Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 6 Ümit Özdağ: Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp’in bile çok gerisindeler

18.07.2003 Vatan

ASAM BAŞKANI PROF. ÜMİT ÖZDAĞ GENEL BAŞKANLIĞA DEĞİL İDEOLOGLUĞA ADAY
Kurucusu ve başkanı olduğu Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) ile Türkiye’yi “think tank” kavramıyla tanıştıran Prof. Ümit Özdağ’ın adı şu günlerde ülkücü camiada çok sık geçiyor. Aslında Prof. Özdağ bu çevrelere yabancı bir isim değil. 27 Mayıs 1960 darbesinin önde gelen isimlerinden olan babası Muzaffer Özdağ, Alparslan Türkeş ile birlikte CKMP’de yer almıştı. 1971’de aktif siyasetten çekilen baba Özdağ, Türk milliyetçiliğinin fikir adamları arasında sayılıyordu. Prof. Özdağ, özellikle Türk Yurdu dergisinde yayınlanan yazılarıyla geçen yıl şubat ayında ölen babasının boşluğunu doldurmaya aday. MHP genel Başkanlığı için de adı geçen Prof. Özdağ bunun kesinlikle söz konusu olmadığını belirtti, ama şartların olgulaşması durumunda aktif siyasette yer alabileceğinin de işaretlerini verdi. Prof. Özdağ sorularımızı şöyle yanıtladı:

Ülkücü hareketin temel sorunu nedir?
Özdağ:
Ana sorun ideolojik. Aşağı yukarı 20 senedir Türk milliyetçiliğinin ideolojik gelişimi için ciddi bir entelektüel çaba yok. Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp ve Yusuf Akçura’nın çok gerisindeler. Hatta İsmail Gaspıralı’nın bile. Çünkü onda kadın daha önemlidir. Türk milliyetçiliği 20. yüzyılı doğru izah etmiştir. Ama küreselleşmenin aktif olmaya başladığı 1980’li yıllarda fikri gelişimi durmuştur. Küreselleşmeyi izah edemediği için MHP’nin iktidara gelmesi Türk milliyetçiliğinin iktidarı anlamını taşımamıştır. Küreselleşmenin hakim paradigma olması gerçeğini Türkiye değiştiremez. Biz bu paradigma içinde başarılı olmalıyız. Aslında milliyetçiliğin tepeden tırnağa yenilenmesi gerekiyor. Çünkü Türk milliyetçiliği hala bir Türkiye milliyetçiliği. Halbuki çerçevesi Avrasya olmalı. Bazıları da hanedan milliyetçiliği yapıyor. Mesela Şiilerle ya da Timur’la çatışmasında biz Osmanlı’yı tutuyoruz. O zaman Özbekler Timur’u, Azeriler de Şah İsmail’i tutuyor. Bunlar aşılması gereken tarihsel sorunlardır. Yine Türk milliyetçiliğinde Sünni bir boyut var. Çok büyük bir bölüm Sünni olmakla birlikte bizim Alevi ve Şii kardeşlerimiz de var; hatta İslam dışı Türkler de var. Bu anlamda Türk milliyetçiliği mezheplerüstü bir zeminde yükselmeli. Ama steril bir laikliğe de kapılmamalı. Bir başka sorun da Türk milliyetçiliğinin erkek ideolojisi olmasıdır.

Ülkücü hareketin geçmişe, özellikle 1970’li yıllara saplanıp kaldığı tespitine katılıyor musunuz
Özdağ:
Doğrudur, geleceğe yönelik fikirlerimiz olmayınca tarihe yöneliyoruz. Zamanla ideolojik birliktelik zemini de kayboldukça, benim ‘muharip gazi yaklaşımı’ dediğim olayla karşılaşıyoruz.

Eskiden olmadığı ölçüde sivilliğe, demokrasiye, gençleşmeye vurgu yapılıyor...
Özdağ:
Bunları dile getirmenin yanısıra birtakım ilkeleri de oturtmak lazım. Birincisi, Türk milliyetçiliği merkezdeki bir radikal harekettir. Türk toplumu çok ağır hasta olduğu için tedavisi de radikal olmalıdır; ameliyat kaçınılmazdır. Yani radikalizm adına radikalizm değil ama radikal politikalarla Türkiye’yi dönüştürebilecek reformları yapabilmek lazım. Cumhuriyetin temel ilkeleri muhafaza edilmeli, ama bu arada ülke demokratikleştirilmelidir. Sanıldığının aksine demokrasi milliyetçiliğin vazgeçilmez bir zeminidir. Bu da yeterli değil. Yeniden bir bağımsızlaşma süreci de yaşanmalıdır. Bunun için: 1) AB’ye tam üyelik sürecinin dışına çıkmalı, ilişkilerimizi ‘serbest ticaret bölgesi’ çerçevesinde kurmalıyız. Bizi AB’ye almayacaklarını biliyorum, ama alacak olsalar bile girmemeliyiz. Ama AB ile her türlü ilişkimiz yoğunlaşarak devam etmeli. Hatta bu şekilde Avrupalı bazı güçler Ortadoğu ve Avrasya’ya daha rahat taşınabilirler. 2) ABD ile ilişkilerimizde stratejik ortaklığa inanmıyorum. Bunun yerine ‘stratejik müttefiklik’ olmalı. Her konuda aynı şekilde düşünmek zorunda değiliz. 3) Arap Ligi benzeri bir Türk Ligi kurulmalı. Bunun Turancılıkla filan ilgisi yok ve gerçekleşmesi için de 30-40 yıl gerekebilir. 4) Ortadoğu ile de çok yoğun ilişkiler geliştirilmeli. Üzerinde yaşadığımız coğrafyada barış yok. Ben bu coğrafyaya ‘Bermuda şeytan üçgeni’ diyorum. Bu coğrafyada birçok halk kaybolmuş. Bu coğrafyada güçlü yaşamanın şartlarından biri de etrafta bir barış havzası oluşturmak. Türkiye bunun oluşumuna çok aktif katkıda bulunabilir.

DEVLET BAHÇELİ’NİN KURMAYLARINDAN ESAT ÖZ

"MHP’den çok Türkiye hazırlıksız yakalandı"

3 Kasım sonrasında Devlet Bahçeli’yi terk etmeyenlerden biri Genel Başkan Yardımcısı Dr. Esat Öz. Araştırma-geliştirmeden sorumlu olan Dr. Öz sorularımızı şöyle yanıtladı:

3 Kasım’ın özeleştirisini yaptınız mı?
Öz:
Sorumlu ve ilkeli bir siyaset anlayışını savunan bir genel başkan ile partinin özeleştiri yapmaması düşünülemez. 3 Kasım öncesi yaşadığımız gelişmeler ve bu gelişmelerin seçimlere doğru kullanılma biçimleri seçmen tercihleri üzerinde çok etkili oldu. Ayrıca MHP’nin, 57. hükümete yönelik eleştirilerden nasibini fazlasıyla aldığını görüyoruz. Parti teşkilatlarımızın medyanın ve diğer partilerin politikaları karşısında genellikle savunma pozisyonunda kalmaları da sonuç üzerinde rol oynadı.

Globalizm çağında milliyetçiliğin açmazda olduğu görüşüne ne diyorsunuz? Seçim sonuçlarında bu da etkili olmuş mudur?
Öz:
Küreselleşme yanlıları, bu çağda milli devletler ile milliyetçiliklerin aşındığını, artık fazla bir anlamı kalmadığını ileri sürüyorlar ki bu gerçekçi değil. Bu iddia, daha çok küreselleşmeye iman etmiş kalemlerin resmî propaganda sloganını ifade ediyor. Seçimleri doğrudan milliyetçilikle alakalandırmak da mümkün değildir. Türkiye, ABD’nin dünya hegemonyasının şekillendiği ve yoğunlaştığı bir bölgede bulunduğu için bu tür soru ve yorumlar gündeme geliyor. Bu süreçte MHP’den ziyade Türkiye büyük ölçüde savunmasız ve hazırlıksız yakalandı. Küreselleşme ülke ekonomilerini içiçe geçirdiği ve en güçlü olana daha fazla bağımlı kıldığı için küresel propaganda çok daha etkili oluyor; sıkıntı burada. Türkiye’de böyle bir propagandanın etkisini dengelemek giderek zorlaşıyor. Dolayısıyla milliyetçiler kendi tez ve iddialarını topluma güçlü biçimde aktarmada da sıkıntı çekiyorlar.

MHP ikinci tezkere konusunda ne dedi?
Öz:
Bu konular karara bağlanmadan Türkiye’nin ABD’nin taleplerini yerine getirmesine karşı çıktık. MHP, daha tezkereler gündeme gelmeden TSK’nın Kuzey Irak’taki varlığını artırmasını, dolayısıyla ilerdeki muhtemel gelişmeler karşısında fiili bir durum yaratıp inisiyatifi ele almasını savunmuştur.

Neden ülkücüler biraraya gelmiyor?
Öz:
Kendilerini ülkücü hareket içinde addeden bazı siyasi organizasyonlar ve sivil toplum kuruluşları var. Bu farklı yapılar göz önüne alınırsa bir birlik sorunundan söz edilebilir. Ama seçimin yarattığı sıkıntıları, küskünlüğü aşabilmek için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Ancak, MHP ülkücü hareketin siyasî lokomotifi olduğu için bu görev de öncelikle ona düşmektedir. Zannediyorum önümüzdeki dönemde bu konuda yeni gelişmeler yaşanacaktır. Ancak milliyetçi-ülkücü hareketin mevcut durumundan sıkıntı duyup suçlayanların, MHP’nin yaşadığı süreci sürekli istismar etmek yerine Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu milli tehditlerle uğraşmaya öncelik vermesi gerekir. Bu zaten milliyetçi duruşun bir gereğidir.

ÜLKÜ OCAKLARI ESKİ BAŞKANI HAKAN ÜNSER

"Ülkücünün görevleri kadar hakları da vardır"

Kavgalı 1997 MHP Kongresi srasında Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Hakan Ünser, daha sonra Tuğrul Türkeş liderliğindeki ATP’de genel başkan yardımcılığı yaptı. 3 Kasım seçimlerinde DYP listesinden Kırşehir adayı olan Ünser tekrar MHP’ye döndü. Ünser ülkücü hareketin krizini şöyle değerlendiriyor: “Ülkücüler, Başbuğ’dan sadece yüzde bilmem kaç oy miras almadılar. Mirasın kazasına da belasına da talip oldular. Bu mirasın 1997’den beri nasıl tasarruf edildiğiyse bugünün konusudur. Ülkücülerin bir kısmı iktidara geldi. İcraatları bütün ülkücü harekete veya kuşağa, kanımca ülkücü hareketin, solda 68 kuşağında olduğu gibi bir kuşak katmanlaşması yoktur, mal edilemez. Bizde abi ve başkan katmanlaşması vardır belki, ama bu da her zaman, bilhassa kongrelerde desteklenen adaya artı yönde değil eksi yönde etki gösterir. Ayrıca ülkücülük sadece bir görevler manzumesi değildir. Ülkücünün hakları da vardır. Hak arama yerlerinden birisi ve en meşru zemini kongrelerdir. Bu hareketin ‘derin’ yerleri yoktur ama derin vehimleri vardır. Hiçbir ülkücü bu hakkını gasp ettirmemelidir. Girilmiş olan bu kongre sürecinde halen aramızda yaşayan lideri bulup ortaya çıkarmak gerekiyor. Hareketin bu yeni sınavının ise telafisi yok. Bu sınavı bana göre, büyük bir entelektüel canlılıkla fikirlerini ortaya atabilecek, belli bir eylem planı olan, kararlı davranacak, ülkücülüğü hücrelerinde duyacak, komplekssiz, ciddiyyet temelinde siyaset yapabilecek birisi geçebilir. Daha sonraysa temel sorunların muhatapları bulunmalı, bunlar halledilmeli, risk alabilecek kadar ileri gidilmelidir. Yeni lider, olayları ve dünyayı yorumlayabilmeli, atılım yapabilecek yeteneklere sahip olmalıdır. Kendi yaşayışını eleştirmeyen, ülkedeki ve dünyadaki yerini görmeyen siyasal hareketler yok olmaya mahkumdur.”

TABAN KONUŞUYOR

Ters şeritte 180 km hız yaptık

Hareketin yükünü çeken, çekirdeğini oluşturan, sadece tahıl deposu olmayıp, MHP'nin oy deposu olarak da kabul edilen İç Anadolu ve Doğu Anadolu şehirlerinde partinin kan kaybı derinlemesine analiz edilmelidir. Ters şeritte 180 km hızla giden MHP, son birkaç ay tabanına hitap etmeye çalışmış, sert manevralarla kendini toparlamayı denemiş fakat stabilizeye saplandığı için tepetaklak gitmekten kendini kurtaramamıştır. Hezimetin sebebi özetle MHP'nin intiharıdır.
Köksal Buğra Çelik-Ankara

Somuncuoğlu ve Öksüz olayları
Bazı olaylar davanın onurlu geçmişini lekelemiştir. Bu davaya yıllarını vermiş, uğrunda çileler çekmiş Sadi Somuncuoğlu’nun uğradığı saldırıda parti yöneticileri haksız kişinin yanında yer aldı. Yaprak dökümü bu olaydan sonra başladı. Somuncuoğlu’nu suçlu gösterenler yine değerli büyüğümüz Enis Öksüz’ü hareketin dışına itmeyi başarmışlardır. Yıllardır bu davanın çilesini çekmiş ülkücülerin birbir unutulması, vekillerimizin kendi menfaatlerini savunması biz ülkücüleri savunmasız bıraktı.
Kadir Erdem Korkmaz-Üsküdar

Aman Genç Parti’ye dikkat
Son birkaç yılda Ülkücü Gençliğe dahil olan bazı gençler o gruba layık olmayan kişilerdir. Kurtçu harekette “çakal” olarak bilinirler. Bir de MHP yönetiminin bazı büyük yanlışlıkları olmuştur: Türban, yolsuzluklar ve Türk Telekom ihalelesi gibi. Ve son söz: ateşle barut nasıl biraraya gelemezse MHP ile DSP de yanyana gelemez. Geldiğinde işte böyle sonuçlar çıkar. En kısa zamanda büyük bir revizyona gitmeliyiz, çünkü bir de Genç Parti faktörü var. Aman dikkat!
Bünyamin Şener-Malatya

Kol kırılır yen içinde
Devlet Bey, teşkilatları bile memleket için feda edebilmiş bir liderdir. Bugün muhalefet yapanların çoğu teşkilatlarda herhagngi bir hizmette bulunmamış, iktidar döneminde şahsi menfaat beklentileri karşılanmamış kişilerdir. Bazı aday abilerimiz de, daha önce nerelere gidip geldiklerini kendilerine sormalı. MHP, o bir zamanlar gittikleri partilere benzemez. Biz ülkücüyüz, ideolojimiz var, bedel ödedik. Bizde kol kırılır yen içinde kalır.
Sedat Türedi-Pendik

Daha fazla değişmeliyiz
Koray Aydın da aday olacakmış. Bence onun aday olması hata, sandığa gömülür ve genel başkanlık yükünü kaldıramaz. Eğer genel başkan olursa 3 Kasım seçimlerini MHP mumla arar. Artık MHP eski sert tavrını değiştiriyor. Aslında daha da değişmesi gerek. Zamana ayak uydurmak için bazı değerler haricinde değişiklik iyi olur. MHP önümüzdeki yerel seçimlere iyi hazırlanıp başarılı olacak adaylarla girmelidir.
Cihan Bek

Konuşan bir lider arıyoruz
Ülkücüler burada, harekete geçmeyi bekliyor. Ülkücü düşünen, düşündüğünü paylaşan, düşündüğünü yapan ve uygulayan kişidir. Bu kongreneticesinde silkinecek ve tekrar iktidar alternatifi haline gelecek olan MHP milletiyle ve ülkücülerle kucaklaşacaktır. Eksikler tespit edilecek, konuşan bir liderle yola devam edilecektir. Öyle bir lider ki, milletin huzur, refah, bütünlük ve kalkınması için teşkilatıyla ve herkesle biraraya gelmekten çekinmesin.
Ahmet Selimoğlu-Bursa



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 1 Sanki Türkeş 3 Kasım’da öldü 13.07.2003
2 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 2 Milliyetçilik ‘out’ millicilik ‘in’ 14.07.2003
3 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 3 Herkes merakla bekliyor: Bahçeli yeniden aday olacak mı? 15.07.2003
4 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 4 Ramiz Ongun yeniden MHP genel başkanlığına aday 16.07.2003
5 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 5 Koray Aydın: "Değişimin önünde duramayacaklar" 17.07.2003
6 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 6 Ümit Özdağ: Bugünkü milliyetçiler Ziya Gökalp’in bile çok gerisindeler 18.07.2003
7 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 7 Namık Kemal Zeybek: Başarılma şansı düşük, ama sıfır da değil 19.07.2003
8 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 8 Muhsin Yazıcıoğlu: MHP yakaladığı fırsatı hovarda gibi harcadı 20.07.2003
9 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 9 Tuğrul Türkeş: ATP olarak 3 Kasım’da yenilmedik 21.07.2003
10 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 10 Yılma Durak: Parti içi demokrasi şart 22.07.2003
11 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 11 Atilla Kaya: Çizgisi kırık olan aday olmasın 23.07.2003
12 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 12 Ozan Arif: Bahçeli gönüldaşlarına aslan Ecevit'e Siyam kedisi kesildi 24.07.2003
13 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 13 Musa Serdar Çelebi: Ümidimiz MHP’nin ehil ellere geçmesi 25.07.2003
14 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 14 Sadi Somuncuoğlu: Bu olayla MHP millet vicdanında mahkum oldu 26.07.2003
15 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 15 Cüneyt Öztürk: Kişiler değil programlar yarışsın 27.07.2003
16 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 16 Muharrem Şemsek: MHP devlet çarkının parçası oldu 28.07.2003
17 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 17 Kemal Can: Adaylar arasında pek bir fark yok 29.07.2003
18 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 18 Süleyman Seyfi Öğün: MHP merkezi seçti ve kaybetti 30.07.2003
19 Nereye Gitti Bu Ülkücüler? 19 Değişim zorunlu ama çok zor 31.07.2003

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı