IŞİD’i yenmek mümkün mü: Bazı ipuçları

05.09.2014 Vatan
Lire en Français

ABD Başkanı Obama’nın IŞİD’in (Irak Şam İslam Devleti, yeni adıyla sadece İslam Devleti, yani İD) Suriye’deki varlığına karşı herhangi bir stratejilerinin bulunmadığını itiraf etmesi infial yaratmıştı. Daha sonra "Kongre onayını almış askeri bir strateji"yi kastettiğini söylese de durumu toparlayamadı. Son olarak Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Tony Blinken CNN’de, IŞİD’in yenilmesinin hayli zaman alacağını ve Obama’nın görev süresi bitmeden bunun gerçekleşmesinin pek mümkün olmadığını itiraf etti.
Gerçekten öyle mi? IŞİD’i yenmek imkansıza yakın bir zorlukta mı? Galiba ilk ele alınması gereken zorluk şu: IŞİD Suriye ve Irak’ta aynı anda çok cephede savaşıyor: Suriye’de Kürtler, ayrıca Özgür Suriye Ordusu, El Kaide çizgisindeki Nusra Cephesi ve diğer bazı muhalif gruplar ve tabii ki Beşar Esad rejimi ve ona destek için gelmiş olan İran ve Lübnanlı silahlı güçler. Irak’ta Bağdat rejimi ve onun kitle tabanı olan Şii Araplar, Suriye’deki gibi yine Kürtler ve bir dizi etnik ve dini azınlık.
Aynı anda farklı cephelerde savaşmanın bugüne kadar IŞİD’e maddi ve manevi anlamda çok büyük üstünlük sağladığı muhakkak. Fakat bu çoklu cephe stratejisinin aynı zamanda IŞİD’in en büyük zaafı olduğu da açık. Ne var ki Washington’un bölgesel bir koalisyon kurarak, bütün bu kesimleri ortak düşmanları IŞİD’e karşı aynı cephede toplama hesaplarının Ankara, Bağdat, Şam, Tahran ve uzak olmalarına rağmen Riyad ve Doha (Katar) arasındaki çıkar çatışmaları nedeniyle tutması en azından şu aşamada pek mümkün gözükmüyor. 
 
Vahşetle yüzleşme
 
Bazılarının sandığının aksine vahşi yönetmelere başvurmak ve bunu medya üzerinden duyurmak IŞİD’i zayıflatmıyor. IŞİD’in hedefini "vahşetin idaresi" olarak tanımlayan Foti Benlisoy şöyle yazıyor: "IŞİD’in şiddet eylemleri hiçbir durumda akıl dışı bir barbarlık örneği olarak değerlendirilecek şeyler değil. Her şey keşke bu kadar basit, bu kadar kolay olsaydı. IŞİD’in eylemleri kör bir vahşiliğin eseri değil. Tam tersine IŞİD, ‘vahşeti yönetmenin’, onu idare etmenin peşinde bilinçli bir stratejiyi seferber ediyor."
Benlisoy IŞİD’i yenmek için öncelikle bu stratejiyi deşifre etmemiz gerektiği görüşünde. Bu bağlamda Shashank Joshi, The Telegraph’taki yazısında (Where does the Islamic State's fetish with beheading people come from?) ilginç bir noktanın altını çiziyor. Esir aldığı savaşçıları, hatta sivilleri ve Batılı gazetecileri vahşi yöntemlerle katletmesinin IŞİD’e büyük avantajlar sağladığını, örneğin rakip savaşçıların korkup kaçtıklarını hatırlatan Joshi’ye göre, teslim olma gibi bir seçeneğin anlamsızlaşması nedeniyle, kaçmayanlar IŞİD’e karşı çok daha sert ve kararlı savaşıyorlar. Suriye’nin Rojava bölgesinde Kürtlerin (YPG, YPJ...) durumunu bu açıdan örnek verebiliriz. Alabildiğine eşitsiz şartlarda savaşmalarına ve çok ciddi kayıplar vermelerine rağmen Kürtler Suriye’de IŞİD’in ilerleyişini yavaşlatmayı başarabildiler. Hatta Rojava’dan Şengal’e, Ezidilere destek bile verdiler.

En büyük zaaf
Joshi, bu vahşi, katliamcı yönü nedeniyle IŞİD’in "İslam devleti inşa etme" iddiasının da ağır yara aldığı görüşünde. Eğer IŞİD’i şu ya da bu gücün taşeronu, sıradan bir terör örgütü olarak görmüyor ve bunun üzerinde yükseldiği toplumsal zemini de önemsiyorsanız, işte tam da bu noktada IŞİD’in en büyük zaaflarından biriyle karşı karşıyasınız demektir. Aslında bu zaaf sadece IŞİD’e özgü değil. Örneğin Taha Kılınç "IŞİD’i anla(ma)mak" başlıklı yazısında şöyle yazıyor: "Selefi-cihadi hareketlerin en büyük başarısızlığı, çok parlak zaferlerle dolu geçen savaş süreçlerinin ardından sıra barış zamanında toplumsal bir yapı oluşturmaya geldiğinde, sürdürülebilir sosyal projeler ortaya koyamamalarıdır. Geçmişte Afganistan'da, Bosna'da, Çeçenistan'da bu durum tecrübe edildi. 'Mücahitler', düşmana karşı destan tadında kahramanlıklar sergilediler, ancak savaş sonrasında toplumları idare edemediler. Ya Afganistan örneğinde olduğu gibi iç savaş ve kaosa hizmet ettiler; ya da Bosna ve Çeçenistan örneklerindeki gibi toplumların bünyesinden tümüyle dışlandılar."
Sonuç olarak: Usame bin Ladin’in o meşhur sözünden hareket edersek, birçok muharebeden başarılı çıksa da esas savaşı kazanma şansı olmayan bir hareketten söz ediyoruz. Ama kazanamayacak olsa bile kolay kolay yenilmeyen, yenilse bile yok olması imkansıza yakın bir hareket bu. Daha önemlisi bütün bu süreçte yarattığı ve yaşattığı tahribat çok büyük.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
05.03.2025 CHP soruşturma yağmurundan nasıl etkileniyor? Hatem Ete ile söyleşi
02.03.2025 Yeni çözüm sürecine yönelik bazı itirazlar ve bunlara cevaplarım
26.02.2025 Kardeşim Ahmet Sever’e veda
25.02.2025 AK Parti diye bir parti kaldı mı?
24.02.2025 AKP’nin transferleri: “Kazan kazan” mı?
23.02.2025 AKP Türkiye’yi dönüştürürken kendisi de dönüştü
23.02.2025 AKP Kongresi: Dağ da yok fare de
22.02.2025 Tarihi ve çok zor bir dönemden geçiyoruz
21.02.2025 Haftaya Bakış (255): TÜSİAD ve Erdoğan çatışması | CHP tartışmaları | İmralı heyeti Irak’ta
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı