Mitingle olmaz mı, miting yetmez mi?

21.08.2025 medyascope.tv

21 Ağustos 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Cumhuriyet Halk Partisi, 19 Mart'tan sonra 48. mitingini dün akşam İstanbul Üsküdar'da yaptı. Ben de oradaydım, izledim. Şu ana kadar yapılan mitinglerin en parlağı olmadığı muhakkak ama yine de orada coşkulu bir kalabalık vardı. Özgür Özel'in mesajlarını dinlediler ama öncesinde Ekrem İmamoğlu'nun yolladığı mektubu dinlediler. Ben büyük ölçüde halkın içinde seyrettim, mitingi izledim. İnsanlarla sohbet etme imkânım oldu. Şu ana kadar izlediğim mitingleri genellikle basına ayrılan yerden izlemiştim, bu sefer değişiklik yaptım ve orada insanların mitinglere nasıl alışmış olduklarını gördüm. Artık birtakım sloganları anında duyar duymaz tekrarladıklarını gördüm. Kalabalığın içerisinde kadınların oranının beklenenin üstünde olduğunu gördüm. Daha önceki mitinglerde de vardı ama böyle aralarında dolaştığınız zaman görüyorsunuz. Yani şimdi söyleyeceğim rakam bence abartılı değil, yarıdan fazlası kadındı ve kadınların içerisinde başörtülülerin sayısı da eski CHP toplantılarına kıyasla hayli yüksekti. Bu daha önce de fark ettiğim ama bugün bizzat aralarında dolaştığımda gördüğüm bir olay. Tabii ki oran olarak vurulduğu zaman çok yüksek değil ama bir CHP mitingine gelen, ailecek gelen, karı koca çocuklarıyla gelen başörtülülerin sayısının çok yüksek olduğunu özellikle söyleyebilirim.
Pazartesi günü Aydın'da bir miting oldu. Çok çarpıcı bir mitingdi. Bence çok başarılı bir mitingdi. Açıkçası, CHP'nin Aydın'da bir miting yapacağını bekliyordum ama pazartesi günü yapması, bu kadar hızlı bir şekilde, yani Özlem Çerçioğlu perşembe günü geçti, pazartesi günü bir miting yapması beni şaşırttı. Hatta dün akşam kısaca bir sohbet etme imkânı bulduğum Özgür Özel'e de bunu söyledim. O da neden pazartesi yaptıklarını bana bayağı bir anlattı. Çok çalışmışlar belli ki. Birçok şeyi hesaplamışlar, öyle yapmışlar ve orada gerçekten çok büyük ve etkili bir miting gördük. Ben o akşam, televizyondan izliyoruz tabii, o akşam Aydın mitingi ile ilgili sosyal medyada X'te bir paylaşım yaptım ve dedim ki, ‘‘İktidarın CHP'yi mitinglerden vazgeçirmeye çalışmasının nedenini Aydın'da görüyoruz.’’ Mealen böyle bir şey söyledim. Buna iktidar yanlısı birçok kişi itiraz etti, "Ne alakası var, böyle bir şey yok!" diye ama çok iyi biliyoruz ki Erdoğan defalarca Özgür Özel'e, "Gel, Ankara'da siyaset yap" dedi. Mitingler iktidarın hoşlanmadığı bir şey. O çok net. Ardından o benim paylaşımıma gelen tepkilerin, iktidar yanlısı tepkilerin hemen hemen hepsi şunu söyledi: "Taşıma. Bunlar taşıma." "Çevre illerden geldiler, şu oldu, bu oldu. Otobüslerle geldiler." Bakın, olabilir ama bir yaz vakti Aydın'da pazartesi akşamı bir miting yapıyorsunuz. Bu mitinge binlerce insanı civardan taşıyabiliyorsanız bile bu çok büyük bir başarıdır. Bir de insanlar o saatte bir mitinge taşınsalar bile nasıl gidiyorlar, niye gidiyorlar? Ki taşıma olayının abartılı ve büyük ölçüde uyduruk olduğunu biliyoruz. Ama diyelim ki taşıma, pazartesi günü geldiler insanlar. 20.30'da miting var, diyelim ki 22.00’de bitti. Sonra tekrar geri dönüyorlar falan. Baktığımız zaman, insanlar belli bir yaşın üstünde, belli ki işleri güçleri var ya da evde işleri var ev kadınlarının, şu var bu var. Okullar yok, tamam ama bir hayat var. Siz geliyorsunuz. Aydın'dan kalkıp gelmesi bile o kadar kalabalığın, hiç kimse taşınmasa bile, gerçekten çok büyük bir başarı. Çünkü orada Aydın mitinginin bir anlamı vardı. Halkın %50'sinden fazlasını seçtiği bir belediye başkanı gitti, AKP'ye transfer oldu. Ama insanlar onu değil, partiyi seçmişlerdi. O kendisinin seçildiğini varsayarak bunu yaptı ve insanlar da aslında ona tepkilerini dile getirdiler ve bu anlamda çok önemliydi.
Bu Aydın tartışmasının ardından görüşlerine çok önem verdiğim bir izleyicim var. Uzun zamandır sürekli mesajlaşıyoruz, özellikle e-posta yoluyla. Kendisi de o civardan, Aydın ya da Denizli, öyle bir yerde yaşayan muhafazakâr kesimden birisi, bana dedi ki: "Bu yetmez. Mitingle olmaz, miting yetmez." Şimdi ben de ona dedim ki: "Mitingle olur ama miting gerçekten yetmez." Yani birisi yanlış, birisi doğru. Mitingle olur, miting çok önemli. Mitingi yaptığı andan itibaren — bu 48. mitingi CHP'nin — CHP ‘‘yıkılmadım ayaktayım’’ diyor, direniyor, bu mitingler direnişi gösteriyor. O kadar belediye başkanı aldı, o kadar büyük bir baskı uygulanıyor CHP üzerine ama insanlar Türkiye'nin dört bir tarafında ve haftada bir gün, çarşamba günleri İstanbul'un bir ilçesinde binlerce insan bir araya gelip artık ritüelleşmiş olan sloganları atıyor. İşte cep telefonlarının ışıklarıyla meydanı aydınlatıyor vesaire. Bunu yapıyorlar. Bu bir kere çok ciddi bir protesto ve bir direniş. Bu direniş CHP'nin ayakta kaldığını gösteriyor. Esas olarak kendi tabanını dik tutuyor, diri tutuyor. Pes etmiyorlar. Bu zaten Özgür Özel'in sürekli verdiği bir mesaj. Ama öte yandan bu olay sadece kendi kendini tatmin değil. Bu aynı zamanda CHP'li olmayan kesimlere de CHP'nin ayakta olduğunu gösteriyor. Bu çok önemli. Çünkü biliyoruz, kamuoyu araştırmalarında CHP birinci parti çıkıyor. Zaten en son yerel seçimde %37 oy aldı. Dolayısıyla Türkiye'nin birinci partisi ya da bazı araştırmalarda kıl payı ikinci parti. Böyle bir partinin bütün bu baskılara rağmen ayakta durması, o partiye oy vermeyi düşünen ama çok emin olmayan insanlar için bir gösterge. Yani diyorlar ki, "CHP, evet ayakta duruyor, gücü var." Türkiye'de insanlar, başka yerlerde de böyledir herhâlde, seçmen güçlüyü önemser, güce önem verir. Sizi zayıf gördüğü anda size güvenmez. "Bu daha kendi hakkını savunamıyor, benim hakkımı nasıl savunsun?" der. Bu anlamıyla miting önemli. Mitinglerde sergilenen o gövde gösterisi, meydan okuyuş önemli.
Ama evet, yetmez. Miting tek başına yetmiyor. Sizin sadece mitingde adalet talebinizi, yapılan haksızlıklara isyanınızı dile getirmeniz bir yere kadar. Ama bir yerden sonra eğer size oy vermemiş insanların oylarını almak istiyorsanız o insanlara aynı zamanda iktidara gelirseniz neyi nasıl yapacağınızı anlatmanız lazım ve kiminle yapacağınızı anlatmanız lazım. Bir kadro göstermeniz lazım ve bir program, bir vizyon ve çok önemli konularda, özellikle ekonomi, eğitim, sağlık, dış politika gibi konularda çok net, insanların aklına yatacak, inandırıcı alternatif politikalar söylemeniz lazım. Yani sadece iktidar eleştirisi üzerinden giden bir söylem, sadece şikayet etmeye yönelik bir söylem, sadece Erdoğan karşıtlığı üzerinden gidilen bir şey CHP'ye arzu ettiği oyu getirmez. Tekrar söyleyecek olursam, mitingler çok önemli, çok hayati, iktidarı çok ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Özgür Özel, "Artık miting yapmıyoruz" dese herhâlde Cumhurbaşkanı Erdoğan bayram eder. Ama ne oldu? Cuma günü Kırşehir'de, pazartesi günü Aydın'da, çarşamba günü Üsküdar'da… Cuma günü, önümüzdeki cuma da yani yarın nerede yapacak? Sivas'ta. Tamam, aynı şeyleri söylüyor olabilir büyük ölçüde ama o insanları motive ediyor ve gücü gösteriyor. Çünkü bu olay, 19 Mart süreci açıkçası ‘‘Kim pes edecek?’’ süreci ve CHP pes etmediğini gösteriyor. Bu anlamıyla mitingler çok işine yarıyor. Ama tekrar söylediğim gibi, bunun üstüne kadrosuyla ve programıyla çıkabilmesi lazım.
Evet, bu konuyu burada keseyim ve bu sabahki yayını kime ithaf ettiğime geleyim. Biliyorsunuz ilk günlerde, ikinci gündü yanılmıyorsam, rahmetli kayınpederim Altan İplikçi'ye ithaf etmiştim. Şimdi 85 yaşında, gerçekten hâlâ dimdik ayakta olan kayınvalidem Tülay İplikçi'ye ithaf ediyorum. Şu anda gençlik fotoğraflarını görüyorsunuz, Altan Bey'le Tülay Hanım'ın. Tülay Hanım CHP'li, CHP'yi destekliyor. Bugün CHP'den bahsettiğim için ona bunu ithaf etmemin uygun olacağını düşündüm. Ve tabii ki benim en sadık izleyicilerimden, sürekli bana yorumlar yapıyor; kimi zaman kılık kıyafetim, kimi zaman söylediklerim üzerine. Bu da tabii ki Müge'yle birlikte, tek çocukları. Müge İplikçi benim hanım oluyor biliyorsunuz, bilmeyenlere tekrar söyleyelim. Ve evet, Tülay Hanım karşınızda. Bu yayını ona ithaf ediyorum. Nice seneler diliyorum. Kendisi şimdi bu yayını da izleyecek ve bana kim bilir neler diyecek. Onu da merakla bekliyorum. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
24.08.2025 Devlet Bahçeli benim gibi düşünenleri tekzip etmeye devam ediyor
24.08.2025 Dindarlar ve CHP: Hiç de zor olmayan bir ilişki
23.08.2025 CHP’de “çifte liderlik” dönemi
22.08.2025 Kutuplaşma CHP’nin işine yarar mı?
21.08.2025 Mitingle olmaz mı, miting yetmez mi?
21.08.2025 Gürkan Çakıroğlu: “Cumhur İttifakı ve barış sürecinin geleceği Suriye’ye bağlı”
20.08.2025 Önce PKK mı, Fethullahçılar mı fesholacak?
19.08.2025 Taşıma suyla AKP değirmeni döner mi?
18.08.2025 Hakan Fidan niçin hedefte?
17.08.2025 Öcalan olmadan olmaz mı?
24.08.2025 Devlet Bahçeli benim gibi düşünenleri tekzip etmeye devam ediyor
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı