Merkez Nasıl Çöktü / 5 "Refah Belediyeleri de ''İşbitirici'' "

16.08.1996 Milliyet

TOBB Başkanlığı ve ardından da AP’den milletvekili adayı olması Süleyman Demirel tarafından engellenen Necmettin Erbakan’ın, 1969 yılında bağımsız milletvekili adayı olmak için gittiği Konya, o tarihten bu yana MNP-MSP-RP çizgisinin en önemli merkezi ve “Hoca”nın vazgeçilmez seçim bölgesi oldu. Sanıldığının aksine Konya RP’nin en başarılı olduğu il değil. 1995 genel seçimlerinde RP’nin en yüksek oy aldığı iller sıralamasında ancak üçüncü olabildi. Önceki seçimlerde sıralamadaki yeri daha da gerilerdeydi. Fakat Konya, seçim sonuçlarıyla değil vitrin niteliğiyle, RP için model olmasıyla önemli.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Halil Ürün’ün “Konya gibi Türkiye, Konya gibi Dünya" sloganıyla özetlediği bu model niteliği, Konyalı RP’lilerde “bu işi götüren, yükselten biziz” inanışını da pompalıyor. Konyalıların bu aşırı özgüveni o kadar da boş bir kibrin ürünü değil; Erbakan Konya’yı “Dünya İslam Birliği”nin başkenti yapacağını ilan etmiş durumda.

DEĞİŞEN KONYA

Türkiye’nin beşinci büyük şehri olan Konya, bir süredir hızlı bir değişimin içinde. Geçmişte tarım kaynaklı bir sermaye yapısına sahip olan il, hızla bir sanayi merkezi olmaya yöneliyor. İnanç ve siyasi görüş dayanışmacılığı iktisadi hayata da yansıyor ve sanayileşme atağında lokomotif rolünü "dindar sermaye" ve "faizsiz" çok ortaklı şirketler üstleniyor. 15 bin ortaklı ittifak Holding’in Başkanı Seyyid Mehmet Boğa, kendilerini “iktisadi olarak tabanla barışma hareketi" olarak tanımlıyor.
Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Topçuoglu, "parayla tanışan" Konya'nın kentsel yapısının da hızlı bir değişim içinde olduğunu söylüyor. Geleneksel mahalle yaşantısının kalmadığı, metropol tarzının hakim olmaya başladığı Konya’da artık iç içe ve yan yana birkaç kentten bahsetmek mümkün.
Türkiye için bir model olarak sunulan Konya’da RP’nin orta-üst tabakalara yönelen taban çalışması, “sosyal devlet" yaklaşımının en popülist örneklerinin sergilendiği yoksullara dönük faaliyetleri ve sermayedarlarla kurulan sıcak temas hep belediye üzerinden yürüyor.
Ürün, “Slogan haline gelmiş şeyleri burada biz gerçekleştiriyoruz: demokratikleşme, özelleştirme, sivilleşme" derken yerel hükümet gibi davrandıklarına dikkat çekiyor: "Bütün bakanlıkların fonksiyonlarını yerine getiriyoruz. Bizim hükümete, medyaya ihtiyacımız yok.”
Belediye icraatının, Konya’ya dönen bütün hacıları ziyaret etmek, Alaaddin tepesindeki eşcinselleri, aynı bölgeye kurulan çay ocaklarını eski “Akıncı” liderlere vererek püskürtmek, içkili yerlere ruhsat vermemek gibi muhafazakârları okşayıcı türleri yanında; mahalle düzeyinde bütün hastalara ulaşmak, çok ucuza kreş imkânı yaratmak, Ramazan’da her akşam bir yoksulun evinde iftar açmak gibi türleri de mevcut.

BÜYÜMENİN SIRRI

Arsa tahsis etmekten, belediye imkânlarından yararlandırmaya kadar pek çok alanda her kesimi memnun etmek ve rahatsızlıklara anında müdahale etmek konusunda çarpıcı bir uyanıklık sergileniyor.
Refahlıların “büyümenin sırrı" olarak sundukları bu "gönül alıcı" icraatlar, özellikle kentsel rantların kullanımında zamanın ANAP belediyelerinin bile hayal edemeyeceği “işbitiricilik" örnekleriyle buluşunca üçüncü kere girilen Meram seçimlerinde olduğu gibi yüzde 64 seviyesinde bir oy almak şaşırtıcı olmuyor.
Geleneksel olarak muhafazakâr bir seçmen profiline sahip olan Konya’nın 1980’lerdeki siyasi dengelerinde MSP’lilik son derece önemli. Bu nedenle bütün partilerin yönetici ve propagandist kadroları dindar insanlardan oluşuyor. Başlangıçta ANAP’ın asıl çekirdeği de eski MSP’liler tarafından oluşturulmuş. Fakat, şimdi hızlı bir geri dönüş başlamış. Örneğin ANAP Merkez İlçe Başkanı Ziya Ozboyacı RP’ye geçer geçmez il başkan yardımcısı olmuş. Her partiden belediye başkanı, birçok il ve ilçe yöneticisi RP’ye akabiliyor. Bunların arasında DSP İl Başkanı bile var.
Konya, İslami radikalizmin, en azından RP içindeki en radikal çizgilerin merkezi olarak da tanındı. 1980 yılında yapılan Konya mitingi, özellikle laik çevreler tarafından "şeriat tehlikesi”nin önemli bir örneği olarak sık sık hatırlatıldı.
Ortalıkta piyango satıcısı görülmemesi, sokaktaki sakallı sayısının yüksekliği, şort ve mini eteklerin seyrekliği gibi bazı şeyler göze çarpsa da, herhangi bir Anadolu kentinden bir farklılığı yok artık Konya'nın.
Şehrin geçmiş siyasi panaromasını bilenler, MSP’nin ilk dönemdeki tabanını oluşturan kesimlerin ya değiştiğini ya da köşelerine çekildiğini söylüyor. Giyime kuşama önem vermeyen, yoksul veya yoksul görünümlü, her şeyi din ekseninde tarif eden ve buna uygun yaşayan, dervişimsi simalar yok artık RP vitrininde.
Konyalı bir memur bu süreci şöyle aktarıyor; “Bu çevreler, özellikle de ikinci kuşaklar parayla tanışınca değişti, parayla tanışık olanlar da RP’ye yaklaştı.”
Merkeze yerleşme atağı doğrultusundaki “U dönüşler” de çok sert tepki görmüyor. Hatta tepki gösteren entelektüellere de hafif burun kıvrılıyor; "Bunlar feveran eder susar, kolay unutulur böyle şeyler”.
Konya sokaklarında ve özellikle üniversitedeki “uç” hadiseler biraz MHP imzalı. RP’nin giderek radikallikten uzaklaşan tabanına karşılık, abartılı sembol fetişizmi ile sokaklara hakim olan ülkücüler, 95 seçim kampanyası sırasında olduğu gibi bazen RP ile de karşı karşıya geliyor. Bir ilginç görüntü de Konyaspor çevresinde oluşuyor; kulüp yönetimi ve fınans kaynakları Refahlı olan Konyaspor’un tribün hakimiyeti ülkücülerde.

Ruşen Çakır – Kemal Can – Tanıl Bora

Haberin orjinal hali



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Merkez Nasıl Çöktü / 1 "RP’nin Yükselişi Sürüyor" 12.08.1996
2 Merkez Nasıl Çöktü / 2 "Taşranın Yükselen Öfkesi" 13.08.1996
3 Merkez Nasıl Çöktü / 3 "RP ‘Yumuşadıkça’ Kazanıyor" 14.08.1996
4 Merkez Nasıl Çöktü / 4 "RP’nin Gözü Ortadirekte" 15.08.1996
5 Merkez Nasıl Çöktü / 5 "Refah Belediyeleri de ''İşbitirici'' " 16.08.1996
6 Merkez Nasıl Çöktü / 6 "Özal’ın Kalesine Refah Bayrağı" 17.08.1996
7 Merkez Nasıl Çöktü / 7 "Refah ‘Merkez’de Zorlanacak" 18.08.1996

Son makaleler (10)
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
06.03.2025 Esas amaç Erdoğan’ı yeniden seçtirmek mi?
05.03.2025 CHP soruşturma yağmurundan nasıl etkileniyor? Hatem Ete ile söyleşi
05.03.2025 Suriye’de PYD/YPG silah bırakmayacak mı?
04.03.2025 Fethullah Gülen de ölmeden önce örgütünü feshetmiş olsaydı
03.03.2025 Bir mozaik olarak Türkiye (55): Türkiye’de Yörükler üzerine Ayşe Çalık Ross ile söyleşi
02.03.2025 Yeni çözüm sürecine yönelik bazı itirazlar ve bunlara cevaplarım
01.03.2025 Kandil sorun çıkartır mı?
28.02.2025 Haftaya Bakış (256): İmralı'dan tarihi çağrı: Şimdi neler olacak? | İmamoğlu'na “sahte diploma” soruşturması
28.02.2025 AK Parti İstanbul’da ayağa kalkabilir mi?
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı