Dün Saddamcı, bugün Esadcı, yarın Hameneyci...

06.09.2013 Vatan

Bundan 10 yıl önce ABD’nin Irak işgaline ve daha önemlisi Türkiye’nin buna ortaklık etmesine karşı ülkemizde çok ciddi bir toplumsal duyarlık ve muhalefet söz konusuydu. Kimisi İslamcı, kimisi solcu, kimisi apolitikti. Kuşkusuz herbirinin farklı gerekçeleri vardı ama hepsi “savaşa hayır” gibi bir slogan altında birleşiyordu. Değişik jeostratejik hesaplarla işgale ve Türkiye’nin de bunda aktif olarak yer almasına taraftar olan kesimlerse, savaş karşıtlarının tümünü “Saddamcı” ilan edip işin içinden çıkmaya çalıştılar. Ama başarılı olamadılar. 1 Mart 2003 günü TBMM, savaş karşıtı toplumsal muhalefetin etkisiyle tezkereye evet demedi ve Türkiye’yi uçurumun kenarından kurtardı.
Sonrası malum. Saddam rejiminin yıkılmasını saymazsak, işgal öncesi verilen vaatlerin büyük çoğunluğu gerçekleşmedi. Herşeyden önce Irak’a barış gelmedi. İç savaş nedeniyle sayısız sivil öldü, yaralandı; ülke bölünmenin eşiğine geldi. Öte yandan, işgal güçleri çok ciddi insanlık suçlarına imza attılar.
Ve tabii, Türkiye’de işgale karşı çıkanları “Saddam’ın insanlık suçlarına ortak olmak”la suçlayan kişiler, 10 yıl boyunca yaşanan insanlık suçları ve dramlarına karşı sessiz kaldılar, hiç üstlerine alınmadılar.

Bugün Esadcı

Bugün Suriye’deki iç savaş nedeniyle de benzer bir durumla karşı karşıyayız. 10 yıl öncesine nazaran daha zayıf bir savaş karşıtı cephe var. Bunun iki temel nedeni var: 1) Hükümet bu sefer olaya çok daha fazla angaje, hiçbir tereddüt belirtisi göstermiyor; 2) Esad rejimine karşı ayaklanmanın başını İslamcılar çektiği, ama tek başlarına yıkacak güçleri de olmadığı için, İran’a yakın duranlar haricindeki Türkiye İslamcılarının ezici bir çoğunluğu dışardan askeri müdahaleleri destekliyor, hatta teşvik ediyor.
Irak ve Suriye krizleri arasında muhakkak çok ciddi farklılıklar var. Ama şu nokta aynı: Bugün de Suriye’ye dışardan askeri müdahaleye karşı çıkanlar “Esadcı” (pardon “Esedci”) olarak yaftalanmak isteniyor. Buna, dünkü yazısında Akif Beki’nin yaptığı gibi “Nusayrici” suçlamasını da ekleyebilirsiniz ki bu sonuncunun mezhep temelli ciddi bir ayrımcılık içerdiğini ve bu yüzden son derece sakıncalı, hatta tehlikeli olduğunu söylemek şart. Suriye’ye ABD öncülüğünde bir askeri müdahale yapılması kesin gibi. Bunun hiçbir şeyi çözmeyeceğini, tam aksine krizi derinleştireceğini daha önce (Suriye’ye müdahale: Kriz çözülmez derinleşir) yazmıştık. Diyelim ki maksat hasıl oldu ve eninde sonunda Esad/Baas rejimi yıkıldı. Sonra sıranın İran’da olacağı açık. Açık olan bir diğer husus da şu: benim gibi savaş karşıtları İran’a müdahaleye de karşı çıkacak ve savaş yanlıları tarafından bu sefer “Hameneyci” diye yaftalanacak.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı