AKP Neydiler Ne oldular? 8

05.10.2003 Vatan

FRANSIZ ARAŞTIRMACI OLIVIER ROY
"AKP bugün Türkiye’nin en Avrupalı partisi"

İslami hareketler konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından olan Olivier Roy, “Siyasal İslam’ın İflası” kitabıyla tanınıyor. Önümüzdeki günlerde, son çalışması “Küreselleşen İslam” Türkçe’de yayınlanacak olan Fransız araştırmacıyla, yakından takip ettiği AKP’yi ve Türk İslamcılığını tartıştık:

AKP’yi tanımlamakta bir sorun yaşanıyor. Siz hangi tanımı tercih ediyorsunuz?
Roy
: AKP’nin İslam’a hiçbir referansta bulunmama tercihi, İslamcılıktan, yani İslam’ın belli bir ideolojik yorumundan, tam anlamıyla kopmuş olduklarını gösterme amacını taşıyor. Bu, militanlara olduğu kadar askerlere ve Avrupalılara yönelik olarak yapılmış “öğretici” bir tercihtir. Bununla birlikte AKP’nin, Hıritiyan demokratların Türk muadili olduğu benim için çok açıktır. Çünkü Hıristiyan demokratlığın artık Hıristiyanlıkla ilgisi kalmamıştır. Dini değerler için değil, aile, ahlak gibi daha genel değerler için mücadele etmektedir. Bu bakımdan AKP, İslami sıfatını reddetmesiyle Hıristiyan demokratlarla aynı saflarda yer almaktadır. Özel olarak dindar olmayan, ama ahlak konularında muhafazakar bir seçmen kitlesine, ekonomik özgürlükleri savunarak, ama bu arada milliyetçiliği de elden bırakmadan hitap etmektedir.

AKP, dünya İslami hareketleri için örnek olabilir mi?
Roy
: AKP, İslamcı geleneğin mirasçısı bir partinin, İslam’ın ideolojileştirilmesine son vermesi durumunda, demokratik yollardan iktidara gelebileceğinin ve daha önemlisi demokrat kalabileceğinin kanıtı olmuştur. Bu hem siyasal İslam’ın başarısızlığının -çünkü İslam devleti kavramının artık bir anlamı kalmamıştır- hem de Müslüman Kardeşler tipi eğilimlerden demokrasiye doğru başkalaşmanın kanıtıdır. Bunu yaparken geleneksel değerleri savunmaya devam ediyorlar, ama onlarınki İslamcı çevrelerin dile getirdiklerini aşan bir söylem. AKP, İslam’ın sadece muhalefet ya da şiddet demek olmadığını, demokrasiyle bağdaşabileceğini gösteriyor. Tabii, laiklik yanlılarının da demokrasi oyununu kabullenmeleri durumunda.

Takiyye tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
Roy
: Takiyyeden söz etmek anlamsız. AKP’liler pragmatik insanlar, yerel yönetimlerde somut bir iktidar deneyimleri oldu. Ütopyayla işlerin yürümediğini ve seçmenin kendilerine İslamcı oldukları için oy vermediğini pekala biliyorlar. Bu seçmen kitlesini korumak için demokrat olmak zorundalar. Demokrasi pratikte gerçekleşir, bir ideoloji değildir. Bir yerde demokratların olabilmesi için orada önce demokrasinin bulunması şarttır. Aslına bakılırsa İslamcıları demoratikleştiren de Türk demokrasisi olmuştur. 

AKP hükümetini nasıl buluyorsunuz?
Roy
: Büyük ölçüde olumlu işler yaptı. Her şeyden önce Irak gibi zor bir krizle baş etmeye çalıştı. Amerikalılardan uzaklaştı, Fransa ve Almanya’nın tutumlarına yakın tavırlar benimsedi ve orduyla arasına belli bir mesafe koydu ve bu arada Türkiye’nin ulusal çıkarlarını koruduğunu söylemeyi de ihmal etmedi. AKP hükümeti hem Avrupalılık, hem de demokrasi konusunda çarpıcı dersler verdi. AKP’nin Kıbrıs konusundaki alabildiğine esnekliği de takdire şayandır. Tek bir cümleyle söyleyecek olursak: AKP, Avrupa konusunda, on yıldır ülkeyi yöneten hükümetlerin tümünden daha kararlı adımlar attı. AKP bugün Türkiye’nin en Avrupalı partisi. İyi de nereye gitti bu İslamcılar? 


HAK-İŞ BAŞKANI SALİM USLU

"Halkın kandiline yağ damlamadı

İslami kesimdeki ilk kurumsal sivilleşme ve demokratikleşme örneği belki de Hak-İş bünyesinde yaşandı. Federasyon Başkanı Salim Uslu, AKP’yi şöyle değerlendiriyor: 
“AK Parti kadrolarının değişim ihtiyacını en iyi anlayanlardan biriyim. Çünkü bu değişim, dönüşüm, açılım fikrini bu camiada ilk hisseden kişilerden biriyim. Hak-İş bu süreci çok daha önce, sessiz sedasız yaşamıştır. Önce bunun zihinsel karşılığını oturttuk, kavramlara yüklenen anlamları sorguladık ve bu anlamda kullanılan simgelerin bu arayışa, ihtiyaca denk düşüp düşmediğini araştırdık ve kendimize bir yol haritası çizdik. Kimse bize ‘ne yapıyorsunuz?’ ya da ‘takiyye mi yapıyorsunuz?’ demedi. AK Partili arkadaşlarımızın dönüşümünün de takiyyeden çok ihtiyaçtan kaynaklandığını çok iyi anlıyorum.
AKP hükümeti sorunları sivil toplum örgütleriyle birlikte çözmeye çalışacaklarını söylüyor. Gerilimden olabildiğince kaçınıyor olmaları karşılıklı güven tesisi için çok önemli ve doğru. Fakat zaman zaman eski alışkanlıklar nüksedebilir ya da uzlaşma kültürü tam olarak içselleştirilmemiş olabilir.
Bir de karşı kampanyaların etkisi var ki bir kısım hassasiyetlerin öne çıkartılarak belden aşağı vurulduğunu görüyoruz. Sözgelimi YÖK gibi teknik bir konu bir anda cumhuriyet ve Atatürk ilkeleriyle tartışılır hale gelebiliyor. Memur sendikalarıyla hükümetin takışması sırasında tarafların birbirlerine söyledikleri de alışageldik argümanlar, bunlar eskidi ve kamuoyunda da alıcısı yok. Ak Parti’yle ilgili şüphe ve şaibe yaratan beyanlar, kampanyalar devam ediyor. Zaman zaman AK Parti’nin bazı yetkililerin de bu kampanyalar yüzünden bir meşruiyet sorunu, psikolojisini yaşadıklarını ve sert çıkışlar yaptıklarını görüyorum.
Gerçekte AK Parti’nin toplumsal meşruiyet sorununun olmadığını görüyorum. Demokratikleşme, yolsuzlukla mücadele, ekonomi politikaları konularında çok ciddi adımlar atılmış olmasına rağmen sokaktaki insanın kandiline yağ damlamış değil. Ücretlerde ciddi artışlar olmamış olmasına, istihdam sorununun devam etmesine, yoksulluğun yakıcı bir biçimde sürmesine ve hükümetin istihdam ve yoksulluk sorununu çözme konusunda ortaya ciddi bir proje getirmemesine rağmen halk nezdinde kredibilitesi bu kadar yüksekse bir meşruiyet sorunu yok demektir. Çok kritik konularda, özellikle uyum paketlerinde ürkeklik, çekimserlik yaşanmamalı. Varsa sıkıntıları bunları halkla daha çok paylaşmalılar.” 


AKP KURUCUSU FATMA BOSTAN ÜNSAL:

"Noam Chomsky’ye destek teklifimi partim reddetti"


Fatma Bostan Ünsal, İslami kesimin, kadın ve insan hakları alanında faaliyet gösteren aktivistleri arasında yer alıyor. Ünsal’ın savaş öncesi Irak’a canlı kalkan olarak gitmesi çok tartışıldı, çünkü o aynı zamanda AKP’nin az sayıdaki başörtülü kurucusularından biriydi. AKP’ye, “zaten bize uyan çok kişi var, bize eleştirecek olanlar lazım” diyerek davet edilmiş olan Ünsal partisini eleştirmekten geri kalmıyor. 

AKP’nin en büyük eksiği ne sizce?
Ünsal:
İlgi alanım insan hakları. Partide insan haklarıyla ilgili sorumluluk üstlenmemin hemen ardından bazı öğrenciler Kürtçe eğitim için dilekçe verdiler. Bu arada İçişleri Bakanı’nın da, sivil itaatsizlik hakkında bir konuşması oldu. Bu konularla ilgili görüşlerimizi kamuoyuna belirtelim dedim ama uygun bulunmadı tabii ki. İlk hayal kırıklığım bu oldu. Sonra Noam Chomsky gelmişti, “Amerikan Müdahaleciliği” kitabının tercümanının davasına. Parti olarak, bu ifade özgürlüğü ihlaline karşı onun yanında olmamız teklifini götürmüştüm. Ciddi hazırlanmıştım, Chomsky’yi anlattım. Partimizin ilk kurulduğu gün Tayyip Bey Voltaire’in “sizin görüşlerinize katılmıyorum ama onları savunmanız için hayatımı bile veririm” şeklindeki sözünü partimizin görüşü olarak dile getirmişti. Ama önerim MYK’da reddedildi. Ondan sonra ben artık frene bastım. 

AKP’nin başörtüsü politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ünsal: Bu Türkiye’nin ortaklaşa, hep beraber masaya oturarak çözülebilecek bir sorun. AK Parti’nin de böyle gördüğünü düşünüyorum. AK Parti yanlış anlaşılmaktan çekiniyor. Daha önceki tecrübelerin tekrarı gibi, toplumun tek bir kesimi tarafından sahiplenilmesi imajının başörtülülerin de aleyhine olacağı düşünülüyor. Bundan korktuğu için çok fazla bu konuyu gündemine almadığını düşünüyorum.

AKP’de kadın-erkek eşitliği var mı?
Ünsal:
Tayyip Bey kadınlarla beraber çalışması sayesinde belediye başkanı seçildi. Kadınlarla çalışmayı biliyor ve çok önem veriyor. Ama ekibi konusunda kuşkum var. Tayyip Bey pratikten geldiği için, kadınların önemini, çalışmadaki katkısını gören birisi. Bunu dillendirme konusunda belki biraz muhafazakar kalabiliyor. 

Önümüzdeki seçimlerde kadın belediye başkanları çıkacak mı AKP’den?

Ünsal: Kadınlar yıllarca Allah rızası için siyaset yaptılar. Ne statü, ne ekonomik çıkar kaygıları vardı. Ama o pratiğin içinde olduğunuz zaman bir sonraki adımı görüyorsunuz. Üniversitelerde de böyle olmuştu. Biz başlangıçta “tamam, üniversiteye geldik ama ev hanımı olacağız, resmi söylemin istediği türde Batılı bir kadın olmayacağız” diyorduk ama öyle olmadı. Artık evde değildik, başörtüsü yasağını protesto ederken sokaklardaydık, başka yerlerdeydik. Başka bir amaçla, niyetle girmiş olsanız bile farklı şeyler görüyor ve talep ediyorsunuz. Bu da böyle. Merve Kavakçı niye milletvekili oldu? Çünkü kadınlar çalıştılar, çalıştılar. Artık öyle bir noktaya geldi ki Fazilet Partisi, ya kadınlarla çalışmayacak ya da o kadınlara az az da olsa bir şeyler verecekti... 

AKP bir partiden öte siyasal bir hareket olacak mı?
Ünsal: Bazı temel konularda partinin belirgin bir rengi olsun isterim, örneğin insan hakları konusunda. Ama siyasi bir hareketin olmasını beklemiyorum, olmayacağını da görüyorum. Özellikle iktidar partisi olarak AK Parti’nin ideolojik bir hareket olması birey ve grupların kemale ermesine engel olacak bir siyasi iklim yaratır. İktidarın yapacağı en iyi şey, insanların hayırda yaraşacağı bir ortamı sağlamaktır, bunun için insanları zorlamak değil.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 AKP Neydiler Ne oldular? 1 28.09.2003
2 AKP Neydiler Ne oldular? 2 29.09.2003
3 AKP Neydiler Ne oldular? 3 30.09.2003
4 AKP Neydiler Ne oldular? 4 01.10.2003
5 AKP Neydiler Ne oldular? 5 02.10.2003
6 AKP Neydiler Ne oldular? 6 03.10.2003
7 AKP Neydiler Ne oldular? 7 04.10.2003
8 AKP Neydiler Ne oldular? 8 05.10.2003
9 AKP Neydiler Ne oldular? 9 06.10.2003
10 AKP Neydiler Ne oldular? 10 07.10.2003
11 AKP Neydiler Ne oldular? 11 08.10.2003
12 AKP Neydiler Ne oldular? 12 09.10.2003
13 AKP Neydiler Ne oldular? 13 10.10.2003
14 AKP Neydiler Ne oldular? 14 11.10.2003
15 AKP Neydiler Ne oldular? 15 12.10.2003
16 AKP Neydiler Ne oldular? 16 13.10.2003
17 AKP Neydiler Ne oldular? 17 14.10.2003

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı