SİVAS KONUŞUYOR 2: Devlet varsa umutluyuz

17.07.1993 Milliyet

Cuma katliamının şokunu atlatamayan Sivaslı Alevi yurttaşlar, dört gözle mahkemeyi bekliyor

Sivas’ta milliyetçi-muhafazakâr çevreler RP’li Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’na sahip çıkıp geçici olarak görevden alınmasını hoş karşılamazken, ilde iç içe geçmiş bulunan laiklik yanlısı, solcu ve Alevi yurttaşlar, Vali Ahmet Karabilgin için benzer görüşü paylaşıyorlar.
Alevilerin çoğunluğunu oluşturduğu Alibaba Mahallesi’nde görüştüğümüz kişiler, Karabilgin’in “Sivas’ın gördüğü en iyi vali’ olduğunda hemfikirler. Her ne kadar olaylar sırasında yetersiz kaldığını kabul etseler de Karabilgin’in görevden alınmasını, “devletin teröre teslim olması” şeklinde değerlendiriyorlar. 20 yıl İstanbul’da yaşadıktan sonra Sivas’a kesin dönüş yapan 33 yaşındaki Ali Kayalar "Aşırı dinciler 'Vali istifa’ diye bağırdılar. İstediklerini de elde ettiler. Devlet teröre boyun eğmiştir” dedi.
Alevi-sol çevreler tamamıyla önceden planlanmış olduğunu iddia ettikleri “cuma katliamı”nın sorumluları olarak, gerek belediyede, gerek belediyenin denetimindeki öğrenci yurtlarında İslamcı yuvalanmaya olanak sağladığını iddia ettikleri Karamollaoğlu’nu, ilde örgütlü bulunan çok sayıdaki İslami vakfi, kolaylıkla dağıtabilecek kalabalıkla baş edemeyen polisi, geciken tugay komutanlığını, ama her şeyden önce il dışından geldiklerini iddia ettikleri Hızbullahçıları ve diğer “aşın dincileri” gösteriyorlar.
 
KÜLTÜRE DARBE
 
Sivas ilinde nüfusun dörtte birini oluşturduğu söylenen Alevi topluluğu, Türkiye’de son yıllarda yaşanan Alevi kimliğinin yeniden canlanması olgusunun epey gerisinde kalmış. Öyle ki artık kanıksanmış olan Hz. Ali ya da onun kılıcı Zülfikâr’ın tablolarına Alibaba Mahallesi’ndeki işyerlerinde rastlamak neredeyse imkânsız. Dernek, vakıf örgütlenmeleri yok denecek kadar az. Dedelik müessesesi yıllardan beri il merkezinde yok olmuş.
Ali Kayalar "Dişe dokunur tek faaliyet Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ydi. Birileri kültürümüzü yaşatmamızı istemedi. Artık bu olaydan sonra kolay kolay kültürel faaliyet olamaz” diyor.
Görüştüğümüz Alevi yurttaşların hemen hepsi, tıpkı Sünniler gibi, olayların arkasında Alevi-Sünni ayrılığının yatmadığını, olayları tezgâhlayanların bu ayrılığı körüklemek istedikleri görüşünde.
62 yaşındaki Zeynel Koç, “Sünni hemşerilerimizin en az yüzde 75’i bizim kadar üzgün, içleri kan ağlıyor” diyor ve devleti suçluyor:
“Vatandaşı, bizim vergilerimizle maaş alan üç-beş imam tahrik etti. Papaz bunlar. Devlet bunların siyasetle uğraşmasına izin vermemeli.”
 
GÖZALTI ŞOKU
 
Emniyet güçlerinin “cuma katliamı”yla ilgili başlattığı gözaltı operasyonlan milliyetçi-muhafazakâr kesimlerde kaygı ile izlenirken, Alevi-sol çevreler de benzer bir şok yaşıyorlar. Madımak Oteli önünde mum yakıp otele karanfil atan göstericilerin tartaklanıp bir kısmının gözaltına alınmasının ardından, Alibaba Mahallesi’nde 10 Temmuz Cumartesi günü yürüyüş yapmak isteyenlerin başına aynı şeyin gelmesi, kimilerince “devletin denge politikası” olarak yorumlanıyor.
Nitekim 11 Temmuz Pazar günü gözaltına alınmaları protesto için SHP il binasında açlık grevine başlayan çoğu genç 15 kişiye katılanların sayısı sürekli artıyor. Açlık grevcilerinin türküler söylediği binanın duvarında SHP Merkez İlçe Başkanlığı’nın şu duyurusu dikkat çekiyor: "Partililerimizin olaylarla ilgili izinsiz gösteri ve hareketten kaçınmaları önemle rica olunur.”
SHP binasının çevresinde elleri telsizli sivil polisler bekliyor. Alibaba Mahallesi ise Kayseri Hava İndirme Tugayı’ndan gelme mavi bereli komandolarla, her türden polisle dolu. Her ne kadar tüm şehirde yoğun güvenlik önlemleri mevcutsa da devlet, esas potansiyel tehlike olarak Alevi yurttaşların tepkilerini görüyor. Yeni Vali Aydın Güçlü ile yeni Emniyet Müdürü Muammer Öz şehir içinde ayrı ayrı çıktıkları “birlik-beraberlik çağrısı” turlarında Alevi semtlerine özel önem veriyorlar.
Pir Sultan Abdül Şenlikleri Tertip Komitesi üyesi, İnsan Hakları Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Madımak Oteli’nden BBP binasına sığınarak kurtulanlardan Mehmet Aydoğmuş, olayları çıkartanların gerçek amacının “Aziz Nesin ve Pir Sultan’ın üzerine basarak Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti devletine saldırmak” olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Hedef Aziz Nesin olsaydı, koca heykele kafa atacak kadar gözleri dönmüş bu saldırganlar, yazara bir gün önce kitap imzalarken saldırabilirlerdi.”
 
DEVLET VARSA UMUT VAR
 
Katliamdan bu yana Sivas yarı-ölü bir kent görünümünde. Köyler ve kasabalardan şehre gelenlerin sayısı iyice azalmış, bu nedenle ticari hayat durmuş, insanların suratı asık, Alevi ve Sünni vatandaşlar arasındaki diyalog, ister istemez sekteye uğramış. Herkes "tahriklere kapılmama, birlik-beraberlik, sağduyu” çağrısı yapıyor. Herkes değişik nedenlerle, değişik “dış güçleri”, devleti, büyük basın-yayın kuruluşlarını suçluyor. Herkes, Sivas’ın bu kara lekeden kolay kolay arınamayacağını düşünüyor. Herkes bir şeyler bekliyor.
Alevi yurttaşların beklentisi suçluların bulunup cezalandırılması, yani mahkeme. "Umutlu musunuz?” sorusunu Ali Kayalar, şöyle yanıtlıyor: "Devlet varsa umutluyuz.”

Yazının orjinal hali





Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 SİVAS KONUŞUYOR 1: Olaydan utanç duyanlar 16.07.1993
2 SİVAS KONUŞUYOR 2: Devlet varsa umutluyuz 17.07.1993
3 SİVAS KONUŞUYOR 3: "RP'li olmasam ödüllendirilirdim' Temel Karamollaoğlu 18.07.1993

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı