Siyasette kaybedenler kulübü

30.04.2023 medyascope.tv

Seçimlere iki hafta kala, farklı nedenlerle hayal kırıklığı yarattıklarını düşündüğüm bazı siyasetçileri ve siyasi partileri sıralamak istiyorum.


Recep Tayyip Erdoğan
Böyle bir listenin ilk sırasına Erdoğan’ı yerleştirmek hiçbir şekilde yanlış olmayacaktır. Umudunu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmasına, bunu da Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın performanslarına bağlayan bir Erdoğan var karşımızda. Taraftarlarının son düzlükte sahaya çıkarak dengeleri değiştireceğini umduğu Erdoğan’ın sağlık sorunları nedeniyle kampanyaya da odaklanamaması onun kazanma şansını her geçen gün azaltıyor. Erdoğan’ın kaybetmesi AKP’nin de kaybettiği anlamına gelmeyecek, zira bir süredir böyle bir parti zaten yok, en fazla onun yokluğu gerçeğiyle yüzeleşeceğiz. 


Ümit Özdağ ve Zafer Partisi
Sığınmacı karşıtlığıyla birdenbire siyasi hayatımıza damga vuran Ümit Özdağ ile Zafer Partisi’nin adları ne zamandır pek anılmıyor. Bir tek destekledikleri cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan sayesinde varlıklarını sürdürüyorlar ki mevcut kamuoyu yoklamaları Oğan’ı ZP’nin daha ilerisinde gösteriyor. Neden böyle olduğu hakkındaki görüşlerimi Zafer’in yükseliş ve düşüşü (https://medyascope.tv/2023/04/16/rusen-cakir-yazdi-zaferin-yukselis-ve-dususu/) başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

Muharrem İnce ve Memleket Partisi
Ümit Özdağ’ın düştüğü andan itibaren Muharrem İnce’nin yükselişe geçtiğine tanık olduk. Fakat bir an geldi yüzde 10’un üzerinde gözüken İnce ile yüzde 6 civarında gözüken partisi MP’nin düşüşe geçti. Üstelik bu düşüşten bir başka yeni isim değil, başta Kılıçdaroğlu ve CHP olmak üzere bildik isimlerin istifade ettiği anlaşılıyor. Buna bağlı olarak, İnce’nin en büyük iddiası olan cumhurbaşkanlığı seçimlerini tek başına ikinci tura bıraktırabilmesi mümkün olmayacağa benziyor. Sonuçta kısa süreli bir popülerlik yaşayan İnce’nin durdurması imkansız gözüken bu kan kaybı karşısında ne yapacağı belirsiz ama kaybettiği kesin.

Devlet Bahçeli ve MHP
Bahçeli’nin Yeniden Refah Partisi ve Büyük Birlik Partisi’ni bahane ederek ortak listeden caymasını bir tür seçimlerin kaybının itirafı olarak tanımlamıştım. Her ne kadar bazı kamuoyu yoklamalarında MHP’nin oyları bir miktar artıyor gözükse de o günden bu yana Bahçeli ve MHP’nin seçimlerin gidişini kökten değiştirebilecek adımlar atamadıkları ortada. Erdoğan ve AKP’den daha fazla Cumhur İttifakı savunucusu olan Bahçeli ve MHP’nin muhtemel (ve bana göre kaçınılmaz) yenilgiden bu işteki sorumluluklarına ters orantılı bir şekilde olumsuz etkilenecekleri muhakkak.

Fatih Erbakan ve YRP
AKP ve Erdoğan’ın kan kaybettiği, Millet İttifakı bünyesindeki SP, Gelecek ve Deva partilerinin bekleneni veremediği bir ortamda Fatih Erbakan çok iyi bir fırsat yakalamıştı. Babasından devraldığı İslamcı söylemini dünyadaki aşırı sağ popülizmin bazı versiyonlarıyla harmanlayarak geleceği olan bir lider görünümü yarattığı söylenebilirdi. Bu bağlamda cumhurbaşkanlığı adaylığı hamlesi, seçimlerde ne kadar oy alabilirse alsın, geleceğe yönelik iyi bir yatırımdı. Fakat birdenbire imza toplamayı durdurdu, Erdoğan’a desteğini açıkladı; partisini, ortak liste olmasa da Cumhur İttifakı’na dahil etti. Oğul Erbakan çok da gerekmediği halde Erdoğan ile kader birliği yaparak onun muhtemel kaybına da orta oldu.

Süleyman Soylu
Kendisi bir aralar Recep Tayyip Erdoğan’ın halefi olarak dahi gösteriliyordu. Erdoğan’ın istifasını kabul etmemesi yine Soylu’nun ne kadar güçlü olduğunu gösterdiği yorumları yapılmıştı. Bugün ise 14 Mayıs’ı “siyasi bir darbe girişimi“ olarak niteleyerek hem demokrasi kültüründen nasibini almamış olmasını açık edip hem de seçimde bir tür havlu attıklarını itiraf ediyor. Soylu’nun milletvekili olmanın ötesinde herhangi bir siyasi geleceği olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Milletvekili seçilmesinin de yaptıklarının hesabının sorulmasını engelleyebileceği de kesin değil.

Yavuz Ağıralioğlu
İYİ Parti’nin en popüler isimlerinden Yavuz Ağıralioğlu, partisinin HDP’yi gerekçe göstererek Millet İttifakı bünyesinde dile getirdiği itirazların da en gözde savunucusuydu. Fakat o büyük 3 Mart krizinin üç gün sonra çözülmüş olmasını kabullenemeyerek aynı itirazlarla başta Meral Akşener olmak üzere herkese meydan okudu ve yalnız başına kalakaldı. Büyük oynadı ve büyük kaybetti.

Ali Babacan
Aslında Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın şu ana kadar saydıklarımız gibi bir “kaybeden" olmadığı aşikâr. Zira çok sayıda parti mensubunu CHP listelerinden TBMM’ye sokmayı garantiledi. Kılıçdaroğlu seçilirse kendisinin cumhurbaşkanlığı yarımcılığı, partisine kabinede en az bir koltuk verilmesi garanti. Ama kaybetti. Çünkü daha partisini kurmadan, özellikle gençler nezdinde ciddi bir ilgi toplamıştı, kamuoyu yoklamalarında çok iyi yerlerde gözüküyordu. Fakat bir an geldi düşüş başladı. Seçimlere kendi parti logolarıyla gireceklerinin ısrarla altına çizen Babacan’ın bir süre sonra bundan da vazgeçmesi bir şekilde işlerin kötü gittiğinin itirafı olarak kayıtlara geçti.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
21.07.2024 Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları
16.07.2024 Transatlantik: Trump zaferi garantiledi mi? J.D. Vance nasıl biri? Erdoğan-Esad görüşmesine doğru
14.07.2024 Din yorgunlarının ülkesi: Türkiye
12.07.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (222): Nagehan Alçı ne yapmak istiyor? Avrupa’da ve Türkiye’de sol, Erdoğan-Esad yakınlaşması olur mu?
10.07.2024 Transatlantik: İngiltere & Fransa seçimleri - İran’da Pezeşkiyan dönemi - NATO’nun 75. yılı
10.07.2024 Mesut Yeğen ile söyleşi: Yerel seçimlerden üç ay sonra CHP’nin tablosu kalıcı mı?
09.07.2024 “Schadenfreude”: Başkalarının acısına sevinmek
07.07.2024 Nagehan Alçı yalnız mıdır, değil midir?
05.07.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: 31 Mart’tan bu yana neler değişti, neler aynı kaldı?
05.07.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (221): Sinan Ateş Dâvâsı’ndan öğrendiklerimiz - Demiral’ın “bozkurt” sevinci - Esad ile normalleşme
21.07.2024 Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı