"Çatı aday" önerisine 9 itiraz

11.05.2014 Vatan

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından geliştirilen, Recep Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasını engellemek için muhalefet partilerinin birleşmesini öngören "çatı aday" önerisinin iyi bir fikir olmadığına ve başarı şansının da düşük olduğuna inanıyorum. Çünkü:

1)  27 Mart 1994 yerel seçimlerinden bu yana önce Refah Partisi (RP), ardından AKP’nin sandıktan galip çıkmaması için bu tür öneriler ortaya atıldı, kampanyalar düzenlendi ama bunların hemen hepsi tam tersi sonuç verdi.

2)  Bu kampanyaların temel sloganının “aman oylar bölünmesin” olduğunu söyleyebiliriz. Ancak oyların bölünmemesi için bir bütünlük arz etmeleri gerekiyor ama ne dün böyleydi, ne bugün böyle. Örneğin 1994 yerel, 1995 genel seçimlerinde merkez sağda ANAP ve DYP arasında ciddi ihtilaflar vardı. Zaten olmasaydı tek bir partide birleşmeleri gerekirdi. Bugün de MHP ve CHP seçmenlerinin köklerini tarihten alan farklılıklarını yok saymak fazla gerçekçi değil.

3)  Ne zaman “oylar bölünmesin” denildiyse oyların iyice dağıldığını, dahası toparlanmanın esas olarak karşı tarafta yaşandığını gördük. Çünkü daha baştan “aman oylar bölünmesin” dediğinizde rakibinizin (dün RP/FP, bugün AKP) çok güçlü olduğunu, kendinizin de zayıf olduğunu kabul etmiş oluyorsunuz. Seçmenin güçlü olana eğilimi olduğunu düşündüğümüzde bu yüzden rakibiniz daha yolun başında fazladan avantaj sahibi oluyor.

4)  Kampanyanın “oylar bölünmesin” stratejisi üzerine inşa edilmesi, seçimlere siyasi değil ideolojik anlam yüklemek anlamına geliyor ki bunun ne derece yanlış olduğunu birçok örnekte gördük. Dünü geride bırakıp önümüze bakacak olursak, 11 yıldır bu ülkenin başbakanı olan ve bu süre zarfında genel olarak oylarını istikrarlı bir şekilde artıran bir siyasetçinin cumhurbaşkanı seçilme ihtimalini "cumhuriyetin sonu" gibi bir felaket olarak sunmak ne derece inandırıcı olur? Sırf bu türden çıkışların bile Erdoğan’ı daha da güçlendirdiğini görmemek, kavramamak mümkün mü?

5)  Seçimler öncesi dün RP/FP, bugün AKP karşısında laiklik temelli cepheler oluşturmaya kalkıldığında, karşı taraf “bunlar bizden sırf dindar olduğumuz için korkuyor” diyerek, normalde başka partileri tercih edebilecek bir kısım seçmenin oylarını da kazanmayı bildiler. Bahçeli "çatı adayı"nın muhafazakâr olmasını şart koşmasının bu algıyı ne derece kırabileceği şüpheli.

6)  Çankaya seçimlerinin kaderinde HDP/BDP seçmeninin önemli bir rol oynayacağı muhakkak. Buna karşılık Bahçeli’nin "çatı adayı" için şart koştuğu niteliklerin hiçbiri doğrudan Kürt seçmenlerin beklentilerini karşılayabilecek gibi değil.

7)  "Çatı adayı" önerilerinin en büyük zaafı, partilerin ilk tercihleri olmayan isimleri aday göstermesinin, seçmenin büyük kısmının da, çok içlerine sinmemekle birlikte bu adaylara oy vermesinin bir zaruret olarak kabul edilmesidir. 30 Mart yerel seçimlerinde sosyal medyada seslendirilen o sakil "tatava yapma, bas geç" çağrısı durumun vahametini gösteriyor. Ortada şöyle bir tablo var: Bir yanda inanmadıklarına, sevmediklerine oy verenler, diğer tarafta inandıklarına, sevdiklerine oy verenler.

8)  Çankaya seçimleri için şu ana kadar adları ortaya atılan "çatı aday adayları"ndan hiçbirinin, Bahçeli’nin deyimiyle "Bunu nerden bulmuşlar!" duygusu yaşatmamış olması ülkedeki insan kıtlığından ziyade bu formülün sahici olmaması yüzünden.

9)
  Türkiye’de ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Erdoğan ya da Abdullah Gül AKP’nin adayı olursa ülkenin dört bir yanında mitingler yapacaklarını, hatta yurtdışındaki seçmenlerin ayağına kadar gideceklerini tahmin edebiliriz. Siyasetin gereği de bu zaten. Buna karşılık, "çatı adayı" arayışındaki bazı kişiler, zamanında TBMM’nin seçtiği Ahmet Necdet Sezer profilinin kıyılarında dolaşıyor, bize CV’leri parlak, iyi ve akil olduğunu düşündükleri isimleri öneriyorlar. Hoşlanılmayan deneyimli bir siyasetçiyi alt etmenin yegane yolu olarak karşısına siyasetle fazla ilgisi olmayan "iyi ve akil bir insan" çıkarma stratejisinin bir meydan okumadan ziyade seçeneksizlik göstergesi olduğu kanısındayım.

Türkiye’nin 27 Mart 1994 yerel seçimlerinden bu yana her seçimi "dünyanın sonu" gibi yaşama stresinden bir an önce kurtulması şart. 




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı