AKP Neydiler Ne oldular? 15

12.10.2003 Vatan

AKP BURSA MİLLETVEKİLİ ERTUĞRUL YALÇINBAYIR

"Yarış birden fazla adayla olur"


Hukuk ve demokrasi ısrarı nedeniyle “Doğrucu Davud” olarak bilinen Ertuğrul Yalçınbayır 1 Mart’ta tezkereye karşı çıkınca Başbakan Yardımcılığını kaybetti. 7 Ekim tezkeresine de karşı çıkan Yalçınbayır’la, bugün ilk kongresini yapan AKP’de demokrasi olup olmadığını konuştuk.

AKP’de parti içi demokrasi var mı?
Yalçınbayır:
Parti içi demokrasi ve yarış, birden ziyade adayın çıktığı, herhangi bir hilenin olmadığı, üst kurumların alt kurumlara baskıda bulunmadığı bir serbest rekabet ortamı gerektirir. Biz program ve tüzüğü buna göre yazdık. Çarşaf liste esasını getirdik, bireyin hukukunu temel alıp azınlık görüş sahiplerinin hukukunu koruyacak bir sistem kurduk. Ama daha sonra çarşaf liste tüzükten çıkarıldı. Ama bu tür sapmaların varlığı, bizi parti içinde demokrasiyi daha fazla arama ve gerçekleştirmeye yönlendirmiştir. Önemli olan bir mücadele zemininin olabilmesidir. Belli bir disiplin partilerde şüphesiz ki vardır. Kişinin kendilerini ifade edebilmeleri, serbest rekabet ortamında yarışabilmeleri gerekir ki, yarış birden fazla adayla olur. Birçok il kongresinde tek adaya doğru teşvikler oldu ve tek aday çıkarılması yolunda telkinde bulunuldu. 
Tezkere olayından partinin zarar görebileceğini düşünmediniz mi?
Yalçınbayır: Olayın partiyle ilgili yönünü hiç düşünmedim. Bu bir devlet, politika meselesidir. Olayın uluslararası meşruiyeti, anayasal meşruiyeti, bir de partinin programı itibariyle meşruiyeti olur. Ayrıca halk bunu istemiyor, dünya kamuoyu istemiyor. Birleşmiş Milletler ve AB barış esası üzerine kuruludur. Zaten AB’de büyük bölünmeyi yaşadık. Anayasamız da, savaşın zorlaştırılmasını, buna katılımı zorlaştırmayı öngörmüş, uluslararası meşruiyet aramış. Ayrıca parti programı, seçim bildirgesi bu durumda ne yapılacağını belirlemiş. İkide bir Türkiye’nin çıkarı deniliyor. Türkiye’nin çıkarı hukuka uygunluk içindedir. Meşruiyet içindedir. Gerçekten dünya devleti olmak buradan geçiyor. 
Siz sol kökenlisiniz. Bu sorun yaratıyor mu?
Yalçınbayır: O gün neleri söylüyorsak bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. O gün de sosyal devlet, demokrasi diyordum, bugün de. AK Parti’nin programı ve seçim bildirgesini hazırlarken şunları söyledik: Emin ve güvenilir bir siyaset zeminini, emin ve güvenilir bir ülke ve bir parti, kurumlar ve birbirlerine güvenen insanlar. Güven duygusu en önemlidir. Herhangi bir olay karşısında “Burası Türkiye Her şey olur. Konjonktüre göre mahkemeler öyle de karar verir, böyle de karar verir. Kurumlar öyle de yapabilir, böyle de yapabilir. Siyaset durumu öyle de yapabilir, böyle de yapabilir” denir ya biz bunun karşısına “Hayır, burası Türkiye. Emin ve güvenilir bir ülke. Kurumlarına güvenilen ve devletin insanlarına güvendiği, insanların da devlete ve kurumlara güvendiği bir ülke” yaklaşımını çıkarmaya çalıştık. 
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e yakın olduğunuz söyleniyor...
Yalçınbayır: Kendilerinin hukukçuluğunu beğeniyor, takdir ediyorum. Sayın Sezer’in cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ismini ilk ortaya artan kişi de ben oldum. Herhangi bir özel yakınlığımız da yoktu. Sayın Cumhurbaşkanın bazı konularda tereddütleri olabilir. Bu tereddütlerin hassasiyetten de kaynaklanabilir veya birtakım şeylerin yoğunluğu onu daha hassas olmaya itmiş olabilir. Kadrolaşmalarla ilgili birtakım endişeleri olabilir. Genelde milletvekillerinin birçok şeye karışmak istediklerini de görüyoruz. Bunları tasvip etmek mümkün değildir. Yani vali atamalarına, emniyet müdürlüğü, müdürlerini atamalarına, bürokrasideki diğer atamalara karışmak yerine onların denetimi görevini yapmaları daha uygun. AK Parti’de şu anda birtakım eksiklikler olmakla beraber halkın verdiği avans sürüyor. İşadamlarının verdiği avans sürüyor. Gönül ister ki tüm demokrat kesimler de göreve dayalı bir avans versin. Bu avansın istenmesi için de daha fazla çalışmak gerekir. Yani bu avansı hak etmek gerekir.


SOSYOLOG YARD. DOÇ. ERGÜN YILDIRIM

"AKP bir karizma partisidir"


Siyaset sosyoloğu Yard. Doç. Ergün Yıldırım, AKP’yi şöyle değerlendirdi: “AKP’yi DP ya da ANAP politik çizgisine yerleştirme girişimi, bütünüyle bir yönlendirme çabasıdır. Çünkü AKP, siyaseti Milli Görüş geleneğinde öğrenenlerin Milli Görüş’ün bittiği andan itibaren liderlik temelli bir siyasete yönelmesiyle oluştu. Bu nedenle AKP için söylemden öte, pratikler ya da eylemler önemlidir. İdeolojilerin aşılarak pratik gündelik ilişkilere dayalı karizmatik siyasetin önem kazandığını gören Recep Tayyip Erdoğan iyi bir zamanlama yaptı. Kendisi, Türk toplumunun aradığı protest, mistik, kurtarıcı özellikleri içinde birleştirerek karizma kültüne hitap ediyor. Ne söylediği değil, ne yaptığı önem taşıyor kitlelerin bilincinde. AKP’nin varlığı bu liderlik üzerinde kurgulanmakta.
Parti, değişik kulvarlardan gelen politikacıları burada birleştiriyor. Kurumsal bir örgütlenmeye sahip olmama açığını, bu liderlik olgusuyla kapatıyor. Fakat uzun vadede, AKP’nin kurumsallaşmasını tamamlamadan salt liderlik olgusuyla varlığını sürdürebilmesi çok zor. Çünkü liderlerin de başarısız oldukları dönemler vardır ve bu dönemlerde taraftar kitleleri belli bir parti şemsiyesi altında tutmak zorlaşır. 1992 yılında ANAP’ın düşüşü buna örnek.
Sağ siyaset, popülist politikalar nedeniyle kurumsallaşmış bir parti teşkilatını dünden bugüne taşımakta başarılı değil. AKP’nin de aynı sorunu yaşama durumu söz konusu olabilir. AKP, bir yandan Milli Görüş kökenli politikacıların deneyimlerinden yararlanmak istiyor, öte yandan Milli Görüş ideolojisinden uzak durmaya çaba göstererek geniş bir sağ kitleyi kapsamak istiyor. Bu bağlamda ortaya çıkan sorunlar, Erdoğan’ın karizması devreye girerek çözülüyor.” 


TARHAN ERDEM’E GÖRE AKP’DE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

“Hüküm vermek için erken”


AKP tüzüğündeki parti içi demokrasiye imkan veren maddelerin değiştirilmesi üzerinde en çok duran isimlerden biri araştırmacı Tarhan Erdem oldu. Erdem, bugün kongresini yapan AKP’yi Vatan için değerlendirdi: “Bütün partilerde üyelerin yönetimle ilişkileri, parti içi haberleşme, her türlü işlem ve seçimleri düzenleyen kurallar, siyasal hayatımızı yasalar kadar, bazı alanlarda yasalardan daha çok etkiler. Parti içi demokrasi bakımından uygulamada pek fark görülmez. Ak Parti’nin kuruluşundaki tüzüğü, bu yıl başlarında değiştirilerek, merkez ve genel başkanın zaten var olan yetkileri arttırılmıştı. Genel başkan, istemediği bir üyenin, yerel yönetim ve milletvekili seçimlerinde parti aday olmasını, ya da merkez karar organına seçilmesini engelleyecek birçok olanağa sahiptir. Diğer yandan, her partide olduğu gibi Ak Parti’de de, Parti üyeleri ve yöneticiler hakkında ‘Gerçek dışı haber yaymak’, ‘küçük düşürücü beyanda bulunmak’, ‘Partinin tüzük ve programına aykırı işlemlerde bulunmak’ üyeye ceza verilmesi nedenidir. Ak Parti’de ilk delege seçimleri Mart ayı ortalarında başladı. Nisan'da ilçe, Haziran'da il kongreleri başladı ve Ağustos ortasında kongreler bitti. Bu kongrelerdeki yönetime seçilme mücadelesini, yerel yönetim seçimlerinde avantaj kazanma çalışmaları basına yansımadı. Birçok ilde ortaya çıkması doğal olan bu mücadelelerde, yönetimin ve genel başkanın davranışını izleyemedik. Milletvekillerinin kongrelerdeki tutumları, merkeze karşı olanların önünün kesilip kesilmediğini, uyduruk nedenlerle seçimlerinin engellenip engellenmediğini, Parti tüzüğünde değişik yerlerinde bulunan seçimleri yönlendirme imkanlarının ne kadar kullanıldığını bilmiyoruz. Örgüt kongrelerindeki mücadeleler, Birinci Büyük Kongre’ye herhalde yansıyacaktır. Tüzükte bulunan demokrasi dışı kuralların uygulamasını gördüğümüzde, Ak Parti’nin parti içi demokrasi anlayışı anlaşılacaktır. Bugün elimizdeki bilgiler bir hüküm vermek için yeterli değildir.”


TÜRKİYE TARTIŞIYOR

Sistemi tartıyorlar
Ak Parti söylemlerini samimi bulmuyorum. Sadece sistemin temel taşlarının sağlamlığını kontrol ediyorlar. Bunu da bilinçli yapıyorlar. Her icraat ve söylemlerinde sistemi tartıyorlar. Atatürk ve ilkelerini sorgulamak ülkenin baş sorunu değil ki. Kemalizm bu ülkeyi bu duruma getimedi. Tabii ki Ak Parti yönetimi de. Fakat niye ulu önder Atatürk hakkında bu çıkışlar yapılıyor, bunun sorulmasını isterim.
Ahmet Küçük-Söke

Eskilerden farklı olamayacaklar
AKP iktidarı topluma ilericilik olarak algılanabilecek hangi gelişim ve dönüşümü önerebilmektedir? İnsanımızın gönenç, özgürlük, özgüven içinde yaşaması için hangi toplumsal örgütleniş modeli sunuyor ki, bir üst basamağa sıçrayalım? Sıradan vatandaş için AKP iktidarı da eskilerden farklı olamayacak. Tabanına baktığımızda; Türkiye’deki sağ partilerin hepsinde görülen; sosyolojik olarak solda olması gerekenler (ayak uydurmaktan korktuklarından mıdır nedir) kendilerini sağcı olarak ifade etmeyi seviyorlar. Kazın altına konmuş tavuk yumurtasından çıkmış civciv gibiler. İstemleri ile durdukları siyasi platform farklı. Yani şaşkınlar.
Asım Ses-İstanbul

Millet 3 Kasım’da devrim yaptı
Son seçimlerde DYP için çalıştım ancak hiçbir partiye oy vermedim. Daha önce iki kez oy kullandım, ikisinde de tercihim MHPydi, bir daha MHP asla. Allah öyle bir hükümeti bir daha göstermesin. Ak Parti benim için Türkiye'de siyasetin standartlarını yükselen bir hareket, kuruluş felsefesi bile bir devrimdir. İnşallah millet de 3 Kasım’da yaptığı devrimden geri dönmez. Ak Parti yine gelmese bile en azından gelişmeye açık, kamuoyuna duyarlı, AB'yi hedef gören genç bir harekete oylar yönelir umarım.
F.Ahmet Dursun-Elazığ

Meslek liselerinin önü açılsın
Başbakan Erdoğan’ın meslek liselerinin önünü açma düşüncesi çok iyi bir fikir, çünkü çocuk yaştayken hangi liseye gideceğimiz konusunda kolaylıkla hata yapıp istemediğimiz bir bölümü okumak zorunda kalıyoruz. Okul bittiğinde ya bu sevmediğimiz mesleği yapmak ya da işsiz kalmak zorundayız.
Mustafa Akkaya-Konya



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 AKP Neydiler Ne oldular? 1 28.09.2003
2 AKP Neydiler Ne oldular? 2 29.09.2003
3 AKP Neydiler Ne oldular? 3 30.09.2003
4 AKP Neydiler Ne oldular? 4 01.10.2003
5 AKP Neydiler Ne oldular? 5 02.10.2003
6 AKP Neydiler Ne oldular? 6 03.10.2003
7 AKP Neydiler Ne oldular? 7 04.10.2003
8 AKP Neydiler Ne oldular? 8 05.10.2003
9 AKP Neydiler Ne oldular? 9 06.10.2003
10 AKP Neydiler Ne oldular? 10 07.10.2003
11 AKP Neydiler Ne oldular? 11 08.10.2003
12 AKP Neydiler Ne oldular? 12 09.10.2003
13 AKP Neydiler Ne oldular? 13 10.10.2003
14 AKP Neydiler Ne oldular? 14 11.10.2003
15 AKP Neydiler Ne oldular? 15 12.10.2003
16 AKP Neydiler Ne oldular? 16 13.10.2003
17 AKP Neydiler Ne oldular? 17 14.10.2003

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı