"Sıkı bir muhalif" değil "iyi bir gazeteci" olmak

05.03.2012 rusencakir.com

2 Mart 2012 Cuma günü Ahmet ve Nedim'in tutuklanmalarının birinci yılıydı. Cumartesi günü, arkadaşları olarak Taksim'den Galatasaray Lisesi'ne yürüdük. Pazar günüyse Milliyet'te Kadri Gürsel, Vatan'da ben, birbirimizden habersiz, bu bir yılın bilançosunu çıkarttık. Bu "birbirimizden habersiz" sözü, Kadri ile arkadaşlığımızın bundan tam 40 yıl önce Galatasaray Lisesi'nde başlamış olduğunu bilenlere inandırıcı gelmeyebilir, ama öyle. 
Pazartesi günüyse Radikal Gazetesi'nde "Gazetecileri tutuklamanın ne yararı oldu?" başlıklı bir yazıda Kadri ile benim, Ahmet-Nedim olayının siyasi iktidarı ve Gülen cemaatini zor durumda bıraktığı şeklinde özetlenebilecek değerlendirmemiz eleştirildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Cem Başlevent'in kaleme aldığı yazıyı şu linkten okuyabilirsiniz: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1080722&CategoryID=132
Başlevent, Ahmet ve Nedim olayına yönelik kamuoyu tepkisinin, bu olayla Türkiye'nin  yaşadığı imaj erozyonunun sonuç olarak pek bir işe yaramadığını düşünüyor. Halbuki gelişmeleri yakından ve önyargısız (özellikle de "bu Türkiye'de iyi, güzel bir şey olmaz" inancından uzakta) izleyen biri, Ahmet Şık'ın da belirtmiş olduğu gibi, bu tutuklamaların eninde sonunda Türkiye'nin hayrına olduğunu görmektedir.
Gerek Kadri'nin yazısında, gerek benim yazımda bu konuda çok sayıda örnek verildi. Bazılarını yeniden hatırlatmakta yarar var: O ana kadar bir tür dokunulmzalıkları olan savcı (Zekeriya Öz) ile polis şefinin (Ali Fuat Yılmazer) bu tutuklamalardan kısa süre sonra görevden alınmaları; o güne kadar içerde ve dışarda ciddi bir ilgi ve hassasiyet oluşturmayan Türkiye'deki basın özgürlüğü sorununun neredeyse birinci gündem maddesi haline gelmesi; medya çalışanlarının en azından bir bölümünün üzerlerindeki ölü toprağından kurtulup meslektaşlarına ve kendi haklarına sahip çıkmaya başlamaları hep Ahmet ve Nedim'in tutuklanmaları ve buna gösterilen tepkilerle olmuştur. Ayrıca MİT kriziyle iyice ortaya çıkan iktidar koalisyonu içindeki ayrışmanın ilk tezahürlerinden birinin de aynı olay nedeniyle yaşandığını bilen ve bilmek isteyen biliyor.
Başlevent'in Ahmet ve Nedim olayından hareketle "muhalif kesimlerin ne kadar bölünmüş, birbirlerine karşı ne kadar ‘sevgisiz’ olduğu"ndan şikayet etmesinin de yanlış olduğu kanısındayım. 
En azından kendi adıma konuşayım: Ahmet ve Nedim ile dayanışma eylemlerine giderken, uzun bir süredir yazılarımda onların cezaevi günlerini sayarken amacım AKP ve/veya Gülen cemaatini köşe sıkıştırmak değil, arkadaşlarıma, meslektaşlarıma yapılan haksızlığa karşı çıkmak ve bu vesileyle basın özgürlüğüne sahip çıkmaktır. Kısacası, muhalif olduğum için değil gazeteci olduğum için böyle davranıyorum.

Ragıp Duran'ın isabetli saptamaları

Bu noktada Akşam Gazetesi'nde Şenay Yıldız'ın Ragıp Duran ile yaptığı söyleşiye dikkat çekmek istiyorum:
http://www.aksam.com.tr/medyada-28-subat-suruyor--102622h.html
Ülkemizde medya eleştirisi alanında kalem oynatan çok kişi var, ancak bunların önemli bir bölümünün siyasi bazı hesaplamalarla yalpaladıklarını görüyor ve üzülüyoruz. Hatta bazılarının medya eleştirmenliğinden, Ragıp'ın bu söyleşide kullandığı güzel tabirle "savcı yardımcılığı"na atlamış olmaları hazin. Sadece "apoletli medya" tabirini kazandırmış olması nedeniyle bile büyük bir takdiri hak eden Ragıp ise bu işi sapmadan yürüten ender isimlerden. Dolayısıyla onun bugün "medyada 28 Şubat sürüyor" demesinin anlam ve değeri hayli yüksek.
Söyleşiyi bir kez daha tavsiye ediyor ve girişte ele aldığımız tartışmayla ilgisi olduğu için son soruya Ragıp'ın cevabından bir cümleyi alıntılamak istiyorum: "Gazetecilik zaten muhalif bir iştir." Burada "zaten" sözcüğü son derece hayati. Ragıp anladığım kadarıyla şunu söylemek istiyor: Bir gazeteci işini iyi yapıyorsa, istese de istemese de iktidar sahiplerini rahatsız edecektir. Ben de bu önermeyi şöyle ileriye taşıyabileceğimizi düşünüyorum: Bir gazeteci ille muhalif olacağım, iktidar sahiplerini rahatsız edeceğim diye kolları sıvarsa iyi bir iş çıkarma ihtimali çok azdır. Nitekim Ragıp da o cümlenin hemen ardından şunu ekliyor: "Bir de şunu görelim: muhalif olup, iyi gazeteci olmayanlar da var." 
Maalesef, özellikle iktidar savaşlarının iyice kızıştığı dönemlerde bizlerin iyi birer gazeteci olmak için çabalaması savaşan tarafların hiçbirini memnun etmiyor. İyi bir gazeteci değil "sıkı bir muhalif" ya da "sıkı bir yandaş" olmanızı, yani kötü birer gazeteci olmanızı dayatıyorlar. 
Sanıyorum günümüz Türkiyesi'nde gazetecilik ve gazeteciler ancak, savaşan tarafların tuzaklarının hiçbirine düşmemekle yol alabilir.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı