Merkez Nasıl Çöktü / 1 "RP’nin Yükselişi Sürüyor"

12.08.1996 Milliyet

SUNUŞ

Bu yazı dizisinde merkez sağ ve soldaki eriyiş ve yakın bir zamana kadar “radikal" kabul edilen siyasi hareketlerin merkeze yerleşmesi ele alınacak. Bu olgunun en çarpıcı bir şekilde ortaya çıktığı altı ilde, Kayseri, Konya, Gaziantep, Çorum, Kocaeli ve Malatya'da yaşanan ekonomik, toplumsal ve siyasi gelişmelerin ışığında bu önemli dönüşümün nedenleri, geleceği ve muhtemel sonuçları tartışılacak.

*

Türkiye’ye 1980’lere merkez sağ, yani ANAP ve DYP damgasını vurmuştu; 1990’larla birlikte radikal veya “ideolojik” sağ denen akımların, yani RP ve MHP’nin siyasal etkinliğinin artmasına tanık olundu; günümüzdeyse ülkenin siyasi haritası büyük bir değişimin eşiğinde...
Yazı dizisi için ülkenin değişik yörelerinde yaptığımız araştırma ve röportajlar sonucu merkez sağ ve soldaki çöküşün sürdüğünü gözlemledik. Buna karşılık RP yükselmeye devam ediyor ve adım adım merkez sağın yeni liderliğine doğru ilerliyor.
RP’nin bu ilerleyişi bir dizi faktörün sonucu. Örneğin “RP seçilse bile iktidara gelmesine izin vermezler” imajının kırılmış olması, daha önce bu partiye mesafeli yaklaşan bir kısım seçmenin endişelerini ortadan kaldırmış durumda.

DÖNÜŞLERİN KERAMETİ

Hükümetin memur maaş zammı, asgari ücretin artırılması gibi geniş kitleleri memnun eden uygulamaları yalnızca RP’nin hanesine artı puan olarak yazılıyor. Bu, bir anlamda DYP’nin geçmişteki kötü sicilinden kaynaklanıyorsa da esas neden kamuoyunun koalisyonu "Refahyol" olarak değil de bir “Refah hükümeti" olarak görmesi.
RP Malatya İl Başkanı Talat Marasalı şöyle konuşuyor: "Bizde genel prensip genel merkeze, Genel Başkanımıza tabi olmaktır. Doğru bildiğimizi söyleriz, ama onun kararı bizi bağlar, itiraz etmeyiz."
RP örgütü, Çekiç Güç, Olağanüstü Hal, ABD ve İsrail’le ilişkiler, faiz gibi konularda atılan geri adımlar nedeniyle epey sarsılmış, ancak Erbakan’a duyduğu kayıtsız şartsız bağlılık ve güven sayesinde yıkılmamış.
Öte yandan “U” dönüşleri, ANAP ve DYP tabanlarında zaten var olan RP'ye yönelik ilgiyi daha da artırmış. Kendini “ölene kadar Özalcı” olarak tanımlayan “yeni RP sempatizanı" Kayserili bir işadamının şu sözlerinin gösterdiği gibi: “Erbakan açıkçası beni hep korkutmuştur. Ama şimdi bakıyoruz Çekiç Güç’e evet diyor, Batı’yla kavga etmiyor, Anıtkabir’e gidiyor, orduyla arası epey iyi, yani güvenilir bir devlet adamı görünümünde. Böyle devam ederse yeni bir ANAP olur."

DİNDAR KAPİTALİSTLER

1991 seçimleri, RP - MÇP - IDP İttifakı’nın kazandığı başarıyla, sağın hakimiyeti altındaki Türkiye’de ibrenin merkez sağdan radikal veya “ideolojik" sağa kaydığı sinyalini verdi. Liberal ve iyimser bir havayla kurulan DYP-SHP koalisyonunun insan hakları ve demokratikleşmeye dönük reformları, milliyetçi muhafazakâr ittifakının şiddetli tepkisiyle akamete uğradı.
RP, ezilmişlere “sol” motiflerle seslenmenin yanı sıra yeni yeni palazlanan "dindar” müteşebbislerle sıcak temas kurmayı da ihmal etmedi. Esas olarak Anadolu’nun gelişen illerinde, İstanbul merkezli büyük sermaye çevreleriyle problemi olan orta ve küçük ölçekli "yerli” girişimcilere yöneldi. Sonuçta “yerlici” söylemiyle geniş bir taban kazandı.
Konya MÜSİAD Başkanıyken Konya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı’na seçilen Hüseyin Üzülmez, "inanan sanayicinin” görüşlerinin değiştiğini, bir çemberi kırdıklarını söylüyor. Bir başka işadamı da, İslami çözümlerin hiç de radikal ve ürkütücü olmadığının anlaşıldığını, böylece dindar olmayanların da “Adil Düzen”e sıcak bakmaya başladığını söylüyor.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Şükrü Karatepe, bu olguyu bir RP’li olarak değil, siyaset bilimci kimliğiyle şöyle değerlendiriyor:
"Bir siyasi parti yoksullara yaslanamaz, çünkü bu kitleler her an saf değiştirebilir. Önemli olan orta sınıfları kazanmaktır. Özal bunlara dayanmıştı. Bu insanlar, şimdi RP’ye rağmen RP’ye yöneliyor. Eğer sağ partiler birleşip bu kesimi yönlendirebilseydi RP bugünkü noktaya gelemezdi."
Karatepe’nin altını çizdiği gibi, önemli bir kesim, merkezdeki partilerin birleşememesi, birbirleriyle kavga etmesi, içlerindeki hizip çatışmaları nedeniyle, kimi zaman gönülsüz bir biçimde RP’ye yöneliyor. DYP, ANAP ve CHP’nin iktidar dönemlerinde alabildiğine yıpranmış olmaları “denenmemiş" RP’ye bir şans tanınmasını isteyenlerin sayısını artırıyor.
Hatta ANAP ve DYP kökenli kişiler RP’li bir hükümetin “sistemin son şansı” olduğunu iddia edebiliyor.
Bazı çevreler DSP’nin yükselişte olduğunu ileri sürüyor, fakat bu parti taban çalışması yapmama konusunda ısrarlığı olduğu için bu iddiayı sorgulayabilmek imkânsız; öte yandan CHP’deki gerilemenin devam ettiği açık bir şekilde hissediliyor. 1990’larda RP gibi yükseliş içine giren MHP’deyse, büyük ölçüde TBMM dışı kalmış olması nedeniyle bir durgunluk gözleniyor.

HASSAS DENGE

Dolayısıyla yalnızca RP sürekli yükselen bir grafik çiziyor. Böylelikle, iktidar treninde yer kapmak isteyenler nezdinde iyiden iyiye bir cazibe merkezi haline geliyor.
Özellikle merkez sağ partilerden yönelmekte olan kesimler, RP’ye "merkez sağı toparlama” misyonu biçiyorlar. Bu nedenle, RP’nin vitrinini yenilemesini, diğer partilerdeki milliyetçi muhafazakâr kadroları devşirmesini, dilini daha da yumuşatmasını, sistem içi olduğunu mutlak biçimde kanıtlamasını istiyorlar. RP de kendisini siyasi merkeze taşıyabilecek kesimlerin talepleriyle, yine kendisini bugünkü noktaya taşımış olan geleneksel tabanının beklentileri arasındaki hassas dengeyi kurmaya çalışıyor.

Ruşen Çakır – Kemal Can – Tanıl Bora

Haberin orjinal hali



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Merkez Nasıl Çöktü / 1 "RP’nin Yükselişi Sürüyor" 12.08.1996
2 Merkez Nasıl Çöktü / 2 "Taşranın Yükselen Öfkesi" 13.08.1996
3 Merkez Nasıl Çöktü / 3 "RP ‘Yumuşadıkça’ Kazanıyor" 14.08.1996
4 Merkez Nasıl Çöktü / 4 "RP’nin Gözü Ortadirekte" 15.08.1996
5 Merkez Nasıl Çöktü / 5 "Refah Belediyeleri de ''İşbitirici'' " 16.08.1996
6 Merkez Nasıl Çöktü / 6 "Özal’ın Kalesine Refah Bayrağı" 17.08.1996
7 Merkez Nasıl Çöktü / 7 "Refah ‘Merkez’de Zorlanacak" 18.08.1996

Son makaleler (10)
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
06.03.2025 Esas amaç Erdoğan’ı yeniden seçtirmek mi?
05.03.2025 CHP soruşturma yağmurundan nasıl etkileniyor? Hatem Ete ile söyleşi
05.03.2025 Suriye’de PYD/YPG silah bırakmayacak mı?
04.03.2025 Fethullah Gülen de ölmeden önce örgütünü feshetmiş olsaydı
03.03.2025 Bir mozaik olarak Türkiye (55): Türkiye’de Yörükler üzerine Ayşe Çalık Ross ile söyleşi
02.03.2025 Yeni çözüm sürecine yönelik bazı itirazlar ve bunlara cevaplarım
01.03.2025 Kandil sorun çıkartır mı?
28.02.2025 Haftaya Bakış (256): İmralı'dan tarihi çağrı: Şimdi neler olacak? | İmamoğlu'na “sahte diploma” soruşturması
28.02.2025 AK Parti İstanbul’da ayağa kalkabilir mi?
09.03.2025 Türkiye’den, Suriye’deki Alevileri hedef göstermenin sakıncaları
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı