Altı başlıkta Gül'ün siyasete vedası

19.04.2014 Vatan

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecekle ilgili bir siyaset planımın olmadığını burada paylaşmak isterim" diyerek Cumhurbaşkanlığı seçimleri süreciyle ilgili tartışmaların akışını büyük ölçüde değiştirmiş oldu. Gül'ün sözlerini analiz edecek olursak:

Anlam: Dün gün boyu Gül'ün bu cümlesinin ne anlama geldiği tartışıldı. Birçokları gibi ben de bu sözlerden Gül'ün ikinci kez cumhurbaşkanlığı için aday olmaya itirazı bulunmadığı, fakat Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkmak istemesi halinde AKP liderliği ve başbakanlığı düşünmediği anlamını çıkardım. Gül'ün Erdoğan'ın karşısında muhalefetin desteğini alarak cumhurbaşkanlığı yarışına girmek istemediği de aşikâr.

Neden: Yakın zamana kadar ilk akla gelen ve en makul formül olarak görünen "Erdoğan cumhurbaşkanı, Gül Başbakan" seçeneğinin Gül'ü cezbetmediği anlaşılıyor. Bunun bir nedeni Erdoğan'ın beklenmedik bir şekilde "eşbaşkanlık" sistemini gündeme getirmesi olsa gerek. AKP'nin kuruluşunda en az Erdoğan kadar emeği olduğunu düşünen Gül'ün cumhurbaşkanlığı gibi bir görevin ardından siyasete dönünce iktidarını paylaşmak istemediği anlaşılıyor. Ama daha önemli neden Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkması halinde de facto olarak "partili cumhurbaşkanı" kimliğine sahip çıkarak yürütmeyi, hatta yasamayı, dolayısıyla partiyi kendi otoritesine tabi kılmak isteyeceğinin işaretlerini vermekte olmasıdır. Gül "bugünkü şartlar" derken herhalde bu durumu, yani Erdoğan'ın söz konusu niyet ve stratejisini kastediyor.

Yer: Gül önceki gün Ankara'da TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nın onur konuğuydu. Orada önemli siyasi mesajlar vermesi beklenirken, dün de yazdığımız gibi "cool" bir konuşma yaparak hayal kırıklığına yol açtı. Gül'ün bu önemli siyasi açıklamayı TÜSİAD toplantısı yerine Kütahya'yı ziyaretinde yapmış olmasının sembolik anlamı yabana atılmamalı.

Zaman: Gül henüz Başbakan Erdoğan ile cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili konuşmuş değil. Eğer bu açıklamayı o buluşmanın ardından yapmış olsaydı, "istediğini elde edemediği için..." şeklinde yorumlar yapılabilirdi. Zaten Gül, siyasi geleceği için Erdoğan'la pazarlık yaptığı yolundaki yorum ve spekülasyonlardan rahatsız olduğunu değişik vesilelerle ima etmişti. Onun yine değişik vesilelerle, siyasi geleceğine bizzat kendisinin karar vereceğini alenen beyan etmiş olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla dünkü cümlesini, Gül'ün kendi iradesine sahip çıkmasının ifadesi olarak görmek mümkün.

Bundan sonra: İlginç bir şekilde Gül bu açıklamasıyla hem kendi rahatladı, hem de Erdoğan'ın elini rahatlatmış oldu. Ne var ki kendisinin cumhurbaşkanı adayı olması halinde Gül faktörünün devreden çıkacak olması AKP liderinin önüne yeni sorun ve sıkıntılar çıkartabilir. Bunların en başında parti ve hükümetin başına kendisinin ve Gül'ün yerine kim(ler)in geçeceğini belirlemek geliyor. Eğer Gül talip olsa, bu görevlerden herhangi birini, hatta her ikisini birden üstlenmesine pek bir itiraz gelmezdi. Şimdiyse AKP içinde bu görevlere talip olacak isimler arasında bir tür yarışa bile tanık olabiliriz.

Sonuç: Gül'ün kısaca "ben yokum" diye özetlenebilecek açıklamasıyla birlikte ona yatırım yapmış veya yapmayı düşünen kişi ve odaklarda ciddi bir hayal kırıklığı yaşanacak ve buna bağlı olarak yeni arayışlar başlayacak. Öte yandan kendi siyasi hayatlarını Gül ile irtibatlı bir şekilde kurgulamış olan, kimi kritik görevlerdeki bazı AKP'lilerin de onunla birlikte siyasetten uzaklaşmaları beklenebilir ki bunların bazıları zaten, eğer değişmezse AKP'nin üç dönem kuralına takılıyorlar.
Peki buradan yeni bir siyasi hareketin temellerinin atılmakta olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz? Gül'ün deyişiyle "bugünkü şartlar çerçevesinde" kesinlikle hayır. Sonrasıysa tabii ki meçhul.
Erdoğan'ın Köşk'e çıkması halinde siyasi gelişmeleri "kenardan" izleyecek olan Gül'ün kendisi istemese bile, hep bir alternatif olarak algılanacak olması şaşırtıcı olmaz.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı