Libya dersleri

13.09.2012 Vatan

20 yılı aşkın süredir ABD’nin yurtdışındaki üst düzey bir diplomatı bir suikaste kurban gitmemişti. Sırf bu nedenle bile Libya Büyükelçisi Christopher Stevens’ın hayatını kaybetmesinin ABD için son derece önemli olduğunu görmemiz gerekiyor. Ancak bu saldırı, birçok başka açıdan da sadece ABD değil, tüm dünya, özellikle İslam alemi için önem taşıyor. İlk aklımıza gelenleri sıralayacak olursak:

1) Dünyanın dört bir tarafında Müslümanları kışkırtmak isteyen kötü niyetliler var: Kaliforniya’da yaşadığı söylenen ve Sam Bacile adını kullanan film yapımcısı da bunlardan biri. 5 milyon dolara mal olduğu söylenen "Innocence of Muslims" (Müslümanların Masumiyeti) adlı filmin tek amacının İslam’a ve Müslümanlara hakaret etmek oluğu ortada. Kendisi de bunu gizlemiyor. Filmin bir şeye benzemediği, sırf yarattığı porvokasyon nedeniyle ilgi uyandırdığı da kesin.
2) Dünyanın dört bir tarafında kışkırtılmaya meyilli Müslümanlar var: Daha önce “Şeytan Ayetleri”, Danimarka’daki karikatür olayı vb. vesileleriyle de gördüğümüz gibi bazı radikal İslamcı gruplar, hatta kimi zaman devletler bütün bu provokasyonlara olumlu cevap vermede birbirleriyle yarışabiliyorlar. İslam dünyasında, bu tür kritik anlarda ortamı sakinleştirebilecek kurum ve kişiler de bulunmuyor. Tam tersine, en serinkanlı bilinen kişi ve kurumlar bile provoke olan kitlelerle ters düşmemek için dalgalara kendilerini bırakabiliyorlar.
3) Batı’nın ifade özgürlüğü anlayışıyla Müslümanların manevi değerlerine bağlılıkları arasında sık sık uyuşmazlıklar yaşanıyor: Müslümanların, Batı’daki geniş ve mutlak ifade özgürlüğü sayesinde kültür-sanat piyasasında yer bulan bir ürüne, kendi inançlarına hakaret ettiği gerekçesiyle karşı çıkmasını ortalama bir Batılının anlaması ve bunu kabullenmesi pek zor. Bunun sonucunda zaten varolan İslam’a ve Müslümanlara karşı önyargılar daha da artıyor ve İslam fobisine kadar gidebiliyor.
4) Batılı devletlerin İslam dünyasında “düşmanımın düşmanı dostumdur” politikasından artık vazgeçmesi gerekiyor: Libya’daki filmi biz daha önce çok görmüştük. ABD, İsrail ve kimi durumda bazı Avrupa devletleri, İslam dünyasında beğenmedikleri rejimleri ya da hareketleri tasfiye etmek, en azından etkilerini kırmak için rakip İslamcı yapılara yatırım yaptılar. Taliban, El Kaide, Hamas gibi grupların, rakiplerini altettikten sonra ilk fırsatta kendilerini başta desteklemiş olan Batılı güçlere savaş ilan ettiklerine tanık olduk. Libya’da Amerikan büyükelçiliğini hedef alanların da sırf Kaddafi’yi devirecekler diye Batılı odaklar tarafından desteklenmiş olmaları kuvvetle muhtemel.
5) Batılı devletlerin İslam toplumlarının kaderleriyle oynamaya son vermeleri gerekiyor: Bugünkü İslam ülkelerinin sınırlarının büyük ölçüde Batılı güçler tarafından çizilmiş olduğunu; şimdi de yine aynı güçlerin bu sınırları yeniden çizmeye soyunduklarını biliyoruz. Kendilerinin işbaşına getirdikleri ve yıllarca zulümlerine göz yumdukları rejimleri yıllar sonra çıkarlarıyla çeliştikleri için devirmeye kalkıyor ve bunu büyük ölçüde başarıyorlar da. Bu süreçte müdahil oldukları ülkelerde iç savaşların çıkmasını teşvik ediyor veya etmeseler bile bunları önlemek için pek bir gayret içine girmiyorlar. Sonuçta onların bu müdahalelerinin ardından söz konusu toplulukların istikrara kavuşması hiç de kolay olmuyor. Dün Afganistan, Irak böyleydi, bugün Libya’nın aynı dertten muzdarip olduğunu gördük. Bir sonraki ülkenin Mısır’ın olmasından endişelenen çok kişi bulunuyor. Tabii sırada Suriye de var.  





Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
12.01.2025 Kürtler Türkleri “satışa” mı getiriyor?
10.01.2025 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Erdoğan ve AKP'ye Suriye dopingi
10.01.2025 Haftaya Bakış (249): Özel'in kırmızı kartı | Akdeniz Belediyesi'ne kayyum | Ülkücülerin Öcalan kavgası
09.01.2025 Hatem Ete ile söyleşi: Türkiye seçimlere en erken ne zaman gider?
08.01.2025 Transatlantik: Yeni çözüm süreci tartışmalarının neresindeyiz? | Suriye'de HTŞ yönetiminde bir ay
07.01.2025 Arap dünyası yeni Suriye'ye nasıl bakıyor? Yusuf el Şerif ile söyleşi
05.01.2025 Esrarengiz bir süreç üzerine notlar
03.01.2025 Haftaya Bakış (248): Yeni çözüm sürecinde neler olacak? | DEM Parti'nin temasları | Kürşad Zorlu'nun istifası
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı