Seçim beyannamesini en sona, 7 Haziran’a 35 gün kalaya saklayan MHP’nin de, tıpkı CHP ve kısmen HDP gibi, emekliler, asgari ücretliler, taşeron işçiler, çiftçiler, işsizler vb. mağdur toplumsal kesimlere yönelik somut vaatlerde bulunması bekleniyordu. Öyle de oldu. 256 sayfalık, “Toplumsal onarım ve huzurlu gelecek” başlığını taşıyan beyannamede farklı sorunlara yönelik çok ayrıntılı, somut çözüm önerileri sunuluyor.
Fakat MHP lideri Devlet Bahçeli, sadece siyasi konulara değindiği dünkü konuşmasının ilk 45 dakikalık bölümünde Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na öyle sert eleştiriler, suçlamalar yöneltti ki bu vaatler hayli gölgede kaldı. Bahçeli, özellikle Erdoğan ve Davutoğlu’nun milliyetçi olma iddialarını yerden yere vurdu, onlara ayrı ayrı meydan okudu, işi, ucu Yüce Divan’a gidecek ölçüde vatan hainliği suçlamasına kadar vardırdı.
ANA EKSEN KÜRT SORUNU
Anladığım kadarıyla MHP lideri, Erdoğan’ın son dönemde Kürt sorunu ve çözüm süreci hakkında sergilediği tutumu bir geri adım atma ve zaaf olarak görüyor ve iktidar partisini tam da bu noktadan vurmaya kalkıyor. Zaten beyannamenin 63. sayfasında, MHP’nin yeni anayasadaki kırmızı çizgileri sıralanırken ana eksenin Kürt sorunu olduğu görülüyor: MHP “çok parçalı millet yapısı oluşturulması”na, “etnik temelli kolektif haklar”a, “Türkçe dışındaki dillere ve farklı kültürlere statü kazandırılması”na, “Türkiyelilik” kavramına, “Türkçe’den başka dillerde ‘anadil’ olarak eğitim yapılması”na, “özerk bölgeler sistemi”ne kesinlikle karşı duracağını beyan ediyor.
MHP, daha önceki seçimlerde de ekonomik vaatleri yedeğe almış ve ideolojik/siyasi temelli bir strateji yürütmüştü ve bundan pek bir verim alamamıştı. Bu sefer de aynı yolu izleyecek olması ilk bakışta yadırgatıcı gelebilir, fakat MHP kurmayları günümüz konjonktürünün bu stratejiyi elverişli kıldığını düşünüyor olmalılar. Nitekim görüştüğüm MHP’lilerin hemen hepsi, seçim bölgelerindeki gözlemlerinden hareketle, AKP’den partilerine ciddi bir kayış olduğunu, artık rüzgarın döndüğünü vurguladılar.
MHP’nin “bizimle yürü” çağrısına daha önce AKP’ye oy vermiş kişilerin ne derece itibar edeceğini anlamaya çok az zaman kaldı.