Suriye Kürtleri neden sahipsiz?

20.09.2014 Vatan
Kurdî bixwîne

(IŞ)İD günlerdir Suriye'de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ve Rojava olarak adlandırılan bölgenin tam ortasında yer alan ve "kalbi" olarak görülen Kobani'ye üç koldan saldırıyor. Fakat Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinin hemen karşısında yer alan Kobani'de olup bitenler ülkemizde fazla bir yankı bulmadı, ta ki birkaç bin sivil sınıra yığılana dek. Aslında benzer bir durum uluslararası topluluk ve medya için de geçerli. (IŞ)İD ile mücadelenin gündemin birinci maddesi olmasına rağmen, ABD liderliğindeki uluslararası "gönüllüler koalisyonu"nun ilan edilmesinin hemen ardından yaşanan bu taarruza karşı ilgisizliği nasıl açıklayabiliriz?

Ankara'nın kaygıları

Bunun önde gelen nedeni, Rojava'da siyasi inisiyatifin PYD, askeri inisiyatifin YPG ve onun kadın kolu olan YPJ'de olması gerek. Çünkü PYD ile YPG/YPJ Abdullah Öcalan çizgisindeler ve "PKK'nın Suriye'deki uzantıları" olarak görülüyorlar. Nitekim kısa süre önce Rojava'da Öcalan'ın "demokratik özerklik" perspektifinden hareketle üç ayrı kanton (Afrin, Kobani, Cizire) ilan edildi. Diğer bir deyişle Kürt nüfusunun en düşük olduğu Suriye'yi, konjonktürün sunduğu imkanları sonuna kadar değerlendiren PKK hareketi bir nevi laboratuvar olarak görüyor.
İşte tam da bu nedenle, Kürt siyasi hareketinin tabiriyle "Rojava devrimi" gerek Ankara, gerek Erbil'de başından beri rahatsızlık yaratıyor. Öncelikle, Türkiye'deki silahlı güçlerini çekmeyi durduran PKK'nın buna ek olarak Suriye'de silahlı varlığını güçlendirmesi Ankara'yı tedirgin ediyor. AKP hükümetinin rahatsızlığının tek nedeni Suriye sınırının PKK çizgisindeki bir gücün denetimine geçmesi değil. PYD'nin Suriye rejimine karşı mücadele saflarına katılmaması da Esad'ı devirmeye fazlasıyla angaje olan Ankara'yı öteden beri öfkelendiriyor. Buna karşılık PYD de, muhalefet cephesinin diğer bileşenlerinin rejim devrildikten sonra Kürtlere fazla bir şey vaat etmiyor olmalarını gerekçe gösteriyor.

Erbil'in kaygıları

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, özellikle Mesut Barzani liderliğindeki KDP de Kürdistan coğrafyasındaki en büyük rakipleri olan PKK hareketinin Rojava'da nüfuzunu artırmasından hep rahatsız oldu. Bu süreçte sık sık PYD'nin KDP çizgisindeki grup, parti ve şahısları tasfiye etmeye çalıştığı şikayetleri dile getirildi. Sonuçta Erbil yönetimi Rojava'daki yeni Kürt yapılanmasıyla belli bir koordinasyon içinde çalışmaya yanaşmadı, hatta iki taraf arasındaki geçişleri zorlaştırmaya yönelik tedbirler aldı.
Suriye'de PKK etkisinin artmasından ayrı ayrı tedirgin olan Ankara ile Erbil arasında zaten varolan yakınlaşmanın bu vesileyle hızlanması ve bir tür "stratejik ortaklık"a dönüşmüş olması şaşırtıcı değildir. Örneğin Barzani'nin geçen yıl Kasım ayında Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır'daki buluşmasının ana gündem maddelerinden biri Rojava olmuştu. (Erdogan ve Barzaninin ana gündemi Rojava olacak)
Bölgede gerek Türkiye, gerekse KBY ile stratejik ilişkilere sahip olan ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin de, onların kaygıları nedeniyle PYD ve YPG/YPJ'ye mesafeli yaklaştıklarını biliyoruz. Örneğin PYD Eşbaşkanı Salih Müslim birçok denemeye rağmen Washington'a gidebilmiş değil.

Şengal'le değişen durum

Fakat (IŞ)İD'in Musul'u aldıktan bir süre sonra gözünü Kürt topraklarına dikmesi ve Şengal ile Mahmur'u ele geçirmesiyle dengeler değişti. Özellikle YPG güçlerinin soykırım tehdidi altındaki Ezidilerin yardımına herkesten önce gitmeleri; Kandil'den gelen HPG'lilerin de Mahmur'un geri alınmasında peşmergelerle birlikte savaşmaları buzları büyük ölçüde eritti. Tabii buna Ankara'nın, bütün ısrarlı taleplere rağmen (IŞ)İD'e karşı Erbil'in yardımına koşmaması da etkili oldu.
Sonuçta birkaç günlük gecikmeyle de olsa Mesut Barzani, tüm Kürtleri, aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakarak Kobani direnişine yardıma çağırdı. Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin önde gelen isimlerinden Berham Salih'in de (IŞ)İD'e karşı ulaslararası koalsiyonun samimiyetinin sınanması gereken ilk yer olarak Kobani'yi göstermesi anlamlıdır.
Bu bağlamda Ankara'nın Rojava politikalarında da belli esnemeler olmasını bekleyebiliriz. Önceki gün sınıra gelen birkaç bin sivili içeri sokmama tavrından kısa süre içinde vazgeçilmiş olması hiç kuşkusuz olumludur. Ancak yeterli olmadığı da açık. Bu noktada Abdullah Öcalan'ın bir şekilde devreye girmesi söz konusu olabilir. Zira Kobani'de varkalma savaşı veren Kürtlerin kendi kaderlerine terk edilmesi Türkiye'deki çözüm sürecini de dinamitler.
Son bir not: Bugüne kadar saldırdığı her yeri kolaylıkla ele geçiren (IŞ)İD'in Kobani'de karşılaştığı direnişi anlamayan ve anlamak istemeyenler çok şey kaybederler, nitekim kaybediyorlar. 



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı