REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 1: Dinamik ve laik bir örgütlenme

10.04.1994 Milliyet

DİNAMİK VE LAİK BİR ÖRGÜTLENME
 
Refah Partisi örgütlenmesi “tespih modeli” olarak tanımlanıyor. RP her mahalleye bir sorumlu atar, bu sorumlu da o mahalledeki her caddeye, her sokağa, hatta her apartmana sorumlular bulur. Mahalle müfettişleri mahalle sorumlularının çalışmalarını denetler. Mahalle sorumluları öte yandan doğrudan ilçe baş kanına bağlıdır, illerde ise 50 asil, 50 yedek üyeden oluşan parti divanları bulunur. İlçelerde de benzer divanlar faaliyet gösterir.
RP, tüm birimlerde, ana örgütlenmesine paralel olarak “hanım komisyonlarında kadınları seferber ediyor. Her biten seçimin ardından yarın seçim olacakmış gibi bir yenisine hazırlanan RP’de örgütlenme şeması aynı zamanda sandıklara da uyarlanıyor. Bir diğer deyişle mahalle sorumluları, semtlerindeki her sandık için en az üç kişilik bir komisyon görevlendiriyor. Bu komisyon o sandığa kayıtlı tüm seçmenler hakkında bilgi sahibi olmak, gerektiğinde parti propagandistlerine bu seçmenler hakkında bilgi vermek, özellikle de RP’ye oy atması beklenen sekmeni ne yapıp edip sandığa götürmekle görevliler.
 
KURUCU ABİLER
Bugün RP üyeleri kabaca üç ayrı grup oluşturuyor, ilk olarak, Milli Nizam Partisi ve Milli Selamet Partisi’nden beri “Milli Görüş” davasını sırtlayan “kurucu abiler” var. İkinci sırada, 19701i yılların MSP’li gençleri geliyor. 1980 sonrası harekete katılanlar ise üçüncü kategoriyi oluşturuyor.
“Kurucu abiler" parti içinde tartışmasız bir otoriteye ve saygınlığa sahipler. Statülerini kaybetmeleri, ya üst düzeyde birtakım çekişmeler ya da sağlık nedenleriyle söz konusu oluyor. RP'nin genel merkezi ve TBMM grubu ağırlıkla bu kişilerden oluşuyor. 30-40 yaşlarını süren ikinci grup ise daha çok il teşkilatlarında, belediyelerde yöneticilik yapıyor. İçlerinde 1968 olaylarını dindar öğrenciler olarak uzaktan ama gıptayla izlemiş olanlar, RP’nin sosyal demokrat, sivil toplumcu, kimi zaman liberal etkiler taşıyan yeni politikalarını geliştirip hayata geçiriyorlar. Öğrencilik yıllarını 1970’lerde veya 1980 başlarında geçirenler ise daha çok radikal İslamcı eğilimlere yakın duruyorlar.
Üçüncü kesimde, değişik ideolojilerden kopup gelenler, her yaştan kadın, 1980’lerdeki Islami dalganın etkisiyle politikleşen öğrenciler, genç işçiler ve genç işsizler dikkati çekiyor.
RP’nin bol sayıdaki ara kadroları (genellikle orta yaşlıları), tabanın heyecan ve dinamizmi ile tavanın temkinliliği ve titizliği arasındaki dengeyi sağlıyorlar. Sürekli olarak bol sayıdaki ara kadroyla muhatap olan RP tabanının gözünde üst düzey yöneticiler, kuşkusuz en çok Erbakan, ulaşılması zor, efsanevi kişilikler haline geliyor.
 
ERBAKAN’IN KİŞİLİĞİ
Belki de bu nedenle Erbakan, diğer liderlere kıyasla daha çok yurt gezilerine çıkıyor, partililerine elini öptürüyor, ulaşılmazı ulaşılır kılarak onların gönlünü daha fazla fethediyor.
Görünüşte hiçbir hizip çekişmesine sahne olmayan RP aslında çok karmaşık bir koalisyon, örneğin İç Anadolu'daki RP’liler daha fazla kasabalı, Türk milliyetçiliğine daha yakın, dindarlıkları geniş ölçüde Alevi karşıtlığına bulanmış durumda. Karadeniz’dekiler daha fazla kentli özellikler sergiliyorlar, politikaya din unsurunu daha çok katıyorlar, öteden beri medreselerin ve şıhlığın egemen olduğu Güneydoğu’daki Kürt kimliği giderek ön plana çıkıyor. Büyük şehirler ise bütün bunların karması.
Kuskusuz bu denli karmaşık bir örgütlenmeyi ilerleterek sürdürebilmenin, iktidar çekişmelerinin önünü alabilmenin yolu, parti içi demokratik kanalları alabildiğine kısıp merkeziyetçiliği egemen kılmak.
Bu noktada Erbakan’ın kişiliği ön plana çıkıyor. Milli Görüş hareketini çeyrek yüzyıldır neredeyse aynı üst düzey kadrolarla (Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan, Recai Kutan, Fehim Adak, Ali Oğuz...) yöneten Erbakan parti merkezini de kendisinde cisimleştiriyor. RP’de tüm önemli kararlar Erbakan tarafından alınıyor (ya da öyle bir izlenim veriliyor): Seçimler için adayların, kongrelerde MKYK üyelerinin, TBMM grup yöneticilerinin belirlenmesinde (kimi zaman ilk) son sözü Erbakan söylüyor.
 
REFAH’IN KİMLİĞİ
Özünde bir koalisyon olan RP’de kararların oybirliğiyle alınması, daha doğrusu Erbakan’ın dikte ettiği parti oligarşisinin kararlarının oybirliğiyle onaylanması kuşkusuz yalnızca Erbakan’ın kimliğiyle açıklanamaz. RP’nin belki de esas sihri, üyelerini her şeyden önce Refahlı yapmayı becerebilmesidir.
Dışındakiler tarafından dinsel bir örgütlenme olarak görülen RP aslında laik olarak adlandırılabilecek bir örgütlenme anlayışına sahip. RP, kendisine katılan bireyi, katılış saiki, geçmişi, hatta geleceği ne olursa olsun önce Refahlı yapma mekanizmalarına sahip ve bu mekanizmalar bireyin partiyle ilişkiye geçtiği andan itibaren çalışmaya başlar.
Erbakan hiçbir zaman şeyhlik iddiasında bulunmamıştır. Onun bu tavrı genellikle işleri kolaylaştırmaktadır. Fakat Erbakan, Mehmed Zahid Kotku’nun 13 Kasım 1980’de ölmesinin ardından dinsel otoritenin siyasi otoritenin ardından gelmesi gerektiği iddiasını taşımaktadır. Bu da ciddi sorunlara yol açmıştır.
RP’liler, genel başkanlarına “Mücahid Erbakan” diye tempo tutuyorlar. Yani RP bir “cihad” örgütüdür. Fakat parti hiyerarşisi içinde dini konulara vakıf olmak bir prestij getirmekle birlikte statü getirmek zorunda değildir. Yükselebilmenin yolu iyi örgütçü, iyi propagandıst, iyi pragmatist, iyi hatip, belli konuların uzmanı vb. olabilmekten geçer. Bu particilik vasıflarından bir ya da birkaçına sahip olan bir RP'linin dini konularda da yetkin olması kuşkusuz arzulanır, ama olmasa da olur. RP içinde kimse kimsenin namazına niyazına karışmaz, nasıl olsa herkesin İslamın şartlarını yerine getirdiği kabul edilir, ama her RP’linin, teorik olarak, bir başka RP’linin gündelik yaşamına karışma hakkı vardır.
“İslam, Hıristiyanlık gibi din ile devlet işlerini birbirinden ayırmaz" gibi tartışmalı bir önermenin verdiği meşruiyet ve güçle 25 yılı aşkın süredir Türkiye’de politika yapan Milli Görüş hareketinin başarısının sırlarından biri din ile devlet işlerini birbirinden giderek daha fazla ayırması ve aynı şekilde devlet işlerini giderek din işlerinin daha fazla önüne çıkarmasıdır. Geçmişte kendisine yöneltilen bir fıkhi soruyu yanıtlayamadığı için kötü duruma düşen MSP yöneticilerinin yerini bugün, daha baştan gururla, “Fıkhi sorularınızı fıkıhçılara sorun” diyen RP’li yöneticiler alıyor.
 
AMAÇ POLİTİK İKTİDAR
Günümüz RP’lileri dinsel konulardaki yeniden üretimlerini kendi haline bırakıp, Türkiye’nin “somut konulan üzerine projeler üretmeye” hasrediyorlar kendilerini. Bu anlamda Milli Görüş hareketi, dindarları modernleştirici, hatta laikleştirici bir harekettir, tıpkı dünya çapındaki tüm Islami politik gruplar gibi. Milli Görüş, aynı zamanda muazzam bir tebliğ örgütlenmesi olması ve 80’lerden sonra tebliğ stratejisinin esas olarak dindar olmayanları hedeflemesi nedeniyle ekonomiden, politikadan anlayan kadrolar yetiştirmeyi önceliyor. Bu tutum, zaten içine girilen laikleşme sürecini daha da artırıyor. RP içinde ulemanın, tarikat ehlinin rolü giderek azalıyor. Her üyenin baştan edindiği Refahlı kimliği, özünde, İslami cilaya bulanmış laik bir kimliktir. Bu kimliğin İslami boyutu çok üstünkörü çizilmiştir, statiktir, yasal nedenlerle sıklıkla deforme edildiği için de iyice muğlaklaşmıştır. Sonuçta kaba İslami hedeflerde (örneğin şeriat talebi) anlaşan RP’lilerden, bu hedeflerini (örneğin şeriatı) ayrıntılandırmalarını istediğinizde birbirine zıt binlerce yorumla karşılaşabilirsiniz.
Ancak Refahlı kimliğinin siyasi boyutunun ayrıntılandırılmasında RP'liler, hangi bölgeden, kökenden gelirlerse gelsinler, genel olarak anlaşırlar. Siyasi boyut aynı zamanda oldukça dinamiktir, sürekli gelişir, değişik, ama dönüp dolaşıp aynı noktaya gelir Politik iktidarı ele geçirmek.

Yazının orjinal hali




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 1: Dinamik ve laik bir örgütlenme 10.04.1994
2 REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 2: RP, kentli bir partidir 11.04.1994
3 REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 3: RP'li Belediyelerin işi zor 12.04.1994

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı