Ali İsmail Korkmaz’ın korkak katilleri

25.08.2013 Vatan

1982 yılında, İstanbul Metris Askeri Cezaevi’nde tutuklu kalırken üzerimizde sistemli bir baskı ve işkence politikası uygulanıyordu. Ancak karşımıza subaylar pek çıkmaz, kötü işlerini genellikle erlere gördürürlerdi. Askerlerin çoğu verilen talimatlara göre hareket ederken içlerinden bazıları bir şekilde yaptıklarından hiç de memnun olmadıklarını bize gösterirlerdi. Bir de tabii sayıca az olmakla birlikte, kraldan çok kralcılar vardı. Operasyonlarda en önde onlardı, çok gaddardılar ve fiziki saldırıya ek olarak sözlü tacizden de geri kalmazlardı.
Ve tabii ki en korkakları da onlardı.
Korkak olduklarını kazara gözgöze geldiğinizde kolaylıkla anlıyordunuz. Bir de, şahsen başıma geldiği gibi, tahliye olduğunuzda gelip size yaranmaya çalışmalarından.
Bu tür insanlara bir isim vermek gerekirse, mahzurları olmakla birlikte “linççi” demek uygun olabilir. Linççiler, normal hayatlarında güçsüz, özgüvensiz olup, sırtlarını bir güce dayadıklarında, kendileri gibilerden oluşan kalabalıklarla birlikte mazlumlara her türlü zulmü tiksinti verici bir zevkle uygulayan kişilerdir.

Mısır’ın linççileri: Baltacılar

Bu tür insanlara Mısır’da “baltacı” deniyor. Bunlar Mısır “derin devleti” hesabına sivillere saldıran, çoğu sabıkalı, işsiz-güçsüz insanlar. Temmuz ayında Kahire’ye gittiğimizde, bize mihmandarlık yapan gazeteci Metin Turan, Tahrir Meydanı çevresindeki baltacıları gösterip onlardan uzak durmamızı söylemişti. Daha önce şehrin göbeğinde televizyon çekimi yaparken saldırılarına maruz kaldığı için baltacıları iyi tanıyordu.
(Şu an tutuklu bulunan İslamcı lider Saffet Hicazi de bize, “Baltacılarla başetmeyi çok iyi biliyoruz. Ama askere asla cevap vermeyiz. Onlara sadece göğsümüzü açarak karşı dururuz” (http://www.rusencakir.com/Yol-Ayrimindaki-Misir4-Askeri-rejimin-aradigi-Islamci-lider-Saffet-Hicazi-Erdogan-arabuluculuk-yapabilir/2062) demişti. Tam da öyle oldu)
Metin, yaklaşık bir ay sonra darbe karşıtı yaklaşık 500 kişiyle birlikte Fetih Camii’nde mahsur kaldı. Kendisine twitter üzerinden “Sana ne yapabilirler?” diye sorduğumda “Baltacılar girer, saldırır kışkırtır, polis tutuklar” diye mesaj yollamıştı. Nitekim tüm dünya, asker ve polis himayesindeki baltacıların camiden çıkarılan kadın-erkek, çocuk-yaşlı insanlara nasıl saldırdığını canlı yayınlardan ürpertiyle izledi.
Benzer bir ürpertiyi Eskişehir’de üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesinin kayıtlarını (http://webtv.radikal.com.tr/turkiye/4806/ali-ismaili-boyle-oldurmusler.aspx) izlerken de yaşadık. Gece vakti bir sokakta kıstırdıkları bir delikanlıya acımasızca saldıranlar kadar, elleri ceplerinde bu vahşeti sukunetle seyredenlerden de tiksindik.

Tek kullanımlık zavallılar

Evet linççiler aslında son derece korkaktırlar. İşler bir kere ters gitmeye başlayıp arkalarındaki güç mecburen çekilince gerçek kimlikleriyle, çırılçıplak kalıveririrler. Ali İsmail olayında da böyle oldu. Ailesi, arkadaşları, başta Radikal Gazetesi muhabiri İsmail Saymaz olmak üzere bazı gazeteciler, olayın peşini bırakmayınca, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna’nın da dahil olduğu bazı etkili ve yetkili kişilerin ilgisizliği ve örtbas etme gayretlerine rağmen zanlıların bir kısmı yargı karşısına çıkarıldı.
Zanlılar muhakkak devletin yargı aşamasında kendilerine sahip çıkmasını bekliyor, umuyorlardır. Ancak sanmam ki öyle olsun. Öncelikle Ali İsmail’e sahip çıkma konusunda son derece kararlı bir kamuoyu var. İkincisi, kayıtların da gösterdiği gibi insanlıkdışı, inkar edilmesi ve savunulması imkansız bir suç söz konusu. Sonuncu olarak, bu tür insanlar genellikle “tek kullanımlık”tır. Kolaylıkla bir kenara bırakılıp atılırlar. Pişmanlıklarının da kendilerine bir hayrı olmaz.
Beklentim(iz) Ali İsmail Korkmaz davasının, bu türden linççilere ders olacak şekilde ağır bir cezayla sonuçlanması. Takipçisi olacağız.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
15.01.2025 Transatlantik: Gazze'de ateşkes süreci | Trump'ı beklerken | Yeni Suriye'nin inşası
14.01.2025 Mehmet Altan ile Türkiye’nin Gidişatı (5): Suriye'de işler nasıl gidiyor? Yeni Çözüm Süreci'nin gelişimi & Trump'ı beklerken
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
10.01.2025 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Erdoğan ve AKP'ye Suriye dopingi
10.01.2025 Haftaya Bakış (249): Özel'in kırmızı kartı | Akdeniz Belediyesi'ne kayyum | Ülkücülerin Öcalan kavgası
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı