Batılı gözüyle radikal İslam geleneksel İslam 2

19.06.1991 Cumhuriyet

Fransız araştırmacı Alain Rousillon, Mısır’da İslami kesimler arasındaki tartışmaların “el kesme”ye kadar uzandığını söylüyor
Mısırlı İslamcılar şeriat istiyor


— Mısırlı entelektüellerin krizde olduğu söyleniyor...
ROUSILLON — Bir gerçek kriz var, bir de lafı edilen. İkisi birbirinden farklı. Mısırlı aydınlar kendileri söz konusu olduğunda hep bir krizden bahsederler. Bilebildiğin] kadarıyla yüzyılın babından itibaren Mısırlı aydınlar kendi tarihleriyle, dünyayla başa çıkmak zorunda kaldıkları andan itibaren kriz durumundalar. Ama sahiden bir kriz var mı? Sanıyorum yok. O kadar zamanı kriz edebiyatı yapmaya harcayacak kadar kötü dununda değiller. Ben Mısırlı sosyologlar üzerinde araştırma yaptım. Onları izleyerek toplumdaki devindirici güçleri bulma niyetindeydim. Tümü üniversite bünyesinde.
Üniversite içinde olup bir şeyler yapmak pek zor. Dersler, sınavlar, içinde kayda değer hiçbir şeyin olmadığı el kitapları yayımlama zorunluluğu -aslında bundan çok iyi para kazanıyorlar. Ne kadar öğrencileri varsa o kadar bastırıyorlar. Tabii öğrenciler satın almak zorunda. Sonra yüzde 80-90’a varan telifler alıyorlar- Sonuç olarak zamanlarının büyük çoğunluğu bu tür işlere gidiyor. Bu açıdan gerçekten bir kriz var. Öte yandan Mısır’da aydın olmanın müthiş ayrıcalıkları var.

Devlete bağlı aydın
— Galiba devlete bağımlılar...
ROUSILLON — Evet aydınlar, sanatçılar, herkes için bu geçerli. Hiç fena kazanmıyorlar. Hepsinin bir mevkii var. örneğin Mısır’da bir sanat piyasası yok. Eşim bir galeri açtı, bu piyasanın oluşmasına katkıda bulunmak istedi. Mısır’da, özellikle Kahire’de devlet galerileri var. Eserlerini sergileyen sanatçı devlete yüzde 2 gibi çok küçük bir ücret ödüyor. Ama sergilerin ne bir kataloğu var, ne bir şeyi. Ama herkes memnun, senede bir sergi açabiliyorlar.
Eşim ise kendi zevkine göre bildiğimiz anlamda gerçek, profesyonel bir galericilik yapmaya çalıştı. Sonuçta Mısır’ın bir numaralı galerisi ortaya çıktı. Ne var ki Mısır burjuvazisi bir Mercedes’e ödediği parayı bir tabloya ödemeye hazır değildi. Kısacası sosyal-kültürel vs. etkinlikler aynı ölçüde paraya çevrilemiyor.
Örneğin Mısır’da bir romancının, bir öykücünün kitabını bastırabilmesi çok çok kolay. Çünkü çok sayıda yayıncı var, ama piyasa yok. Yani her yayıncı kendi yayınlarını satmak zorunda. Dağıtım şebekesi yok. Bir-iki kitapçı var, o kadar. Bir kitabı satın almak istiyorsan yayıncısına gitmek zorundasın. Bazı avant-garde ya da solcu kişiler kendi yapıtlarını pazarlama yolları deniyor, ama pazar yok. Korkunç bir şey bu. Yine örneğin Kahire’de tek bir plakçı dükkânı yok. Kaset de yok. Kuşkusuz popüler kasetler satan bir-iki dükkân var, ama klasik müzik. Batı müziği dinlemek isteyenler yurtdışına gidenlere sipariş vermekten başka bir şey yapamıyorlar. Aynı şey yabancı kitaplar için de üç aşağı beş yukarı geçerli. Sonuç olarak Mısırlı aydınlar tam anlamıyla dış dünyadan kopuklar. Geçenlerde Marmara Üniversitesi’ne gittik. Kütüphaneyi gezdik. Türkçeye çevrilip basılmış eserlerin listesi bir Mısırlı için tahayyül bile edilemez.

— Özel olarak İslamcı aydınlara geçecek olursak...
ROUSILLON — İslami hareketin temel mantığı Kuran’ı, sünneti, İbni Teymiyye’yi ve belki de Seyyid Kutb’u bilmek ve gerisini önemsememektir. Kendi özel tarihleriyle bile çok fazla ilgilendikleri söylenemez. Örneğin Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh, Reşid Rıza çok önemli değildir. Oryantalistler, Batı düşüncesi çok daha az bir ilgi görür. İslamı seçtiği için olsa gerek Roger Garaudy dışında yabancı bir yazar yoktur. Kuşkusuz birkaç istisna var. Bunlar daha çok İslami Sol denen çevreden öğretim üyeleri. Örneğin Kahire Üniversitesi’nde dilbilim profesörü olan ve İmam Gazali üzerine çalışmalar yapan Nasr Ebu Zeyd. Onun için, Muhammed Arkun’un yaptığını içeriden yapmaya çalışan bir aydın denebilir. Bir de Hasan Hanefi var. Hanefi tek başına İslami Sol’dur. Humeyni’yi ilk o çevirmiştir. Batı düşüncesini çok iyi bilir. Ama bir düşünür olmaktan çok iyi bir ideologdur.
Mısır’da gerçek entelektüel tartışmalar olmadığı için birinin kendisini gösterebilmesinin en kolay yolu gazeteler aracılığıyla yürütülen polemiklere katılmaktır. İslami kesim içindeki tartışmalar çok verimsiz, kısırdır. Çünkü fazlasıyla akademiktir. Şeriatın nasıl uygulanacağı çerçevesinin dışına çıkılamaz. Fıkıh, hudut tartışılır. Mısır’da İslami hareket şeriatın uygulanmasından yana. Ama bunun zenginleştirilmesi yolunda bir çaba yok. Sedat’ın öldürülmesinden önce mecliste bir komisyon, var olan kanunların şeriata nasıl uydurulabileceği konusunda çalışmalar yaptı. Sonuçta kanunların yüzde 95’inin zaten şeriata uygun olduğu kararına vardı. Geri kalan yüzde 5 ise hudud kapsamına giriyor, işte dram burada. Şeriatı ya uygularsın ya uygulamazsın. Tartışmalar bu anlamda tıkanıyor, hiçbir teorik açılım getiremediği için anlamsızlaşıyor. İş dönüp dolaşıp el kesmeye filan geliyor. Yalnızca dikkat çekmeyi, karşı tepkileri doğurmaya yarıyor bu tartışmalar.
Politik alanda da İslami olmayan tartışma konularının İslamileştirilmesi var. Örneğin İsrail’le anlaşma imzalanması ulusal bir sorundur, bölgeye nasıl baktığınla ilgilidir, İslami değildir. Diğer bir konu da İslami finans kuruluşları. Mısır’da yüzde 30 enflasyon var. Yurtdışında Mısırlılar para kazanıyor, bunu ülkelerine götürmek istiyorlar, ama değerinin azalmasını da istemiyorlar. Herkes faizin, ribanın haram olduğunu filan tartışıyor. Halbuki tartışılması gereken Mısır ekonomisinin kendisi.

— Ya radikaller? Sayıları az olsa da İslami bir devrimi savunuyorlar. Bu bakımdan bir siyaset düşüncesi geliştirmeleri gerekmiyor mu? 

İslamcılar, devlet ve tahrik

ROUSILLON — Hayır. Şeriatın uygulanması anlamında radikal olmak ne demek: Sakal bırakmak, gündelik hayatta tecrit, kadınların örtünmesi... Ama bu insanlar hayatlarını da kazanmak zorunda.
Aynı kişiler Batılı malların satıldığı marketler açıp adını “Karavan” vs. koyabiliyorlar. Ya politik bağlanmaları yok ya da darbeciler. Yaklaşık bir yıl önce içişleri bakanı değişti. İslamcılara karşı epey zalim olan bir general gitti, yerine İslami çevrelerce sevilen, ama eskisi kadar zalim bir adam geldi. Mısır’da İslamcılar ile devlet arasındaki güç ilişkisi karşılıklı tahriklerle yürüyor, iktidarı eleştiriyorlar, ama devletle alıp veremedikleri yok. Daha çok video dükkânlarına, içki içilen yerlere saldırmak gibi eylemler yapıyorlar.
Eski bakan zamanında çok sayıda sakallı gözaltına alınır, yargı organları tarafından hemen tahliye edilirlerdi. Mısır adalet mekanizması özgürlüğüne çok düşkündür ve polisle çekişme halindedir. Yani İslamcılar alınıyor, bırakılıyor, tekrar alınıyor, tekrar bırakılıyordu. Yeni bakanla birlikte Mısır yönetimi sistemin kabullenebileceği İslamcıların sayısını daha geniş tuttu. Örneğin Sedat’ın öldürülmesine fetva veren âmâ Şeyh Ömer Abdurrahman yurtdışına çıkabiliyor, bürosunda faaliyet gösterebiliyor. Şimdi de Sudan’da.
Öte yandan yeni yöntemlere başvuruluyor. Kahire’nin göbeğinde Cihat grubunun iki numaralı lideri öldürüldü. Söylentiler gizli servis tarafından vurulduğu şeklinde. Cihat’tan ayrılan küçük bir gruba baskın yapıldı, dört kişi öldü. Artık İslamcıların silahlı bir kolu olduğunu sanmıyorum. Kısacası devlet, sisteme entegre olmaya çağırıyor İslamcıları, olmayanları ise fiziki olarak tasfiye etmeye çalışıyor.

— İslamcılık ve milliyetçilik kavramları Körfez krizi ve savaşı boyunca Mısır’da nasıl bir karşılıklı etkileşim içindeydi?
ROUSILLON — Müslüman Kardeşler’in öteden beri milliyetçi bir gelenekleri var, özellikle Filistin konusunda. Bugün bunun hâlâ varlığını koruduğu ortaya çıktı. Ama bu milliyetçilik bir tür yabancıları sevmemek gibi bir şey. Bu biraz da Mısır’ın geneline özgü. Yabancılar sevilmez çünkü kadınlar örtülü değildir vs.

— İslamcılarla milliyetçiler arasında ilişkiler nasıldı Körfez krizi boyunca?
ROUSILLON — Mısır’da Müslüman Kardeşler ile Nasırcılar kültürel ve sosyolojik bakımdan çok büyük farklılıklar arz etmiyor. Birçok durumda da aynı tavırları alıyorlar. İsrail konusunda, Körfez savaşı boyunca aynı temelde yer aldılar.

— Saddam’ı desteklemek söz konusu muydu?
ROUSILLON — Tek bir Mısırlı bulamazsınız ki Irak’ın Arap dünyasında liderliğini kabul etsin. Öte yandan son on yıl içinde çok sayıda Mısırlı Irak’a çalışmaya gitti. Bir Mısırlının vize almadan gidebildiği iki Arap ülkesi var: Ürdün ve Irak. Turist olarak Irak’a gidip iş bulmaları halinde orada kalabiliyor Mısırlılar. Ayrıca Irak hükümeti son yıllarda ülkelerine gelmeleri için Mısırlı aydınlara oldukça cazip olanaklar sundu, bu teklif büyük ölçüde kabul edildi.

Mısır solu Brejnevci

— Mısır solunun durumu nasıl?
ROUSILLON — Küçük gruplardan ibaret. Son seçimlerde yüzde 3’e yakın bir oy alabildiler. Mısır solu hâlâ Brejnevci, glasnost ve perestroyka onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor. İslamcılar kuşaklar arası sürekliliği gerçekleştirebildiler. Mısır solunun yaş ortalaması ise neredeyse 70. Kuşkusuz genç militanlar da var, ama bana en önemli isimlerini soracak olursanız size sadece ve sadece çok yaşlı insanları sayabilirim.

— Müslüman Kardeşler de merkezi denetim ağırlıklı mı?
ROUSILLON — Müslüman Kardeşler çok yaygın bir örgütlenme. Mısır dışında değişik ülkelerde yaşayan üyeleri de var. Ama faaliyetler konusunda çok sıkı bir merkezi disiplinden söz edilemez. Örneğin Körfez krizi boyunca, değil tabanda, yönetici kadrolar, önde gelen isimler arasında bile görüş ayrılıkları olduğu görüldü.

— Türkiye’de yıllardan beri Müslüman Kardeşler’in bir kolu olduğu sanılır, iddia edilir, ama hiçbir somut gösterge yok...
ROUSILLON — Gerek yok ki. Türkiye’de çok önemli bir laiklik olgusu var. İslamcılar kimliklerini buna karşı oluşturabilirler. Yani devlete cephe alabilirler. Suriye’de de Sünni çoğunluk iktidardaki Alevilere karşı bir muhalefet geliştirebilir. Aynı şekilde Afganistan’da herhangi bir anda ciddi tavırlar geliştirilebilir. Ama Mısır’da Müslüman Kardeşler hiçbir zaman devletlerden ayrı bir toplum projesi geliştirmediler. Hep onunla birlikte oldular.

— Mısır’da kimsenin iktidarı almaya yanaşmadığı söylenegelir. Örneğin Müslüman Kardeşler toplumsal etkinliklerini politik alana olduğu gibi tercüme etseler devleti epey zor durumda bırakabilirler, ama iktidarı alıp başarısız kalmaktan korkarlar denir. Ne diyorsunuz?
ROUSILLON — Yakında cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Bir dizi muhalefet partisi var, Müslüman Kardeşler’in milletvekilleri var, hiçbiri aday çıkarmadı. Ülkenin birlik ve beraberliğini düşünebilirsiniz, ama muhalefet olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday çıkartmak sizin görevinizdir, bundan kaçamazsınız. Mısır’da iktidara talip olmak ayıp gibi bir şey. Sedat iktidara bir hükümet darbesiyle geldi. Ama ne yaptı? “Ben iktidara talip değildim, ama ötekiler iktidarı istiyordu. Benim yaptığım onları engellemek” dedi. Sedat öldürülünce Mübarek onun yardımcısı olarak başa geçti, yine “iktidara talip olmadan, bir bakıma mecbur kalarak”.



*  *  *


Müslüman Kardeşler. Ülkenin en önemli baskı grubu
Mısır İşçi Partisi listesinden üyelerini meclise sokan örgüt, toplumu dönüştürerek iktidarı kuşatma stratejisini yıllar boyunca başarıyla uyguladı, öyle ki sonuçta kuşatılacak iktidar kalmadı. Radikal İslamcılara göre iktidar Müslüman Kardeşler’i kuşattı.

Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslim)
Mart 1928’de 7 kişi tarafından bir köy evinde tohumu atılan Müslüman Kardeşler’in “yarım milyon aktif üyeye sahip” olduğu 1945’te kurucusu ve lideri öğretmen Hasan El Benna tarafından açıklandı. 1950’den itibaren üye sayısı milyonlarla ifade edilen Müslüman Kardeşler, tarihleri boyunca devletle ilişkileri konusunda istikrarlı bir çizgi izleyemediler. Değişik hükümetler kitlelere ulaşmak için onlardan
yararlandı, kimi durumda ise örgütü yasa dışı ilan edip geniş çaplı tutuklamalara, sokakta infazlara ve idamlara girişti.
Örgüt içinde var olduğu iddia edilen “Gizli örgüt” adlı silahlı gruba atfedilen birtakım suikastlar dışında Müslüman Kardeşler’in şiddet yoluna başvurduğu görülmedi.
Sedat’ın 1971’de çıkarttığı afla birlikte Müslüman Kardeşler yeniden ılımlı bir çizgiye geldi. Enver Sedat’ın El Cihad adlı radikal grup tarafından öldürülmesini kınayan Müslüman Kardeşler, kültürel ve toplumsal düzlemde yürüttükleri faaliyetlerle Mısır’ın belki de en önemli baskı grubu. Mısır İşçi Partisi listesinden üyelerini meclise de sokan Müslüman Kardeşler, toplumu dönüştürerek iktidarı kuşatma stratejisini yıllar boyunca öylesine başarıyla uyguladılar ki sonuçta kuşatılacak iktidar kalmadı. Ya da radikal İslamcıların kendilerine yönelttiği eleştiriye göre iktidar Müslüman Kardeşleri kuşattı.

Yazının orjinal hali



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Batılı gözüyle radikal İslam geleneksel İslam 1 18.06.1991
2 Batılı gözüyle radikal İslam geleneksel İslam 2 19.06.1991
3 Batılı gözüyle radikal İslam geleneksel İslam 3 20.06.1991
4 Batılı gözüyle radikal İslam geleneksel İslam 4 21.06.1991
5 Batılı gözüyle radikal İslam geleneksel İslam 5 22.06.1991

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı