Muharrem İnce’nin önemi ve değeri üzerine tezler

26.03.2023 medyascope.tv

Memleket Partisi Muharrem İnce’nin yükselişte olduğu iddialarını başlangıçta çok önemsememiştim ama güvendiğim bazı kamuoyu araştırmacılarıyla konuştuktan sonra yanlış yaptığımı kavradım. Bilenler bilir 2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi İnce’nin çok kötü bir kampanya yaptığını, seçimleri ikinci tura bırakmasının imkansız olduğunu söylediğim için muhalefet çevrelerinin epey tepkisini çekmiştim. Bugünse İnce’nin eğer adaylıkta ısrar ederse cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci tura bıraktırma ihtimalinin olduğunu söylediğim için epey sitem/eleştiri vb.ye muhatap oluyorum. Bu yazıda İnce hakkında düşündüğüm bazı hususları sıralayarak onu neden önemsediğimi anlatmaya çalışacağım.

*  Muharrem İnce beş yıl önce Erdoğan karşıtlığı temelinde bir kampanya yürüterek net bir şekilde kaybetmişti. Bugün bu tutumundan vazgeçmiş görünüyor ancak sanki Erdoğan’ın yerine genel olarak muhalefeti, özel olarak da CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu koyuyor gibi. Bunun kendisine kattıkları var kuşkusuz ama kendisini başkaları üzerinden tanımlama perspektifi onun önde gelen zaaflarından biri.
*  İnce’nin en büyük eksiklikliklerden bir kadrosunun olmaması, varsa da bunu gizlemesi. 2018 seçimlerinde de “tek tabanca” kampanya yürütmüş ve kaybetmişti. Seçimlere bu kadar az süre kala seçmenin karşısına bir ekiple çıksa bile -ki pek ihtimal vermiyorum- bu eksikliği gideremeyecek. Burada galiba esas sorun İnce’nin bu durumu bir eksiklik olarak görmemesi.
*  Buradan hareketle Memleket Partisi’nin de henüz ayakları üzerinde duran bir parti olduğu söylenemez. Nitekim İnce 100 bin imzayı ancak dördüncü günün sonlarına doğru toplayabildi.
*  Bu imza olayı İnce’ye oy vermeyi düşünen kişilerin büyük bölümünün ona kendilerini pek adamış olmadıklarını gösteriyor. Diğer bir deyişle İnce’nin kendisinden ziyade duruşu, durduğu yer seçmeni cezbediyor. 
*  Zaten İnce’nin bir diğer önemli eksiği Türkiye’nin önde gelen sorunları hakkında elle tutulur şeyler söylememesi.
*  Buna karşılık kendisini inatla merkezde konumlandırması, örneğin bir Ümit Özdağ gibi “aşırılıkçı” (entegrist) olarak tanımlanabilecek pozisyonlardan da uzak durması İnce’yi kararsız seçmen nezdinde cazip kılan özelliği.
*  İnce’nin son dönemde yaptığı en büyük yanlışlardan biri Ümit Özdağ ve onun Zafer Partisi ile eküri görünümü çizmesi oldu. Üstelik bu ittifakın taşıyıcısı olarak ZP, lideri olarak da Özdağ öne çıkıyordu.
*  Buna bağlı olarak İnce’nin yaptığı en doğru şeylerden biri, Özdağ’ın Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrar etmesine tepki olarak bir WhatsApp mesajıyla yollarını ayırması oldu.
*  Ama İnce’in en büyük doğrusu erken havlu atmaması oldu. Büyük iddialarla kurduğu Memleket Partisi’nin pek bir varlık gösterememesi, bazı isimlerin erkenden partiyi terk etmesi İnce’nin de çok ısrarcı olmayacağı düşüncelerini yaygınlaştırdı ama pes etmeyip bekleyince muradına erdi.
*  İnce’nin en büyük şansı Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını belirlemede gösterdiği gecikme, beceriksizlik ve bunlara bağlı olan kriz oldu. Örneğin Altılı Masa aylar önce Kılıçdaroğlu’nun adaylığında anlaşmış olsa veya Kılıçdaroğlu kendisini dayatmaktan vazgeçip Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu’ndan birisine rıza gösterse İnce bugünkü iyi durumda olmazdı.
*  İnce’nin bir diğer şansı, bu seçimlerde vizyonların, politikaların değil rakamların öne çıkması. Elle tutulur herhangi bir vizyonu olmamasına rağmen İnce, iktidara ve muhalefetteki ittifaklardan şu ya da bu nedenle memnun olmayan seçmenlerin bir bölümünün oylarını almaya en yakın isim. Her ne kadar kendisi aksini söylese de cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün değil ancak cumhurbaşkanının kim olacağının belli olmasında İnce’nin tutumu ve ona oy veren/vermeyi düşünen kesimlerin onun tutumuna bağlı olup olmaması etkili olacak.
*  HDP aday çıkarmayarak örtülü bir şekilde Kılıçdaroğlu’na desteğini ilan etti. Bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçiminin “kilit partisi” olma özelliğini de kaybetti. HDP’nin yeriniyse Memleket Partisi, daha doğrusu ortada elle tutulur bir parti olmadığı için İnce aldı.
*  İnce’nin, seçimlerin “kilit ismi” olmanın tadını çıkarmaya daha ne kadar devam edeceği, muhalefetle ve tabii ki esas olarak Kılıçdaroğlu ile neyi nasıl konuşacağı ve sonunda ne karara varacağı önümüzdeki seçimlerin sonuçlarını belirleyecek. Çoğul kullanıyorum zira İnce şu an itibariyle sadece cumhurbaşkanlığı değil milletvekilliği seçimlerinde de kilit bir rol oynayacağa benziyor.
*  Bu nedenle İnce’nin neyi nasıl ve ne zaman yapacağı sadece muhalefet değil iktidar tarafından da yakından izleniyor.
İnce gibi siyasi hayatımıza pek bir değer katmamış ve katacağa da benzemeyen bir ismin bu son derece kritik seçimlerin kaderinde bu kadar önemli bir rol oynamaya aday olmasıysa ülkemiz için pek hayırlı bir durum değil.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
21.07.2024 Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları
16.07.2024 Transatlantik: Trump zaferi garantiledi mi? J.D. Vance nasıl biri? Erdoğan-Esad görüşmesine doğru
14.07.2024 Din yorgunlarının ülkesi: Türkiye
12.07.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (222): Nagehan Alçı ne yapmak istiyor? Avrupa’da ve Türkiye’de sol, Erdoğan-Esad yakınlaşması olur mu?
10.07.2024 Transatlantik: İngiltere & Fransa seçimleri - İran’da Pezeşkiyan dönemi - NATO’nun 75. yılı
10.07.2024 Mesut Yeğen ile söyleşi: Yerel seçimlerden üç ay sonra CHP’nin tablosu kalıcı mı?
09.07.2024 “Schadenfreude”: Başkalarının acısına sevinmek
07.07.2024 Nagehan Alçı yalnız mıdır, değil midir?
05.07.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: 31 Mart’tan bu yana neler değişti, neler aynı kaldı?
05.07.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (221): Sinan Ateş Dâvâsı’ndan öğrendiklerimiz - Demiral’ın “bozkurt” sevinci - Esad ile normalleşme
21.07.2024 Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı