Toplum mühendisliğinde yeni safha

08.11.2013 Vatan

Eğer google'a girip "toplum mühendisliği" diye yazarsanız karşınıza çoğunlukla Türkiye'de dindarların, cumhuriyet rejiminin kendilerine reva gördüğü baskı, yasak ve dayatmalardan şikayet ve eleştirileri çıkar. Haksız da sayılmazlar çünkü cumhuriyeti kuran irade dinin kamusal alanda görünürlüğünü büyük ölçüde sınırladı, dindarlığı "gericilik"le özdeşleştirip dindarlara "modernlik" dayattı; İslami cemaatlerin faaliyetlerine yasaklar getirdi, varkalmaya çalışanları mahkemeler, hapishaneler ve sürgünlerle bastırıp yıldırmaya çalıştı.
Cumhuriyet rejiminin toplum mühendisliği projelerinin tek hedefi dindarlar değildi. Örneğin Kürtlerin kendi dillerini, kültürlerini geliştirmeleri engellendi; gayrimüslimler yok sayıldılar veya kimi zaman üzerlerine kışkırtılmış güruhlar sürülerek ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldılar...

Devlet-mahalle elele

Özetle bu ülke, toplumu kendi isteklerine göre şekillendirmeye çalışan iktidar sahiplerinden çok çekti. 90 yılda yaşanan gerginlik, kutuplaşma ve çatışmaların çoğunun arka planında devletin, toplumun belli kesimlerini kendi istediği sınırlar içerisine çekme gayretleri ve bunda zorlandığı zaman kendisine yakın toplum kesimlerini de işin içine katması vardır: dindara karşı laik; gayrimüslime karşı Müslüman; Aleviye karşı Sünni; sağcıya karşı solcu; Kürde karşı Türk...
Başbakan Erdoğan'ın "kızlı/erkekli" diye özetlenen son çıkışını işte bu kadim devlet geleneğinin bir devamı, yeni bir toplum mühendisliği projesi, dolayısıyla yeni bir gerginlik, kutuplaşma ve çatışma zemini olarak görmek gerekiyor. Nitekim dünkü gazetelerde, Erdoğan'ı en kritik konularda neredeyse kayıtsız şartsız desteklemiş olan bazı isimlerin de benzer bir kaygıyla kendisine, henüz vakit varken fikrinden vazgeçmesini telkin ettiğini gördük.

Batı ve Avrupa'nın tavrı

Peki ne olur? Hatırlanacaktır, Başbakan Erdoğan 2004 yılı Ağustos ayında zinayı yasaklamaya kalkmış, Avrupa başta olmak üzere Batı'dan tahminlerinin üzerinde bir tepki görünce bundan caymıştı. Eğer ısrar etmiş olsaydı Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi alması imkansızlaşacak, Batı ile bağları zayıflamış olan AKP hükümeti ülke içinde derin devlet güçlerine karşı daha da kırılganlaşabilecekti.
Şu anda gündemde olan toplum mühendisliği projesinin zinadan daha vahim olduğu açık. Ne var ki Türkiye büyük ölçüde AB rotasından sapmış durumda. Başbakan da bir süredir AB'yi "cumhuriyetten sonra en büyük proje" olarak sunmuyor, hatta tam tersine ülkede yaşanan birçok sorundan AB'yi sorumlu tutuyor. Dolayısıyla ilk bakışta AB (ve diğer Batılı güçlerin) itirazının pek etkili olmayacağı, hatta Erdoğan'ı daha da bileyeceği düşünülebilir. Ancak gerek Başbakan'ın, gerekse siyasi iktidarın diğer önde gelen aktörlerinin Batı'yı aslında önemsemeye devam ettiklerini düşünüyorum. Özellikle Gezi direnişiyle birlikte yaşanan ciddi imaj yıpranmasını telafi etmeden yeni bir maceraya yönelmek hiç de akıl kârı olmasa gerek.
Lakin bu konu esas olarak bizim kendi iç meselemizdir ve 90 yıl boyunca değişik toplum mühendisliği projelerinden yeterince yorgun düşmüş olan Türkiye ne yapıp edip gençlerin özel yaşamlarına devletin hoyratça müdahalesine izin vermeyecektir.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı