Erdoğan sahiden "tek adam" mı?

09.11.2012 Vatan

AKP ile 10 yıl (4)

AKP’nin kuruluşunda dört isim öne çıkmıştı: Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener. Lider tabii ki Erdoğan’dı ama diğer üç isim de belli bir güce ve iktidara sahipti. 2007 genel seçimlerinin ardından sadece Türkiye’nin değil AKP’nin de iktidar dengeleri büyük ölçüde değişti: Gül Çankaya’ya çıkıp partilerüstü bir konuma yöneldi; Arınç beş yıl yapmış olduğu TBMM Başkanlığını bıraktı; Şener ise çoktan yolunu ayırmıştı, AKP’den aday bile olmadı. 
Kendisine en yakın pozisyonda olan bu üç ismin çekilmesiyle birlikte Erdoğan’ın gerek parti, gerekse hükümet içindeki güç ve iktidarının arttığı kesin. Ama bu onu, bazılarının ileri sürdüğü gibi “tek adam” yapar mı, yaptı mı? Sanmıyorum. Neden böyle düşünmediğimi açıklamaya geçmeden önce Erdoğan’ın “tek adam” olduğu şeklindeki eleştirilerin neden giderek artmış olabileceği üzerine hızlı bir şekilde kafa yoralım:
1) Eleştirileri bir parti veya hareket yerine onun liderine yöneltmek daha kolay. Parti eleştirisi için ister istemez biraz sosyoloji, biraz siyaset bilimi, biraz da ekonomi bilmeyi gerektirir. Halbuki bir şahsı (lideri) şematik bazı karakter analizleri yardımıyla eleştirmek pek zahmet gerektirmez.
2) Bir partiyle tartışmak kolay değildir ama bir liderle, hele o da buna yatkınsa polemiğe bile girebilirsiniz. 
3) Partiyi değil de lideri eleştirdiğinizde, o partiyi var eden ve o partiye umut bağlayan kadro ve kitlelerle aslında bir derdiniz olmadığını ifade etmiş olursunuz.
4) Dolayısıyla partiye toz kondurmayıp lideri eleştirdiğinizde, o kişinin lideri olduğu davaya bir şekilde ihanet etmiş olduğunu da ima etmiş olursunuz ki bu durum onun günahlarının ikiye katlanması anlamına gelir.

Milli Görüş dersleri

Erdoğan’a yönelik “tek adam” eleştirilerini neden abartılı bulduğumu açıklamak için, önce iki noktanın altını çizmek istiyorum:
1) AKP kadrolarının büyük kısmı Milli Görüş geleneğinden. Onların kopmasındaki temel saiklerden biri RP ve FP’de, parti içi demokrasinin olmaması veya yetersiz olmasıydı. Bu kişilerin yıllar sonra, şu ya da bu nedenle, güç ve iktidarlarından tek bir kişi için feragat etmelerini beklemek gerçekçi değil;
2) Türkiye çok büyük bir ülke ve 10 yıldır AKP tarafından yönetiliyor. Bu kadar geniş bir iktidar alanının tek bir kişi tarafından mutlak bir şekilde kontrol edilmesi de aynı şekilde gerçekçi olmaz.
Onu “mutlak” bir iktidar sahibi olarak görmek ve göstermeye çalışmanın yanlış olduğunu kanıtlamak için yakın zamandaki şu örneklere başvurabiliriz:
1) Parti kapatmalarla ilgili anayasa değişikliği AKP’den de fireler çıkması nedeniyle yattı;
2) Son olarak benzer bir durum yerel seçimlerin öne alınması girişiminde yaşandı. Öyle ki Erdoğan yerel seçimlerin zamanında yapılmasına razı olmak zorunda kaldı.

Karar verme süreçleri

Kimileri her ne kadar onun itibarını zedelediğini kabul etseler de, bu olayları, Erdoğan’ın “tek adam” olma halini tehdit etmedikleri için fazla önemsemiyor. Yanlış yapıyorlar. 5 yıl önceki Gül, Arınç ve Şener’in durumlarında kimsenin bulunmaması Erdoğan’ın her istediğini istediği gibi yaptığı anlamına kesinlikle gelmiyor. Örneğin son seçimlerde aday listelerine son şekli Erdoğan verdi ama kafasındaki bazı isimleri kurmaylarından gelen tepkiler nedeniyle aday göstermediği, bazı isimleri de parti içi dengeleri gözettiği için, fazla istemese de aday gösterdiği söyleniyor.
Son kararları genellikle Erdoğan veriyor olabilir ama o aşamaya gelmeden önce partinin veya hükümetin veya Meclis grubunun değişik mekanizmalarının aktif bir şekilde devreye girdiği süreçler işletiliyor; gerektiğinde kamuoyu araştırmaları yaptırılıyor, uzmanlara danışılıyor veya doğrudan muhataplarla mülakatlar yapılıyor. Erdoğan bütün bu bulguları bir şekilde göz önüne alarak karar veriyor.
Bu konuda söylenebilecek daha çok şey var. Şimdilik şöyle özetleyelim:
1) AKP içinde bir “ikinci adam” olmaması, Erdoğan dışında kimsenin iktidar sahibi olmadığı anlamına gelmiyor;
2) Erdoğan’ın kontrolünde geniş bir iktidar alanı bulunması onu “mutlak iktidar” sahibi yapmıyor;
3) Erdoğan’ın ülkeyi yöneten “en güçlü” kişi olması onu “tek güçlü” kişi, yani “tek adam” kılmıyor.

BİTTİ



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı