CHP evdeki bulgurdan olmaktan korkuyor ama evde bulgur yok

09.02.2015 Habertürk

CHP içinde siyaset yapan iki genç siaysetbilimci, Yunus Emre ile Burak Cop 14 kişiyle yaptıkları söyleşileri “Türkiye İçin Sosyal Demokrasi: Zorluklar ve Fırsatlar” (Kalkedon Yayınları) adıyla kitaplaştırdılar. Konuştukları isimler: Alper Taş, Ayşe Buğra, Burhan Şenatalar, Çağlar Keyder, Ercan Karakaş, Gürsel Tekin, Hurşit Güneş, Kemal Derviş, Mehmet Ö. Alkan, Melda Onur, Oğuz Oyan, Sencer Ayata, Taha Akyol ve ben. Seçimlerin arifesinde çok işlevsel bir çalışma olmuş.
Benimle yaptıkları söyleşinin başlığını çok isabetli buldum ve bu yazıma da taşıdım: “CHP evdeki bulgurdan olmaktan korkuyor ama evde bulgur yok.” Bu sözleri hangi bağlamda ettiğime gelince, daha uzun bir alıntı yapmam lazım: “İnsanların esas olarak şunu görmesi lazım: ‘Hakikaten CHP benim sorunumu çözmek istiyor. Hakikaten bunlar eski CHP değil, benim dinimle, imanımla, yaşam tarzımla vs. bir sorunu yok.’ Bu duyguyu yaşatabilmek lazım. Bunu yaşatabilmenin yolu da çok kapsamlı bir şekilde yapılabilir. Bir iki seçimle değil, daha kapsamlı ve risk alarak, gerekirse kendi tabanından fireleri göze alarak… Kendi tabanından fireyi göze almadan dindar insanlara açılamazsın. (...) Onu göze alacaksın. Ama sen o ilk tepkilerden korkarsan hiçbir şey yapamazsın. Şöyle bakıyorlar; Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Evde bulgur yok aslında.”

KİMLİK POLİTİKALARI
CHP’nin esas sorununun kimlik politikaları karşısında net bir tutum sergileyememesi olduğunu düşünüyorum. Aynı söyleşiden bir alıntıyla meramımı anlatmaya çalışayım: “Öyle bir hareket olmalısınız ki ona insanların kendiliğinden, başörtüsüyle, eşcinsel kimliğiyle, Kürt kimliğiyle gelebilmesi lazım. İki de Kürt olsun, iki de Alevi olsun şeklinde olmuyor (...) Türkiye’nin meselesi çoğunlukçu ve çoğulculuk arasındaki ayrımdan kaynaklanıyor. Senin çoğulcu bir parti olduğunu, ama aynı zamanda içinde bütünlüklü bir ortak kimliğin olduğunu göstermen gerekiyor. Bu ortak kimliğinde bütün Türkiye’yi kapsadığını göstermen lazım. Partide sadece Alevicilik, sadece Kürtçülük, sadece eşcinselcilik yapılırsa tabii ki ayvayı yersin. Bir takım sol grupların durumuna düşersin. Ama partinin kendisinin bir omurgası vardır ve o omurgaya bunlar bir yerlerinden tutunurlar. O omurga özgürlükçü sol bir perspektif olur. Bunun içerisinde herkes kendine bir yer bulur. (...) Kimlik talepleri karşısındaki konumunu belirleyemediği için, hâlâ eski kafayla büyük anlatı üzerinden yürüdüğü için, CHP kimlik politikalarından korkuyor. Bölücülük olabileceğini, marjinalleşme olabileceğini düşünüyor. Hâlbuki tam tersine bu kimlik politikalarının belli bir ortak paydada buluştuğu yerde yeni bir siyasi kimlik, çağdaş kimlik ortaya çıkar. Eski tip yöntemler uygulayıp, ayıp olmasın diye birkaç kişiyi de vitrine koyunca olmuyor bu iş.”

CHP EKONOMİK İSTİKRAR VAAT EDEBİLİR Mİ?
Son bir alıntıyla CHP hakkındaki görüşlerimi (şimdilik) noktalamak istiyorum: “CHP ülkenin motorunu döndürmede son derece etkili olan kesimlerin desteğine sahip ama ülkenin yönetiminde hiçbir rolü yok. Mesela finans, borsa, bankacılık sektörünün büyük çoğunluğu seçmen olarak AKP’den uzak. Ama yine büyük çoğunluğu AKP’nin kalmasını istiyor, istikrardan dolayı. Bu acayip bir şey. Şunu CHP gösteremiyor insanlara: ‘Ben daha iyi bir istikrar sunarım.’ İnsanlar ağlaya ağlaya, işinden olmamak için hâlâ AKP’ye oy veriyorsa buradaki sorun büyük ölçüde CHP’dir. Yerel seçimde de öyle oldu. Birçok insan yolsuzluk iddialarını ciddiye alarak vermek istemedi ama Erdoğan’ın gitmesi durumunda ülkenin başına ne geleceğini kestiremedi ve korktu. İçlerinde muhafazakârlar da var. ‘Tamam, Erdoğan yüzde 40’ın altına düşsün, perişan olsun, peki sonra ne olacak?’ sorusunun cevabını CHP veremiyor.”




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
13.04.2025 19 Mart Erdoğan’ın en büyük siyasi hatası olabilir: İşte hiç beklemediği on sonuç
06.04.2025 Erdoğan’ın CHP ile ilgili hiçbir hesabı tutmadı
04.04.2025 Haftaya Bakış (261): Boykot iktidarı neden korkutuyor? Bahçeli'nin dönüşü & CHP'nin olağanüstü kurultayı
04.04.2025 Siyasi iktidarın boykot paniği biteceğe benzemiyor
03.04.2025 Erdoğan gaza mı basacak, frene mi?
02.04.2025 Transatlantik: Türkiye'deki boykot çağrıları dünyada nasıl yorumlanıyor? Marine Le Pen'e siyaset yasağı, Trump'ın Körfez turu
02.04.2025 İnsanları zorla boykotçu yapıyorlar
01.04.2025 “Vicdanları kanayan AK Partililer”: Kim bunlar?
31.03.2025 Korku eşiği ne zaman ve nasıl aşıldı?
31.03.2025 Devlet Bahçeli çözüm sürecini, MHP’yi ve devleti kurtarmaya çalışıyor
13.04.2025 19 Mart Erdoğan’ın en büyük siyasi hatası olabilir: İşte hiç beklemediği on sonuç
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı