Gemiler batarsa kimler kaçar, kimler kalır?

02.03.2014 Vatan

Fethullah Gülen cemaatinin 1990’lı yılların ortalarında başlattığı dışa açılma stratejisinin önde gelen isimlerinden biri Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın ilk başkanı Latif Erdoğan’dı. Gülen’in hayatını anlattığı, 1995’te çıkan "Küçük Dünyam" adlı kitabın yazarı olan Erdoğan’ın, 3 yıl sonra vakıf başkanlığını bırakıp Cemaat içinde pasifleşti, yakın bir zamanda da tüm bağlarını koparttı.
Bir süredir Akit Gazetesi’nde köşe yazan Erdoğan, fazla dikkat çekmek istemediğinden olacak ki gazetenin çizgisinden farklı olarak "sakin" yazılar kaleme alıyordu. Fakat geçtiğimiz günlerde Sabah Gazetesi’ne bir mülakat verip Cemaat’i çok sert biçimde eleştirdi, hükümete destek verdi.
Erdoğan, "Cemaat nasıl kurtulur?" başlığını uygun gördüğü dünkü yazısında
"Kuyuya nerden düşüldüyse çıkış yeri de orasıdır. Kaybedilen değerler tekrar kazanılmadıkça, kurtuluş imkânsız" diyor ve bu değerleri doğruluk, dürüstlük ve sadakat olarak sıralıyor.
Birçok kişinin de onun gibi, Cemaat’in çok zor durumda olduğuna inandığını biliyorum. Örneğin yakın bir zamanda başka bir vesileyle bir araya geldiğimiz bir grup meslektaşla sohbet ederken, hükümete bakışları farklı olsa da hemen hepsinin böyle düşündüğünü gördüm ve hayretimi de ifade ettim. Onlar da benim kendileri gibi düşünmüyor olmama şaşırdılar.

Kendini adamış kadrolar

AKP gibi güçlü bir parti ve Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderle açık bir savaş yürütmenin kolay olmadığı, bu yüzden Cemaat ile Gülen’in bizzat kendisinin sıkıntı içinde olduğu muhakkak. Ancak gelinen aşamada Cemaat’in bu savaşı kaybedeceğinin (veya daha doğru deyişle bu savaşın en büyük kaybedeni olacağının) çok somut işaretleri yok ya da var ama ben göremiyorum.
Aslında, daha savaşın çok başlarında olduğumuzdan böylesi bir tartışma için çok erken olduğunu bile söyleyebiliriz. Bunun yerine savaştaki güçler dengesini daha iyi anlamamıza yardımcı olacak bazı konuları derinlemesine ele almak daha yararlı olabilir.
Bu bağlamda bugün Cemaat ile hükümetin tabanlarını karşılaştırmak istiyorum. Önce Cemaat’e bakacak olursak çok katmanlı bir tabanla karşılaşıyoruz. Çekirdekte, sayıları binlerle ifade edilen hareketin kadroları var. Bunlar yurt içi ve dışındaki okullarda, medyada ve diğer sektörlerde faaliyet yürüten kurumlarda görev alıyorlar. Bunlar çok sıkı bir şekilde Gülen’e ve harekete bağlılar. Mutlaka kafaları karışık olan, yaşanan gelişmelerden dolayı üzüntülü ve tedirgin olanlar vardır ama çoğunluk birlikte ve daha fazla dayanışma duygusuyla hareket ediyor. Bu kadrolardaki kendini adamış olma hali ve hareket içindeki disiplinli yapı nedeniyle siyasi iktidarın Gülen hareketini bölmeye yönelik planlarının başarılı olma şansı çok yüksek değil.

Cemaat'in genişleyen nüfuz alanı

Çekirdek kadrolar konusunda çok ciddi bir sorun yok lakin Gülen hareketi özellikle son yıllarda nüfuz ve etki alanını çok genişletti. Özellikle eğitim alanındaki başarılarını takdir eden diğer muhafazakârların da desteğini almaya başladı. Ama bunların ciddi bir bölümü aynı şekilde AKP iktidarını da takdir ediyor. İşte bu kesimde çok ciddi bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Bu kavgadan rahatsızlar. Yakın zamana kadar Gülen ve Erdoğan’ı belki de eşit ölçüde seven bu kişilerin çok azı Cemaat veya AKP’den yana açıkça tavır alabiliyor ama büyük bir çoğu bu olayın daha fazla büyümeden bitmesini tercih ediyor. Barışın mümkün olamayacağını görüp iki tarafa birden küsenler de çıkabiliyor.

Gemiler batarsa

Cemaat’te hem Gülen’in kendisi, hem de hareketin bütünüyle kurulan bir ilişki varken bir süredir Erdoğan figürü üzerinden yürüyen AKP’deyse esas olarak onunla kurulan ilişki belirleyici. AKP tabanını kendi arasında güçlü tutan hususların en önemlisi iktidar. İktidarı kaybetme durumundaysa bu tabanın içerisinde ciddi çatlaklar olabilir.
Öte yandan Gülen hareketi de yakın zamana kadar siyasi iktidarla beraber hareket ediyordu, onun nimetlerinden sonuna kadar yararlanıyordu. Yani Erdoğan "Ne istediniz de vermedik?" diye boşuna sormadı. Fakat Cemaat artık iktidarın karşısında, ona savaş açtı ve doğal olarak iktidar tarafından baskıya uğruyor. Buna rağmen en azından şimdilik çok büyük fire verdiğini görmedik. Ama AKP tabanında, iktidarın elden gitmekte olduğu duygusu ortaya çıkar, Erdoğan’ın başbakanlığı kaybetme ihtimali belirirse birtakım kırılmalar olabilir.
Özetle AKP gemisinin su aldığı imajı ortaya çıkarsa gemiyi terk edecek çok kişi çıkabilir ama Cemaat için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Cemaat içinde gemi batsa bile gemiyle birlikte batmaya hazır çok fazla kişi olduğunu söyleyebiliriz. 




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı