CHP-Gülen cemaati işbirliği

27.02.2014 Vatan

Princeton Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dani Rodrik önceki gün twitter’da ortaya şöyle bir soru attı: "CHP ilkeli bir duruş sergileyip, ‘böyle gizli kayıt/şantaj yöntemlerini kınıyoruz, politika aracı yapmayacağız’ dese daha fazla puan toplamaz mı?"
Gelen cevapları ele almadan önce iki hatırlatma:
1) Prof. Rodrik, yıllardır eşi Pınar Doğan ile birlikte, kayınpederi Çetin Doğan’ın bir numaralı sanığı olduğu Balyoz Davası’ndaki usulsüzlük, sahte delil üretme başta olmak üzere diğer komplo iddialarını yoğun bir şekilde dile getiriyor ve bunlardan esas olarak, yakın zamana kadar ittifak halinde olan AKP hükümeti ile Fethullah Gülen cemaatini sorumlu tutuyor.
2) Prof. Rodrik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Gülen cemaatiyle ilişkili kişiler tarafından temin edildiği düşünülen ve doğrudan Başbakan Erdoğan’ı suçlayan telefon kayıtlarını iki hafta üstüste TBMM Grup toplantılarında dinletip okumasını eleştiriyor.

Sonuç alıcı kayıtlar

Takip ettiğim kadarıyla Prof. Rodrik’in sorusu geniş ilgi gördü. Onu bilmem ama, cevapların ezici çoğunluğunun "Hayır, kesinlikle daha fazla puan toplamazdı" olması beni şaşırtmadı.
İlkin neden şaşırmadığımı izah etmeye çalışayım: Çünkü AKP hükümetinden ve bilhassa Erdoğan’dan memnun olmayan kişi ve çevreler, rüşvet/yolsuzluk iddialarının ve bunları açığa çıkaran telefon kayıtlarının sonuç alıcı olduğu kanısında. Çoğu kişi bu iddialar ve kayıtlar nedeniyle iktidar partisinin yerel seçimlerde çok ciddi yara alacağına inanıyor. Hatta Pazartesi akşamı dolaşıma giren R. Tayyip-Bilal Erdoğan kaydıyla birlikte Başbakan’ın 30 Mart’a kadar partisinin başında kalmasının imkansız olduğunu düşünenler bile var.

Basın özgürlüğü adına

CHP liderinin Meclis kürsüsünden kayıtları dinletmesini onaylayanların bazı gerekçeleriyse şöyle:
    1) Türkiye’de başta iktidar partisi olmak üzere mevcut siyasi partilerin zaten etik değerlerle fazla ilişkilerinin olmaması;
    2) Bu bağlamda AKP liderinin, daha önce kendisine ve partisine dokunmayan benzer kayıtlara karşı ciddi hiçbir girişimde bulunmaması, hatta siyasi rakipleriyle ilgili kayıtları Meclis kürsüsü ve seçim meydanlarında fazlasıyla diline dolaması;
    3) Hükümetin medya üzerindeki kesif kontrolü nedeniyle kamuoyunun haber değeri olan bu kayıtlardan haberdar olamaması ve CHP liderinin bu yolla medyaya uygulanan ablukayı kısmen de olsa kırabilmesi...
İttifak mı işbirliği mi?

Olayın bir diğer boyutu hiç kuşkusuz, bu kayıtlar aracılığıyla CHP ile Gülen cemaati arasındaki ilişkilerin alabildiğine gelişmesi. Zaman Gazetesi’nin dünkü birinci sayfasına bakıldığında ne kastettiğim çok iyi anlaşılacaktır. Bütün sayfa baba-oğul Erdoğanların kayıtlarına hasredilmiş. Göbekte, grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu resmi ve "Kayıtları incelettik, Ağrı Dağı kadar gerçekler" sözleri. Sayfanın solundaysa kaydın dökümü "İşte Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te okuduğu tapeler" başlığıyla verilmiş.
Ergenekon, Balyoz gibi süreçlerde, Cemaat’in devlet içindeki kadrolarının temin ettiği (veya ürettiği) belgeler ilkin Taraf Gazetesi’nde yayınlanır, Cemaat medyası da ertesi gün ona referans vererek bunları yaygınlaştırırdı. Bu sefer mayınlı sahayı geçmede CHP’den istifade ettiği anlaşılıyor.
Dünkü yazımda CHP ile Gülen cemaati arasında "ittifak görüntüsü"nün ortaya çıktığını söylediğim için bazı okuyuculardan tepki almıştım. Diyelim ki bir ittifak söz konusu değil, ama iki haftadır, Salı günleri bu iki yapı arasında, ikisinin de kârlı çıktığı (dolayısıyla memnun olduğu) bir "işbirliği"ne tanık oluyoruz.
Peki bu nereye kadar sürer? Dün hükümet ile Cemaat ortak düşmana karşı işbirliği yaptılar ve zafere ulaştıktan kısa süre sonra birbirleriyle savaşmaya başladılar. CHP ile Cemaat işbirliği de ortak düşmanı (Erdoğan) alt etmeyle sonuçlanabilir. Ama sonrası meçhul...



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı