HDP barajı aşar çünkü...

09.03.2015 Habertürk
Lesen Deutsch

7 Haziran genel seçimlerine yaklaşık 3 ay kaldı. Soru hep aynı: HDP yüzde 10 barajını aşabilecek mi? Daha önce bu soruyu "aşma ihtimali aşmamasından daha yüksek" diye cevaplıyordum, bir süredir "aşması artık çok kolay" diyorum. Neden böyle düşündüğüme gelince:

Herkes HDP’ye saldırıyor: AKP, CHP ve MHP’nin hedefinde hep HDP var. Bu üç parti, diğer rakiplerini HDP ile açık veya gizli işbirliği yapmakla suçluyor. Sonuçta ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: AKP+CHP+MHP=Siyasi sistem. HDP de bu sisteme karşı tek ciddi güç. Dolayısıyla HDP, 1990 başlarının Refah Partisi gibi herkesin günah keçisi durumunda ve yine dün RP’nin yaptığı gibi bu durumdan geniş bir şekilde istifade ediyor.

Başkanlık sistemi tartışmaları: HDP’nin barajı aşamayacağını bile bile, sırf Erdoğan’ın elini güçlendirmek için seçimlere parti olarak girdiği yolunda komplo teorileri bir ara revaçtaydı. Artık bunların pek duyulmaması HDP’nin barajı aşmaya yakın olduğunun kanıtı olarak gösterilebilir. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan elini çabuk tutup 7 Haziran’ın ana gündemini başkanlık sistemi yapmayı becermişti. Fakat bu durum bir aşamadan sonra en çok HDP’nin işine yarar hale geldi. Mesela şu tür akıl yürütmeler HDP’ye alakasız kesimlerden oy gelmesine yol açabilir: "Eğer HDP barajın altında kalırsa AKP başkanlık şansına daha fazla yaklaşır, ama HDP barajı geçerse iyice uzaklaşır."
Ayrıca ne CHP, ne MHP AKP’yi iktidardan alaşağı etmeyi vaat edebiliyor. HDP’nin hedefiyse makul ve ulaşılabilir: Yüzde 10 barajını geçip Meclis’te güçlü bir şekilde var olmak. "Varsın CHP ya da MHP birkaç puan düşsün... " diyerek HDP’ye kerhen oy verenler çıkabilir.

Demirtaş faktörü: HDP genel seçim kampanyasını, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yakalanan yüzde 9.8’den cesaret alarak Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın üzerine inşa edeceğe benziyor. Erdoğan, Davutoğlu, Arınç ve hükümet yanlısı gazetecilerin Demirtaş’a alabildiğine saldırıyor olmaları bunun isabetli bir strateji olduğunu gösteriyor. Öte yandan siyasi iktidarın Kürt siyasi hareketi (KSH) içinde ayrışma yaratıp Demirtaş’ı etkisizleştirme çabaları da sonuç vermekten çok uzak, hatta tam tersi etki yaratıyor. Bu arada şu notu düşmek lazım: İktidarın "Demirtaş kötü, çevresi iyi" şeklinde özetlenebilecek yaklaşımın tam karşısında bir tür "Demirtaş iyi, çevresi kötü" yaklaşımı söz konusu. Her iki zıt kanat da KSH içindeki dengeleri ya anlamıyor, ya da kendi arzularına göre eğip bükmeye çalışıyorlar.

Kürtlerin merkeze yolculuğu: Cumartesi günü Diyarbakır’daydım. Kuşkusuz içlerinde hâlâ barajı aşma konusunda endişeli olanlar var ama 7 Haziran seçimleri HDP’ye destek veren Kürtlerde bambaşka bir heyecan ve dinamizme neden olmuş. Bu heyecan ve dinamizme özgüven ve ılımlılık, sakinlik eşlik ediyor. KSH’nin militanlığı geri plana attığı bir süreçten geçiyoruz ki bunda muhakkak çözüm sürecinin etkisi vardır. (Dolmabahçe açıklamasının HDP’ye seçim öncesi doping etkisi yaptığını akılda tutmak şart) Ama en önemlisi Kürtler sistemin kendilerini daha fazla dışlamasının mümkün olmadığının bilincindeler. 7 Haziran’ı bu manada bir eşik olarak kavrıyor ve disiplinli bir şekilde çalışıyorlar.

Kürt baharı: Ülkedeki sükunetten farklı olarak Irak ve Suriye’de (IŞ)İD’e karşı yürütülen savaş çok yakından takip ediliyor. Genel olarak Kürtlerin, özel olarak PKK/KCK hareketinin ve tabii ki Abdullah Öcalan’ın bölgenin önde gelen aktörleri haline gelmesi 7 Haziran seçimlerini muhakkak etkileyecektir. Özellikle Kobani zaferi bu seçimlerde HDP’nin en önemli kozlarından biri olacağını söyleyebiliriz. AKP de sırf Kobani yüzünden eskisi kadar Kürt oyu alamazsa şaşırtıcı olmayacaktır.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
29.01.2025 Transatlantik: Rusya-Suriye ilişkileri | Trump'ın Ukrayna politikası | Gazze ateşkesinde son durum
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
24.01.2025 Haftaya Bakış (251): Grand Kartal Otel faciası | Özdağ tutuklandı | Ayşe Barım gözaltına alındı | İkinci İmralı ziyareti
23.01.2025 Diyarbakır yeni çözüm sürecini tartışıyor | Serra Bucak, Vahap Coşkun, Mehmet Kaya ve Nahit Eren değerlendirdi
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı