AKP Neydiler Ne oldular? 17

14.10.2003 Vatan

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN
"Yabancılar artık siyasi soru sormuyor"
Ali Babacan, seçimler öncesi Batı piyasa merkezlerini dolaşıp AKP’yi anlattı. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak dış ekonomik odaklarla ilişkileri yine o yürütüyor. Babacan’a göre bu süre içinde yabancıların AKP’ye bakışı köklü bir şekilde değişti.
Seçim arifesinde yoğun bir partinizi tanıtım programı gerçekleştirmiştiniz... Pazartesi sabahı Londra’da başlayıp, Amerika’ya gidip, tekrar Cuma akşamı Londra’da bitecek bir programla beş günde 28 toplantı yaptık. Bir sunuşumuz vardı. Onu toplantıların yapılacağı yerlere e-mail yoluyla gönderdik. Ve hepsine “Sunuşumuz 30-40 dakika, yaklaşık bir 10-15 dakika da soru alacağız, ardından bir başka toplantıya yetişeceğiz” dedik. Her şey tıkır tıkır işledi. Tabii öncelikle siyasi duruşumuzu, ardından Genel Başkanımızı anlattık. Sonra ekonomi politikalarımıza girdik, para politikaları, maliye politikaları, yeniden yapılanma süreciyle ilgili reform programımız nedir, bunları anlattık... 
En çok ne sordular? Haksız bir şekilde, biraz da eksik bilgilenmeyle “İslamcı parti” etiketi yapıştırılmıştı bize. Bu yüzden siyasi sorular geldi, özellikle din-siyaset ilişkisi, din eksenli bir parti olup olmadığımız soruldu. Bakış açımızı bütün açıklığıyla anlattık. Duruşumuz çok netti. Hep çok gerçekçi ve akılcı politikalar dile getirdik.O programlarımızdan hemen sonra, söz konusu kuruluşlar son derece olumlu raporlar yazdılar ve tüm piyasalara, müşterilerine ilettiler. Verdiğimiz mesajların içeriği önemliydi. “Bu adamların ne gibi kötü niyeti olabilir, niye yapsınlar ki böyle bir şey? Zaten çoğu siyasete ilk defa giriyor” demeye başladılar. Anti-semitizm sorusu yaygın değildi ama birkaç toplantıda geldi. 
Şimdi durum nasıl? Yabancı yatırımcılardan korkunç yoğun görüşme talepleri geliyor. Artık onlarla yaptığımız toplantılarda siyasi sorular aşıldı. Eskiden AB’yi isteyip istemediğimizi, IMF ile çalışıp çalışmayacağımızı sorarlardı. Üstüste gelen paketlerden, IMF ile alınan mesafelerden sonra bu tür büyük sorunlar geride kaldı, bundan böyle uygulamamızla ilgili çok detay şeyleri soruyorlar. Bu noktada, yaptığımız bilgilendirme çalışmaları ve şeffaflığımız çok büyük önem taşıyor. 
Popülizm tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz? Popülizm ile sosyal politikaları birbirinden ayırmak lazım. Halkın hoşuna gitmekle birlikte rasyonalitesi olmayan ve ekonomiye zarar veren şeyler popülizmdir. Sosyal politikalar ayrıdır ve mutlaka ağırlık vermemiz gerekir. Örneğin bu sene başında emekli maaşlarına yaptığımız zam böyledir. Hem kaynağını bulduk, hem IMF’le anlaştık, hem de faizler düşmeye devam ediyor. 
AKP bir model olabilir mi? AK Parti sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda çok önemli bir örnek oluşturuyor, özellikle İslam ülkeleri için. Geçenlerde bir yabancı, nüfusu ağırlıkla müslüman olan ülkelerin bu tip yeni bir açılıma ihtiyaçları olduğunu söyledi


YARD. DOÇ. MENDERES ÇINAR
‘Tüccar siyasetle demokrasi olmaz’
Siyasal İslam üzerine çalışmalar yapan Başkent Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Menders Çınar, AKP’yi “siyaset karşıtı” bir parti olduğu için eleştiriyor:
“AKP rejim koruyucularının direncini gerilim yaratmadan aşmaya çalışıyor. Ancak aynı zamanda devlet büyüklerinin/seçkinlerinin reformları ‘siyasal/toplumsal sorunlara çözüm olsun’ diye değil, ‘uyum olsun’ diye yapan modernleşme mantığını da yeniden üretiyor. AKP’nin 28 Şubat sürecinde eylemsizleşen ve güdükleşen siyaset kurumuna dinamizm, özerklik ve saygınlık getirdiğini ve bunun da demokratikleşme açısından olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu anlayışın da doksanlı yıllarda eriyen siyasal merkezi yeniden kurmak, devletin toplum üstündeki kontrol eden ve engelleyen konumunu değiştirmek ve merkez-çevre ayrımını kaldırmak gibi hedeflerini gerçekleştirme kapasitesi sınırlı. Çünkü bu reformculuğun arkasında anti-siyasal bir anlayış yatıyor. Oysa gerek merkezin yeniden kurulması, gerekse devletin hakim olduğu alanların sınırlandırılması ve demokratikleşme için, ‘tüccar siyaset’ anlayışını aşan, teknik değil, siyasal bir vizyon/kimlik geliştirmek gerekli. Siyasete fikirlerin de bir güç kaynağı olduğunu düşündüğümüzde, AKP’nin ideolojileri dışlayan yaklaşımı onu zayıflatan bir unsurdur. Eğer AKP, AB uyum politikaları ve IMF ekonomik programı dışındaki alanlarda bir tutarsızlık ve kararsızlık gösteriyorsa, bunun nedeni muhtemelen reformculuğunun altında yatan teknisyenlik veya siyaset-karşıtlığından kaynaklanan zayıflıktır. En önemlisi de, demokrasi, siyasetin olduğu yerde ve zamanda mümkün olduğu için AKP’nin siyaset karşıtlığı potansiyel olarak demokrasiye karşı bir tehdittir. Otoriteyi kendiliğinden gelişmiş bir ‘doğallık’ olarak algılayarak, toplumdaki (çıkar ve kimlik farklılıkları arasındaki) iktidar ilişkilerini ve çatışmalarını gözardı eden, uzlaşmayı farklılıklara hoşgörüye indirgeyen, dini hem toplumun istikrarı ve otorite için kaçınılmaz sayan, hem de dinin bölünme ve ayrışmalara sebebiyet vermemesini isteyen, devleti sadece insan aklı sınırlı olduğu için sınırlandırmaya çalışan bir muhafazakârlık, demokratikleştirici bir siyasal/toplumsal vizyon üretmekte yetersiz kalacaktır.”


TAYYİP ERDOĞAN'IN SİYASİ DANIŞMANI DR. YALÇIN AKDOĞAN
"Muhafazakâr demokrasi İslam ülkelerine model olabilir"
AKP tarafından yayınlanan “Muhafazakâr Demokrasi” kitabının yazarı, Başbakan siyasi danışmanı Dr. Yalçın Akdoğan sorularımızı yanıtladı:
AKP’den siyasi bir hareket çıkacak mı? FP içindeki yenilikçi kanat aslında siyasi bir hareketin başlangıç noktasıydı. Bu çerçevede, yeni bir siyasi kulvar açmak, yeni bir siyasi hareket olmak AK Parti için bir ihtiyaç. Muhafazakâr demokrasi kavramından kalkarak Türkiye’de böyle gerçekçi, sahici yeni bir siyasi kulvar açılabilir. Bunun, AK Parti’den bağımsız olarak başlıbaşına bir siyasi bir kavram olarak yaygınlaşacağı kanaatindeyim.
Bu kavram İslam dünyası için genelleştirilebilir mi? Bunu bir çözüm formülü olarak görüyorum. Şu anda bu bir partinin etiketi olarak algılandığı için buna bu kadar derinlikli anlamlar yüklenmiyor. Ama tartışmalar ışığında ileriki bir noktada İslam ülkelerini kapsayacak bir model olarak bu kavramın kullanılabileceğini düşünüyorum. Tabii ki sadece Türkiye şartlarında, bir partinin kendini tanımlaması şeklinde değil, bütün İslam dünyasına bakan boyutuyla, o teorik tartışmaları da içine çekecek şekilde bu kavram geliştirilebilir. Yani liberal demokrasi, sosyal demokrasi gibi İslam ve demokrasi çerçevesindeki tartışmaları da içine çekerek yeni bir kavram üretilebilir. Kendilerine “muhafazakâr demokrat” diyen gençlerle karşılaşıyorum. 
AKP’de hâlâ Milli Görüşçüler olduğu söyleniyor... Kimi insanlar kişisel kimliklerini bu şekilde ifade ediyor olabilirler ama önemli olan kurumsal kimliktir. Siyaset etme tarzı çok önemli. İnsanlar partiden ne bekliyorlar, bu parti içerisinde nasıl bir siyaset tarzı güdecekler. Biri Türkçülüğe, öbürü İslamcılığa, diğeri başka değerlere çok önem verebilir. Kendi kimliklerinde bunu çok ön plana çıkarıyor da olabilirler. Ama siyaset etme tarzı olarak bu kimlikleri merkeze alan bir siyaset tarzı gütmeyip kimseyi dışlamıyorsa, bu yeni bir siyaset tarzıdır. Şimdi AK Parti’nin yaptığı budur. Milli Görüş, siyasal İslam gibi hareketler belli dönemlerde önemli misyonlar görmüş olabilirler. Ama bugün AK Parti farklı bir şey yapmaktadır. Yoksa bu tür hareketlere dayalı partiler de olabilir, onların varlığına da saygı duymak gerekir. 
TÜRKİYE TARTIŞIYOR
İslam misyonerliği yapılıyor Bu memleketin halkının yüzde 99’u müslümandır diyerek İslam misyonerliği yapılmaktadır. Her ne kadar Başbakan “Bunlar benim önceliklerim değil” diyorsa da Kuran kursları ve İmam Hatip liseleri bir türlü gündemden çıkmıyor. Din eğitimi yaptırmak laik devletin görevi değildir. Bütün din ve inançlara eşit mesafede olmalı ya da kendisini bu konudan çekmelidir. Yönetim erkimiz, İslami tarikatların, Sünnilik dışında kalanlarını bile yok saymaktadır. Lütfi Köselioğlu-Ankara
Önemli olan yaptıkları Aşmamız gereken çok problem var, ama görülen gerçekleri de göz ardı edemeyiz. Ülkemizin huzuru ve yaşam standartlarının üst düzeye çıkmasını istiyorsak ne önemi var A partisi ya da B partisinin? Önemli olan bu olumlu gelişmelerin sürekliliği, önemli olan, şu an iktidarda olan AK Parti’nin yaptıkları ve yapacakları. Benek Çolak-Antalya
Neyin tartışması yapılıyor? Irak'a asker gönderme meselesinde, kendi kanallarında logolar, reklamlar yayınlıyorlar, “'Mehmetçik Coni’ye kalkan olamaz” diye. Kendilerine sormak lazım, acaba gerçekten Mehmetçik'i düşündükleri için mi yoksa hükümeti, iktidarı yıpratmak için mi böyle konuşuyorlar? Kendileri bu gün iktidar olsalar Irak'a asker göndermeye hayır mı diyeceklerdi? Bu ülkenin en güvenilir kesimi olan Türk Silahlı Kuvvetleri bile Irak'a asker göndermemiz şart diyorsa, daha neyin tartışması yapılıyor? Sezgin Çağlan-Samsun
Hukuk düzeni değiştirilmeli Ben şahsen takiyye olduğuna inanmıyorum. Adamlar ellerinden geleni yapıyorlar ama onlara tavsiyem bir an önce şu bozuk hukuk düzenini değiştirmeleridir. Biz bu insanları kokuşmuşluğu gidersinler diye iktidara getirdik ama devletin bazı organları çalışmalarını engelliyor. Eğer mevcut durumdan memnunduysak niye 75 yaşındaki Bülent Ecevit’le devam etmedik? Türk insanına yakışmayan her türlü kurum, kuruluş ve idareci kendine çeki düzen vermeli ve “bugün kendim ve ülkem için neler yaptım?” diye sormalıdır. Osman Demircan



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 AKP Neydiler Ne oldular? 1 28.09.2003
2 AKP Neydiler Ne oldular? 2 29.09.2003
3 AKP Neydiler Ne oldular? 3 30.09.2003
4 AKP Neydiler Ne oldular? 4 01.10.2003
5 AKP Neydiler Ne oldular? 5 02.10.2003
6 AKP Neydiler Ne oldular? 6 03.10.2003
7 AKP Neydiler Ne oldular? 7 04.10.2003
8 AKP Neydiler Ne oldular? 8 05.10.2003
9 AKP Neydiler Ne oldular? 9 06.10.2003
10 AKP Neydiler Ne oldular? 10 07.10.2003
11 AKP Neydiler Ne oldular? 11 08.10.2003
12 AKP Neydiler Ne oldular? 12 09.10.2003
13 AKP Neydiler Ne oldular? 13 10.10.2003
14 AKP Neydiler Ne oldular? 14 11.10.2003
15 AKP Neydiler Ne oldular? 15 12.10.2003
16 AKP Neydiler Ne oldular? 16 13.10.2003
17 AKP Neydiler Ne oldular? 17 14.10.2003

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı