Boşuna umutlanmayın, Diyanet hep aynı Diyanet

17.05.2014 Vatan

Soma faciasına karşı siyasi iktidarın tutumunun üç ayağı bulunuyor:
1) Her yönüyle bir "iş cinayeti" olduğu aşikâr olan, resmi rakamlarla yaklaşık 300 kişinin hayatına mal olması nedeniyle pekâlâ "katliam" olarak niteleyebileceğimiz bu faciayı bir "kaza", buna bağlı olarak da takdir-i ilahi olarak görüp göstermek;
2) Facianın hesaplaşmasını da büyük ölçüde öbür dünyaya havale etmek;
3) Tüm ülkenin bu faciayı tevekkülle karşılamasını temin etmek için dini faaliyetleri ön plana çıkarmak.
Dün ülke çapında kılınan gıyabi cenaze namazları ve tüm camilerde okutulan Soma ile ilgili cuma hutbesi bu stratejinin önemli birer parçasıydı. Galiba fazla safım: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın faciayı bütün yönleriyle Allah’a havale etme yaklaşımına isyan olmasa bile itiraz etmesini bekliyordum. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, hükümetin bu stratejisinin dindar insanları da fazlasıyla tedirgin etmiş olduğunu mutlaka görmüştür diye düşünüyordum.

Hayal kırıklığı

Dün Soma’daydım. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın facianın yaralarının sarılmasına katkıda bulunma amacıyla yaptıkları temasları izledim. Bu vesileyle kısa süreliğine de olsa kentteki o acı atmosferi soluma, Somalılarla ve ilk andan itibaren orada bulunan meslektaşlarımla sohbet etme imkânım oldu.
Bu nedenle cuma hutbesini canlı dinleme imkânı bulamadım, ancak sağduyusuna güvendiğim bir dindarın cuma namazının hemen ardından sosyal medyadan yaptığı şu değerlendirme umduğumun değil korktuğumun gerçekleştiğini gösteriyordu: "Fevkalade bir cuma hutbesiydi. İşçi çalıştıran, yöneten kimse rahatsız edilmedi. ‘Ölüyorlarsa Allah öldürmüştür’ hutbesiydi. ‘Dua edersiniz de duanız kabul edilmez’ diyor (Hz. Muhammed) SAV böylesi durumlarda."
Bunun üzerine Diyanet’in internet sitesinden hutbe metnini bulup okudum. Tabii ki ve maalesef beklentilerimin boşuna olduğunu, hükümetler ve başkanlar değişse de Diyanet’in aynı Diyanet olarak yollarına devam ettiklerini bir kez daha gördüm.

Acı derslerden ibret

Haksızlık etmeyelim, müminlere sabır, tevekkül, kardeşlik, diğerkâmlık, fedakârlık, yardımlaşma, dayanışma ve sükûnet telkin eden hutbenin sonlarına doğru şöyle deniyor: "Kader ve ecel, insanoğlunun ihmal ve sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz. Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz."
Ancak bu sözlerin "acı hadiselerden ders ve ibret alma" babında söylenmiş olduğunu da unutmayalım. Zaten hutbede "müminler, bilhassa insan sağlığı ve hayatı açısından risk oluşturacak işlerde, hiçbir şekilde tedbirsizlik zaafı içine düşmezler. Sevgili Peygamberimiz’in ifadesiyle müminler, yaptıkları her türlü işi ‘en güzel ve en sağlam’ şekilde yaparlar" deniliyor ve hemen ardından şöyle nokta konuluyor: "Sonra da Allah’a tevekkül ederler."
Kimseye, hele Diyanet yöneticilerine İslamiyet’i öğretmeye kalktığım yok. Başta da belirttiğim gibi camilerde Diyanet aracılığıyla bir "sivil İslam isyanı" bekliyor da değilim. Ancak Soma’daki facianın sorumlularının tespitinin ve cezalandırılmasının öneminin altını çizmek yerine öncelikle sabrı, tevekkülü telkin etmeleri, yani resmi söylemin peşine bu kadar takılmaları ne Türkiye’nin, ne siyasi iktidarın, ne de Diyanet’in hayrınadır.
Anlaşılan Soma faciasının her geçen gün bu ülkenin dindarları için de bir milat hâline gelmekte olduğunu görmüyor ya da görmek istemiyorlar. 




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı