Türkiye’nin Kürt Sorunu - 4

25.01.2004 Vatan

DEHAP’ta aday adayı bolluğu

DEHAP’ın güçlü olduğu yerleşim birimlerinin hemen hemen tümünde 10 ila 20 aday adayı kıyasıya yarışıyor. 1995 ve hatta 1999 seçimlerinde bazı bölgelerde aday bulmakta zorlanan bir siyasi hareketin bu noktaya gelmesinin iki ana nedeni var: 1) Türkiye’de Kürt sorununda çatışmanın durması ve AB uyum paketleriyle birlikte yaşanan iyileşmeler; 2) Güneydoğu’da etkili olan HEP-DEP-HADEP-DEHAP geleneğinin, şu ya da bu şekilde belli bir deneyime ve olgunluğa ulaşmış olması.
DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, nicelikle birlikte niteliğin de arttığına dikkat çekiyor: “Aday adaylarının bilgi ve birikimlerinin de çok ilerde olduğunu görüyoruz. En ufak beldede dahi üniversite mezunları başvuruyor. İçlerinde parti üyesi olmayanlar, memuriyetten istifa edenler de var.”
Peki adaylar nasıl belirlenecek? Yerel parti teşkilatı, DEHAP’ın potansiyel seçmenleri ve sivil toplum kuruluşlarının ayrı ayrı görüşlerini alınıyor. Tabii son kararı genel merkez verecek. Başvuruların yoğun olmasının önemli bir diğer nedeni de, parti yönetiminin varolan belediye başkanlarının çoğunun değişeceğini açıklamış olması. Bakırhan bu kararın gerekçesini şöyle açıklıyor: “DEHAP sadece yerellerde iktidarlaşma mücadelesi vermiyor, yenileniyor, teknokrat-bürokrat kesimlerle buluşmak istiyor. Birikimli, yetenekli, uzman, yutsever, demokrat, ilerici, halkın değerlerine bağlı, projesi güçlü olan, kapasiteli kişiler arıyor.”
Gerçekten de 1999 yerel seçimleri öncesi, o dönem varolan HADEP’te, adayların bilgi ve becerilerinin mi yoksa siyasi kimliklerinin mi belirleyici olması gerektiği tartışılmış, sonunda siyasette karar kılınmıştı. Bu sefer tercihin teknik kapasiteden yana yapıldığı için “demokratik, katılımcı yerel yönetimler” gibi söylemler yetmiyor, aday adayları özgün projeler geliştirmek zorunda kalıyorlar. Yine de adayların belirlenmesinde tek kriterin “teknik yeterlik” olmayacağı, DEHAP üzerinde nüfuzu olan bazı kişi ve odakların önemli bazı belediyeler için siyaseten bazı isimleri işaret edeceği ileri sürülüyor.

DEHAP GENEL BAŞKANI TUNCER BAKIRHAN:

“Irak Kürtleri aşiret çizgisini aşmalı”


Geçen yıl Haziran ayında DEHAP’ın başına 33 yaşında bir ekonomist seçildi: Tuncer Bakırhan. Kamuoyunun henüz pek yakından tanımadığı Bakırhan ile Kürt sorununun geldiği aşamayı tartıştık:

Türkiye’de de Kürt sorunu hangi boyutta?
Bakırhan:
Geçmişe oranla önemli bir aşama katedildi. Sorun dünya kamuoyunun gündeminde. Çözüme dönük çok ciddi yapısal reformlar yapılmamasına rağmen sorunun Türkiye kamuoyunda tartışılması, olumlu ya da olumsuz düşüncelerin belirtilmesi de önemli. Yıllardır uygulanan politikalar asimile olmuş, demokratik taleplerinden vazgeçmiş Kürtler yaratamadı. Herşeye rağmen Kürtlerin hâlâ ülkenin birliği ve bütünlüğü içerisinde demokratik haklarıyla yaşamak istemeleri önemsenmeli. Dolayısıyla Kürtlerin taleplerinin de yaşam bulmasını sağlayacak, Kürdün de kendisini birinci sınıf vatandaş olarak göreceği, ama ülkenin birliği ve bütünlüğünü bozmayacak yasal düzenlemeler gerekiyor.

AKP’nin Kürt sorununa yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?
Bakırhan:
AKP’nin büyük bir çoğunlukla tek başına hükümete gelmesini önemsedik, çok şeyler yapabileceği inancına kapıldık. Birçok açıklamamızda, atılacak adımların arkasında olduğumuzu dile getirdik ama maalesef AKP’nin sorunları çözmeye dönük güçlü bir irade ortaya koymaktan çok uzak olduğunu görüyoruz. Halbuki çözme potansiyeline sahipler. AKP’nin değişim ve dönüşüme dönük olumlu niyetlerini kendilerinden daha çok kararlılıkla savunurduk.

Kuzey Irak’a nasıl bakıyorsunuz?
Bakırhan:
Demokratik ve federatif bir Irak’ın gerçekçi bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Ama Irak’taki Kürtlerin de demokratikleşmesi, bu yeni yapıya uygun bir değişim ve dönüşüm içerisine girmesi gerektiğini dile getiriyoruz. Federatif bir yapıda, farklı anlayışlar, inanç grupları, etnik gruplar demokratik bir şekilde kendilerini örgütlemeli, siyaset yapmalılar. Irak’taki iki Kürt partisi, belki de çatışmalı geçmişleri nedeniyle daha dar, içine kapanık bir yapıdalar. Halbuki daha kapsayıcı olmalı, aşiret çizgisini aşmalılar.

Irak’ın asli unsurları olarak Arap ve Kürtlerin sayılması doğru mu?
Bakırhan:
Elbette Irak bir halklar mozağidir. Kürtler, Araplar, Şii’ler, Türkmenler, Asuriler, Keldaniler gibi gruplar bulunuyor. Demokratik bir federasyon düşünülürken onların hakları da anayasal güvence altına alınmalıdır.

Irak’ta federasyon meseleleri tartışılıyor. Türkiye’de de tartışılmalı mı?
Bakırhan:
Varolan statükonun yanlış olduğu, çözüm üretmediği ortada. Üstü örtülmeden, çok açık platformlarda Türkiye’deki Kürtlerin ne istediği, neyi savunduğu, neyin gerçekçi olduğu, neyin Türkiye’deki yaşayan bütün insanların lehine olduğu tartışılmalı. Parti olarak cumhuriyetin demokratikleşmesini, Kürtlerin de bu ülkenin asli kurucusu olduğunun kabul edilmesini ve demokratik, kültürel taleplerinin tanınmasını savunuyoruz. Gerçekçi olsa federasyon da, bağımsızlık da, deriz ama şu anda en gerçekçi tez bu söylediğimdir.

Türkiye Kürtleri gerçekten bağımsızlık istemiyor mu?
Bakırhan:
Biz birlik ve beraberlikten yanayız. Bunu ısrarla vurguluyorum. Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde Kürt sorununa makul, gerçekçi bir çözüm bulmaya çalışan çevreler, bölücü ve ayrılıkçı olarak görülmemeli.

TÜRKİYE TARTIŞIYOR

Tayyip Erdoğan Kürt demiyor

Önümüzdeki yerel seçimlerde Türkiye genelinde yüzde 50'nin üzerinde oy alacağı tahmin edilen AKP'nin bazı yerlerde yüzde 5-10 arasında oy alacak olması Kürtleri yok sayma politikasının sonucudur. AKP bu politikasını MHP gibi açık değil gizli bir şekilde uygulamaktadır. Tayyip Erdoğan başbakan olduğu günden bugüne kadar Kürt sorunu ve Kürtlerle ilgili tek bir kelime kullanmamıştır.
Ahmet Akan-Kızıltepe

ABD’ye çok güvenmesinler
Fırat Anlı’nın dediği gibi ABD'nin en yakın müttefiki Kürtlerdir. Türkmenleri, Sünnileri, Şiileri ve özellikle Arap ülkelerini karşılarına alan Kürtler hata yapıyor. ABD daha önce de Kürtlere çok şey vadetmişti, hiçbirini yapmadı. Türkiye PKK tehlikesini atlatabilmiş değil. Şiddet yakında tekrar başlayabilir. Türkiye önce kendi içindeki Kürt sorununu halletmeli, daha sonra komşularına müdahale etmeli.
Orhan Yıldırım-Siirt

100 milyar dolarlık eroin rantı
Bölgede kurulacak bir Kürt devleti kimin işine yarar, malum. Bölgede barışı istemeyenlerin amacı en az 100 milyar dolarlık eroin rantını paylaşmaktır. Bu oyunu bozmanın bir yolu var, o da milletin devlete, devletin millete güvenmesi. Gaffar Okkan'ın yaptığı gibi. Bu bağlamda Cihan Sincar'ın barışçıl sözlerini destekliyorum. Feridun Çelik PKK militanlarını dağdan indirmeyi amaçlayan yasaya neden tepki gösteriyor, anlamıyorum. Barış zor gözüküyor ama imkansız değil. Zoru kolaya çevirmeye çalışan AKP hükümetini destekliyorum.
Mustafa Yorulmaz-Kayseri

Bunlar devlete entegre olmuş
Adlarını yazdığınız kişiler ve yazılarını yayınladığınız kişilerin çoğunu tanıyorum. Verdikleri cevaplardan anlıyorum ki bazıları tam anlamıyla devlet politikasına entegre olmuş. Kendileri şöyle veya böyle bir makama oturdukları Kürt sorununun çözülmüş veya çözülmek üzere olduğunu düşünüyorlar. Bu tür politikalar üretmek veya uygulamak Kürt halkına ihanet etmekten başka bir şey değildir. Bu tür şahıslar kendi korkuları nedeniyle ciddi bir Kürt politikası üretmek istemiyorlar. Türkiye’de Kürt sorununu çözmek her babayiğidin kârı değildir.
Şaban Aslan-Van

Dış mihrakların kozunu alalım
Türkiye’nin başında bir PKK belası vardır. PKK’nın amacı Türkiye’nin doğusunu işgal etmek, buradaki Kürt soydaşlarımızı kendine kitle tabanı yapmaktı. Bunu büyük ölçüde başardı da. Dönemin iktidarları olayın boyutunu çok geç fark etti ve oradaki insanlarımızın ihtiyaçlarına cevap veremedi. Türkiye önce kendi sınırları içindeki Kürtleri bağrına basmalı, gereken insan haklarını vermeli, böylece dış mihrakların elindeki kozu almalıdır.
Gökhan Tüntaş-Bozüyük

Türkiye kendini korumak istiyor
Fırat Anlı “Türkiye Saddam’ın rolünü oynuyor ve tam bir Kürt düşmanı pozisyonunda” diyor. Türkiye’nin, bölünmez bütünlüğünü tehdit eden düşmanlara karşı kendini korumak için bazı kararlar alması, hatta bu kararları zamanla yumuşatması, Saddam’ın katliam ve sürgün politikalarına nasıl benzetilebilir? Öyle olsa Türkiye Saddam’ın “Kürtleri yok edelim” teklifine olumlu cevap verirdi. Kuzey Irak Kürtleri Türkiye ile beraber hareket etmeleri gerektiğini anlarsa, KKTC, Azerbaycan gibi dost ve kardeşimiz olabilirler.
Ersin Bereketlioğlu-Ankara

Medyamız üç maymunu oynuyor
Medyanın Kürt sorununun çözümüne dair çok önemli bir misyonu olduğunu düşünüyorum. Maalesef medyamız hem Kürt sorununa karşı üç maymunu oynuyor, hem de çözümsüzlüğü dayatan tahrik edici bir tutum takınıyor. Medyanın diline doladığı “sözde'” kelimesini de basının tarafsızlık ilkesi açısından traji-komik bir durum olarak görüyorum. Bize uyan, işimize gelen, büyüklerimiz tarafından uygun görülen herşey normal, bize uymayan ters olan herşey sözde, öyle mi?
Serhat Kulu-Mersin

Daha ne kadar sürecek?
Benim sorum şudur: Acaba Türkiye’deki Kürt ssorunu ne kadar sürer? Biz gençler bu konuda ne yapabiliriz? Bunun önüne nasıl geçeriz? Kürt sorunu gelecek nesilleri ne kadar etkiler?
Selahattin Balcı-Antakya

Birey kabul görmek ister
İnsanın psikolojik gereksinimlerinden birincisi kabul görmektir. Her bireyin kendisine ait (etnik kimliği, cins kimliği, din kimliği, siyasi kimliği vb.) ötekinden farklı, kendi değerlerinden oluşturduğu bir kişiliği vardır. Ve herkes bu kişiliğinin kabulünü bekler. İşte Türkiye’de Kürtler bu kabulü görmedikleri için psikolojik rahatsızlık içindedirler. Birey ayrıca kendini güvende hissetmek ister. Bunun için de kendisine ait değerleri taşıyan diğer insanlarla bir arada bulunma ihtiyacı hisseder. Türkiye Cumhuriyeti, ulusal tanımı içerisinde Kürtleri almadığı için kendilerni güvende hissetmemektedirler.
M. Remzi Azizoğlu-Diyarbakır

Kürt sorunu sorunsal olmasın
“Bölünme paranoyası" siyasi bir vehimden başka birşey değildir. Çağdaş bir gereklilik olan Kürt sorunun çözümü maalesef AB’nin siyasi baskısı ve kurulacak gibi görülen K.Irak’taki federe Kürt devleti nedeniyle gecikiyor. Geçmiş sorgulanmadan gelecek için sağlıklı kararlar alınmaz, hemen demokratik süreç işletilmelidir. Bu yönde atılacak adımlar Kürt sorununu "sorunsal" olmaktan çıkaracaktır. Ya bu sorun çözülerek çağdaş uygarlığa geçilecek ya da bu sevdadan vazgeçilecek.
Rukniddin Mutlu-Malatya



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 1 22.01.2004
2 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 2 23.01.2004
3 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 3 24.01.2004
4 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 4 25.01.2004
5 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 5 26.01.2004
6 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 6 27.01.2004
7 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 7 28.01.2004
8 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 8 29.01.2004
9 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 9 30.01.2004
10 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 10 31.01.2004
11 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 11 01.02.2004
12 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 12 02.02.2004
13 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 13 03.02.2004
14 Türkiye’nin Kürt sorunu - 14 04.02.2004
15 Türkiye’nin Kürt sorunu - 15 05.02.2004
16 Türkiye’nin Kürt Sorunu - 16 06.02.2004

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı