CHP'nin seçim stratejisi: İktidarın adını anmadan muhalefet

20.04.2015 Habertürk
Lazuri iqitxi

R. Tayyip Erdoğan henüz cumhurbaşkanı değilken bir Salı günü Meclis’te CHP Grup toplantısı izliyordum. Kemal Kılıçdaroğlu, kesinlikle abartmıyorum, 10 dakika içinde en az 20 kere “Recep Tayyip Erdoğan” demişti. Dün CHP liderini birlikte dinlediğimiz meslektaşım Milliyet Ankara Temsilcisi Serpil Çevikçan “dikkat ettin mi, Cumhurbaşkanı’ndan hiç söz etmedi” diye uyarınca o toplantı aklıma geldi.
Konuşmasının ardından Kılçdaroğlu ile periscope uygulaması üzerinden canlı yayınladığım kısa bir söyleşi yaptım ve neden Erdoğan’ın adını hiç anmadığını sordum. Şu cevabı verdi: “Dikkat ederseniz iktidara da hiçbir şey söylemedim. Ne AKP’den, ne Erdoğan’dan, ne Davutoğlu’ndan bahsettim, çünkü Türkiye’nin sorunları çok farklı. Yaşanacak bir Türkiye, huzurlu bir Türkiye istiyoruz. Seçim kampanyamız ekonomi ve demokrasi ağırlıklı olacak. Çünkü 17 milyon yoksul yurttaşımız var.21. yüzyılın Türkiyesi’nde yoksulluk olmamalı.”
CHP lideri “Siyasi tartışmalara çekilmek istenirseniz o konulara girmeyecek misiniz?” sorumu da şöyle yanıtladı: “Hayır, girmemeye özen göstereceğim. Kişisel bir hakaret, suçlama olmadığı sürece girmeyeceğim.”

İYİ BİR START

İdeolojik-siyasi konuları arka plana itip ekonomik konulara/sorunlara ağırlık vermenin CHP için akılcı bir strateji olduğu ortada. Ayrıca yoksullara, öğrencilere, işsizlere, emeklilere, kredi borçlularına, taşeron işçilere, asgari ücretle çalışanlara, çiftçilere, öğretmenlere, öğrencilere yönelik ayrı ayrı, somut vaatler verilmesi de anlaşıldığı kadarıyla etkili oluyor. İktidar partisi sözcülerinin “kaynağını nereden bulacaksınız?” sorusu, bu vaatlerin cazibesi nedeniyle duyulmayabilir.
CHP seçim bildirgesindeki belirgin “sosyal devlet” vurgusunun, seçim vaadi olmasının ötesinde bu partinin soldan uzaklaştığı eleştirilerine bir cevap olma özelliği de yabana atılmamalı. Fakat en çok merak edilen hususlardan olan Kürt sorunu konusunda yazılıp söylenenlerin çok yetersiz olduğu da muhakkak.
Geçen haftaki İstanbul Kartal mitingi için “bir seçim mitingi gibi değildi” demiştim, dünkü toplantıyı ve bildirgeyi beklediğimden daha başarılı bulduğumu söylemeliyim. CHP seçime nihayet, iyi bir start vermiş oldu.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
09.11.2025 Yakmak istediğim fotoğraflar!
08.11.2025 Yeniden: Ekrem İmamoğlu mucizesi
07.11.2025 Benim küçük gözaltım
06.11.2025 Siyasal İslamcıların iflası
05.11.2025 Bahçeli Demirtaş’a niçin sahip çıktı?
04.11.2025 Erdoğan ve Bahçeli'nin sürece bakışındaki farklılıklar neler? Burak Bilgehan Özpek anlatıyor
04.11.2025 Bahçeli'nin "Cumhur İttifakı'nda çatlak yok" sözüne inanmalı mıyız? Kemal Can yorumluyor
04.11.2025 Kürt hareketi çözüme hazır mı?
04.11.2025 Orhan Miroğlu ile söyleşi: Türkiye’nin Mandelası Bahçeli mi olacak?
04.11.2025 Mümtaz'er Türköne yanıtlıyor: Bahçeli'den demokrasi beklemek ne kadar gerçekçi?
09.11.2025 Yakmak istediğim fotoğraflar!
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı