Gül’ün imparatorluk mesajı dışarıya değil içeriye

05.04.2013 Vatan

Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Baltık gezisinin ilk ayağı olan Letonya’nın başkenti Riga’da beraberindeki gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısı çok önemli mesajlar vermişti. Şahsen bunların arasında en çok “İmparatorluk refleksi ve özgüveniyle hareket etmeliyiz” sözlerini önemsedim ve yazımın başlığına da bunu çıkardım. Nitekim Gül’ün bu sözleri kamuoyunda belli bir ilgi uyandırdı ve tartışmalara yol açtı.

Reel politikacı

Dün gezinin ikinci ayağı olan Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen basın toplantısında kendisine, sözlerinin daha önce başlamış olan “yeni Osmanlılık” tartışmalarıyla birlikte değerlendirilmesi hakkında ne düşündüğünü sorduğumda Cumhurbaşkanı çok açık ve altı çizili mesajlar verdi. Öncelikle “Türkiye cumhuriyeti üniter bir devlettir, kesinlikle kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Bunun dışında, başka ülkelere politika empoze edemeyiz. Şunu çok iyi bilir ve dikkat ederim: Her ülkenin bir gururu vardır. Hele eskiden birlikte yaşadığımız komşu ülkeler hakkında konuşurken daha fazla dikkat göstermeliyiz. Çünkü alınganlık gösterebilirler.”
“Ben reel politikayı bilen, gören ve buna dikkat gösteren biriyim” diyen Cumhurbaşkanı Gül, “imparatorluk refleksi ve özgüveni” gösterilmesi çağrısının kesinlikle dış politikayla ilgisinin olmadığını, amacının özellikle Kürt meselesi bağlamında içeriye hitap etmek olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu: “Üniter yapımız içinde özgüvenimiz olması lazım. Farklılıkları bir tehdit olarak görüp karşımıza almak yerine bir zenginlik olarak kabul edip sahiplenmemiz lazım. Bu açıdan bakıldığında yerel yönetimlere daha fazla yetki vermemiz gerekiyor.” 
 
İki tarz-ı siyaset

Gül’ün imparatorluk göndermesini dış değil iç politika açısından öne çıkarmasının hayli dikkat çekici ve önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü açıkça kabul etmiyor olabilirler ama ülkeyi yönetenlerin bir bölümü “yeni Osmanlı” olarak tanımlanabilecek bir projenin gerçekleşebileceğine inanıyor ve buna bağlı olarak reelpolitiğin sınırlarını, kimi zaman Türkiye’nin çıkarlarını tehlikeye atacak şekilde zorluyorlar. Bu kişilerin Türkiye’nin Kürt sorununa da iç barışı ve kardeşliği tesis etmekten ziyade ülkenin bölgesel güç olma iddiasını güçlendirme bağlamında yaklaştıklarını da biliyor, görüyoruz. Halbuki Kürt sorununun çözümü, hiçbir “ulvi” amaç için araçsallaştırılamayacak ölçüde, kendi başına çok ciddi ve ulvi bir amaçtır veya böyle olmak durumundadır.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Gül’ün, Selçuklu ve Osmanlı devletlerini, Türkiye içindeki farklılıkların birarada, kardeşçe yaşaması perspektifiyle referans göstermesini, bu türden dış politikadaki maceracı yaklaşımları dengeleme arayışı olarak da görmek mümkün. Buradan devlet içinde çok temel konularda en azından iki farklı siyaset tarzı bulunduğu sonucuna da kolaylıkla varabiliriz. 



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı