Trabzon direkten dönmüş

24.02.2013 Vatan

Karadeniz’den yeni İmralı sürecine bakış/1

Trabzon direkten dönmüş


BDP’li milletvekillerinin de yer aldığı Halkların Demokratik Kongresi (HDK) heyeti Pazartesi günü Sinop’ta, Salı günüyse Samsun’da saldırıya uğradı. Heyet güvenlik gerekçesiyle Çarşamba günü Trabzon’da yapılması düşünen etkinlikleri iptal etti ve Ankara’ya döndü. Biz de Perşembe günü Trabzon’a gittik, HDK heyetinin faaliyetlerine katılacak kişilerle, tasvip etmedikleri bu geziyi uzaktan izleyecek bazı yerel siyasetçilerle, ne yapıp edip milletvekillerini protesto edeceklerini söyleyen bazı gençlerle ve nihayet kentte herhangi bir tatsızlık yaşanmamasından birinci derecede sorumlu olan güvenlik güçlerininin yetkilileriyle görüştük. Sonuç: Trabzon direkten dönmüş, dolayısıyla HDK heyetinin iptal kararı isabetli olmuş.
Siyasi olarak birbirlerinden epey farklı, hatta zıt kişilerin “gelselerdi kesin olay çıkardı” noktasına varmalarının birkaç sebebi olduğunu gözledik. Öncelikle Karadeniz’in “mülayim” ve nispeten sola yakın bilinen ili Sinop ile, milliyetçilik konusunda hep Trabzon’un gölgesinde kalmış olan Samsun’da yaşanananları ardından Trabzon’da olay çıkmasının kaçınılmaz olduğu düşüncesinin hakim olduğunu gördük. Yani BDP’lilere sempatik ve antipatik bakan kesimler her ne kadar ardından Giresun gezisi planlanmış olsa da, turun finalinin Trabzon’da olacağında ve bunun pek makul bir fikir olmadığında birleşiyorlardı. Öyle ki birçok kişi “Eğer tur Trabzon’dan başlamış olsaydı hiç olay çıkmayabilirdi” gibi iddialı cümleler kurabildi.

Trabzon’a biçilen misyon

“Kesinlikle olay çıkardı” diyenler, bu iddaialarını büyük ölçüde Trabzon’a biçildiğini düşündükleri misyona bağlıyorlar. 2005 yılında TAYAD’lılara yönelik linç girişimi, 2006’da Rahip Santoro’nun öldürülmesi, 2007’de Hrant Dink suikasti gibi olaylar dikkatlerin Trabzon üzerinde toplanmasına neden olmuş ve bu ilin birtakım derin odaklar tarafından bir tür “pilot bölge” olarak seçildiği düşüncesinin hakim olmasına yol açmıştı.
Trabzon’da ilk olarak bir grup sosyalistle bir araya geldik. Emek ve Özgürlük Meclisi kurucularından İhsan Hacıbektaşoğlu, Gültekin Yücesan, Mehmet Akcelep; ÖDP İl Başkanı İsmet Ar, TKP İl Başkanı Süleyman Hacıbektaşoğlu ile sohbetimize, yerel Güne Bakış Gazetesi’nin sahibi ve yazarı, muhafazakâr çizgideki Ali Öztürk de katıldı. Onlara göre Trabzon’da “provokasyon”dan ziyade “organizasyon”lar söz konusu. Yani bazı gençlerin milliyetçi duygularla sokağa çıkmasından ziyade, birtakım odakların bazı gençleri, milliyetçi duygularını kışkırtarak sokağa çıkartmaları söz konusu. “Kim bu odaklar?” diye sorduğunuzdaysa mutlaka “devlet” cevabını alıyorsunuz: “Bu gençler polise asla itiraz etmezler. Hele asker dediniz mi çok korkarlar.”
Buradan hareketle şu sonuca varılıyor: “Diyelim ki bazı gençler kendi başlarına olay çıkardı. Devletten birileri ‘durun’ derse herşey yatışır.” Bir de örnek veriliyor: “İki yıl önce Sumela Manastırı’nın ibadete açılması nedeniyle çok olay bekleniyordu. Bizse asker-polis devreye girerse bir şey olmayacağını savunuyorduk. Nitekim birkaç gözaltıyla olay çıkması önlenmiş oldu.”

MHP ile CHP’nin yarışı

Trabzonlu sosyalistler, MHP’nin TAYAD linci nedeniyle çok ciddi bir muhasebe yaptığını, daha sonraki olaylarda bu partinin dahli olmadığını söylüyorlar. MHP İl Başkanı Muammer Demeli de, HDK heyetinin ziyareti halinde “kesinlikle sahada olmayacaktık” diyor: “Genel Başkanımızın çok kesin tavrı ve talimatı var. Biz de hem basına açıklama yaptık, hem ilçe teşkilatlarımızı, Ülkü Ocakları’nı uyardık. Tam bir teyakkuz halindeydik ve sağduyunun galip gelmesi için elimizden geleni yaptık, yapacaktı.”
Demeli, “Tabii ki her milletvekilinin her ile gitme hakkı var” dedikten sonra şöyle devam ediyor: “Ama bu gezinin barışa bir katkısı olacağını sanmıyoruz. Sanki Trabzon’u özel olarak seçmişler ve test edeceklerdi.”
Demeli’ye CHP’nin tavrını sorduğumda şu cevabı verdi: “Milliyetçilik konusunda bizim fikirlerimiz yıllardır belli ve hep aynı. CHP’li arkadaşlarsa son dönemde bayrak, devlet gibi konularda bizi geçer oldular. Bizden daha fazla milliyetçiler ama buna milliyetçilik değil ulusalcılık diyorlar.”
Aynı konuyu tabii ki CHP İl Başkanı Yavuz Karan’a da sordum. İşte cevabı: “CHP tabanı tabii ki milliyetçidir ama biz Atatürk milliyetçisiyiz. MHP ile kesinlikle aynı çizgide değiliz.”
Karan, BDP’li milletvekillerinin gelmesi halinde tepkiler olmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor ve bunu bölgenin çok şehit vermiş olmasına bağlıyor: “Eğer bir şeyleri test etmek için bugüne kadar hiç uğramadıkları Trabzon’a gelmek istedilerse çok yanlış. Trabzon halkı test edilecek bir halk değildir.

AKP’nin çelişik tavrı

Başbakan Erdoğan, “her milletvekili istediği yere gider” şeklinde özetlenebilecek net bir tavırla Sinop ve Samsun’da yaşanan olaylara karşı çıktı. Trabzon’da da devlet yetkililerinin BDP’li milletvekillerinin ziyaretinin olabildiğince sorunsuz geçmesi için çaba göstermiş olduklarını farklı kaynaklardan öğrendik. Ancak aynı tutumun siyasi iktidarın sivil ayağı söz konusu olduğunda geçerli olmadığını da gördük. Trabzon’daki sohbetlerimizin mutlaka bir aşamasında muhataplarımız, AKP’li Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun “nasıl olsa paraları vardır” diye baştan savma bir gerekçeyle HDK heyetine salon tahsis etmeye yanaşmadığının altını çizdi. Belediyenin kendisine ait salonlardan hiçbirini vermemesi üzerine büyük bir otelin toplantı salonu için anlaşılmış, ama otel yönetimi de son anda vazgeçmiş. Nihayet valilik devreye girmiş ve Dünya Ticaret Merkezi’nin salonu ayarlanmış. Belediyenin bu tutumunun yaklaşan yerel seçimlerle irtibatlı olduğu anlaşılıyor. 


“Trabzon düşerse her yer düşer”

Trabzon’da “milliyetçi tepki” denilince akla gençler, gençler denilince taraftar grupları, taraftar grupları denince de 61 Gençlik Trabzonspor Taraftarlar Derneği geliyor. 2004’te kurulmuş olan derneğin başında 34 yaşındaki Özgür Özal bulunuyor. İşyerinde sohbet ettiğimiz Özal, ağzından köpükler saçarak konuşan fanatik bir milliyetçi, bir hooligan değil. Neyi nasıl söylediğini çok iyi bilen, kendisini çok hızlı ve özlü ifade eden, bütün bunları yaparken duruşundan taviz vermeyen etkileyici bir kişi.

Soru: BDP’lilerin gelmeseydi ne olurdu?
Özal: Bizler tam Aziz Yıldırım’ın maç nedeniyle Trabzon’a gelme ihtimaline yoğunlaşmışken bu çıktı. BDP’lilerin niyetlerini samimi bulmadık, gelmemelerini çok istedik. Şükürler olsun ki gelmediler.

Soru: Neden?
Özal: Gerilim yaratırdı. Çünkü onları terör örgütünün temsilcileri olarak gördük. Onların gelmesinin Trabzon’a neler verip Trabzon’dan neler alacağının muhasebesini yaptık ve gelmemelerinin daha iyi olacağı sonucuna vardık.

Soru: O zaman hükümetin İmralı görüşmelerine de mi karşısınız?
Özal: Devletin Öcalan ile görüşmeleriyle bunların ziyareti ayrı şeyler. Buraya gelmelerinin çözüme hiçbir katkısı olmazdı. Tepki çekeceklerini yüzde 100 biliyorlardı. Dinleyecek kitle olmamasına rağmen niye gelip neyi anlatacaklardı? Amaçları ortamı germekti. Gelselerdi her şartta BDP/PKK kazanacaktı. Olaysız geçseydi reklamları olacaktı. Olay olsaydı ‘bakın herkes her yere gidiyor ama bizi bırakmıyorlar’ diyeceklerdi.

Soru: Trabzon’un özel bir önemi olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Özal: Ülke gerçeği Trabzon gerçeğidir. Trabzon düşerse her yer düşer, çünkü Trabzon Türkiye’nin kalesidir. Trabzon’u birileri pilot bölge olarak görüyor. Eğer buradaki dirençi kırarlarsa Türkiye’de her şeyi yapabilirler. Neden böyle? Çünkü Trabzon yıllardır solcu bilinir, CHP çok az belediye seçimi kazanmıştır. Milliyetçi bilinir ama MHP iktidar olamaz. Eğer BDP’liler gelseydi, tıpkı şehit cenazelerinde olduğu gibi her partiden insanlar sabah saat 8’de valilik önüne protesto gelirdi. Sonuçta polis ile vatandaş karşı karşıya gelecek ve Doğu’daki gibi görüntüler olacaktı. Çok şükür böyle bir kaos ve gerilimden kurtulduk.

Soru: Geziye Trabzon’dan başlamış olsalardı ne olurdu?
Özal: Çok şey olurdu. Herhalde havaalanından buraya gelemezlerdi.

Soru: Niye illa protesto?
Özal: Çünkü tepki verilmesi hiçbir şey olmamasından daha iyidir.

Soru: Birileri sizleri kullanıyor olabilir mi?
Özal: Biz Trabzonlu gençler bir anda tepki veren, verebilen bir kitleyiz. Dolayısıyla birileri tarafından kullanılabiliriz. Bazı durumlarda kendi kendimize “bunu biz kendimiz mi yaptık, yoksa birileri bizi kullandı mı?” diye sorduğumuz olmuştur. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Kesinlikle eskisi gibi gaza gelmiyoruz. Aklıselimle, ılımlı bir şekilde davranmaya özen gösteriyoruz. Bir de kimler tarafından, hangi şartlarda arandığımızı çok iyi biliyoruz.

Yarın: Sürece destek çok, ancak umutlu olan az 

Dizi 3: Hopa efsanesi
Dizi 2: Karadeniz de barış sürecini destekliyor ama...



İLGİLİ YAZILAR
20.02.2013 Sinop ve Samsun dersleri
19.02.2013 Yeni Sinoplar istemiyorsak..

Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
06.07.2025 İmamoğlu’nu bırakmamak için diğer CHP’li belediye başkanlarını alıyorlar
06.07.2025 Erdoğan çözüm sürecini ateşe atıyor
05.07.2025 Türkiye yolun sonuna mı geldi?
05.07.2025 Erdoğan ve AK Parti’nin son on yılda kazandıkları ve kaybettikleri
04.07.2025 Çözüm sürecinde çözüme doğru
03.07.2025 Bu görüntüler de bu ülkenin hafızasına kazındı
02.07.2025 Yoksa Suriye İsrail’in arka bahçesi mi oluyor?
01.07.2025 Ruşen Çakır’ın Fatih Altaylı ile ikinci söyleşisi: “Kaygım kendim için yok, ülke için çok”
01.07.2025 Edgar Şar: “Türkiye’de rejim değişikliği girişimi var”
01.07.2025 Mümtaz’er Türköne: “Yaşadığımız kriz, ben gitmem krizi”
06.07.2025 İmamoğlu’nu bırakmamak için diğer CHP’li belediye başkanlarını alıyorlar
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı