşasın illegalite” sözleriyle tanıdı. Azmi Karamahmutoğlu, ülkücü bir gençlik lideri oalarak Alparslan Türkeş’in ölümünden sonra 18 Mayıs 1997’de yapılan MHP Kongresi’nde Tuğrul Türkeş’i destekliyordu. Bazı adayların Devlet bahçeli leyhine yarıştan çekilmesi üzerine “Artık söz yok eylem var” diye kürsüye fırlayan Karamahmutoğlu’nun şu sözleri de tarihe geçti: “Ya örs olacaksınız ya çekiç, aradaki demir olmayacaksınız.” Karamahmutoğlu, 1998’de Tuğrul Türkeş başkanlığında kurulan ATP’de genel başkan yardımcısı oldu. 3 Kasım’da DYP listesinden seçime girdi ve bu yılın Şubat ayında MHP’ye tekrar üye oldu. Ülkücülerin MHP’de toplanması gerektiğini düşünen ve kongre sürecinde herhangi bir aday lehine herhangi bir tasarrufta bulunmayacağını belirten Karamahmutoğlu, MHP’nin o tarihi gününü Vatan’a şöyle anlattı:

18 Mayıs 1997 günü ne oldu?
Karamahmutoğlu:
Bu aslında aile içinde bir olaydır. O günkü MHP kongresinde, ikinci tur oylamalar sürerken bazı adaylar kürsüye çıkıp Devlet Bahçeli lehine adaylıktan çekildiklerini açıkladılar ve onu genel başkan olarak ilan ettiler. Kongre işleyişini bozan, kürsüyü işgal eden bu despotlara karşı tavır alındı. Ben bir konuşma yaptım ve ardından bilinen olaylar yaşandı. Fakat hiçbir partilinin burnu kanamadı, sadece kongre iptal edildi. Bu arbedenin biriyle sembolize edilmesi gerekiyordu, o da ben oldum. Halbuki o sırada Ülkü Ocakları Genel Başkanı bile değildim, ama olaylar benimle anıldı. Bundan rahatsız olmuş değilim. Ama ülkücü hareketin yarısı orada yaşananları tasvip etmemişse, diğer yarısı onaylamıştır.

Hâlâ o gün konuşuluyor ve önümüzdeki kongrenin de kavgalı geçmesinden endişelenenler var.
Karamahmutoğlu:
O gün yaşanan olaylar için üzgün olmuşumdur, ama pişman değilim. Bizim o zamanki tartışmamız, iddiamızın bir göstergesiydi. Mesela sonraki iki kongre silik ve renksiz geçmiştir. Kaldı ki o kongredeki tartışmaların zararlı gösterilmesini de doğru bulmuyorum. 18 Mayıs MHP’ye ivme kazandırdı. Bazı arkadaşlar ‘oylarımızın yarısı gitti’ dediler ama yapılan ilk seçimde yüzde 18 oyla iktidar oldular. Çünkü o kongreyle birlikte MHP ve milliyetçilik gündeme geldi ve günlerce tartışıldı. MHP bir kapalı kutu olmaktan çıkmıştır.

37 yaşındasınız ve yeni kuşak gençlik lideri olarak tanınan birkaç kişiden birisiniz. Neden?
Karamahmutoğlu:
Ülkücü hareketin referansı hep 1970’lerin çatışma ortamı oldu. Motivasyon böyle olunca insan kaynağı da aynı dönemden olacaktır. Artık bunun aşılması gerekiyor. Çünkü o günün şartlarını bugün anlatarak siyaset yapamazsınız. Ülkenin ihtiyaçları çok değişti. Buna göre politikalar geliştirilmeli ve yeni kadrolar bulunmalı. Şu an içinde bulunduğumuz durağanlık ve yılgınlığı ancak 1980 kuşağının aktif katkısıyla aşabiliriz. ‘Ağabey’ hatta ‘baba’ konumundaki kadroları bu hükümet döneminde denedik. Sanırım hareket içerisinde bir kuşak yenilenmesi gerekiyor.

Önümüzdeki kongrede kavga çıkarsa ne olur?
Karamahmutoğlu:
Yetkili olanlar, kimlerin aday olabileceğine ilişkin birtakım sınırlamalar getiriyorlar. Bu durumda kongre demokratik olmaz. Olay çıkma kaygısı iki ihtimale kapı aralıyor: 1) Peşinen böyle bir kaygıyla gelecekleri için en ufak bir kıvılcım havayı elektriklendirir. 2) Ya da böyle bir endişe olduğu için herkes birbirine itidal tavsiye eder. 18 Mayıs kongresinde hiç böyle bir endişe yoktu ama olaylar kendiliğinden patlak vermişti.

Ülkücü hareket krizini aşabilecek mi?
Karamahmutoğlu:
Rahmetli Başbuğ’dan sonra MHP’nin kendi adına sivil siyaset üretemedi. MHP’nin sorunu, devlet karşısındaki konumunu belirleyemeyişinde yatıyor. MHP genel başkanı, devlet koridorlarında değil sokaklarda topuk aşındırmış bir kişi olmalı. MHP milliyetçiliğin öznesi olarak devleti değil de milleti almalıdır. Sivil siyasetini sivil yöneticileriyle oluşturmalı ve sivil bir Türk milliyetçiliği geliştirmelidir. Devletten icazetli, ipotek altındaki bir milliyetçilik, zaten başaşağı gitmekte olan hareketi daha da aşağılara sürükler.

TABAN KONUŞUYOR

Bilge kişi Zeybek olabilir
Başbuğ'un yerini dolduracak lider zor bulunur. Ama partimizin milletimizle bütünleştirecek bilge kişi Namık Kemal Zeybek olabilir. Partinin küçülmesinde payı olanlar aday olmamalı.
Kara Doğan-Mardin

Ocaklara yeni içerik verelim
Asıl mesele MHP teşkilatlarından ziyade ülkücülük ve Ülkü Ocakları ile ilgilidir. Ülkede komünizm tehlikesi ortadan kalkınca ülkücülük de işlevini yitirmeye başladı.Bu nedenle ülkücülük ve ülkü ocakları ya ortadan kaldırılmalı ya da içleri bir daha hiç boşalmayacak şekilde doldurulmalıdır.
Yasin Akyol-Konya

Şimdi tek başına iktidardık
Biz ülkücüler bu ülkeyi karşılıksız sevdik. 3 Kasım’daki mağlubiyetimiz bizi durdurmamalı, aksine perçinlemelidir. Bu ülke için yaptıklarımız yapacaklarımızın bir parçasıdır. Devlet Bey DSP ile koalisyon yapmasaydı şimdi tek başına iktidar olan bizdik. Ama tek suçlu da Devlet Bey değil, hepimiziz. Millete derdimizi anlatamadık. Ama sağlık olsun. Bir dahaki seçimlerde inşallah tek başına iktidar olarak Meclis’e gireceğiz.
Mustafa Yılmaz-Ilgın

Küstürülenleri geri çağıralım
Biz polemik bilmeyiz. Doğruya doğru eğriye eğri deriz. MHP’nin iktidar dönemi biz ülkücüler için maalesef başımızı öne düşüren, yüreğimizi kanatan acı bir dönem olmuştur. Kimseyi suçlamıyorum. O geride kaldı. Biz önümüze bakmak zorundayız. Birçok ülkücü küstürüldü. Kendilerini geri çağıralım. Hareketin gerçek sahipleri ayağa kalkmalı ve zafer bayrağını dalgalandırmalıdır.
Nuri Uzuner-Ankara

Tek yürek tek yumruk
Ülkücüler liderleri etrafında kenetlenir, vatanları ve davaları için tek yürek tek yumruk olurlar. İçimizde meydana gelmiş veya gelecek ufak tefek anlaşmazlıklar bizi ilgilendirir. Kimse bu tür uyuşmazlıklara bakıp sevinmesin. Kim derse ki ‘Ülkücüler davalarına, liderlerine, partilerine, ocaklarına sırtlarını dönmüş başka çıkış noktaları arıyor’, külliyen yalan söylüyordur. Bu iftiradır, nifaktır. T
ahsin Emre Yavaş-Marmara Adası

Milliyetçilik ruhunu körelttiler
MHP yapamayacağı sözleri vermemeliydi. Apo ve başörtüsü konuları sonun başlangıcı olmuştur. İlk kez oy kullanıp MHP’ye vermiştim. Bir gazi olarak verilen sözler benim için çok önemliydi. MHP’liler şehit ve gazi ailelerinin önemini, bu insanların milyonları etkileyebileceğini tam kavrayamamış olmalı. MHP’li milletvekilleri bizlerdeki milliyetçilik ruhunu maalesef köreltmişlerdir. Sadece kendilerini düşünmüşlerdir. Tıpkı Koray Aydın gibi.
Musa İrez-Isparta

Bahçeli partiyi taşıyamadı
Bahçeli MHP Genel Başkanı oldu ama gerçek ülkücülerin lideri olamadı. Ülkücü gençlik sahipsiz kaldı. Gerçek milliyetçiler davasından ve yolundan hiçbir zaman ödün vermez. Tek isteğimiz ülkücülerin ve MHP’nin liderliğini yapabilecek genç, dinamik ve milyonları peşinden sürükleyebilecek bir lider. 12 Ekim’de tatsızlık yaşanmasın, birlik ve beraberlik içinde olalım.
Nuran Keramik-Konya

Ölünceye kadar Bahçeli
Bizler küçük yaşta ocak terbiyesi ve merkezi otoriteyle büyüyen, liderine sadık olan ve ölümüne destekleyen kişileriz. Dolayısıyla aday sıkıntımız yoktur. Sayın Bahçeli liderimizdir. Sonuna kadar o asil, mütevazı, her konuda bilgi sahibi, devlet tecrübesine sahip genel başkanımızın arkasındayız. Ondan başka bu camiaya lider olacak kişi göremiyoruz. Her arkadaşımız bir değerdir, ama liderlik farklı bir şeydir.
Yüksel Parlak-İstanbul

Oğlumun adı Koray koydum
Koray Aydın’ı zorla hırsız yapmaya çalıştık ama şu an Yüce Divan’a gönderilenler arasında onun adı yok. Eğer partiyi dedikodular yıpratıyorsa, onyıllardır devam eden mafya-ülkücü ilişkisi gibi karşı olmamız gereken bir durum var ortada. Yapılan haksızlıklardan etkilenerek beş ay önce doğan oğluma Koray adını verdim. Koray Aydın ile de gurur duyuyorum. Keşke biribirimizle uğraşacağımıza teşkilat işleriyle uğraşsak.
Mehmet Karal-Karşıyaka

Hiç yeniçeri ve devşirme olmadık
Acaba Devlet Bahçeli, 12 Eylül’ü bedenen ve ruhen yaşayan bizim gibi ülkücülerin binde biri bu harekete hizmet etmiş midir? Bizler hiç kaçmadık, geri de dönmedik. Hele istikbal ve makam peşinde hiç olmadık. Hep akıncı yaşadık, hiç yeniçeri ve devşirme olmadık. İdeolojiyi hiç unutmadık. Bütün yaşamımıza uyguladık. Onlarca şehit ve gazimizle, binlerce Yusufiyelimizle 1999 seçimini biz kazandık.
Ahmet Yılmaz-Sincan Cezaevi

Umarım Prof. Özdağ siyasete girer
Devlet Bahçeli yıllardır iktidara hasret kalmış MHP’yi iktidara taşımış ve 3 kasım seçimleriyle misyonunu tamamlamıştır. MHP’nin çok daha dinamik ve uluslararası konulara vakıf bir lidere ihtiyacı var. Prof. Ümit Özdağ yaptığı çalışmalarla kendisini ispat etmiş bir kişilik. Kendisinin MHP’ye ihtiyacı olan dinamizmi getireceğine inanıyorum. Umarım onu yakında aktif siyasette göreceğiz.
Aykut Azgur

Ülkücüler Türkiye’nin itibarı
İşte ülkücülerin geri planda kaldığı, bölünmüş gibi gösterilmeye çalışıldığı Türkiye’nin hali. Ne zaman ülkücüler ön plana çıksa Türkiye’nin itibarı artıyor. Nereye gitti bu ülkücüler yerine niye küstürüldü bu ülkücüler diye sormanız daha yerinde olurdu. Bir yere gitmedik. Bu ülke için dimdik ayaktayız. Tekrar kucaklaşırsak ülkemizin onurunu kurtarırız. Irak’ta askerlerimiz esir değil kurtarıcı olur.
Şaban Uzun-İstanbul

Doktrin değil millet partisi
MHP Sayın Bahçeli ile kazandığı imajı korumalı ve geliştirmelidir. Milliyetçiliğin yanına insan haklarına saygılı, demokrasiye inanan, müslüman bir parti imajı başarıyla eklenmelidir. Doktrin partisi olmaktan çıkılarak millete mal olacak bir parti yaratılmalıdır. Ülke çapında bugüne kadar yapılan pis işler meydana çıkarılmalı ve bu bilgiler milletle paylaşılmalıdır. Parti üyeleri her yönleriyle örnek olmalıdır. Şaibe altına giren herkes ayrılmalı veya atılmalıdır.
Gani Özkök

Bu hallere düşecek adam mıydık?
Susmak istiyorum susamıyorum. Konuşmak istiyorum dilim dönmüyor. Hey gidi koca Türkiyem, nelerin mücadelesini verdik. Biz bu hallere düşecek adam mıydık? Parçala, böl, yut taktiğini ülkeme olduğu gibi MHP’ye de uyguladılar. Kimi yazayım, hangi birine söyleyeyim? Ey Muhsin Yazıcıoğlu, ey Tuğrul Türkeş ve niceleri içiniz rahat mı?
Halil İbrahim Taşçı-İstanbul



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 1 Sanki Türkeş 3 Kasım’da öldü 13.07.2003
2 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 2 Milliyetçilik ‘out’ millicilik ‘in’ 14.07.2003
3 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 3 Herkes merakla bekliyor: Bahçeli yeniden aday olacak mı? 15.07.2003
4 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 4 Ramiz Ongun yeniden MHP genel başkanlığına aday 16.07.2003
5 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 5 Koray Aydın: "Değişimin önünde duramayacaklar" 17.07.2003
6 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 6 Ümit Özdağ: Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp’in bile çok gerisindeler 18.07.2003
7 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 7 Namık Kemal Zeybek: Başarılma şansı düşük, ama sıfır da değil 19.07.2003
8 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 8 Muhsin Yazıcıoğlu: MHP yakaladığı fırsatı hovarda gibi harcadı 20.07.2003
9 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 9 Tuğrul Türkeş: ATP olarak 3 Kasım’da yenilmedik 21.07.2003
10 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 10 Yılma Durak: Parti içi demokrasi şart 22.07.2003
11 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 11 Atilla Kaya: Çizgisi kırık olan aday olmasın 23.07.2003
12 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 12 Ozan Arif: Bahçeli gönüldaşlarına aslan Ecevit'e Siyam kedisi kesildi 24.07.2003
13 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 13 Musa Serdar Çelebi: Ümidimiz MHP’nin ehil ellere geçmesi 25.07.2003
14 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 14 Sadi Somuncuoğlu: Bu olayla MHP millet vicdanında mahkum oldu 26.07.2003
15 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 15 Cüneyt Öztürk: Kişiler değil programlar yarışsın 27.07.2003
16 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 16 Muharrem Şemsek: MHP devlet çarkının parçası oldu 28.07.2003
17 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 17 Kemal Can: Adaylar arasında pek bir fark yok 29.07.2003
18 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 18 Süleyman Seyfi Öğün: MHP merkezi seçti ve kaybetti 30.07.2003
19 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 19 Değişim zorunlu ama çok zor 31.07.2003

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı