Çözüm sürecinde muammalar dönemi

21.01.2015 Habertürk

Dün öğle saatlerinde “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı” imzasıyla uzun bir açıklama yapıldı. Açıklamanın başlığı çarpıcıydı: “İstanbul'daki bombalı eylem ne gençliğin kararıdır ne de hareketimize aittir.”
Bilindiği gibi Pazar günü İstanbul’da 7 ayrı noktaya bomba bırakılmış ve daha sonra PKK’nın gençlik örgütü olarak bilinen YDG-H, sosyal medya üzerinden eylemleri “Cizre’de yapılan katliamlara karşı” kendilerinin düzenlediğini söyleyip üstlenmişti.
KCK açıklamasındaysa şöyle denildi: “Cizre’de gerilimin arttığı günlerde İstanbul’da YDG-H adına bombaların patlatıldığı basına yansıtılmıştır. Hareketimizin ve gençliğin ne böyle bir kararı vardır, ne de bu eylemler hareketimize aittir.”

ÜÇ SEÇENEK
Her iki açıklamayı karşılaştırdığımızda kafalar iyice karışıyor. Seçenekler şöyle:
1)  Bombaları YDG-H değil “bilinmeyen” bir güç veya güçler bıraktı ama ortalığı iyice karıştırmak için onun adını kullandı.
2)  Bombaları YDG-H bıraktı ancak bunu Kandil’den (KCK/PKK) habersiz yaptı.
3)  Bombalar Kandil’in bilgisi dahilinde bırakıldı ancak çözüm sürecine olumsuz etkisi nedeniyle KCK durumu toparlamak için bu açıklamayı yaptı.
KCK açıklamasının devamında “Aynı günlerde Hakkari’de polislerin bazı yerlere bombalar koyması ve bunun açığa çıkarılması gerçeği vardır. Polislerin tutuklanmış olması, bu tür eylemlerin bu dönemde olabileceğini bir daha ortaya koymuştur” denmiş olması Kandil’in sorumluluğu “derin” bazı yapılara yüklediğini gösteriyor. Velev ki öyle. Bu takdirde Kandil’in, YDG-H adı verilen yapılanmanın her türlü provokasyona imkan sunuyor olduğu gerçeğini kabule yanaşmama (ve gereğini yapmama) ısrarını anlamak mümkün değil.
 
YİNE GERİLİMİ DÜŞÜRME ÇAĞRISI
Aynı açıklamada her geçen gün bir muammaya dönüşen Cizre gerginliği üzerine de çok şey söylenmiş. KCK bu gerginliği Öcalan’ın “yürüttüğü sürece karşı bir
Provokasyon, onun girişimini etkisiz kılma ve boşa çıkarma” çabası olarak yorumluyor. Özellikle HDP-HDK heyetinin Cizre’de Öcalan’ın mesajını halka iletmesinin hemen ardından 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın öldürülmesi hakkında “polisin bu kadar sorumsuz davranması gerçekten de anlaşılır değildir, izaha muhtaçtır” deniyor.
KCK açıklamasının sonunda bir kez daha “gerilimi düşürme çağrısı” yapılmış olması kuşkusuz olumlu. Ancak başta Cizre olmak üzere son günlerde sahiden neler olup bittiğini anlamak mümkün değil. Örneğin Cizre’de PKK ile Hizbullah (ve onların uzantıları) ve devlet dışında yerli ve yabancı aktörlerin bulunup bulunmadığını bilmiyoruz. Benzer şekilde, görüşmelerde müzakere aşamasına geçilmekte olduğunu müjdelemiş olan taraflardan herhangi birinin (veya ikisinin birden) aslında sürecin yarıda kalmasını tercih edip etmediğinden de emin değiliz.
Sonuç olarak, kritik bir aşamanın eşiğinde bir dizi tatsızlık ve sorunun, çözüm sürecinin geleceğine ipotek koyma ihtimali can sıkıyor.   

LİNÇÇİLER İŞ BAŞINDA
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Barış Ünlü, “Türkiye’de Si­ya­sal Ha­yat ve Ku­rum­la­r” isim­li der­sin final sınavında şu soruyu sormuş: “Ab­dullah Öca­la­n’­ın yaz­mış ol­du­ğu, 1978 ta­rih­li 'Kür­dis­tan Dev­riminin Yo­lu Mani­fes­to­su­' baş­lık­lı bro­şür ile 2012 ta­rih­li 'Or­ta­do­ğu­’da Ye­rel Sis­tem İn­şa­sı Olarak De­mok­ra­tik Mo­der­ni­te­' baş­lık­lı ya­zı­yı, sö­mür­ge, ulus dev­let, dev­rim­ci şiddet, de­mok­ra­si gi­bi kav­ram­la­ra/ol­gu­la­ra olan yak­la­şım­la­rı bağ­la­mın­da kıyasla­yı­nız. Bu­nu, ara­da ge­çen 34 yıl bo­yun­ca Dün­ya­’da ve Tür­ki­ye­’de ya­şa­nan de­ği­şim­le­ri ve Kürt ha­re­ke­ti­nin Kürt top­lu­mu­nun ya­şa­dı­ğı dö­nü­şüm­le­ri içe­re­cek şe­kil­de ya­pı­nız.”
Kendisini tanımıyorum, ama çok takdir ettim. Sırf bu soru nedeniyle Ünlü’nün yeni çıkan bir gazete tarafından hedef gösterilmesine de hiç şaşırmadım.
Ama boşuna uğraşıyorlar ve bunun da farkındalar!




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
17.09.2023 Son mafya operasyonlarının düşündürdükleri: Devlet uğruna kurşun atan da kurşun yiyen de şerefli midir?
15.09.2023 Haftaya Bakış (180): Özgür Özel’in adaylığı – Mafya operasyonları – Sezgin Tanrıkulu olayı
11.09.2023 Yarım kalan helâlleşme: Kılıçdaroğlu, Sezgin Tanrıkulu’nu neden yalnız bıraktı?
10.09.2023 İYİ Parti’nin bitmek bilmeyen kimlik sorunu
09.09.2023 Edip Yüksel’le sohbet: Türkiye’de dinî hayat ve İslâmî hareketlerin krizi
08.09.2023 Haftaya Bakış (179): Akşener ve İYİ Parti’nin yerel seçim stratejisi – OVP seçim yatırımı mı? CHP 100 yaşında
06.09.2023 Transatlantik: Soçi Zirvesi’nden ne çıktı? G20’ye rakip olması beklenen BRICS Türkiye’yi davet eder mi?
04.09.2023 Ebrar’dan niçin korkuyorlar?
04.09.2023 Prof. Mustafa Öztürk ile söyleşi: Geleneksel İslâm’ın Kritiği
03.09.2023 Bir kez daha Erdoğan’ın insafına kalmış durumdayız
17.09.2023 Son mafya operasyonlarının düşündürdükleri: Devlet uğruna kurşun atan da kurşun yiyen de şerefli midir?
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı