Hep devletten yana ama “derin devlet”e mesafeli DEVLET BAHÇELİ

06.02.2008 Vatan

    Türkiye, başörtüsü tartışmaları eşliğinde çok kritik bir dönemden geçiyor. Bu sürecin figüranı olmak yerine baş aktörlerinden biri olmayı tercih etmiş olan MHP lideri Bahçeli’nin dün Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşma da günün anlamına uygun bir şekilde “kritik”, hatta “tarihi” ydi.
İki kez satır satır okuduğum konuşmadan şu sonuçları çıkarttım:

1) Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını nasıl ve neden kaldırmak istediklerini tam olarak anlatamadıklarını düşünüyor;
3) Yasağın kaldırılmasına karşı çıkanların, AKP kadar, hatta ondan daha fazla MHP’yi yıpratmak istediklerine inanıyor;
4) Bazı güçlerin, cumhuriyeti ve laikliği koruma iddiasıyla demokrasi dışı yollara meylettiklerini ve MHP’yi de saflarına çekmek istediklerini ileri sürüyor;
5) Yasağın kalkmasının ülkedeki gerilimleri azaltmayacağından, tam tersine daha da artırabileceğinden endişeleniyor;
6) Başörtülüler ve onların destekçilerinin “rövanşist” duygularla, özellikle taşrada başı açık kız öğrencilere baskı uygulayabileceklerini kabul ediyor;
6) Doğabilecek çatışma ortamının demokrasi için çok kötü sonuçlara yol açabileceği kaygısını taşıyor.
Bütün bu kaygı ve uyarılara rağmen MHP liderinin konuşmasından “geri adım” atılabileceğine dair işaret alabilmek mümkün değil. Zaten bu saatten sonra böylesi bir manevra bir nevi “siyasi intihar” anlamına gelirdi.

Geç kalmış hesaplaşma

Kaldı ki, bazı çevrelerin MHP’ye yönelik eleştiri ve saldırılarının Bahçeli’yi daha da bilediği anlaşılıyor. Kendisinin, özellikle üst düzey subay ve yargı mensuplarının emekli olduktan sonra MHP üzerinde bir nevi hak iddia etmelerinden öteden beri rahatsız olduğunu bilirdik. Anlaşılan türban konusunda benzer çevrelerden gelen baskı ve hakaretler Bahçeli’yi patlama noktasına getirmiş. Şu cümlesi kavganın ne denli büyük olduğunu göstermeye yeterli olabilir:

“Türk milliyetçileri, cumhuriyetin büyük tehditlere maruz kaldığı karanlık yıllarda gözlerini kırpmadan mücadele ederken ve bu mücadelenin akabinde en ağır haksızlıklara uğrarken bugün MHP’den devlet adına tavır bekleyenlerin o günlerde hangi görevlerde bulundukları ve milliyetçi gençlere hangi gözle baktıklarının bizce çok iyi bilinmektedir.”
Bu cümleyi herhalde şöyle çevirebiliriz: “Dün de devleti koruma adına gençlerimizi ortaya sürdünüz, sonra da onlara işkence edip astınız.”
Dünkü konuşma Devlet Bey’in, kendilerini “devletin gerçek ve tek sahibi” addedenlerle olan çatışmasının daha sert ve açık yaşanacağının kanıtı olarak görülebilir. Ancak MHP liderinin “demokrasi ve inanç manifestosu” olarak tanımladağı ve Türkeş’in “9 Işık” ından esinlenerek dokuz başlıkta topladığı konuşmasında “devletin bekası” kaygısından asla vazgeçmeyeceğini de hatırlatmalıyız. “MHP, Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır” diyerek Anıtkabir’le Kocatepe Camisi’ni, yani laiklikle dini birleştirdiklerini söyledi ve burdan hareketle, devletle millet arasındaki uyumu en iyi partilerinin sağlayabileceğini söyledi ki tam da bu iddianın sınanacağı bir dönemden geçiyoruz.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
05.05.2025 Sırrı Süreyya'yı gözyaşlarıyla uğurladık
04.05.2025 Kürtler bu iktidara niçin ve nasıl güvensin?
04.05.2025 Necati Özkan ile söyleşi: “Millet ile devletin karşı karşıya geldiği her durumda kazanan millet olur”
04.05.2025 Erdoğan 19 Mart gibi vahim bir hatayı neden yaptı?
03.05.2025 "Heybede duran büyük turplar" ne zaman dökülecek?
01.05.2025 Prof. Evren Balta ile söyleşi: Dünyada ve Türkiye'de otoriter rejimlerin geleceği
30.04.2025 Dalga dalga fiyasko
29.04.2025 Sahiden hepimiz aynı gemide miyiz?
29.04.2025 Zafer Partisi ve Ümit Özdağ realitesi
28.04.2025 Erdoğan saldırdıkça İmamoğlu kazanıyor
05.05.2025 Sırrı Süreyya'yı gözyaşlarıyla uğurladık
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı