Reyhanlı katliamı üzerine notlar/1 Kaygı verici kayıtsızlık

14.05.2013 Vatan

Reyhanlı katliamı üzerine notlar/1

Kaygı verici kayıtsızlık

Bazen, kimi kritik olayların hemen ardından acele değerlendirmeler yapmamak hayırlı olabiliyor. Reyhanlı katliamının ardından kişisel olarak böyle bir tercih yaptım. Bugün konuyla ilgili bazı düşüncelerimi aktarmak istiyorum:

Terörle yaşamaya alışmak

Türkiye yıllardır siyasi şiddet olaylarına tanık oluyor, ama bildiğim kadarıyla cumhuriyet tarihimizin en kanlı terör saldırısı Reyhanlı'da yaşandı. Ne var ki devletinden toplumuna, tüm Türkiye’nin bu vahşi saldırıya hak ettiği önemi verdiği söylenemez. Bunda kuşkusuz "terörü kanıksama" denen olgunun payı vardır, ancak bunun ötesinde bazı faktörler de söz konusu. Mesela, İstanbul, Ankara, kısmen İzmir ve genel olarak Batı'da yaşanmadığı müddetçe bir terör eylemi veya doğal afete karşı genel bir hassasiyet gösterilmiyor. Bunda medyanın Batı merkezli olması ve olup bitenler hep Batı’nın gözünden bakmasının rolü büyük.

Başkasının savaşı

Bir diğer neden de saldırının Suriye'deki iç savaşla doğrudan ilişkili olmasıdır. Üstelik bu ilk vaka da değil: Düşürülen/düşen ya da kaybolan uçak, kent merkezlerine düşen top mermileri, gümrük sahalarında havaya uçan araçlar ve bütün bunların ardından herhangi bir belirgin gelişme yaşanmamış olması yüzünden olsa gerek, kamuoyunda Suriye bağlantılı olaylara karşı da belli bir kanıksama; en fazla "dertsiz başımıza dert aldık"tan ibaret bir rahatsızlık söz konusu. Kısacası başkasının savaşının bizde ağır hasara yol açmasına da alışmış gibiyiz.

Utandırıcı maliyet hesapları

Dün Radikal'de Cengiz Çandar, Reyhanlı katliamını, "Ortadoğu politikasında 'etkili bir aktör' olmanın 'kaçınılmaz maliyetlerinden biri' olarak" görmek gerektiğini yazdı ve şöyle devam etti: "Bu, tatsız bir gerçek ama maalesef böyle. Böyle bir maliyetten uzak kalmak için Türkiye'nin Suriye'de olan bitenlerden uzak durması gerekmez miydi? Hayır, bu mümkün değildi. Türkiye'nin ulaştığı gelişme düzeyi ve uluslararası sistemin içine girdiği kalıp, Ortadoğu'da 'etkili bir aktör' olmaktan öteye ona bir şans tanımıyordu. Bu da kaçınılmaz idi."
En hafif deyimiyle yanlış. Türkiye pekala Suriye'de olup bitenlerle arasına belli bir mesafe koyabilir ve bu türden saldırıları önleyebilirdi. Ancak açıksözlü olduğu için Çandar'a kızmamak, hatta kendisine teşekkür etmek lazım. Zira bugün Türkiye'de birçok kişi onun gibi açıkça söylemeseler de, sözümona büyük stratejik hesaplar adına masum insanların başına gelenler karşısında infiale kapılmıyor, hatta bu felaketleri yine aynı hesaplar için alabildiğine sömürüyor.

Olağan şüpheliler

Saldırının failleri kim olabilir? Karşımızda kabaca iki seçenek var: 1) Türkiye'yi Suriye'den uzak tutmak isteyen Baas rejimi; 2) Tam tersine onu Suriye batağına çekmek isteyen bazı Suriyeli muhalif unsurlar. Resmi açıklamalara göre katliamı tezgahlayanlar yakalandı: Hepsi Türk vatandaşı ve Suriye gizli servisi El Muhaberat ile ilişkililer. Bu arada THKP-C Acilciler adını sahiplenen Mihraç Ural'dan da sıklıkla bahsediliyor. Olabilir ancak doğru olsa bile toplumun tümünü bu açıklamalara ikna etmek mümkün gözükmüyor. Saldırının ardında bir şekilde muhalif unsurlar varsa bu Ankara'nın Suriye politikasının tam anlamıyla iflas ettiği anlamına geleceği için hükümetin objektif bir soruşturma yapmayacağına inananların sayısı hayli çok.

Saçma bir yasak
Katliamın ardında Suriyeli muhalifler olduğunu savunanlar yayın yasağının tam da bu yüzden konulduğuna inanıyorlar. Haklı olup olmadıkları bir yana böyle bir çağda böyle bir yasak koymak son derece abes ve yanlış. Öncelikle halkın haber alma özgürlüğünün gaspı söz konusu olduğu için yanlış. Ardından, cep telefonu ve internet erişimi olan herkesin birer muhabir ve yorumcu olduğu bir zaman diliminde böyle bir yasağı işletebilmek mümkün değil. Nitekim yasakla birlikte spekülasyon ve dezenformasyonlar normalin üzerinde seyrediyor, özellikle ölü sayısı konusunda akıl almaz rakamlar dolaşıma sokuluyor.

Ne yapmalı?

Reyhanlı saldırısı üzerine şu ana kadar okuduğum en iyi yazıyı Foti Benlisoy kaleme almış: http://fotibenlisoy.tumblr.com/post/50246483455/reyhanl-senaryodan-siyasete. Onun beş maddesini burada özetlemek isterim: 1) Savaş kışkırtıcılığına izin vermemek; 2) AKP’nin diktatörlük karşıtı halk hareketini yozlaştıran, onu neticede bir mezhep çatışmasına sürükleyen politikalarını teşhir etmek; 3) Hükümetin dış siyasetine karşı dururken Esad’ın mazeretçisi haline gelmekten sakınmak; 4) Suriye’de demokratik bir dönüşümden yana olan, diktatörlük rejimine de mezhepçi kamplaşmaya da, olası bir emperyalist müdahaleye de karşı olan güçlerle ilişkileri geliştirmek; 5) Reyhanlı sonrasında görülen göçmen karşıtı tavır ve saldırılara karşı açık bir tutum almak.

Suriyeli göçmenler, zamanlama, çözüm süreciyle ilgisi gibi Reyhanlı katliamının diğer boyutlarını tartışmaya yarın devam edeceğiz.

------------------
Dizi: Reyhanlı katliamı üzerine notlar

Kaygı verici kayıtsızlık
Sorumluluğu çaresiz göçmenlere yıkmak yanlış ve utanç verici
Suriye’ye bakışta ifrat ve tefrit
Tevekkül ve intikam duyguları arasında sıkışmış bir kent
Reyhanlı’da tezgahlanan oyunu bozmak mümkün



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Reyhanlı katliamı üzerine notlar/1 Kaygı verici kayıtsızlık 14.05.2013
2 Reyhanlı katliamı üzerine notlar/2 Sorumluluğu çaresiz göçmenlere yıkmak yanlış ve utanç verici 15.05.2013
3 Reyhanlı katliamı üzerine notlar/3 Suriye’ye bakışta ifrat ve tefrit 16.05.2013
4 Reyhanlı katliamı üzerine notlar/4 Tevekkül ve intikam duyguları arasında sıkışmış bir kent 17.05.2013
5 Reyhanlı katliamı üzerine notlar/5 Reyhanlı’da tezgahlanan oyunu bozmak mümkün 18.05.2013

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı