Diyelim ki Kılıçdaroğlu aday oldu ve kazandı: Beş hızlı soru

25.09.2022 medyascope.tv

Türkiye uzun zamandır muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağını, kimin olması gerektiğini tartışıyor. Ortak aday Altılı Masa tarafından açıklanana kadar, hatta aynı şiddette olmasa da açıklandıktan sonra da bu tartışmaların süreceği muhakkak. Fakat CHP’lilere “Ya yanımdasınız ya karşımda” türü bir çıkış yapması, bunun hemen ardından partisinden diğer aday adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın da “yanındayız” cevabını vermesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun açık ara önde olduğu muhakkak. O zaman, “kazanır mı?” sorusu da sıklıkla sorulduğu için bu yazıda “Kılıçdaroğlu aday olup kazanırsa ne olur?” sorusunu birkaç soruyla ele almak istiyorum.

1)  Nasıl bir ekip kurar?
Şu ana kadar konuşulanlardan hareketle ortak adayın, ekibini seçimlerden önce açıklayacağını söyleyebiliriz. Yani iktidar baştan paylaşılacak. Fakat bu paylaşımda temel kıstasların ne olacağı belirsiz ve bu süreçte ciddi tartışmaların olması da kaçınılmaz. Tabii bir diğer merak edilen husus, seçimler öncesi yapılan anlaşmaya daha sonra ne kadar uyulacağı. Sandıkta tüm partilerin gerçek güçleri ortaya çıkacağı için, bazılarının güçlerine kıyasla az, bazılarınınsa çok temsil edildiği itirazları olacaktır. Kılıçdaroğlu’nun bu noktada başta varılan mutabakata olabildiğince sadık kalacağını ve bu yüzden özellikle kendi partisi tarafından eleştirileceğini düşünüyorum.

2) CHP’nin başına kim geçer?
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilirse CHP’nin gelecekteki genel başkanının bir sonraki genel seçimlerin ardından başbakan olma ihtimali epey yüksek. Bunun da etkisiyle, başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere çok sayıda kişi ve ekibin bu konuda ciddi hazırlıklar içerisinde olduğu söyleniyor. CHP’de onun yerini alacak kişinin Kılıçdaroğlu’nun onay ve desteğine ihtiyaç duyacağı muhakkak. Fakat bu sürece Kılıçdaroğlu’nun dahil olması onun partilerüstü cumhurbaşkanı olma iddiasına gölge düşürür. Daha önemli olansa, Kılıçdaroğlu’nun desteklediği kişinin karşısına güçlü rakipler çıkıp çıkmayacağı ve bunların ne kadar oy alacakları. Hele CHP’nin yeni lideri Kılıçdaroğlu’na rağmen seçilirse işler iyice karışacaktır.

3) Kılıçdaroğlu başkanlık yetkilerini nasıl kullanır?
Gerek Millet İttifakı’nın gerekse Altılı Masa’nın kurulması ve geliştirilmesinde çok büyük emeği olan, birçok fedakârlıkta bulunan Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde atacağı adımlarda müttefiklerini gözetmeye özen göstereceği muhakkak fakat özellikle kritik ve stratejik pozisyonlara atamalarda ciddi sorunlar yaşanabilir.

4) Erdoğan ile hızlı ve sert bir hesaplaşmaya gider mi?
En çok merak edilen konuların başında bu geliyor. Bugünden bakıldığında bu sorunun cevabının “kesinlikle evet” olduğunu söyleyebiliriz. Fakat seçime kadar nelerin yaşanacağı ve kaybetse dahi Erdoğan’ın ne kadar oy alacağı ve partisinin kaç milletvekili kazanacağı da önemli olacak. Diğer yandan sorunsuz bir geçiş için seçimin arifesinde örtülü birtakım pazarlıkların yapılması kuvvetle muhtemel. Dolayısıyla Erdoğan ile bir hesaplaşma muhakkak olacaktır ama bunun hızlı ve sert olmaması ihtimalini hesaba katmak gerekiyor.

5) Helalleşmeyi sürdürür mü?
Kılıçdaroğlu’nun stratejisi “hesaplaşma”ya ek olarak “helalleşme”yi de içeriyor. Bugün CHP Genel Başkanı olarak farklı toplumsal kesimlerin ayağına girip onlardan bir tür özür dilemesinin muhakkak bir anlamı var ve bu nedenle helalleşme adımları ilgi görüyor, kimilerini de çok ürkütüyor. Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde atacağı helalleşme adımları çok daha anlamlı olacak ve buna bağlı olarak daha fazla ilgi görüp birilerini daha da ürkütecektir. Çünkü artık ana muhalefet lideri değil devletin başındaki kişi olarak bu buluşmaları gerçekleştireceği için devlet adına özür dilemiş olacaktır.


Bu beş soruya sizlerden gelecek önerilerle yeni sorular ekleyip bu konuyu ele almayı sürdürmek istiyorum.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
06.07.2025 İmamoğlu’nu bırakmamak için diğer CHP’li belediye başkanlarını alıyorlar
06.07.2025 Erdoğan çözüm sürecini ateşe atıyor
05.07.2025 Türkiye yolun sonuna mı geldi?
05.07.2025 Erdoğan ve AK Parti’nin son on yılda kazandıkları ve kaybettikleri
04.07.2025 Çözüm sürecinde çözüme doğru
03.07.2025 Bu görüntüler de bu ülkenin hafızasına kazındı
02.07.2025 Yoksa Suriye İsrail’in arka bahçesi mi oluyor?
01.07.2025 Ruşen Çakır’ın Fatih Altaylı ile ikinci söyleşisi: “Kaygım kendim için yok, ülke için çok”
01.07.2025 Edgar Şar: “Türkiye’de rejim değişikliği girişimi var”
01.07.2025 Mümtaz’er Türköne: “Yaşadığımız kriz, ben gitmem krizi”
06.07.2025 İmamoğlu’nu bırakmamak için diğer CHP’li belediye başkanlarını alıyorlar
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı