Öcalan'ın Kürt milliyetçiliğiyle imtihanı

07.03.2013 Vatan

İki ay sonra yeni İmralı süreci/2

Öcalan'ın Kürt milliyetçiliğiyle imtihanı

PKK'nın Kandil'deki en önemli ismi Murat Karayılan dün Fırat Haber Ajansı'na (ANF), her satırının ve hatta satır aralarının dikkatli okunması gereken uzun bir söyleşi vererek sürece bakışlarını "temkinli iyimserlik" olarak tanımladı. ANF söyleşinin başlığına onun "Karar almamız kolay değil" cümlesini çıkarmış ki doğru bir seçim gibi gözüküyor. Karayılan özetle, Abdullah Öcalan'ın kendilerine de yolladığı mektuptaki perspektiflere büyük ölçüde katıldıklarını ama bazı yerlerini tam olarak kavrayamadıklarını, bu sorunun aşılması için liderleriyle doğrudan temas kurmaları gerektiğini vurguluyor.
Geçmişte MİT'in İmralı ile Kandil arasında mesaj taşımış olduğunu, sızan Oslo görüşmeleri sayesinde öğrenmiştik. Yeni İmralı sürecinde de benzer mekanizmalar işletilmiş olabilir ama daha önemlisi bu kez İmralı ile Kandil arasında mesaj taşıyıcılığını BDP ve DTK eşbaşkanları ve bazı milletvekilleri yaptı. (Devletin bilgi, onay ve galiba teşvikiyle gerçekleşen Irak Kürdistanı'ndaki bu buluşmanın tarihi bir önemi haiz olduğunu ama hak ettiği kadar büyütülmemesinin de bu seferki sürecin bambaşka olduğunu kanıtlamakta.)

Esas sorun siyasal

PKK yöneticilerinin Öcalan ile doğrudan görüşerek, esas olarak silah bırakmanın neden ve nasıllarını tartışmak istediğini tahmin edebiliriz. Peki sorun sadece bundan mı ibaret? Diğer bir deyişle Öcalan bir şekilde PKK kurmaylarını yol haritası konusunda ikna ederse Kürt siyasi hareketinin sürece tamamıyla angaje olması sağlanabilir mi? Sanmıyorum. Çünkü örgütsel sorunların ötesinde Öcalan'ın (ve onunla birlikte hareket edecekleri anlaşılan BDP'lilerin ve PKK kurmaylarının) esas olarak aşması gereken çok ciddi bir ideolojik/siyasal engel söz konusu. Bunu tek bir kavramla özetleyebiliriz: Yükselen Kürt milliyetçiliği.
Bundan ne kastettiğimi daha önceki birçok yazıda ele alıp tartışmıştım. Bu bağlamda özellikle "Türkiye'de Kürt milliyetçiliğinin yükselişi" başlıklı yazımı hatırlatmak isterim. Gerek İmralı tutanaklarda söyledikleri, gerekse yolladığı mektup hakkında sızan bilgiler, Öcalan'ın Kürt siyasi hareketini milliyetçi pozisyonların çok uzağında tutmaya çalıştığını gösteriyor. Özellikle yakalandıktan sonra savunduğu çizginin de milliyetçilikten uzak olduğunu bildiğimizde bunda şaşıracak pek bir şey yok.
Öcalan'ın bu pozisyonunun hükümeti büyük ölçüde rahatlattığı da ortada. Ancak hükümetin epey geç kaldığını da söylemekte hiç sakınca yok: çünkü AKP'nin önde gelenleri, Türkiye'de Kürt milliyetçliğinin muhtemel yükselişini, büyük ölçüde din faktörüne fazla bel bağlayarak öngöremediler ve Öcalan'ın yıllardır kendilerine yaptığı çağrıları kulak arkası ettiler. Evet geç kalındı, ancak tabii ki zararın neresinden dönülse kârdır.
Süreç başladıktan ve Öcalan'ın "demokratik özerklik", "anyasaya Kürt tanımının girmesi" gibi ısrarlarının olmayacağının anlaşılmasından sonra Kürt siyasi hareketi ve bunun tabanında belli bir şaşkınlık yaşanmıştı. Ama esas şaşırtıcı olan, Kürt sorununun varlığını bile kabul etmeyen bazı çevrelerin "peki karşılığında ne alacaksınız?" diye Kürt hareketini köşeye sıkıştırma çabalarıdır. Benzer uyarı/eleştirilerin iyiniyetli bazı kişi ve çevrelerden de geldiği bilindiğinde Öcalan ve onunla birlikte hareket edecek olanların işinin hiç de kolay olmayacağı anlaşılıyor.

Yarın: BDP'nin kendini kanıtlama fırsatı


*-*-*-*

Dizi: İki ay sonra yeni İmralı süreci
1 - Öcalan-Fidan uyumunun sunduğu fırsat ve riskler
2 - Öcalan'ın Kürt milliyetçiliğiyle imtihanı
3 - BDP bu şansı kullanabilecek mi?
4 - Devlet bu son şansı kullanabilecek mi?



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
29.01.2025 Transatlantik: Rusya-Suriye ilişkileri | Trump'ın Ukrayna politikası | Gazze ateşkesinde son durum
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
24.01.2025 Haftaya Bakış (251): Grand Kartal Otel faciası | Özdağ tutuklandı | Ayşe Barım gözaltına alındı | İkinci İmralı ziyareti
23.01.2025 Diyarbakır yeni çözüm sürecini tartışıyor | Serra Bucak, Vahap Coşkun, Mehmet Kaya ve Nahit Eren değerlendirdi
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı