(IŞ)İD’in eski havası yok

31.12.2014 Habertürk

2014 yılına (IŞ)İD’in damga vurduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Aslında kökleri 2003’deki ABD’nin Irak işgaline giden ve 2004’te Irak El Kaidesi adıyla kendini gösteren bir yapıdan söz ediyoruz. Daha sonra Irak İslam Devleti adını alan örgüt 2013 yılının Nisan ayında El Kaide’nin Suriye kanadı olan Nusra Cephesi’nin katılımıyla Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) oldu. El Kaide merkeziyle yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2014 Ocak ayında Nusra Cephesi IŞİD’den ayrıldı.
IŞİD’in 2014’e damga vurmasının esas nedeni 9 Haziran günü Musul’u ele geçirmesidir. Bundan 20 gün sonra hilafet ilan eden örgüt adını da İslam Devleti (İD) olarak değiştirdi. (Eski adını da hatırlatmak için örgütten (IŞ)İD olarak bahsetmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum)

DEĞİŞEN FAKTÖRLER

Musul’u almasının ardından dünya aylarca (IŞ)İD’i konuştu. Ama bir süredir örgütün eski popülaritesine sahip olmadığını görüyoruz. Bunun nedenleri üzerine kafa yorduğumuzda karşımıza şu hususlar çıkıyor:
·  Yeni yerler elde edememesi: (IŞ)İD Musul’un ardından Suriye ve Irak’ta Sünni Arapların çoğunlukta olduğu birçok kente ek olarak Kürtlerin denetimindeki bazı yerleşim birimlerini de ele geçirdi. Ama örgütün yayılması bir süredir kesilmiş durumda. Hatta Irak’ta Peşmergeler, PKK çizgisindeki Suriye ve Kandil’den gelen savaşçılarla birlikte Şengal’i geri aldılar.
·  Kobani direnişi: (IŞ)İD çok kolay lokma gözüken Kobani’yi bir türlü ele geçiremedi. YPG öncülüğündeki direnişi kırmak için yoğun çaba sarf eden, imkanlarını seferber eden (IŞ)İD’in başarısızlığı kendi içinde moral bozukluğuna, düşmanlarında da motivasyona yol açtı.
·  Vahşetin kanıksanması: El Kaide, 11 Eylül 2001 terör saldırılarında net olarak görüldüğü gibi esas olarak dehşete yol açıyordu. (IŞ)İD ise dehşetten ziyade vahşeti öne çıkardı. (IŞ)İD’in oldukça profesyonel bir şekilde medyada dolaşıma soktuğu kafa kesme, toplu infaz görüntüleri yüzünden dehşete kapılmış olan insanların direnme ve mücadele gücü büyük ölçüde azaldı. Fakat bir yerden sonra (IŞ)İD’in vahşeti kanıksandı ve sıradanlaştı. Böylece örgüt en önemli propaganda aracından büyük ölçüde mahrum kaldı.

IRAK VE SURİYE’DE DEĞİŞEN DENGELER

·  Devlet olmanın zorlukları: El Kaide’ye insanlar öldürmek ve ölmek için katılıyordu. (IŞ)İD onlara savaşa ek olarak bir yaşam da vadediyor. Buna bağlı olarak dünyanın dört bir tarafından insanlar, Irak’ta Musul’u, Suriye’de Rakka’yı bir nevi başkent olarak kullanan (IŞ)İD’in "vatandaşı" olmaya gittiler. Fakat ilk günlerdeki nispi rahatlığın aksine (IŞ)İD’in ekonominin çarklarını döndürmede epey zorlandığı haberleri geliyor. Halbuki (IŞ)İD’in, kontrolündeki yerleşim birimlerinde gündelik hayatın normal akışını sağlamak, hatta insanların yaşam şartlarını daha da iyileştirmekten başka bir seçeneği yok.
·  Destekçilerini kaybediyor: (IŞ)İD başlangıçta, Suriye’de Esad rejiminin gitmesini, Irak’ta da İran’ın nüfuzunun azalmasını isteyen bazı bölgesel güçlerin açık ya da örtülü desteğine sahipti. Ancak bu güçlerin hatırı sayılır bir bölümü, ABD öncülüğünde kendisine karşı kurulan uluslararası koalisyona katılmak durumda kaldı. Suriye ve Irak’taki rejimlerin uluslararası toplulukla ilişkilerini rehabilite etme konusunda epey mesafe katetmiş olmaları (IŞ)İD’i iyice yalnızlaştırıyor. Öte yandan (IŞ)İD’in öteden beri kendisine biat etmeyen diğer İslamcı gruplarla da çatışma halinde olduğunu da biliyoruz.
Sonuç olarak 2014’ün ortalarından itibaren yükselişe geçen (IŞ)İD’in aynı yılın sonlarına doğru inişe geçtiğini görüyoruz. Eğer bölgesel ve küresel güçler bu durumu doğru tahlil ederlerse 2015 (IŞ)İD’in mutlak anlamda tasfiyesi olmasa bile büyük ölçüde etkisizleştirileceği bir yıl olabilir.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
10.01.2025 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Erdoğan ve AKP'ye Suriye dopingi
05.01.2025 Esrarengiz bir süreç üzerine notlar
03.01.2025 Haftaya Bakış (248): Yeni çözüm sürecinde neler olacak? | DEM Parti'nin temasları | Kürşad Zorlu'nun istifası
02.01.2025 Mümtaz'er Türköne ile söyleşi: "Bu sürecin en büyük kaybedeni AK Parti ve Erdoğan olur"
29.12.2024 Ve yeni “Çözüm Süreci” başladı
27.12.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (247): Asgarî ücret ve CHP’nin tavrı, Suriye’de Türkiye damgası, Gelecek ve DEVA’dan istifâlar
25.12.2024 Transatlantik: Yeni Suriye’de Türkiye’nin rolü - Yemen İsrail’in hedefinde
24.12.2024 Altılı Masa’nın lâneti
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı