AKP Türkiye’yi dönüştürürken kendisi de dönüştü

23.02.2025 rusencakir.com

Bugün Ankara’da AKP’nin 8. Olağan Büyük Kongresi var. Yazıyı kaleme alırken daha yeni transferler, parti yönetimine kimlerin girip kimlerin dışarıda kaldığı belli olmamıştı. Bu yazıda 14 Ağustos 2001’de kurulan bu parti hakkında bazı gözlemleri paylaşmak ve bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum.

Abdullah Gül kaçak güreşti
*  27 Ağustos 2014’teki AKP 1. Olağanüstü Kongresi çok önemli bir dönüm noktası olmuştu. Cumhurbaşkanı seçildiği için bu görevi bırakması gereken Recep Tayyip Erdoğan, partiyi devir teslim töreninden önce olağanüstü kongreye götürmüş, böylece Abdullah Gül’ün partinin başına geçmesine imkan tanımamıştı. Erdoğan’ın yerine atadığı Ahmet Davutoğlu da hiç tereddütsüz ve büyük bir mutluluk, aynı zamanda heyecanla genel başkanlığı kabullenmişti.
*  24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Millet İttifakı’nın adayının Abdullah Gül olmasında mutabık kalmış, fakat İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener buna itiraz edip kendisi aday olunca CHP de Muharrem İnce ile seçime girmiş sonuçta Erdoğan ilk turda yeniden seçilmişti.
*  Abdullah Gül bütün bu yaşananların ardından aktif siyasete dönüp Erdoğan’a meydan okumak yerine Ali Babacan’ı öne çıkartmayı tercih etti. Zamanla kendisi iyice unutuldu, DEVA Partisi de başlangıçta yakaladığı ilgi, merak ve desteği kısa süre içinde tüketti.

Akşener hep yardıma yetişti
*  14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Altılı Masa’dan kalkıp üç gün sonra yeniden oturarak Erdoğan’ın yeniden seçilmesinde bir kere daha kilit rol oynadı.

Davutoğlu etkili olamadı
*  2014’te AKP’nin ve hükümetin başına geç(iri)en Davutoğlu da Gelecek Partisi ile Erdoğan’a meydan okumaya kalktı ama başarılı olamadı; şimdi CHP listelerinden TBMM’ye girmiş en güvendiği isimlerin AKP’ye transfer olmasını bile engelleyemiyor.

Transferlerin anlamı
*  31 Mart 2024 yerel seçimler hezimetinin ardından Erdoğan “yıkılmadık ayaktayız” mesajı vermek için dört koldan transfer çalışmalarına start verdi. Bir andan İYİ Parti, Gelecek, YRP’den milletvekili, diğer yandan başta YRP olmak üzere neredeyse tüm partilerden ve bağımsız seçilmişlerden belediye başkanları transfer ediyorlar. Bugün de bazı isimlerin AKP’ye katılması bekleniyor. Bu transferlerin hiçbiri AKP’ye belli bir dinamizm getirme potansiyeline sahip değil. Zaten bu partiye katılarak Erdoğan’a biat etmiş olduklarını, kendi başlarına bir hiç olduklarını kabul etmiş oluyorlar. Ama bu transferler genel olarak muhalefette, özel olarak bunların terk ettikleri partilerde ciddi merak bozukluğuna ve endişeye neden oluyor. Nitekim Gelecek ve YRP çağrılı oldukları kongreye katılmayacaklarını ilan ettiler.

DEM ile mesafe
*  Kongreye davet edilmeyen tek partinin DEM Parti olması AKP’deki dönüşümü anlamak için tek başına yeterli olabilir. Kürt sorununda devletin geleneksel inkar ve ret politikalarına karşı çıkmasıyla belli bir mesafe almış ve güç kazanmış olan AKP uzun bir süredir “Kürt sorunu yoktur” demese de “Kürt sorunu kalmadı” çizgisine geldi. O meşhur “ileri demokrasi” hedefine ulaşmaktan vazgeçmesini de “devletin bekası”nı öne çıkararak meşrulaştırmaya çalışıyor. Geçen yıl ekim ayından itibaren ortakları MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin “Türk-Kürt kardeşliği” çağrısı yapmasıyla AKP bu çizgiyi sürdürmekte zorlanıyor.

Bahçeli’nin AKP üzerindeki gücü
*  Bugünkü kongreye en gösterişli çiçeği Bahçeli’nin yollamış olmasının hiç de şaşırtıcı gelmemesi AKP’deki büyük dönüşümün bir başka işareti. On yılı aşkın süre AKP’ye en sert eleştirileri getiren, onun sistemi içerden dönüştürmesine karşı mücadele eden MHP’nin bu denli bir stratejik ortak haline gelmesi bize çok şey söylüyor. Zira biliyoruz ki MHP’de herhangi bir dönüşüm işareti yok.

Kim kimi fethetti?
*  Cumhur İttifakı ve Erdoğan’ın bu ittifaka aşırı bağımlığı onun “kaleyi içten fethetme”den “kalenin kendisini fethetmesi”ne -galiba mecburen- razı olduğu anlamına geliyor.
*  Bir zamanlar, özellikle Fethullahçılar iktidarın bir parçasıyken, AKP ve Erdoğan hakkında sesleri en yüksek perdeden çıkanların bir süredir düşük profilde seyretmelerini de bu bağlamda değerlendirebiliriz.
*  Bütün bunlara rağmen AKP’nin Türkiye’yi ciddi bir şekilde değiştirdiği, hatta dönüştürdüğü de muhakkak. Bu nedenle yıllar önce kendisiyle yaptığım bir söyleşide Prof. Nilüfer Göle’nin söylediği “AKP ülkeyi dönüştürürken kendisi de dönüşüyor” saptamasını başlığa çıkarttım.
Fakat aradan geçen süre içinde Prof. Göle’nin dönüşüme yüklediği “pozitif” anlamın yerini “negatif” bir anlama bıraktığı muhakkak. Sonuçta Milli Görüş hareketinde “parti içi demokrasi” önermesiyle kopanların ülkeyi “ileri demokrasi”ye taşıma iddiasıyla kurdukları AKP “tek adam” partisine, Türkiye de “tek adam”ın otokrasisinin giderek sertleştiği bir ülkeye döndü.     



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
23.02.2025 AKP Türkiye’yi dönüştürürken kendisi de dönüştü
16.02.2025 Bahçeli iyi, Erdoğan kötü polisi mi oynuyor?
13.02.2025 Ali Çarkoğlu ile söyleşi: Ön seçim CHP için iyi bir fikir mi?
11.02.2025 Gün Zileli: Maoculuktan anarşizme 60 yılı aşkın bir militanlık öyküsü
10.02.2025 Kürt sorununun çözümü için neler gerekli? Prof. Mustafa Erdoğan ile söyleşi
09.02.2025 Bu AK Parti’nin İstanbul’u geri alması çok ama çok zora benziyor
07.02.2025 Haftaya Bakış (253): CHP'de adaylık tartışması | Öcalan'ın açıklamasını beklerken
07.02.2025 Seçmenin siyasete ilgisizliği devam ediyor: Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
06.02.2025 AKP oyları yeniden düşüşte: Hatem Ete ile söyleşi
05.02.2025 Transatlantik: Trump gözünü Gazze'ye dikti | İran'a ABD'den maksimum yaptırım | Eş-Şara'nın Türkiye ziyareti
23.02.2025 AKP Türkiye’yi dönüştürürken kendisi de dönüştü
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı