Kemal Kılıçdaroğlu mucizesi

28.06.2025 medyascope.tv

28 Haziran 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi hafta sonları. Biliyorsunuz 19 Mart sürecinin ardından, biliyorsunuz diyorum ama hepiniz bilmiyor olabilirsiniz tabii, ‘‘mucizeli’’ başlıklar olan yayınlar yaptım. ‘‘Cumhuriyet Halk Partisi mucizesi’’, ‘‘Özgür Özel mucizesi’’, ‘‘Ekrem İmamoğlu mucizesi.’’ Ve bunlar hakkında burada 19 Mart'tan sonra bizi nasıl şaşırttıklarını anlatmaya çalıştım. En azından ben şaşırdım. Cumhuriyet Halk Partisi yıllar sonra kabuğunu kırdı, büyük bir saldırı karşısında kenetlendi ve toplumsal muhalefetle buluşarak Türkiye'nin siyasi gündemini ele geçirdi. Bu bağlamda Özgür Özel başlı başına beklenmedik bir performans sergiledi. Emanetçi genel başkanlıktan bir siyasi liderliğe doğru evrildi bütün bu süreç içerisinde ve Ekrem İmamoğlu da cezaevinde gösterdiği dirençle, oradan yaptığı açıklamalarla kendisinden beklenenin ötesinde bir performans sergiledi. Ve 19 Mart bize, Türkiye'ye yıllardır yaşamadığımız bir siyasi ortamı, mucizevi bir ortamı hediye etti. Tabii burada çok mağdurlar var. Cezaevinde belediye başkanları var, belediye bürokratları var, siyasetçiler var. Yenileri de eklenebilir deniyor bu 19 Mart süreci boyunca. Ama burada CHP o kadar etkili oldu ki kamuoyu araştırmalarında tekrar birinci parti olmaya doğru meyletti ve 31 Mart yerel seçiminde, 2024 yerel seçiminde aldığı oy oranına yaklaşır bir ilgi görmeye başladı. Tabii kamuoyu araştırmaları bir yerden sonra her şeyi söylemez ama şunu biliyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi bir ilgi odağı olmaya başladı, bir cazibe merkezi olmaya başladı. Özellikle gençlerle, sokakla buluşarak kendini de bir anlamda değiştirdi. Zaten biliyorsunuz 2023 seçim yenilgisinin ardından Ekrem İmamoğlu çıkışını değişim çağrısıyla yapmıştı. Bunun ilk meyvesini yerel seçimde almışlardı ve 19 Mart'la birlikte bu değişimin bambaşka bir yere doğru evrildiğini gördük. Ve birden şimdi karşımıza ‘‘mucizevi’’ bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor. Neden mucizevi bir şekilde? 2023'te yenildi. Ben dahil çok sayıda kişinin kazanacağına emin olduğu bir seçimde kaybetti. Şimdi bu kaybı ben ve benim gibi Kılıçdaroğlu'nun kazanacağı, kazanabileceği üzerine yorum yapanlara kesmeye çalışanlar var. Anlamsız bir şey. Biz sonuçta bir şeyler söylüyoruz; ama kamuoyunun, seçmenin oy tercihini belirleyen esas olarak Kılıçdaroğlu'nun kendisi, partisi, onun yaptığı kampanya, onun söyledikleri ya da söylemedikleri. Neyse, o tür eleştiri yapmak işin kolayına kaçmak olduğu için çok cazip görünebilir. Neyse, çok kişiselleştirmeyelim meseleyi. 2023'te yenildi. İlk turda ikinci oldu. Arada Ümit Özdağ'la, sonra açıklandığı zaman belli kesimlerde şok etkisi yaratan bir protokol imzaladı. Buna rağmen yine kaybetti. Fakat Kılıçdaroğlu bu yenilginin sorumluluğunu bariz bir şekilde üstlenmedi. Çıkıp çok net bir şekilde bir öz eleştiri verdiğine, özür dilemek falan zaten bu hiç yok da, öz eleştiri verdiğine tanık olmadık. Ve "gemiyi güvenli limana götürmek" diye partinin başında kaldı ve bir daha aday oldu. Bir daha aday oldu. O kongreyi, "kurultay" diyorlar CHP'liler, yerinde izledim. O kurultayda toplanan, Kılıçdaroğlu için toplanan imzalar onun seçilmesini garanti ediyordu. Ama CHP'de hep böyle şeyler olur: İmza verirler ama oy vermezler. Nitekim ilk turda Özgür Özel birinci çıktı. Birçok kişi orada, kurultay salonunda Kılıçdaroğlu'nun ikinci tura aday olmamasını bekledik ama oldu ve fark açılarak kaybetti. Ondan sonra da yine Kılıçdaroğlu pes etmedi. Bir ofis açtı, çalışma ofisi açtı. Burada ne yaptığını çok fazla bilmiyoruz. En azından ben bilmiyorum. Birtakım gazeteciler gittiler, orada kendisiyle röportaj da yaptılar ya da sohbet de ettiler. Arada sırada uzun uzun sosyal medya paylaşımları da yaptı ama bunun hedefinin ne olduğu tam anlaşılamadı. Yani ne yapmak istiyor Kılıçdaroğlu? Tamam, parti içerisinde ona yakın olan milletvekilleri var, belediye başkanları var, birtakım parti kadroları var. Evet, onları bir dinamizm içerisinde tutmak istiyor olabilir ama sonra ne olacak? Bir sonraki kurultaya mı hazırlanıyorlar? Yani, ‘‘Parti içerisinde bir fraksiyon mu oluşuyor?’’ derken birden karşımıza bu kurultay soruşturmaları ve sonra yargılamaları çıktı. Burada ifade veren, şikayet edenlerin çok açık bir şekilde Kılıçdaroğlu'nun yanında yer aldıklarını gördük. Onlardan bir tanesi aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasında da tanık olarak adı geçen birisi mesela. Ve burada işler karıştı ve sonra o mucize gerçekleşir gibi oldu. Nedir o? Pazartesi günü mahkeme bir karar alırsa, mutlak butlan, Kılıçdaroğlu tekrar partinin başına geçebilir. Buradaki mucize işte bu. Ama benim başta söylediğim, yani Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve CHP mucizesinde aktörler bizzat kendileri. Özgür Özel tırnaklarıyla kazıdı diyelim. Ekrem İmamoğlu bütün mağduriyete rağmen dik durarak bunu yaptı. CHP de "bölünüyor, parçalanıyor" derken tam anlamıyla bir dayanışmayla, güçlü bir şekilde kendini gösterdi. Burada özneler burada. Ama Kılıçdaroğlu'nun mucizesinde özne Kılıçdaroğlu'nun kendisi değil. Yani Kılıçdaroğlu'nun şu ana kadar seçim yenilgisinden bu yana Türkiye için yeni bir vizyon çizdiği, yeni bir yaklaşım getirdiği söylenemez. Herhangi bir faaliyet yaptığı, yani kamusal alanda faaliyet yaptığı söylenemez. Onun dile getirdiği birtakım önerilerin, programların, projelerin değil Türkiye kamuoyunda, CHP tabanında da tartışıldığı söylenemez. Tam tersine kendisine yönelik çok büyük bir burukluk ve kırgınlık vardı ve o bunları yok varsayarak bir şekilde kendini bir şeye hazırladı ve o şey de anladığımız kadarıyla bu mahkemeymiş. İşte mucize bu. Ama bu mucizenin sahibi kim? O mahkeme. O mahkeme ne? Türkiye'de mahkeme, yargıçlar, savcılar vesaire bütün bunlar bir yerden sonra formalite. Siyasi iktidar. Siyasi iktidar nasıl 19 Mart'ı yaptıysa bu CHP davasını da bir şekilde kotardı ve yetmedi; bunun kamuoyu oluşturması için de birtakım yerlere görevler verdi. Bir bakıyorsunuz iktidar yanlısı, havuz medyası tabir edilen yerlerde Kılıçdaroğlu öyküleri. Bir bakıyorsunuz bir kısım iktidar yanlısı medyada CHP’li kimliğine sahip eski milletvekili, gazeteci ya da danışman gibi, Kılıçdaroğlu danışmanı gibi insanlar çıktılar, Kılıçdaroğlu propagandası yapmanın ötesinde Ekrem İmamoğlu aleyhine ve şu andaki CHP yönetimi aleyhine şeyler söylediler, kamuoyu oluşturdular ve bu mucize böyle gerçekleşiyor gibi duruyor. Peki sonra ne olacak? Diyelim ki Kılıçdaroğlu tekrar partinin başına geçecek. O zaman ne olacak? O mucizenin bir anlık bir mucize olduğunu göreceğiz. Kılıçdaroğlu geri gelmiş olacak ve ondan sonra CHP, 19 Mart sonrası yaşadığı ivmenin çok uzağında bir partiye dönüşecek. Zaten Kılıçdaroğlu'nun sokak vesaire gibi bir derdi olmadığını da bir şekilde onun yanlısı isimlerin yaptığı kulis haberlerden biliyoruz. Her neyse, ilginç bir şey yaşıyoruz. Türkiye'de bir değişimin, sadece CHP'nin değil aynı zamanda Türkiye'nin değişiminin yaşanma ihtimalinin bu kadar yükseldiği bir yerde ‘‘mucizevi’’ bir şekilde Kılıçdaroğlu tekrar muhalefetin genel başkanlığı için — liderlik demeyeceğim — CHP'nin genel başkanlığı için kolları sıvamış durumda. Büyük bir ihtimalle bu arzusu yerine gelecek. Ondan sonra Türkiye'nin önünü görebilmesi herhalde mucizevi bir şey olacak.
Bu yayını dün İsmet İnönü'ye adamıştım; Türkiye'de çok partili hayata geçmeyi ve yenildiği seçimden sonra iktidarı devretmeyi başardığı için. Bugün de onun oğlu Erdal İnönü'ye ithaf etmek istiyorum. Erdal Bey hakkında çok şey duydum. Maalesef hayatta kendisiyle tanışma imkanım olmadı ama gerçekten çok farklı birisiydi. Yani şimdi Kılıçdaroğlu'nun bugünkü haliyle Erdal İnönü'nün o günkü halini yan yana koyun. Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı da yaptı, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin genel başkanıyken ve sonra onun ardından yapılan seçimde aday olmadı ve partiyi, bakıyorum, 11-12 Eylül 1993'te yapılan SHP 4. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlığa aday olmadı ve genel başkanlığa Murat Karayalçın seçildi. Pekala Erdal İnönü yine aday olurdu ve muhtemelen yine seçilirdi. Ama durmayı bildi ve onun için de, ne bileyim, Türkiye'de Ruşen Çakır adındaki birisi ölümünden 18 yıl sonra kaç kişinin izleyeceği belli olmayan bu yayını ona ithaf ediyor. Allah herkese böyle iyi bir isim nasip etmiyor belli ki. Erdal İnönü'yü tekrar rahmetle anıyorum. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
29.06.2025 Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun birbirlerinden medet umması ne anlama geliyor?
28.06.2025 Kemal Kılıçdaroğlu mucizesi
27.06.2025 “Türkiye’de seçimle iktidar değişimi dönemi kapandı” mı gerçekten?
22.06.2025 “Öcalan Kürtleri satıyor” koalisyonu
20.06.2025 Özel mi, Erdoğan mı? Kim daha önce pişman olacak?
19.06.2025 Öcalan niçin İsrail’in karşısında, Ankara’nın yanında?
18.06.2025 “İç cepheyi tahkim”e İmamoğlu, Demirtaş ve diğer siyasi tutsakları tahliye ederek başlayabilirsiniz
17.06.2025 Ekrem İmamoğlu’nun duruşu
17.06.2025 Erdoğan ve Bahçeli’nin yeni yol haritaları | Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
16.06.2025 Nedir şu Fethullahçılardan çektiğim!
29.06.2025 Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun birbirlerinden medet umması ne anlama geliyor?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı