Akbabalara rağmen çözüm ve barış...

09.06.2014 Vatan

Kürt sorunu ve çözüm süreci söz konusu olduğunda, bir yanda çözüm yanlısı "güvercinler", onların hemen karşısında "şahinler" ve ikisinin arasında da "akbabalar" var. Akbabalar öyle sürecin her anında ortaya çıkıp kendilerini belli etmezler. Bazıları çözüm, bazıları da çözümsüzlük yanlısı olarak bilinir. Yine içlerinden kimileri hükümete, kimileri Kürt siyasi hareketine, geri kalanları da muhalif partilere yakın gibi durur. Fakat ne zaman süreç sıkıntıya girse, bunların eski giysilerini çıkardıklarını, pozisyonlarını terk ettiklerini ve büyük bir şevkle sürecin ölümünü ilan ettiklerini, kısacası hep birlikte akbabalaştıklarını görürüz.

KCK’dan sert açıklamalar

Önceki gün Diyarbakır Lice’de yaşanan ve Ramazan Baran ile Baki Akdemir’in ölümüyle sonuçlanan olayların ardından da öyle oldu. Bir yanda kalekol inşaatlarına karşı halk protestolarını PKK/KCK’nın bilinçli bir stratejisi olarak gösterip "devlet (hükümet) oyuna geliyor, Kürtler barış konusunda samimi değil" diyenler, diğer yanda askerlerin göstericilere gerçek mermiyle ateş açmasını hükümetin bilinçli bir politikasının sonucu olarak gösterip "AKP (Erdoğan) Kürtleri kandırıyor, çözüm konusunda samimi değil" diyenler...
Yazıyı yazdığım ana kadar hükümetten Lice hakkında herhangi bir net açıklama gelmemişti. Buna karşılık "KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı" adına peş peşe iki sert açıklama yapıldı. İlkinde "AKP'nin on iki yıllık politikası açıkça göstermiştir ki, Tayyip Erdoğan ile Çiller arasında amaç ve hedefte bir fark yoktur; sadece Özgürlük Hareketi'ni tasfiye etmede yöntem değişikliğine gidilmiştir" denilerek gençler "bu saldırılara karşı meşru savunmayı güçlendirmek için gerillaya katılmaya" çağrıldı.
İkinci açıklamadaki "Kürt halkının varlığını ve özgürlüğünü zihnen tanımayan AKP iktidarının çözüm dediği oyalama, zaman kazanma, kamuoyunu yanıltma, yeri ve zamanı geldiğinde ise, her türlü kirli savaş yöntemlerini devreye koyarak, hareketimizi darbelemekten başka bir şey değildir" sözlerinin akbabaların iştahını özellikle kabarttığı muhakkak.

Öcalan’ın uyarısı

Acaba umdukları gibi çözüm süreci sona mı erecek? Birkaç gün öncesine gidelim: Abdullah Öcalan çözüm sürecinde yeni bir aşamaya geçildiğini haber verdi, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da onunkine paralel sözler etti; Cuma günü AKP tarafından Diyarbakır’da düzenlenen çalıştayda, bütün eksikliklerine rağmen, sürecin yeni aşaması üzerine kafa yoruldu...
Tabii bütün bunlara paralel ve zıt bir biçimde, dağa çıkan çocuklarını geri almak için eylem yapan aileler üzerinden Erdoğan ve siyasi iktidarın diğer temsilcilerinin Kürt siyasi hareketine, nedense daha çok BDP ve HDP’ye karşı saldırgan ve aşağılayıcı bir dil kullanmış olduklarını da biliyoruz.
Öcalan, HDP’li milletvekilleri aracılığıyla "iki taraftan da kaynaklanan zorlayıcı gelişmelere karşı dikkatli olmaya, tarafları süreci kışkırtacak tutumlardan alabildiğine kaçınmaya, dikkatli ve duyarlı davranmaya" çağırmıştı. Lice’de yaşananlar onun uyarısının isabetli olduğunu bize gösteriyor.
Kuşkusuz dünyadaki benzer örneklerde de görüldüğü gibi, çözüm süreci boyunca tarafların herhangi birinin veya ikisinin birden yapacağı hatalar ya da üçüncü şahısların müdahaleleri nedeniyle nice acı, sıkıntı ve zorluk yaşanacak. Ancak sürecin başarıyla sonuçlanmasını isteyenlerin hemen umutsuzluğa kapılmayıp, meydanı şahinlere ve tabii ki akbabalara bırakmamaları, yanlışlardan ders çıkarmaları halinde süreç yoluna devam edebilir.

Kırılgan bir süreç

Örneğin devlet, bundan yaklaşık bir yıl önce, yine Lice’de Medeni Yıldırım’ın hayatına mal olan kalekol inşaatını protesto gösterilerinden ders çıkartmış olsaydı Ramazan Baran ile Baki Akdemir bugün hayatta olurdu.
Galiba Türkiye’de son dönemde iyice yaygınlaşan, öldüreni değil öldürüleni sorgulama eğilimine fazla güveniyorlar. Fakat şunu unutuyorlar: Lice’de insanlar çözüm sürecine karşı oldukları için değil, tam tersine sahiplendikleri için kalekol inşaatlarına karşı çıkıyorlar. Ama kaybettikleri her can, yaşadıkları her acı onları süreçten soğutuyor.
Siyasi iktidarın (ve onun destekçilerinin) bu süreçte şunu aklından hiç çıkarmaması iyi olur: Kürt sorununun çözümü sadece devletin istemesiyle ve sadece devletin istediği şekilde gerçekleşebilecek bir şey değil.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı