Yaklaşan seçimlerin aktörleri üzerine erken notlar

02.02.2015 Habertürk

Yeni Türkiye’den çok yeni AKP
Bu Ahmet Davutoğlu’nun ilk seçimi. Ne var ki Cumhurbaşkanı Erdoğan daha şimdiden olaya el koymuş durumda. Bunun bir nedeni Davutoğlu’nun kendi yerini dolduramayacağını düşünmesi olsa gerek. Fakat daha önemli bir gerekçesi var Erdoğan’ın: Bu seçimle oluşacak Meclis’in kendisine başkanlık sistemini getirmesini hedefliyor. Burada söz konusu olan sadece AKP’nin kaç milletvekili kazanacağı değil. Zira başkanlık sistemi için bugün oylama olsa mevcut AKP grubundan epey fire olabilirdi. Erdoğan, üç dönem kuralının sunduğu imkanı da değerlendirip AKP listelerinde büyük değişiklikler yapacağa benziyor. Kısacası bu seçimlerden "yeni Türkiye" çıkar mı, belli değil ama "yeni AKP" çıkacağı kesin.

CHP bildiğimiz gibi
Son Çankaya seçimini de sayarsak, bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun dördüncü seçimi. Bunların hiçbirinden liderliğini güçlendirerek çıkamadı. "Yeni CHP" iddiasını gerçekleştirme yolunda, bazı popüler olduğu düşünülen isimleri (genellikle geçici bir süre için) CHP’ye katma dışında etkili adımlar at(a)madı. Nitekim bu seçimlerde de CHP’nin bir kez daha "sağa açılma"yı deneyeceği söyleniyordu. Fakat Yunanistan’daki Syriza zaferiyle sol yine hatırlanmak durumunda kalındı. Muhtemelen bu sefer de parti olarak CHP’den ziyade bazı adayları hakkında konuşuyor olacağız.

MHP yine muamma
Mümtaz’er Türköne dün seçimlerin "ana aktörü"nün MHP olduğunu yazmış. Onun "bugünden yarına oy dengeleri değişecekse, bu AK Parti oylarının düşüşü, MHP oylarının yükselişi şeklinde tecelli edecek" önermesi "teorik" açıdan doğru olabilir ama yazısında bunun "pratik"te nasıl gerçekleşebileceği hakkında somut, inandırıcı değerlendirmeler bulmak mümkün değil. Yine de her seçim öncesi olduğu gibi bu sefer de MHP’nin bir muamma olduğunu, konjonktüre, özellikle de çözüm sürecinin gidişatına bağlı olarak sürpriz yapabileceğini söyleyebiliriz.

İlgi odağı HDP
Şu ana kadar yaklaşan seçimlerle ilgili olarak en çok HDP’nin yine bağımsız adaylarla mı, yoksa parti olarak mı gireceği tartışıldı. Parti seçeneği iyice ağır basınca da barajı aşması ya da aşmaması durumunda ne olacağı tartışılıyor. Erdoğan başta olmak üzere siyasi iktidarın önde gelen isimlerinin ve medyadaki destekçilerinin de HDP’yi dillerine dolamış olmaları, bu seçimin esas olarak AKP ile HDP, Erdoğan ile Demirtaş arasında geçeceğini gösteriyor.

Cemaat’in çaresizliği
Önce yerel seçimler, ardından cumhurbaşkanlığı seçimleri Fethullah Gülen cemaati için birer fiyasko oldu. Kime destek anlamında dokunduysa yaktı. Öte yandan Erdoğan iki seçimde de Cemaat ile savaşı temel strateji olarak belirledi ve başarılı oldu. Bu seçimlerde de benzer bir durumla karşılaşacağa benzeriz. Önceki iki seçimde az da olsa CHP ve MHP’den, bir ölçüde Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan umutlanan Cemaat bu sefer iyice çaresiz bir durumda. Cemaat’e yakın bilinen bazı yazarların AKP ve Erdoğan’ı frenleyebilecek yegane güç olarak HDP’yi görmeleri de bunun kanıtı.

Syriza’nın gölgesinde sosyalist sol
Syriza’nın zaferiyle birlikte normal şartlarda ilgi uyandırmayacak olan sosyalist solda belli bir silkinme görülüyor. Fakat önlerinde CHP veya HDP listelerinden birkaç temsilcilerini Meclis’e yollama dışında bir seçenek olduğu söylenemez.

Küçük sağ partilerin hüsranı
ANAP, DYP, DP gibi partiler devam ediyor mu bilmiyorum, açıkçası merak da etmiyorum. Bu seçimler sağdaki küçük partiler için son şans olabilir ve görüldüğü kadarıyla fazla şansları da yok. Bu listeye BBP’yi, hatta güçlü olduğunu düşündüğü yerlerde bağımsız aday çıkarmayı planlayan SP’yi bile eklemek söz konusu olabilir. Hüda-Par da SP gibi bir yol izleyebilir ancak bu partinin durumunun istisnai olduğunu, seçimlerde ne sonuç alırsa alsın varlığını sürdüreceğini düşünüyorum.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
05.03.2025 CHP soruşturma yağmurundan nasıl etkileniyor? Hatem Ete ile söyleşi
02.03.2025 Yeni çözüm sürecine yönelik bazı itirazlar ve bunlara cevaplarım
26.02.2025 Kardeşim Ahmet Sever’e veda
25.02.2025 AK Parti diye bir parti kaldı mı?
24.02.2025 AKP’nin transferleri: “Kazan kazan” mı?
23.02.2025 AKP Türkiye’yi dönüştürürken kendisi de dönüştü
23.02.2025 AKP Kongresi: Dağ da yok fare de
22.02.2025 Tarihi ve çok zor bir dönemden geçiyoruz
21.02.2025 Haftaya Bakış (255): TÜSİAD ve Erdoğan çatışması | CHP tartışmaları | İmralı heyeti Irak’ta
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı