“Savaş karşıtlarının karşıtları”

07.09.2013 Vatan

Bölgemizde ne zaman bir kriz çıkıp ABD’nin silahlı müdahalesi söz konusu olsa ülkemizde hep aynısı oluyor: Bir yanda savaşa karşı çıkanlar, diğer yanda savaşa karşı çıkanlara karşı çıkanlar.
“Savaş karşıtlarının karşıtları”, alenen savaş istemek kolay bir şey olmadığı için, sözlerine “Ben de savaşlara karşıyım, zaten savaşı kim ister...” diye başlayıp argümanlarını peşpeşe sıralıyorlar. Sonunda öyle bir noktaya geliyorlar ki söz konusu krizin çözümü için savaş dışındaki seçenekleri devre dışı bırakıyorlar.
Haksızlık etmemek lazım, “savaş karşıtlarının karşıtları”nın hepsi aynı değil. Örneğin dün Irak’a, bugün Suriye’ye, yarın yaşanırsa İran’a askeri müdahalelere hiç tereddütsüz onay veren ya da verecek olan katıksız Amerikancılar var ki, ABD’deki savaş karşıtı toplumsal duyarlık göz önüne alınırsa, bunları pekala “kraldan çok kralcılar” olarak tanımlayabiliriz. İkinci gruptaysa istemeye istemeye savaş yanlılığına sürüklenenler yer alıyor. Bunların sayısının son Suriye örneğinde epey arttığını üzülerek gözlüyoruz. İçlerinde, ABD’nin Irak işgaline karşı birlikte karşı çıktığımız çok sayıda İslamcının bulunması bu üzüntüyü katlıyor.
“Savaş karşıtlarının karşıtları”nın son Suriye krizindeki gerekçelerini ele almaya 10 yıl önceki radikal savaş karşıtlığından günümüzde aynı ölçüde radikal bir savaş taraftarlığına geçmiş olanların ana teziyle başlayalım:

“Irak ile Suriye olayları çok farklı”
Tabii ki doğru. Ama en önemli stratejik farklılık, dün Irak işgaline örtülü destek veren İran’ın bugün açık bir şekilde Suriye rejiminden yana tavır alması, ki olayın bu boyutunu Suriye’ye müdahale yanlıları görmek/göstermek istemiyor veya önemini küçümsemeye çalışıyorlar. Halbuki, daha önce de vurguladığımız gibi (Suriye’ye müdahale: Bu filmi daha önce görmemiştik), İran faktörü Suriye’ye dış askeri müdahaleyi tüm bölge, dolayısıyla Türkiye için Irak’tan fazlasıyla riskli kılıyor.
Öte yandan farklılıklar kadar benzerlikler olduğu da doğru. Tabii en önemli benzerlik, müdahale için yine Birleşmiş Milletler’den karar çıkarılamaması ve yine ABD öncülüğündeki bir “gönüllüler koalisyonu”nun söz konusu olması. İlginç olan, Irak’ta ön saflarda yer alan İngiltere bu kez yokken, 10 yıl öncenin savaş karşıtı Fransa’nın fazlasıyla gönüllü olması.

“Suriye’de savaş zaten var”
Bu argüman basit ve aldatıcı bir söz oyunundan ibaret, dolayısıyla fazla bir anlam ifade etmiyor. Zira bugün Suriye’ye askeri müdahaleye karşı çıkanların çoğu (tıpkı dün Irak krizinde olduğu gibi) bu ülkede yaşanan iç savaştan da derin bir şekilde rahatsızlık duyuyorlar. Halbuki bugün Suriye’deki savaşı sonlandırma adına dış askeri müdahaleyi savunanların önemli bir bölümünün, (tıpkı dün Irak’ta olduğu gibi) bu ülkede yaşanan acıların ortaya çıkmasında ciddi biçimde sorumlulukları bulunuyor.
Kaldı ki tarih boyunca savaş yanlılarının en çok sarılmış oldukları “savaşları sonlandıracak savaş” önermesinin içinin ne kadar boş olduğu nice örnekle ortaya çıktı. Son olarak Afganistan ve Irak’ta yaşananlar buna örnektir.

“Ama masum insanlar, çocuklar ölüyor”
Doğru. Ama maalesef herhangi bir dış askeri müdahalenin ardından bu ölümlerin kesileceğini garanti edemiyoruz. Hatta tam tersine bu tür bir müdahalenin insani kayıpları daha da artırma riski söz konusu olabilir. Kaldı ki ABD başta olmak üzere Suriye’ye müdahalesi söz konusu olan güçlerin temel kaygısının insani olduğu herhalde iddia edilemez.

“Peki siz ne öneriyorsunuz?”
“Savaş karşıtlarının karşıtları”nın çoğu en çok bu soruyu seviyor, her fırsatta soruyor ve bu şekilde savaş karşıtlarını köşeye sıkıştırdığını düşünüyor. Halbuki bu sorunun cevabı çok basit ve muhakkak kendileri de biliyor: Savaşın dışındaki her yol ve yöntem.
Kısaca söyleyecek olursak siyaset+diplomasi.
Örneğin Ankara yakın bir zamana kadar Suriye rejimini ikna etme konusunda bir dizi avantaj, imkan ve mekanizmaya sahipti. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Pazartesi günkü yazısının (http://www.zaman.com.tr/ekrem-dumanli/madem-bir-tuzak-var_2128108.html) “Suriye iflah olur mu?” başlıklı bölümünde nasıl bir fırsatın kaçırılmış olduğunu tarif etmişti.
Tabii hükümetin Şam’a karşı tutumunu sertleştirmesinde kendi camiasının katkılarını es geçmek kaydıyla. Bu hatırlatmayı yapmak isabetli olabilir.
Son bir söz: 10 yıl önce Irak işgaline destek için kendilerini paralayanların çoğu kısa süre sonra mahçup duruma düşmüştü. Bugünkü Suriye’ye müdahale yanlılarına da bunu hatırlatmış olalım.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
10.01.2025 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Erdoğan ve AKP'ye Suriye dopingi
10.01.2025 Haftaya Bakış (249): Özel'in kırmızı kartı | Akdeniz Belediyesi'ne kayyum | Ülkücülerin Öcalan kavgası
09.01.2025 Hatem Ete ile söyleşi: Türkiye seçimlere en erken ne zaman gider?
08.01.2025 Transatlantik: Yeni çözüm süreci tartışmalarının neresindeyiz? | Suriye'de HTŞ yönetiminde bir ay
07.01.2025 Arap dünyası yeni Suriye'ye nasıl bakıyor? Yusuf el Şerif ile söyleşi
05.01.2025 Esrarengiz bir süreç üzerine notlar
03.01.2025 Haftaya Bakış (248): Yeni çözüm sürecinde neler olacak? | DEM Parti'nin temasları | Kürşad Zorlu'nun istifası
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı