MHP strateji mi değiştiriyor?

13.10.2010 Vatan

Dün MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın birçok nedenle ilginç ve önemli olduğu kanısındayım. Öncelikle, dün Meclis’te sınırötesi tezkeresinin uzatılması ve PKK sorunundaki gelişmeler hakkında gizli oturum yapılacak olmasına rağmen Bahçeli terör konusuna hemen hemen hiç değinmedi. MHP liderinin belli bir süredir, iyice gündem dışında olduğu anlarda bile terör konusunu söyleminin omurgası yaptığı bilindiğinde bu hususun dikkat çekici olduğu açıktır. Acaba bu, bir defaya mahsus bir durum mu, yoksa MHP bir strateji değişikliğine mi gidecek, bunu çok geçmeden anlarız. Şimdiden birinci şıkkın daha akla yatkın olduğunu söyleyebiliriz ama yine de belli olmaz diyelim.

CHP-AKP yakınlaşması

Şu sözlerin, Bahçeli’nin dünkü konuşmasının en çarpıcı bölümünü oluşturduğunu düşünüyorum: “Yıllardan beridir siyasetini kamplaştırma ve cepheleştirme üzerine bina eden AKP iktidarının, bunun için kullanmadığı yöntem, başvurmadığı yol, içini boşaltmadığı değer neredeyse kalmamıştır. Son zamanlarda bu sürece anamuhalefet partisi CHP de katılmış; renksiz, temelsiz ve istismarcı bir anlayışla AKP’nin yanında konum almaya başlamıştır. ”
Bu sözlerden, MHP’nin, iktidar partisinin bir süredir kendisine karşı uyguladığı stratejiyi tersine çevirme niyetinde olduğunu görüyoruz. Şöyle ki birkaç yıldır AKP’liler, özellikle MHP’nin geleneksel olarak güçlü olduğu İç ve Doğu Anadolu’da “MHP=CHP”, hatta daha ileri gidip “MHP ile CHP ruh ikizidir” şeklinde bir kampanya yürütüyorlar. CHP ile özdeşleştirilmenin MHP’yi hep rahatsız ettiği açıktır. Ama bunun temel nedeninin 1970’li yıllardaki “sağ-sol gerilimi” ile ilgili hafıza olduğunu sanmıyorum. AKP’liler daha çok, taşradaki MHP tabanının milliyetçiliğe ek olarak muhafazakâr bir profil de çizmesini ve bu geleneğin özellikle Tek Parti dönemi nedeniyle CHP’ye mesafeli bakıyor olmasını suiistimal ettiler. Bunda belli bir başarıya ulaşmış olduklarını, en azından son referandum sonuçlarına bakarak ileri sürebiliriz.

Dolayısıyla CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte şu ya da bu nedenle iktidar partisiyle arasındaki mesafeyi bir ölçüde kapatıyor görünmesi MHP’ye benzer bir manevra alanı açabilir. Dün Bahçeli AKP-CHP yakınlaşmasını türban tartışmaları ekseninde ele alıp eleştirdi, ancak esas kavganın Kürt sorunu ve buna bağlı olarak “demokratik açılım”, en çok da “PKK’nın silahsızlandırılması” konularında yaşanacağı ortadadır.

Referandum kampanyası sırasında Kılıçdaroğlu’nun, hükümet tarafından yürütülen birtakım pazarlıklara kategorik olarak karşı çıkmadığını belirtmesi, daha önemlisi “genel af”fı telaffuz etmesi MHP’nin şiddetli tepkisine yol açmıştı. Önümüzdeki dönemde iktidar ve ana muhalefet partilerinin Kürt sorunu ekseninde birlikte hareket etme ihtimali, MHP’ye “AKP=CHP” deme şansını da sunabilir.

Seçimlere doğru MHP

Bahçeli’nin dünkü konuşmasında türban (başörtüsü) sorununa geniş yer ayrılması şaşırtıcı değildi. MHP’nin, bu sorunun olabildiğince hızlı ve kalıcı bir şekilde çözülmesini istediğini zaten biliyorduk, dün bir kez daha Bahçeli’nin ağzından bunu işittik. MHP lideri buna ek olarak, türban konusunda AKP ile CHP arasında sık sık dile getirilmiş olsa da ortak bir çözüm iradesi geliştirilemiyor olmasını da epey işledi. AKP ile CHP’nin “lokomotif-vagon” tartışmalarıyla çözüm trenini bir türlü yerinden kıpırdatamamasından siyasi olarak en fazla MHP’nin istifade edeceği ortada. Açıkçası MHP’nin önümüzdeki seçimlerde yüzde 10 barajının altında kalma ihtimalini pek görmüyorum. MHP eğer, rakiplerinin içine düştüğü ve düşeceği krizleri kendisi için bir fırsata çevirebilirse beklenmedik bir çıkış bile yapabilir. Sonuç olarak, referandumdan ne kadar yaralı çıkmış olursa olsun MHP’nin önümüzdeki seçimlerin de kilit partisi olacağını şimdiden söyleyebiliriz.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı