Ruşen Çakır CHP’nin târihî kurultayını değerlendiriyor (3): Özgür Özel nasıl zafere ulaştı?

05.11.2023 medyascope.tv

Yayına hazırlayan: Sahra Atila

Merhaba, iyi günler. CHP’nin 38. Kurultayı, târihî kurultayı üzerine yaptığım videoların üçüncüsünde Özgür Özel’den bahsetmek istiyorum. Yıllardır bildiğim tanıdığım bir isimdir; ama her zaman için görev adamı olarak bilindi; Kemal Kılıçdaroğlu’nun hemen yanında, özellikle partinin Meclis Grubu’nda üstlendiği sorumluluklarla. Ama şu da bir gerçek: Özgür Özel çok dinamik birisi ve yaşı da çok genç; daha 50’ye varmış değil, bildiğim kadarıyla 49 yaşında. Daha genç yaşta CHP’ye milletvekili oldu ve sorumluluklar üstlendi. Ayrıca çekirdekten CHP’li olduğunu biliyoruz ve Kılıçdaroğlu’nun hep yanında oldu. Onu Kılıçdaroğlu’nun önemli faaliyetlerinde görürdük; fakat onun dışında da Özgür Özel, Türkiye’yi değişik vesîlelerle de dolaşan birisi. Aday olduktan sonra galiba 60 civârında ile gitmiş ve oralarda parti yöneticileri ve partililerle görüşmeler, toplantılar yapmış. Çok çalışkan biri, dinamik biri.
Baktığımız zaman, Kılıçdaroğlu’nun tam zıddı gibi. Yani yaş olarak çok net bir şekilde Kılıçdaroğlu’dan genç. Çok dinamik, sürekli bir yerlerde karşınıza çıkabiliyor; Kılıçdaroğlu daha ağır tabiî ki. Bir de, bence en önemlsi şu: Kılıçdaroğlu partiyle, delegeyle, il başkanlarıyla, hattâ milletvekilleriyle genellikle kurmayları üzerinden ilişki kuran bir lider; bir Recep Tayyip Erdoğan gibi değil — duyduklarım ve gördüklerimden onu biliyorum. Meselâ parti binâlarına falan çok fazla gitmediği söylenir. Özgür Özel ise tam zıddı. Zâten o Kılıçdaroğlu’nun kurmayı olduğu için, doğrudan onun adına, parti adına ve Kılıçdaroğlu adına örgütle temâsı olan birisi. Bu seçim sonuçlarına baktığımız zaman da Özgür Özel’in örgüte çok ciddî bir şekilde hâkim olduğunu görüyoruz. Kurultay boyunca bunu gördük: Kişileri tanıyor, insanlara isimleriyle hitap ediyor. Bir benzeri Ekrem İmamoğlu’da oldu. Meselâ bir kurultayda Zeydan Karalar olayı yaşandı. İzleyenler hatırlayacaktır, Adana’dan gençler Özgür Özel’in konuşması sırasında sloganlarla onu bir tür sabote etmeye çalıştılar. O da Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a, “Abi, bunları sen susturursun” dedi. Çağırdı yanına, ricâ etti vs.. Bu aslında aynı zamanda şunu söylemekti, çok ince bir politik hesap var: Ondan yardım istiyor, ama aynı zamanda da not ettiğini söylüyor. Onun konuşmasını kimlerin nasıl kabul etmek istediğini bildiğini söylüyor. Parti içi siyâsete çok hâkim birisi.
Yine de Ekrem İmamoğlu ilk “Değişim şart” çıkışını yaptığında, “Kimle yola devam edecek, kendisi mi aday olacak?” vs. derken, İmamoğlu'nun tercihinin belediye başkanlığı olduğunu gördük, duyduk, zâten kendisi de bunu söyledi. “O zaman kimle yapacak?” derken, birden Özgür Özel ismi ortaya yapıldı ve şaşırdık. En azından ben şaşırdım. Nasıl bırakır? Özgür Özel, pekâlâ Kılıçdaroğlu’nun partiyi kendi bırakacağı isim de olabilirdi ve Kılıçdaroğlu'nun tam da genel başkanlığa tutunmak istediği bir anda onun karşısına çıktı, onun en zayıf ânında karşısına çıktı, yine de riskliydi. Bence burada bir risk aldı. Kaybetseydi, grup başkanıydı partisinin, onu da kaybedecekti. Bu riski aldı ve kazandı. Demek ki siyâsette risk almak gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanı olmasıyla, Özgür Özel’in CHP’ye genel başkan olması arasında dağlar gibi fark var. Kılıçdaroğlu, tek aday olarak, Deniz Baykal’ın istifâsının ardından formalite îcâbı bir seçimle seçildi. Özgür Özel bayağı ciddî bir şekilde seçime girdi ve kazandı. Konuşmalarına bakıyorsunuz — kurultayda yaptığı konuşma meselâ: Her telden çaldığını söylemek mümkün. Kimi zaman ulusalcı tınılar var, kimi zaman çok sol bir duruş var, kimi zaman modernist yaklaşımlar var; ama aynı zamanda Kürt meselesine hassâsiyet var. Örneğin onun Selahattin Demirtaş’tan bahsetmesini hemen birileri –kim ise onlar; iktidar yanlıları da olabilir, muhalefetin başka, İYİ Parti, Zafer Partisi gibi çevrelerinden de olabilir– hemen onu bir yerlere yaftalamaya çalıştılar. Anladığım kadarıyla hiç öyle bir derdi yok, bildiğim kadarıyla da. Kendisiyle en son bir yayın da yaptık biliyorsunuz seçimden önce, kurultaydan önce, Göksel Göksu ile birlikte. Her konuda bir şekilde söyleyecek sözü olan birisi; ama esas olarak hâkim olduğu konu CHP, CHP içi siyâset. Bunu çok iyi bildiğini bize gösterdi. Peki diğer konularda ne yapacak? Meselâ bize, “Kurultaydan önce kadromu açıklayacağım” demişti, sonra açıklanmadı. Öğrendiğimiz kadarıyla Ekrem İmamoğlu ve başkaları buna gerek olmadığını söylemişler. Birtakım sorunlar doğurabileceğini söylemişler; ama yine de Selin Sayek Böke’yi yanında bulunduruyor biliyorsunuz. Onun da olduğu bir ortamda, iki profesörle –birisi düne kadar Medyascope’un yıllardır yorumcusu olan ekonomist Prof. Yalçın Karatepe, bir diğeri Medyascope’a da sık sık konuk ettiğimiz, dış politika konusunda gerçekten Türkiye’nin en parlak isimlerinden Prof. İlhan Uzgel’i yanına alıp, onları gösterdi meselâ. Orada da dedim ki — yani hakîkaten bunu Yalçın Hoca’ya bizzat söyledim: “Helâl olsun, böyle bir şeyi beklemiyordum açıkçası” dedim. Çünkü o isimleri tanıyan birisi olarak –bu kadar kötü bir durumdaki CHP’de sıfır kilometreden siyâsete girmek öyle kolay bir iş değil, riskli bir iş– onları iknâ edebilmiş.
Bugün meselâ Parti Meclisi belli olacak; orada Özgür Özel’in partiyi kimlerle berâber yönetmek istediğini göreceğiz. Bunların bâzılarını diğer adaylar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklediği isimler veya tek başına hareket eden bâzı isimler delebilir. CHP’de çok olan bir husus bu; o anlamda parti içi seçimlerde demokratik teâmüller bayağı bir işliyor. Ama yine de orada bir şeyler göreceğiz. Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'na yönelik olarak ne dedi? Kılıçdaroğlu genel başkan olarak konuştuğunda, “Düne kadar hepiniz yanımdaydınız, bir yanlış yaptıysak berâber yaptık. Bunları bana söylemediniz” dedi. Kimleri kastettiği belli çok sayıda isim var. Düne kadar Özgür Özel gibi Kılıçdaroğlu’nun yanında olan, ama şimdi kendilerine değişimci diyen ve onunla berâber hareket edenler. Özgür Özel dedi ki: “Bunları yönetime koymayacağım” dedi. Bakalım, çok ilginç. Bir Zoom toplantısı görüntüsü yansımıştı biliyorsunuz medyaya. Oraya baktığımızda: Ekrem İmamoğlu var, Özgür Özel var. Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği bir oturumdu. Oradaki isimlerden Onursal Adıgüzel, Tekin Bingöl, başkaları da… hepsi CHP’nin son hezîmetinde bir şekilde payları olan isimlerdi; ama onlar belli ki “Artık buraya kadar” demişler, artık kendilerine başka bir yol seçmişler. Özgür Özel onlarla berâber hareket ediyor, ama onları yönetime getirmeyeceğini söylüyor — bu da ilginç bir durum. Her halükârda, biz düne kadar Ekrem İmamoğlu’nu konuşuyorduk, bundan sonra da çok konuşacağız, onu da unutmamak lâzım.
Ama 49 yaşındaki Özgür Özel de Türkiye’de en azından merkez siyâsette, merkez solda, ama belki de genel olarak Türkiye siyâsetinde çok etkili bir isim olabilir. Bir risk aldı ve çok ciddî bir fırsatı ele geçirdi. 100 yıllık bir partinin, Atatürk’ün ilk lideri olduğu partinin genel başkanı oldu ve önünde çok zor bir şey var: Yerel seçimler var. Yerel seçimlerde partisinin ve dolayısıyla kendisinin göstereceği performans bundan sonrası için bize çok şey söyleyecek. Yerel seçimde öyle bir sonuç alabilir ki, genel başkan olduğuna pişman bile olabilir diyeceğim ve bunu dördüncü videoda konuşacağımı söyleyerek burada noktayı koyuyorum. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
21.07.2024 Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları
16.07.2024 Transatlantik: Trump zaferi garantiledi mi? J.D. Vance nasıl biri? Erdoğan-Esad görüşmesine doğru
14.07.2024 Din yorgunlarının ülkesi: Türkiye
12.07.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (222): Nagehan Alçı ne yapmak istiyor? Avrupa’da ve Türkiye’de sol, Erdoğan-Esad yakınlaşması olur mu?
10.07.2024 Transatlantik: İngiltere & Fransa seçimleri - İran’da Pezeşkiyan dönemi - NATO’nun 75. yılı
10.07.2024 Mesut Yeğen ile söyleşi: Yerel seçimlerden üç ay sonra CHP’nin tablosu kalıcı mı?
09.07.2024 “Schadenfreude”: Başkalarının acısına sevinmek
07.07.2024 Nagehan Alçı yalnız mıdır, değil midir?
05.07.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: 31 Mart’tan bu yana neler değişti, neler aynı kaldı?
05.07.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (221): Sinan Ateş Dâvâsı’ndan öğrendiklerimiz - Demiral’ın “bozkurt” sevinci - Esad ile normalleşme
21.07.2024 Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı