Fethullah Gülen’den sonra cemaat...

26.01.2014 Vatan

Yaklaşık 25 yıldır şu soruya muhatap oldum, son günlerde de yoğun bir şekilde oluyorum: "Fethullah Gülen’den sonra cemaati ne olur?" Şaşıracak bir şey yok, çünkü Gülen hareketiyle ilgilenen, onu dert edinen ve ona pek de sempati duymayan kişilerin sık sık bu soruyu sorup cevabını aradıklarını duyuyor, biliyoruz. Ama abes bir soru bu. Abes olduğu, her ne kadar bazı sağlık sorunları bulunsa da Gülen’in, bu sorunun ilk ortaya atılmasından en az bir çeyrek asır sonra hâlâ hareketinin başında olmasından anlaşılıyor.
Haklarını yemeyelim, bu soruyu soranlar bir doğrudan hareket ediyorlar: Gülen bu hareketin kurucusu olması dışında tartışılmaz lideri. Çok sayıda kurmayı olsa da iktidarını paylaştığına dair herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Hatta hareketle ilgili her türlü ayrıntıdan haberdar olmaya özen gösterdiği, stratejik ve hatta birçok durumda taktik adımların ondan habersiz atılmadığı söyleniyor.
Bu açıdan bakıldığında "Gülen’den sonra cemaati ne olur?" sorusu isabetli sanılabilir, ama değil. Çünkü bu Cemaat’i anlamayı hedefleyen bir soru değil. Tam tersine onu anlamaya çalışmaktan duyulan korkuyu ifade ediyor. Ayrıca iyiniyetli bir soru olduğu da söylenemez, çünkü bir meraktan ziyade baş edilemeyen bir olguya karşı çaresizliği gösteriyor.

Türkeş ve Bahçeli örneği

Bu soruyu soranların büyük kısmı içten içe, "nasılsa Gülen’den sonra bu devasa yapı aynı şekilde yola devam edemez, muhakkak parçalanır" diye düşünüyor olmalılar. İlk bakışta akla yatkın bir değerlendirme gibi görünüyor, ancak güçlü liderin ardından hareketinin dağılacağı önermesinin mutlak doğru olmadığına Alparslan Türkeş’in vefatının ardından MHP ve ülkücü hareket örneğinde tanık olmuştuk. "Başbuğ"un ardından, üstelik olaylı bir şekilde MHP genel başkanı seçilen Devlet Bahçeli, daha sonra yaşanan kopmalara rağmen girdiği ilk genel seçimden ikinci parti olarak çıkmayı bildi. Türkeş liderliğindeki MHP’nin bir önceki seçimde yüzde 10 barajını aşamadığı düşünüldüğünde bu, her ne kadar dönemin konjonktürünün yardımı olsa da, çok çarpıcı bir başarıydı.
Tekrar Gülen sonrası Cemaat’in geleceği sorusuna dönecek olursak öncelikle şunu söylemek isterim: Herhalde bu soru en çok Gülen’in kendisinin kafasını kurcalıyordur ve muhakkak bu konuda birtakım hazırlıklar yapmıştır, değişen koşullara göre bunları gözden geçirecektir.

Veliaht sorunu

Cemaat hakkında çok fazla bilgi sahibi olmayan (hatta olmaktan ürken) birçok kişi Gülen sonrası dönemde yeni liderin kim olacağının en önemli sorun olacağını sanıyor. Aynı görüşte değilim. Çünkü Gülen cemaati bir tarikat değil, Gülen’in yerine bir veliaht işaret etmesi gibi bir durum olamaz, olsa bile kısa süre içinde bu durum kaçınılmaz olarak hareket içinde tartışmalara ve sorunlara yol açar.
Bu noktada önümüzde Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk hareketi örneği duruyor. Nursi’nin yerini kimse almadı, öğrencileri kolektif olarak hareketi sürdürmeye çalıştılar. Fakat çok kısa süre içinde farklılıklar nedeniyle hareket birçok parçaya ayrıldı. Gülen’in 1970’li yılların başında kendi cemaatini oluşturması da Nurcu hareket içindeki, Bediüzzaman’ın öğretisinden kaynaklanan, çoğulcu ruh sayesinde olmuştur.
Dolayısıyla Gülen’den sonra Cemaat’in geleceğinin ne olabileceği üzerine samimi olarak kafa yormak isteyenler, kişiler üzerinden "veliaht toto" oynamayı bırakıp bu hareketin yapılanmasını ve özünü (ruhunu) anlamaya yoğunlaşsalar daha isabetli olur.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
15.01.2025 Transatlantik: Gazze'de ateşkes süreci | Trump'ı beklerken | Yeni Suriye'nin inşası
14.01.2025 Mehmet Altan ile Türkiye’nin Gidişatı (5): Suriye'de işler nasıl gidiyor? Yeni Çözüm Süreci'nin gelişimi & Trump'ı beklerken
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
10.01.2025 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Erdoğan ve AKP'ye Suriye dopingi
10.01.2025 Haftaya Bakış (249): Özel'in kırmızı kartı | Akdeniz Belediyesi'ne kayyum | Ülkücülerin Öcalan kavgası
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı