Ve Muharrem İnce fabrika ayarlarına dönüyor

30.01.2025 medyascope.tv

30 Ocak 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Bugün Muharrem İnce'den bahsedeceğim. Ama öncesinde bir girizgâh yapmak istiyorum. Ekim ayının sonlarında geçen yıl sosyal medyada bir fotoğrafla karşılaştım. Çok acayip bir fotoğraf. Siz de görüyorsunuz şimdi. O fotoğrafta Muharrem İnce'yi tanıyorum, yanındaki Nihat Genç'i tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum. Peki, fotoğraf ne? Meğer Muharrem İnce 3. yol ittifakı çağrısı yapmış. Nihat Genç'in başkanı ya da genel başkanı ya da kurucusu olduğu – ki bilmiyordum – Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi de buna icabet etmiş ve görüşme yapmışlar, ittifak görüşmesi. Benim böyle şeylere gülmem geliyor, hakikaten görünce güldüm. Ve yapmadığım, pek yapmadığım, aslında hiç yapmadığım bir şeyi yaptım, şeytan dürttü; sosyal medyada bu fotoğrafı alıp "Şimdi Ortadoğu'da kartlar yeniden dağıtılıyor" diye paylaştım. Hâlâ gülüyorum. Ondan sonra tabii başıma gelmedik kalmadı. Nihat Genç benim hakkımda bir şeyler söylemiş, yazmış mı, söylemiş mi bilmiyorum. ‘‘Ruşen Çakır denen liboş nane. Bir tweet atıp aklınca bizimle eğleniyor’’ diyor. Evet, eğlendiğim doğru, hâlâ eğleniyorum gördüğünüz gibi. ‘‘Lan, üç kuruş etmez şerefsiz, kart dağıtmak senin gibi kullanışlı elemanlar ve kuklaların işi’’ demiş. Şimdi burada bir parantez açalım. Kart dağıtmak, Nihat Genç, Ruşen Çakır... Evet, gerçekten isabetli. Çünkü Nihat... Nihat diyorum çünkü, evet, bir zamanlar benim çok yakın bir arkadaşımdı Ankara'da ve genellikle de Ankara'da kahvelerde, bir iki kahvede, başka arkadaşlarla beraber — adlarını anmak istemiyorum çünkü Nihat Genç'le birlikte adlarının geçmesinden artık hoşlanmayabilirler, içlerinde maalesef hayatlarını kaybedenler de oldu — biz saatlerce kâğıt oynardık, King oynardık ve genellikle de Nihat kaybederdi. Hatta sonra, Nihat benimle sataşmaya başladığı andan itibaren, önce OdaTV'de, sonra başka yerlerde defalarca başlıklarına benim adımı koyduğu yazılar yazdı. Ben de dedim ki; ‘‘Herhalde geçmişte King'in intikamını almak istiyor.’’ Şaka bir yana… Kendisi ülkücü kökenli birisiydi. O bizim Ankara'daki grubumuz içerisinde sol gelenekten çok kişi vardı, İslamcı gelenekten de kişiler vardı ama çok çoğulcu bir ortamda, bayağı demokratik bir ortamda muhabbet eder, tartışır, yemek yer, bol bol da kâğıt oynardık. Sonra Nihat Genç aslına rücu etti diyelim. Neyse. Şu anda ne yaptığı ortada ve Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi diye bir şey kurmuşlar. Muharrem İnce ile de ittifak görüşmeleri yapmışlar, ki ittifak kurulamadan dağıldı ya da kurulduktan sonra dağıldı, bilmiyoruz. Çünkü Muharrem İnce baba ocağı CHP'ye dönüyor. Evet, bu haberi duymuşsunuzdur. İlk başta ‘‘Ya olur mu? Ne gerek var? Nereden çıktı?’’ diye düşündük birçok kişi gibi. Sonra araştırdım, başkaları da araştırmış, yüksek sesle söyleyenler de oldu. Evet, her şey tamam, kendisi dönmek istemiş, CHP Genel Merkezi de okeyi vermiş. Şu günlerde Muharrem İnce'ye herhalde bir salı grup toplantısında rozet takılacak, CHP'ye dönecek. Çok acayip bir öykü bu aslında. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi, Muharrem İnce'nin büyük bir iddiayla Erdoğan'a meydan okuması, ondan sonra bir hüsran, seçim gecesi ortadan kaybolması, daha sonra kendi partisini kurması ve partisini kurduktan sonra, Memleket Partisi, büyük ölçüde CHP eleştirileri yapması, sonra girdiği her seçimde daha az oy alması… En son yerel seçimde CHP ile ittifak pazarlığı yaptı. CHP'liler "Bizden çok şey istedi" dediler ve kabul etmediler. Yerel seçime girdi galiba, ne oy aldığını inanın bilmiyorum, merak da etmiyorum. Bir oy alsaydı duyardık. Ve şimdi tekrar CHP'ye gidiyor. Bir 5 yıllık bir şey... Niye böyle oldu? Bir filmdi bu, film tekrar başa sarıyor ama hiçbir zaman baştaki gibi olmayacak. Çünkü Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu'na karşı aday olmuş, kaybetmiş ama parti içinde hep belli bir gücü olan, siyaseti, parti siyasetini iyi bilen, grup başkanvekilliği yapmış bir isim. Ağzı laf yapan bir isim. Sonra bir iddiayla çıktı, 2018 sonrası CHP'nin yaşadığı o hüsranın ardından ve şöyle bir şey yaptı, o zaman hatırlayın; CHP'nin oylarından fazla oy aldı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, milletvekili seçiminden daha fazla oy aldı ve bu fazlayı kendisine yazdı. Dedi ki: ‘‘Benim sayemde şu kadar puan arttırdı.’’ Halbuki biliyoruz ki orada insanlar, muhalefetin içerisindeki bazı insanlar, Meral Akşener ya da Selahattin Demirtaş yerine en güçlü aday olduğu için Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verdiler, yani Muharrem İnce'ye oy verdiler. Bunun Muharrem İnce için olduğunu hiçbir zaman düşünmedim ama kendisi hep bunu söyledi. Ve zaten sonra da parti kurdu. Sivas'ta başladı biliyorsunuz, Sivas'ta partisini kurdu ve ondan sonra adım adım gelen bir hüsran. 2018 seçimleri öncesi Muharrem İnce tam istim üzerinde giderken, kalabalıkları toplarken, ben onun Trabzon'daki bir mitingini izledim ve o mitingden sonra bir hissiyata kapıldım diyelim ya da birtakım şeyler kafamda netleşti ve döndükten sonra bir yayın yaptım. ‘‘Muharrem İnce böyle giderse çok da fazla şansı yok’’ gibi bir şey söyledim. Biraz utangaçça söyledim, çok tepki aldım. Çok yakınımdaki insanlar bana "Ya yapma, etme" dediler, muhalefette olanlar, yani CHP'ye oy verecek olanlar. Bir müddet sustum. Ondan sonra birkaç gün sonra dayanamadım, tekrar yaptım ve bayağı bir ‘‘Muharrem İnce düşmanı’’ oldum ve iktidarın destekçisi, iktidar adına vesaire... Halbuki hiç öyle değildi. Muharrem İnce aslında o mitinglerde hiçbir şey söylemiyordu. Hiç, hiç, hiç... İnsanlar oraya Muharrem İnce için gitmiyorlardı. İnsanlar oraya, kendilerini bu iktidardan kurtarabilecek bir an için gidiyorlardı ve ona katkı vermek için gidiyorlardı. İstanbul Maltepe mitingi bunun en çarpıcılarından ama o, bunu kendisi sandı ve o insanlara hiçbir şey sunmadı. Hiçbir şey sunmadığı gibi bir kadro da göstermedi. Dedi ki; ‘‘Kadromu ikinci turda göstereceğim.’’ Halbuki yoktu öyle bir kadro. Yoktu. Tek başına çıktı, mitinglerde tek başına "one man show" yaptı. İşte Zeybek oynadı, vesaire yaptı ve sonra insanları büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Seçim gecesi ortaya çıkmadı. Ondan sonra kendi partisini kurdu ama 2019 yerel seçimlerinde CHP çok büyük bir zaferle çıktı, İstanbul ve Ankara'yı aldı. Bu da tabii onun durumunu iyice zora soktu ve sonra yaşananları biliyoruz. Şimdi Muharrem İnce dönüyor, dönsün. CHP kabul ediyor, etsin. Ne olacak, ne işe yarayacak? Tabii siyaset artık bu tür insanların hayatlarına, genlerine işliyor. Böyle insanlar emekli olmuyorlar. Gelecek... Şu anda milletvekili de değil zaten, partide duracak. Hemen insanların aklına şu geliyor: ‘‘Yapılacak olan ön seçimde Cumhurbaşkanı aday adayı olur mu acaba CHP içerisinde?’’ diye düşünenler de var. Sanmıyorum o kadar olsun ama yine bir iddiası olacaktır. Bu film çok... Nasıl söyleyeyim? Aslında bu yayını yaparken hep onu düşündüm. Bu bir dram mı, trajedi mi, komedi mi? Açıkçası ilginç bir dönemdi. Özellikle 2018'den bugüne, 7 yıl süren ilginç bir dönemdi. İlginç diyorum ama çok da heyecan verici değildi açıkçası. O dönem kapanıyor, tekrar sil baştan başa dönülüyor. Herkese hayırlı olsun. Türkiye'nin bundan ne kazanacağını açıkçası pek kestiremiyorum ama bize diyecek bir şey düşmez. Alan memnun, satan memnun. Yani iki taraf da bu yeniden buluşmaktan memnunsa, bize sadece bu olayı uzaktan izlemek düşer. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
16.02.2025 Bahçeli iyi, Erdoğan kötü polisi mi oynuyor?
10.02.2025 Kürt sorununun çözümü için neler gerekli? Prof. Mustafa Erdoğan ile söyleşi
09.02.2025 Bu AK Parti’nin İstanbul’u geri alması çok ama çok zora benziyor
07.02.2025 Haftaya Bakış (253): CHP'de adaylık tartışması | Öcalan'ın açıklamasını beklerken
07.02.2025 Seçmenin siyasete ilgisizliği devam ediyor: Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
06.02.2025 AKP oyları yeniden düşüşte: Hatem Ete ile söyleşi
05.02.2025 Transatlantik: Trump gözünü Gazze'ye dikti | İran'a ABD'den maksimum yaptırım | Eş-Şara'nın Türkiye ziyareti
03.02.2025 Meral Danış Beştaş anlatıyor: Türkiye Kürt sorununun çözümüne ne kadar yakın?
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
16.02.2025 Bahçeli iyi, Erdoğan kötü polisi mi oynuyor?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı